arapça; toplama, toplanma, bir araya gelme, meclis gibi anlamları olan kelime.
- toplam entry 630
- takipçi 20
- puan 14049
inşaat mühendisi, siyasetçi, türk halk müziği sanatçısıdır. özellikle ege yöresine ait türküleri çok iyi seslendirir ve bir o kadar güzel şekilde saz çalar.
(bkz:deniz üstü köpürür)
(bkz:deniz üstü köpürür)
(bkz:uzun mesafe ilişkisi)
asıl mesleği gazetecilik olan, ama bu aralar hafiyelik yapan, saçları her daim ahenkle dans eden programcı ablamız.
kanın vücutta pompalanmasını sağlayan kas, sıcak bir organ. sıcak olduğundan sanırım gönül işleriyle de bağlantılı.
bazı insanların karşısında daha da hızlı atıyor bu meret, böyle heyecanlandırıyor insanı vs. vücut da ısınıyor bundan dolayı, terlemeler, kızarmalar...
ama ne oluyorsa bi süre sonra soğumaya başlıyor, başta üşütüyor ama zamanla alışıyor insan. sonra daha da daha da soğuyor. bir süre sonra buz tuttuğunu fark ediyorsunuz ama bu sizi rahatsız etmiyor, iyice alışıyorsunuz çünkü bu duruma. bu şekilde yaşamaya devam ediyorsunuz güzel güzel. taa ki sıcacık bir el gelip ona dokunana kadar, başta direniyorsunuz buna, çünkü bu buz tabakası korumaya alıyor kalbi, erisin istemiyorsunuz. ama olmuyor işte, buz erimeye kalp tekrar ısınmaya başlıyor, tekrar attığını hissediyorsunuz, bu biraz acı veriyor başta ama buna da alışıyor insan. tam buzlar eridi, kalp kendine geldi derken her şey b.ka sarıyor ve başa dönüyor, kalp soğumaya, insan alışmaya başlıyor.
kısır döngü sanırım bu, isimler, yüzler, anılar değişiyor ama sonuç hep aynı. buz tutmaya mahkum.
bazı insanların karşısında daha da hızlı atıyor bu meret, böyle heyecanlandırıyor insanı vs. vücut da ısınıyor bundan dolayı, terlemeler, kızarmalar...
ama ne oluyorsa bi süre sonra soğumaya başlıyor, başta üşütüyor ama zamanla alışıyor insan. sonra daha da daha da soğuyor. bir süre sonra buz tuttuğunu fark ediyorsunuz ama bu sizi rahatsız etmiyor, iyice alışıyorsunuz çünkü bu duruma. bu şekilde yaşamaya devam ediyorsunuz güzel güzel. taa ki sıcacık bir el gelip ona dokunana kadar, başta direniyorsunuz buna, çünkü bu buz tabakası korumaya alıyor kalbi, erisin istemiyorsunuz. ama olmuyor işte, buz erimeye kalp tekrar ısınmaya başlıyor, tekrar attığını hissediyorsunuz, bu biraz acı veriyor başta ama buna da alışıyor insan. tam buzlar eridi, kalp kendine geldi derken her şey b.ka sarıyor ve başa dönüyor, kalp soğumaya, insan alışmaya başlıyor.
kısır döngü sanırım bu, isimler, yüzler, anılar değişiyor ama sonuç hep aynı. buz tutmaya mahkum.
afrika kökenli uçamayan bir kuş türüdür. kocamanlar.
televizyonlarda bilgilendirme amaçlı yayınlanan ve genelde insanın yüreğine yüreğine işlemek için elinden geleni yapan zorunlu yayın.
bir kişi, kurum ya da topluluğa özel olarak verilen ayrıcalık, üstünlük. arapça meyz (میز) kelimesinden türemiştir.
1981 doğumlu, şarkıcı, besteci, oyuncu. sanat hayatına reklam filmleriyle başlayıp, sinema ve televizyon programları ile devam etmiştir. tabi bu sırada albüm yapmayı da ihmal etmemiş, bizlere güzel şarkılar armağan etmiştir.
show tv'de yayınlanan komedi programı. yanlış hatırlamıyorsam yayın hayatına insanlar alemi olarak başlamıştı. daha sonra hem oyuncu kadrosu genişledi, hem program aldı yürüdü.
annelerin spagetti anlayışı. e kadın nasıl spagetti desin, hem zaten mis gibi çubuklu makarna varken.
asker kökenli, maceraperest programcı. insan doğaya karşı diye diye başına bir iş gelecek bu adamın. yemediği şey, aşmadığı dağ, geçmediği deniz kalmadı yani kısaca alanında oldukça başarılı.
içinden inci çıkarılabilen, denizin derinliklerinde yaşayan, içi yumuşak dışı sert kabuklu, deniz canlısı.
(bkz:midye)
(bkz:midye)
(bkz:çubuk makarna)
(bkz:lugat)
2005 yılında yayınlanmış, oldukça geniş hacimli, üç ciltten oluşan sözlük. çok ciddi emek verildiğinden mütevellit oldukça değerlidir. ayrıca internet sitesi de mevcut. bu sitede kelimelerin kökenleri ve orjinal yazımlarını bulmanız mümkün.
türkçe okunuşu ile muhsin namcu. iranlı besteci, şarkıcı, yazar, müzisyen. meşhed şehrinde dünyaya gelmiş ve olağan üstü şarkılar yapmıştır. iranda yasaklı olmasına rağmen, yaptığı şarkılar ve müzik sayesinde çok ciddi kitlelere ulaşmış ve dünyaca ünlü bir sanatçı haline gelmiştir. ben favorimi buraya bırakıyorum.
bendirin zilli ve daha geniş olan versiyonudur. üzerinde genelde farsça bir bir beyit ya da pers kadınlarından bir figür bulunur. çalınmaya başlandığında insanı cidden alıp götürür. en güzel örneklerinden birisini de Mohsen Namjoo - Shirin şarkısında dinleyip kendinizden geçebilirsiniz.
klasik türk müziğinde vurmalı bir çalgı, genelde deriden yapılıyor ama son zamanlarda kullanım kolaylığı açısından plastik olanları da oldukça yaygınlaştı. tasavvuf müziğinde çok kullanılmasının yanı sıra doğu kültüründe oldukça yaygındır, mevlütlerde, düğünlerde sıkça kullanılır. ayrıca zilsiz olması erbane ile arasındaki en önemli farktır.
kanımca sosyal paylaşım sitesinden çıkmış bir alışveriş sitesi haline dönmüştür. he bir de zaman zaman kızlara yürünüyormuş, ben öyle duydum.
ingilizce'ye en çok kelime kazandıran kişi imiş kendileri.
yayın hayatına 'bu tarz benim' olarak başlamış, moda adı altında nerde abuk subuk, ruh hastası bir karakter/tip varsa hayatımıza sokmuş olan, moda/stil/tarz programı.
(bkz:nihal candan)
(bkz:bahar candan)
ayrıca bu sekizinci sezonmuş. allah'ım ne kadar çok maruz kalmışız.
(bkz:nihal candan)
(bkz:bahar candan)
ayrıca bu sekizinci sezonmuş. allah'ım ne kadar çok maruz kalmışız.