confessions

abrek

1. nesil Yazar - Seviyor ve seviliyor

  1. toplam entry 51
  2. takipçi 12
  3. puan 3705

aspava

abrek
küçükesat semti ile özdeşleşmiş bir yiyecektir.ancak son zamanlarda ankara'nın her yerine, özellikle alışveriş merkezlerine dahi açılmasıyla eski havasını kaybetmiştir. dışarıdan gelen birisi aspava'nın lokantanın adı olduğunu düşünür ancak ankaralılar ''aspava yiyek mi la'' derler. soslu soğanlı kaşarlı versiyonunu yemek için sipariş verirken 1 ssk alayım demeniz yeterlidir.

alanya

abrek
Antalya'nın hatta Türkiye'nin en çok turist çeken kemik nüfusu 300bin olan ancak özellikle yılın şu günlerinde 1milyondan fazla insanın bulunduğu ilçe.

Okurcalar ve konaklı taraflarında yoğunlukla oteller, merkez kısmında ise daha çok eğlence mekanları mevcut. En büyük sıkıntılarından biri yoğun nem, diğeri de yemek yiyecek doğru düzgün mekan olmaması.

olimpos

abrek
Burayı çok sevmiştim ilk gittiğimde. Özellikle kadir'in ağaç evleri.. Ancak biraz dağınık geldi bana. Her yer her yerde derler ya aynen öyle.

Bir de yiyecek doğru düzgün bir şey bulmakta zorlanmıştım. Kardeşim burası ankara'da yaşayan konyalılar derneği mi? Her yerde gözlemeciler, yerlerde gözlemeciler kimin bu gözlemeciler bilemiyorum..

zengin sözlük moderasyonu

abrek
yazarların sözlükte karşılaştığı sorunlara kısa zamanda çözümler bularak dönüş yapan güzel insanlardan oluşuyor. sözlüğe üye olduğumda ''ohoo buranın daha çok işi var'' demiştim ama gün geçtikçe gözle görülür ilerleme kaydediyor zengin sözlük. ellerinize sağlık..

ak 47

abrek
kalaşnikof olarak da bilinen adını bu silahın mucidi mihail kalaşnikov'dan alan rus yapımı seri ve tek tek atış yapabilen toza, çamura ve olumsuz arazi koşullarına dayanıklı tüfektir. basit yapısı, kolay temin edinilebilmesi ve işlevselliği ile genelde terörist gruplar tarafından kullanılır. seyyar dipçikli ve kısa olanlarına ülkemizde ''kız keleşi'' denir.

ayrıca ak 47 rus basketbolcu andrei krilenko'nun da lakabıdır.

ramazan davulu geleneği kaldırılsın kampanyası

abrek
şayet ikamet ettiğim mahallede biri kapımı çalıp böyle bir kampanya yaptığını söylese kalemi alır imzamı atarım. ben de müslümanım ve 30 gün olmasa da oruç tutuyorum. ancak ramazan davulunu bir gelenek olarak kabul edeceksek yitirilen diğer geleneklerle beraber çıplak kaldığını düşünüyorum.

osmanlı devleti zamanında şöyle bir adet vardı. durumu olan aileler iftar sofralarına çoğu akşam ihtiyaç sahiplerini davet ederdi. gelen misafirler sahura da kalırdı ve sahuru yapar öyle ayrılırdı evden. ayrıca evdeki yemeklerden de onlara yolluk hazırlanır eli boş gönderilmezdi. günümüzde insanlar ramazan ayı boyunca 1 ya da 2 kere sevdikleri aileleri davet edip görkemli sofralarda tıka basa yemek yiyerek güle oynaya iftar yapıyorlar. kimse kendini kandırmasın artık toplumuzda biraz götü başı doğrultan ensesi kalın insanlar fakirlerden iğrenmeye başlıyor bile. yoksullara yemek verirken kim en kallavi misafirlerine çıkardığı yemek takımlarını kullanıyor? ben görmedim.

ben oruç ibadetini mantığa aykırı bulmuyorum. ancak uygulanış şekli fazlasıyla mantıksız ve bence böyle oruç tutan insanlar boşu boşuna akşama kadar aç kalıyor. haliyle oruç bir ibadet olmaktan çıkıp ramazan geleneğine dönüşüyor.

