confessions

adreanna

1. nesil Yazar - arkadaş canlısı

  1. toplam entry 451
  2. takipçi 39
  3. puan 11706

zengin sözlük

adreanna
Gittikçe ısındığım, şu ana kadar rahatsız edici hiçbir başlık ve yazar ile karşılaşmadığım, varlığının daim ve güçlü olmasını istediğim sözlük.
Saçma nesil muhabbetlerinden, trollükten uzak; bilgi ve paylaşım esaslı bir sözlük olması dileği ile.

Küçük bir not:yazar ve entry kaygısı gütmeyin. Sırf entry sayısı çok olacak diye her türden insanı aşağılamaya yönelik içerikler, amacı tamamen sapkınlık olan ve tacizde bulunan yazarlarla karşılaşmak son isteğim. Diğer sözlükler gibi hayal kırıklığı ile veda etmek istemem buraya.

instela

adreanna
Kötü sözlüğün en berbat dönemlerinde zombi olma kararı aldığım vakit gördüğüm en güzel mavi gözlere sahip bir kadının daveti üzerine kayıt oldum. Seviye başta çok aşağı gelmişti sonra zamanla takip ettiğim yazar profillerinin ortamı kaliteli hale getirdiğini anladım. Sonuç mu? Uçuruldum. Sebep mi? Kime sorsanız anlatır!

erkek düşmanlığı

adreanna
aynı kadın düşmanlığında olduğu gibi erkeğe cinsiyet rolleri vermek, erkeği objeleştirmek, erkekler hakkında genelleme yapmak, ve cinsiyete bağlı ayrımcılık.

Çoğu zaman feminizm adı altında yapılandır. Şiddetle kınıyorum!

zengin itiraf

adreanna
Ablam gidiyor... giderken onunla vedalaşamayacak olmak bok gibi hissettiriyor. Evimden uzakta olmak bok gibi hissettiriyor. Eve her dönüşümde bir kişi eksilmiş oluyor. Eski günleri özlüyorum. Evin şenlik yeri gibi olduğu o kalabalık günleri, kalabalık sofraları. Tek başıma yemek yemek bok gibi hissettiriyor. Koşturmaktan terleyip, üstüne soğuk su içip hastalanmayı özledim. Nedeni belirsiz bir hastalıkla tek başıma uğraşmak bok gibi hissettiriyor. Büyümek bok gibi hissettiriyor.

insanların inandıkları değerlerine hakaret etmek

adreanna
Tek bir sebebi var; "tahammülsüzlük" böyle yetiştirildik çünkü. Tek doğru varmış gibi yetiştirildik. Kimi büyüdükçe, öğrendikçe bilinçlendi ve sıyrıldı bu tahammülsüzlükten; Kimi üstüne nefret kata kata geldi. Sonuç ortada, yiyip bitiriyoruz birbirimizi. Yazık!

Ayrıca unutmadan;
fikrini beyan et, karşıt fikirden, görüşten olduğunu belli et, çizgiyi aşmadan eleştirini yap. ama hakaret mi? orda dur.
had bilmek önemli!

yalnız yaşamak

adreanna
Son ses müzik dinlemek, yarı veya tam çıplak dolaşmak, tuvalet ve banyonun kapısını kapatma zorunluluğunun olmaması, banyoya girmeden dolaşarak sigara içmek... uzar gider bu böyle kısacası dört duvar arasında en özgür olmak.

zengin itiraf

adreanna
Yabancı bir yatakta savunmasız hissediyorum. Akraba evi falan dinlemiyor aklıma türlü türlü senaryolar geliyor. Her an üstüme tavan çökecek, camdan içeri mermiler yağacak, prizlerden alevler çıkacak gibi. Ruh hastasıyım evet. Gidip sigara yakacağım.

ayran

adreanna
milli falan seviyorum ben ayranı.

bol köpüklü, köy yoğurdundan yapılmış güzel bir ayran, yanına diyarbakır umut ciğercisinden 4 şiş, bir tabakta soğan salatası. allahım sana geliyorum.

