yol ayrımlarını yol ayrımı olmaktan çıkaran, yapay kavşak (böylece taraflar bir kavşağın etrafında dönüp durabilirler). belki daha verimli bir yol ayrımı, vedayı bile öngörmez; ölüm gibi gelir, kavşakları kapatır ve kimse "gitme gösterisi" yapamaz olur. halkın, devrimi değil; onun gösterisini arzuladığını söylemişti rivarol. tıpkı burada olduğu gibi, taraflar da çoğu kez bir ilişkinin tarafları olduğundan, ayrılığı değil; onun gösterisini, yani vedalaşmayı arzularlar.
vedalaşmak
giden bensem Âlâ, sevdiğimse bela. gitmeler iyidir, gidenler değil.
gidene değil de daha çok kalana koyandır.
Hoşçakal demeyi de sevmiyorum vedalaşmayı da.
Taş yerinde ağırdır arkadaş.
Ama kimi okuluna , kimi askere , kimi ahirete , kimi gurbete uğurlanıyor .
Hayat vedalaşmalara zorluyor . Yoksa kuş muyız biz göç edelim.
Yog aga sevmiyorum vedaları.
Taş yerinde ağırdır arkadaş.
Ama kimi okuluna , kimi askere , kimi ahirete , kimi gurbete uğurlanıyor .
Hayat vedalaşmalara zorluyor . Yoksa kuş muyız biz göç edelim.
Yog aga sevmiyorum vedaları.
yapılması en zor eylemlerden biri olan eylemdir.Özellikle veda ettiğin biri,sevdiğin biri olunca bu eylem daha da zorlaşıyor.
küçücük dünyanda yer verdiğin kişiyle olmasını istemediğin olaydır vedalaşmak.söylenen tüm sözlerde vedalaşmak kalana değil asıl gidene koyuyor derler ama öyle değil arkadaş asıl koyan şey vazgeçip vedalaşan kişinin tekrardan geri gelip gelmeyeceğini bilmeyen kalana koyar.kalan ya avazı çıktığı kadar bağırıcak gitme diye ya da benden bu kadar diyip o da vedalaşıcak.
Elimde,sükutun nabzını dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup,Kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!
Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta,
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!
Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru bir yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgara salıver gitsin!
Necip Fazıl Kısakürek
Elimde,sükutun nabzını dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup,Kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!
Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta,
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!
Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru bir yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgara salıver gitsin!
Necip Fazıl Kısakürek
vedalaşma işi hayatımda belki de en saçma yaşadığım durumdu. hani bir insanın hayatında devamlı tekrar eden veya buna benzeyen şeyler olur. bu veda işleri hep abuk subuk olmuştu. hele bir de ilişkide cesaretli olmayıp da telefonun ekran ve tuşları arkasına saklanıp size atılan mesajlar daha bir keyifsizdir.
hani byte'lık bir siyah beyaz veriyle anlamsız duygular havuzuna giriyorsun. bazı değerler, değer sandıklarınız hayal olmaktan öteye gidemiyor.
edit: imla
hani byte'lık bir siyah beyaz veriyle anlamsız duygular havuzuna giriyorsun. bazı değerler, değer sandıklarınız hayal olmaktan öteye gidemiyor.
edit: imla
vedalaşmak 2 çocuğunu yetim koyup gitmektir. vedalaşmak canından bir parcayi toprağın koynuna usulca koymaktır. vedalaşmak ağlaya zirlaya gitmek değildir.
hep koymuştur ve hep avutma yöntemi olarak "geri geleceğim" olmuştur.