bir de fitre var tabii. durumu iyi olan insanların ihtiyaç sahiplerine verdiği sadaka olarak tanımlanıyor fitre. diyanet işleri başkanlığı bu yıl fitre miktarını 16 tl olarak belirlemiş. 16 tl'yi ihtiyaç sahibi birine veriyorsunuz ve diyorsunuz ki ''bu benim fitrem.'' 16 tl ile ne yapılabilir allah aşkına! dışarıda en dandik tek kişilik iftar menüsü bile 25-30 tl'den başlıyor.

davul konusuna tekrar gelecek olursak; ben dün gece arkadaşlarla dışarıda oturuyordum. saat 1'de geldi bir davulcu çalmaya başladı. ne mani var ne ritm. dayımın yaşını doldurmamış kızı eline verdikleri tefe çok daha güzel vuruyor. haliyle sövdüm içimden ''siktir git başka yerde çal'' diye. kuru gürültüden başka bir şey değildi. ayrıca diyoruz ya ''%90 müslüman bir toplumuz'' diye. oraya hiç girmek bile istemiyorum. bir mahallede migren ağrılarından kafasını duvardan duvara vuran insan da olabilir, uyku sorunu çeken ve yarım saat önce zor bela uykuya dalmış biri de olabilir. sabah önemli bir toplantısı olduğu için uyuması gereken biri de olabilir. bunların dışında ne var biliyor musunuz? yiyecek yemeği olmadığı için sahura kalkmadan su içip uyuyan insanlar var. o adamı sahura kaldırıp yaşadığı yıkımı düşünün. ama davul geleneğimiz öyle değil mi kalksın herkes.. eğer bir geleneği yaşatacaksak önce ramazanı ramazan yapan diğer geleneklerimizi ayakta tutalım. kuru gürültü değildir bence gelenek.

şunu da unutmayın; ramazan ayı her evde coca cola reklamlarındaki gibi şen şakrak geçmiyor.

son dönemlerde sayıları artan askeriye konulu diziler

abrek
önceden izlediğimiz sakarya fırat, emret komutanım gibi dizilerin yerini son dönemde televizyonlarda yer bulan 3 dizi aldı. isimsizler, savaşçı ve söz..
15 temmuz sürecinde yaşanan olayların ardından askerliğini yapmayanını bırakın ev hanımları bile ateşli silahlara aşina oldu diyebiliriz. bir gece f16 savaş uçakları ülkenin merkezi yerleşim yerleri üzerinde uçtu. tanklar sokaklarda idi. üstüne üstlük elleri silahlı binlerce insan. bu dalgayı arkasına alan yapımcılar apar topar sürdü dizileri piyasaya. yüksek reyting oranlarıyla da izleniyorlar bildiğim kadarıyla.

içlerinden sadece söz dizisini izledim. 8 bölüm oynadı şimdiye kadar ve 7 bölümünü izledim. 8'i de izleyeceğim. mantıksız tonla sahne buluyorum, beni duygulandırmıyor da açıkçası. meraktan izliyorum sadece. eğer silahlı kuvvetlerimizin işleyişini az çok bilmiyor olsaydım bu diziyi izledikten sonra bordo bereli olmak isterdim. güneydoğu'da görevli bir asker özel görevle istanbula gönderiliyor altında ferrari vs. kışladan istedikleri zaman çıkıp cafede, otelde doktor, gazeteci ayarlayıp takılıyorlar. tamam bu diziyi izleyen çevreyi genişletmek için bir de aşk öyküsü barındırması lazım senaryonun ama özel kuvvetler personeli öyle kafasına göre kotu deri ceketi giyip nereye çıkıyor allah aşkına!

ancak gerçek hayatta öyle izlediğimiz gibi olmuyor her şey. birisi çıkar da bir gün bu dizilerden birini gerçek yaşanmış hayat hikayelerini derleyip çekecek olursa ne riskli birimlerde görev yapan personelin ailesi rahat oturabilir ne de insanlar bu kadar heves eder eline silah almak için. tabi bu sadece benim görüşüm. onun dışında tıkır tıkır işleyen bir döngü ve bu işin kaymağını yiyen insanlar var. var olmaya da devam edecekler.

mega show

abrek
Ankara maltepe'de bulunan ve bana göre Ankara'nın en güzel pavyonudur. Ramazan ayının gelmesine bir gün kaldı. Ufaktan bir iki duble içenler şimdi megaya doğru ufaktan yol almaya başlamıştır. Son voller, son konular gençler. Ey çek eeeyy!
1 /