tartışılacak kişide aranan özellikler

adreanna
eğer ağız tadı ile bir tartışma istiyorsanız muhattabınızda bazı özelliklerin mevcut olması gerekmektedir.
1-en az lise diploması
2-yazım imla kurallarına hakim olması, yabancı kelime kullanımından kaçınması
3-seviye bakımından denginiz olması
4-ince göndermeler yapabilmesi
5-eğer sözlük vb. platformlarda ise yazdıklarınızda açık aramaya kalkarak vakit kaybetmek yerine tartıştığınız konuda fikirlerini destekler nitelikte cümleler kurması (aksi takdirde açığınızı bulamadığı gibi profilinizden edindiği bilgiler ile orda burda kültürlüyüm imajı çizmeye çalışır)

aşık olunan ilk ünlü

adreanna
4.5 yaşındayım yaz mevsimi doğuş bir şarkı ve afilli bir klip çekmiş. teselli demeye dönmeyen dilimle ne setelli verdin banaa diye inletirmişim evi. klibi çıkınca pür dikkat kesilirmişim televizyona. okul çağlarımda aptalca gelmeye başlamıştı tabi arkadaşlarımın bir ünlüye aşık olması falan.

kürtçe

adreanna
yüzyıllardır nice aşığın bu lisanla kavuştuğu, nice ölümün ardından bu dil ile ağıtlar yakıldığı, nice bebeğin kundakta bu dilden ninnilerle büyüdüğü gerçeğini kimsenin yok saymaya gücü yetmez. yeryüzünde onlarca dil varken bizim dilimiz birkaç kendini bilmezi rahatsız ediyorsa eğer bunun tek sebebi bizim dilimize sahip çıkıyor oluşumuzdur. kendi çocuklarımıza, bir sonraki nesile bu dili aktaracak olmamızdandır. kürtçe bir dildir. vardır, var olmaya devam edecektir.

ezginin günlüğü

adreanna

Ezginin Günlüğü
Ezginin Günlüğü, 1982 yılında, İstanbul'da kuruldu. 1980 yılında yapılmış olan askeri darbe yönetiminin baskılarının en yoğun şekilde hissedildiği bu yıllarda, insanların bir araya gelmesi engellendiği için, konser gösteri gibi etkinlikler düzenlemek, bir müzik albümü çıkarmak çok zordu ve bir sürü engelle karşılaşıyordu. Ezginin Günlüğü, bu yıllarda, muhalif bir ses olarak ortaya çıktığı için, bütün bu uygulamalardan nasibini alarak yoluna devam etti.

Bu ilk yıllardaki repertuarında, hem geleneksel halk türküleri ve hem de grup üyeleri tarafından, Nazım Hikmet, Shakespeare, Ritsos, A. Kadir, Mevlana, Kavafis, Paul Valéry, Orhan Veli, Ömer Hayyam, G. Lorca, Şeyh Galip, Sadi gibi çeşitli Türk ve dünya şairlerinin şiirleri üzerine bestelenen kendi şarkıları yer alıyordu.

Emin İgüs, Hakan Yılmaz, Şebnem Ünal, Vedat Verter ve Nadir Göktürk tarafından oluşturulan müzik altyapısını, sahne üzerinde 10 kişilik bir ekiple uygulayan Ezginin Günlüğü, ilk konserini Ocak 1983'te İstanbul'da, Hodri Meydan Kültür Merkezi'nde verdi. Bu ilk konserin kayıtları daha sonra, “İstanbul Konserleri” adı altında kaset olarak da bastırıldı. Daha sonra da İstanbul, Ankara ve İzmir'de birçok konser gerçekleştiren Ezginin Günlüğü, 1985 yılında ilk stüdyo çalışması olan 'Seni Düşünmek' albümünü yayınladı. Long Play ve kaset olarak basılan bu çalışma öncesinde grubun kadrosunda birtakım değişiklikler olmuş, Tanju Duru ve Cüneyt Duru gruba katılmış ve ekip Emin İgüs ve Nadir Göktürk'le birlikte, dört kişilik bir çekirdek kadro oluşturmuştu. 1986 yılında 2. LP çalışması olan 'Sabah Türküsü' gerçekleştirildi. Emin İgüs'ün askerlik döneminde gerçekleştirilen bu çalışmada şarkıları Hakan Yılmaz ve Gülnaz Göver seslendirmişti.

