vicdan

keskin nisanci
cemil meriç:'' çıkar konuşunca, vicdan susar.''

demiş. siz siz olun çıkarlarınız için vicdanınızı susturmayın. vicdanının sesine kulak veren insandan zarar gelmez.
ontolojik sancilarimin merhemi
bir dövüşçü değil. yapısı kapısı öyle değil. ama kendisinden güçlü, ayağı minderde daha sağlam kuvvetli adamlar tarafından ezilir. daima tokatlanır. saldırgan olmaya ve rakibinden dövüşü almaya zorlanır. hassas vicdan kolay zafer sunduğu için mütemadiyen dövüşülen yapılır. yoksa neden onunla ringe çıksınlar ki!
ihtiras limani
Vicdanına güvendiğimiz insanlara güvenebiliriz ancak. Hiçbir bağ o güvenin yerini tutamaz ve vicdanın yokluğunda işe yarayamaz. Aşk, dostluk, ailelik, sadakat, hiçbiri onun ikamesi değildir. Buna allah korkusu da dahil.. O evlilik programlarında çokça aranılan allah korkusu özelliği allah'ın hakkında ne hüküm verdiği belirsiz meselelerde iflas eder ve muhatabın vicdanı terazi olur o zaman. Bir insanı güvenilmez yapan en büyük şey, muhakemesi ile beraber vicdan mekanizmalarının çıktılarının adaletsiz oluşudur. Bu mekanizmaya sonsuz şey girebilir, ama çıkan şey bozuk bir makinadan çıkar gibi hatalı olacaktır. O zaman, ya onu sahiplenmeyecek ve zarara razı olacağız, ya da o güvenilmezlik ile ondan uzak duracağız. Yoksa " dersini almak" denen şey, tek bir senaryo için gerçekleşmiş demektir. Makinayı düzeltmektir esas olan.
ontolojik sancilarimin merhemi
çevresindeki insanların kendi felaketli hallerinden ve fiilerindeki anlamsızlıktan habersiz bir halde yaşadıklarını gören uyanmış kişi, kendi kendine '' ya onlar akılsız, ya ben. gelgelelim, bu kadar milyonlarca insanın akılsız olması ihtimalinden uzak. o halde akılsız olan benim'' der, fakat ardından hemen ''hayır, hayır; beni bu gibi fikirlere sevkeden akli vicdanın yalancı olması imkansız. bütün dünyaya ters düşsem bile, ona uyacağım'' diyerek kendi ferdi görüşüyle dünya üzerinde yapayalnız bir konumda kalır.''

işte o zaman insan vicdanının ikileştiğini hisseder. şahsi benliği ona yaşamayı emreder.

akli benliği ise yaşamanın imkansız olduğunu söyler.

varlığının bu ikileşmesi insana çok büyük ızdıraplar getirir.

insan bu ikileşme ve ızdırapların nedenlerini araştırdığı takdirde, bunun nedenini kendi aklı olduğunu hemen anlar.

evet, akıl, hayatını devam ettirmek için tabiatın zalim kuvvetlerine direnmek, hayat mücadelesinde varlığını korumak için insanın dayandığı yegane destek bu yüksek özellik iken, şimdi onun hayatını zehirlemektedir.

çevremizdeki canlılar dünyasına baktığımızda, onların taşıdıkları bütün nitelikler ve özellikler hayata ilişkin ihtiyaçlarına tam tamına karşılık gelir.

kompleks yapılı hayvanlar, böcekler ve bitkiler kendi özel kanunlarına uyarak gayet rahat ve huzur içinde hayatlarını sürdürürler.

ancak insan yaratılışının en yüksek özelliklerinden ve en seçkin niteliklerinden birisi, onu elemler çukuruna düşürür ki zamanında akli vicdanın doğurduğu hayatın çelişkisi fikrinin bu gibi dayanılmaz ızdıraplarına tahammül edemeyen insanlar, son kurtuluş çaresini intiharın korkulu sinesinde ararlar..

tolstoy