Bu yıllarda Ezginin Günlüğü'nün sahne repertuarında önemli bir bölümü de Azeri şarkı ve türküler oluşturmaktaydı. Bu yüzden, 1987 yılındaki 3. Albüm çalışması olan 'Alagözlü Yar' Azeri müziği üzerine yapıldı. Bu çalışmada, daha önce Mustafa Bülbül, Reşit Behbudov gibi çeşitli Azeri sanatçılar tarafından yorumlanmış Azeri mahnılar kaydedildi. Gene bu albümde, Üzeyir Hacıbekov'un 'Arşın Mal Alan' operetinden 'Gülçehre'yi de Şebnem Ünal seslendirdi.

Daha sonra, 1988 yılında 'Bahçedeki Sandal' ve 1990 yılıda da 'Ölüdeniz' albümleri çıktı. Bu iki albümün repertuarı, tamamen grup üyeleri tarafından bestelenmiş, çeşitli şairlerin şiirlerinden oluşmaktadır.

1990 yılının sonlarında grubun kadrosunda çok önemli bir değişiklik oldu. Bu süreçte, farklı müzikal ve profesyonel arayışlar gerekçesiyle, Emin İgüs, Cüneyt Duru ve Tanju Duru gruptan ayrıldılar. Eski ekipten kalan tek eleman olan Nadir Göktürk, grubu yeniden oluşturma doğrultusunda çalışmalara başladı. Daha önce grubun çeşitli stüdyo çalışmalarında bulunmuş olan Fatih Saçlı ve 12 Eylül askeri darbesi yüzünden uzun yıllardır Hollanda'da yaşamak zorunda kalmış olan Hüsnü Arkan'ın katılımıyla, Ezginin Günlüğü, yeni bir döneme girmiş oldu.

1991 yılındaki Almanya turnesi, grubun yeniden toparlanması sürecini hızlandırdı. Ve, Hüsnü Arkan (vokal), Arzu Bursa (vokal), Fatih Saçlı (flüt), Nadir Göktürk (keyboard), Sedat Yapıcı (gitar), Erkan Gürer (bas), Güven Şancı (davul) grubun yeni kadrosunu oluşturdu. Ama daha bu oluşum süreci tamamlanmadan, 'İstavrit' albümünün kayıtları tamamlandı. Bu albümün özelliği, grubun ilk kez, çeşitli şiirlerin yanında, kendi şarkı sözlerini de üretiyor olmasıdır. 1993 yılındaki 'İstavrit' albümü, hem Hüsnü Arkan'ın solistliğinin getirdiği 'sound' değişikliği ve hem de 'şarkı sözü' yazımının getirdiği farklılıklarla, Ezginin Günlüğü'nün artık yeni bir sayfa açmakta olduğunu hemen belli etmişti. Gene bu yıllarda hem askeri yönetimin yavaş yavaş sivilleşmesi ve hem de Türkiye'de özel televizyonların yayın hayatına girmesiyle, daha önce devlet televizyonunda sansürlenen Ezginin Günlüğü bu özel kanallarda yer almaya başladı. Özellikle 1995'de yayınlanan 'Oyun' albümü, klipleri de yayınlandığı için, Ezginin Günlüğü'nün popülaritesini çok artırdı. Daha önce üniversite gençliği ve çok sınırlı bir dinleyici kitlesi tarafından tanınırken, bütün Türkiye tarafından tanınan bir grup haline geldi. Özellikle 'Düşler Sokağı' adlı şarkısı, albüm satışlarını 100.000'lerin üzerine çıkardı.

1996 yılında 'Ebruli' albümüyle gruba solist olarak Feyza Erenmemiş katıldı. 1997'de eski şarkıların tekrar seslendirilmesinden oluşan 'Hürriyete Doğru', 1998'de 'Aşk Yüzünden', 2000'de 'Rüya' ve 2002'de 'Her Şey Yolunda' adlı albümler yayınlandı. Bu tarihte Eylem Atmaca gruba katıldı. Daha sonra, 2003'te 'İlk Aşk', 2005'te 'Dargın mıyız' albümleri yayınlandı. 2007'de ise, grubun kuruluşunun 25. Yıldönümü dolayısıyla, bir tür tribute albüm olarak 'Çeyrek' yayınladı. 'Çeyrek'te, grubun 25 şarkısının, Türkiye'nin önde gelen 25 şarkıcısı tarafından yapılan seslendirmeleri yer almakta. Daha sonra, 2010 yılında da 'Eski Arkadaş' albümü, 2015 yılında ise grubun 17. albümü olan 'İstanbul Gibi' albümü yayınlandı.

Ezginin Günlüğü'nün yaptığı kayıtlarda, grup üyeleri dışında, birçok müzisyen arkadaşımızın da katkısı bulunmaktadır; Sumru Ağıryürüyen (vokal), Ebru Kalabas (vokal), Ayşegül Uslu (geri vokal), Alpdoğan Türeci (geri vokal), Ebru Yılmaz Kale (geri vokal), Bora Yalçınduran (geri vokal), Göksun Doğan (klarinet), Cem Doğan (Viyola), Hüseyin Kaya (piyano), Doğan Dikmen (ney), Güneş Uras (flüt), Kent Mete (viyolonsel), Erhan Pamukbezci (vurmalı), Metin Keşkek (trompet), Zafer Oğuz (davul), Levon Balıkçıoğlu (akordeon), Halis Bütünley (vurmalı), Tanju Erol (klarinet), Ömer Özgeç (gitar), Reyend Bölükbaşı (viyolonsel), Atilla Altınkeser (bas), Cezmi Başeğmez (davul), Güneş Demirci (gitar), Özgür Yurtoğlu (gitar), Serdar Gönenç (vurmalı), Uğur Ustaoğlu (flüt), Mustafa Süder (viyola, keman, klarinet, saksafon), Erkan Oğur (ud, gitar), Selim Atakan (piyano), Göksel Baktagir (kanun), Ayşe Tütüncü (piyano), İlyas Mirzayev (piyano), Özer Arkun (viyolonsel), İsmail Soyberk (bas), Yurdal Tokcan (ud), Can Göktürk (geri vokal, saksofon, fagot), Kamil Özler (gitar), Renato Voglino (bandeneon), Hüsnü Şenlendirici (klarinet, trompet), Sinan Çelik (kaval), Tolga Bedir (keman, piyano), Ant Şimşek (gitar), Cemal Kaplan (vurmalı), Erdem Sökmen (gitar), Fahri Ünlüce (keman), Çetin Akdeniz (bağlama), Deniz Bayrak (gitar), Muammer Ketencoğlu (akordeon), Cem Aksel (davul), Oğuz Büyükberber (bas klarinet), Kaan Gökhan Varol (piyano), Kadir Şan Tarhan (gitar), Mehmet Akatay (vurmalı), Memduh Akatay,(vurmalı), Cem Gezginti (davul), Altuğ Öncü (keman, cümbüş), Göksun Çavdar (klarinet), Poyraz Baltacıgil (viyolonsel), Şenel Yolal (vurmalı) çalmışlardır.

Türkiye'de onlarca şehirde konserler veren Ezginin Günlüğü, Almanya, Hollanda, İsveç, Belçika, İngiltere, Gürcistan, Kıbrıs gibi değişik ülkelerde de birçok konser gerçekleştirmiştir.

2010 yılında grubun solistlerinden ve aynı zamanda şarkı yazarlarından Hüsnü Arkan gruptan ayrıldı. Ezginin Günlüğü, 2014' te Çağrı Çetinsel'in gruba katılışına kadar, vokalist ve gitarist Murat Kurt'la çalışmalarına devam etti. Gene, 2017 yılında ise Eylem Atmaca'nın ayrılmasıyla Deniz Sujana vokalist olarak katıldı.

Grubun, şu anki kadrosu: Deniz Sujana, Çağrı Çetinsel, Cafer İşleyen, Can Göktürk, Nadir Göktürk, Erkan Gürer ve Levent Bursalı'dan oluşmaktadır.http://www.ezginingunlugu.com.tr/ezginin-gunlugu/tarihce

ezginin günlüğü dinlemeden bittiyse gençliğiniz hiç ilk aşktan söz etmeyiniz.

kadınların ilişkilerde mutsuz olma nedenleri

adreanna
Nelerden mutlu olduklarını ayıpmış, günahmış gibi gizlediklerinden mutsuzlar, mutsuzuz.
Belirli ilişki kalıpları varmış gibi hep aynı monotonluktan ilişkiyi yürütmeye, ayakta tutmaya çalıştıklarından mutsuzlar, mutsuzuz.
Belki sabah bir "günaydın" mesajı değil de öğlen vakti durduk yere "özledim seni" mesajı almak daha mutlu edecek ama kuralları çiğnemiş gibi o günaydın mesajı neden atılmadı diye tartıştıklarından mutsuzlar, mutsuzuz.