bir istanbul trajedisi

ayrıca bir sezai karakoç şiiridir.

Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın
Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen
Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin
Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir
Sen kaç köşeli yıldızsın

Fabrika dumanlarında resmin
Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun
Hâtırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi
Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun

Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana
Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
Sen kaç köşeli yıldızsın

(1954, Nisan)

2.

Evlerinin içi ayna döşeli
Ayna hâtıra gözler ve sevmek
Benim aşkım bin bir köşeli ah bin bir köşeli
Bir köşe gidince bin köşe yeniden gelecek
Ayna hâtıra gözler ve sevmek

Evlerinin içi kabartma bahar
Köşelerinde keklik gibi bakıp duran saksılar
Halıları öpe öpe nakış yapar nakış gibi ayaklar
Siz söyleyin insan seve seve ölmez ne yapar
Köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar

Evlerinin içi yeni güllerden
Görülmemiş güneşleri görülmemiş gözlerine getiren
Sağ köşedeki entari sol köşedeki şapka
Beni katil suların ortasına bıraka
Katil sular güneşi gözlerinden götüren

Evlerinin içi gurur döşeli
Benim aşkım bin bir köşeli ah bin bir köşeli

(1954, Mayıs)

3.

Sen geldin ve benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi ve üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin
Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
Bulutlar geldi altında durduk

Konuştun güneşi hatırlıyordum
Gariptin yepyeni bir sesin vardı
Bu ses öyle benim öyle yabancı
Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı

Dişlerin öpülen çocuk yüzleri
Güneşe açılan küçük aynalar
Sert içkiler keskin kokular dişlerin
İçinden geçilen küçük aynalar

Ve güldün rengârenk yağmurlar yağdı
İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı
Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı

Sen geldin benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin

(1954, Mayıs)

4.

Taşların ortasında Leylâ'nın gözleri
Leylâ köşe köşe göz göz şiirin ortasında
Ben Leylâ'yı bulduğumdan yahut kaybettiğimden beri
Leylâ ya o adamın bardağında ya o dağın ortasında

Ben Leylâ gibi güneş doğarken uyanamam
Şehir gece gündüz benim içime uyur
Leylâ'yı götürüp Londra'nın ortasında bıraksam
Bir bülbül gibi yaşamasını değiştirmez çocuktur

Leylâ diyorsam kesik yanaklarıyla Leylâ
Üç köşeli dünyasıyla
Okuyla yayıyla yaylasıyla acımasıyla
Leylâ diyorsam şu bizim gerçek Leylâ

Biz seni işte böyle seviyoruz Leylâ

O gitti bize ağlamak kaldı kala kala

(1954, Aralık)

5.

Beni yeraltı sularına karşı iyi savun
Tırnağını taşa sürten yitik keçilere karşı
Bu çeşmenin üç köşesinden hangisinden su içecek
Senin bahtsız ve mesut Eyyub'un

Atların en güzel biçimini sessizce kalbime indiriyor
İçimde İstanbul çalkanırken bozbulanık çeşme
Bir dans için can vermeğe hazır bekliyorum
Sen orda gelirayak kuklalara insan gibi konuşmasını öğretme

Su akıyor birikiyor kan lekeleri
Kurtulsam diyorum bir eser buna engel
Öyle büyüyor öyle çoğalıyorsun
İstanbul kalmıyor

Hangi köşesinde huzur o köşesinde sen
Hangi köşesinde yeni çağlara uygun odalar
Ben bölünmez bir şairsem
Sen bölünmez bir anne
Bir çeşme

(1956, Haziran)

ne yazık ki her zaman adalet getirmez. ya da ülkemiz şartlarında öyle bilemiyorum.

arapça olarak kelime anlamı ziyaret kökünden, ziyaret edilen yer anlamına gelir. ama türkçeye geçişinde değişiklik olmuş ölülerin gömüldüğü yer anlamında kullanılmaya başlamıştır. bizim kullandığımız anlamda mezarın tam karşılığı kabirdir.

ayak yolunun gerçekten ayak yolu haline gelmesiyle sonuçlanacaktır. sağlıklı olduğu kadar da dışarda işleriniz varsa oldukça risklidir.

gelinin saçına takılan süs, mücevher. ayrıca bu isimde bir de bitki mevcuttur.

(bkz:Zülf-i arus)

şu sıralar günde 10 kere falan dinliyorum sanırım. yanık yanık söylüyor zalımlar.

şu sıralar kırtasiye fuarına ev sahipliği yapıyor. ilgilenenlere duyurulur.

vine'da başladığı videolarına instagram ve twitter'da devam eden ve sanırım youtube olayına bulaşmayan tek sosyal medya fenomeni. özellikle başına seccade bağlayarak canlandırdığı babaanne tiplemesi favorimdir.

Avustralya'nın Victoria eyaletinin başkentidir. yaklaşık 3.7 milyon nüfusa sahiptir.

ayrıca 2014 yapımı bir iran filmi. başrollerini Nigar Cevahiriyan ve Peyman Muadi paylaşıyor. eğitim için Avustralya'nın Melbourne şehrine gidecek olan genç bir çiftin yola çıkmadan önce başlarından geçen bir takım olayları anlatıyor. izlemenizi tavsiye ederim.

koca yaşlı şişko dünya adlı parçaları oldukça iyi. bu arada nerdeyse 1 yıldır bu adamların tipini görmeden dinlemişim bu şarkıyı şimdi fark ettim. ilk kez izliyorum klibi.

ayrıca bir sagopa kajmer şarkısıdır.

sevdiği iki gözü ellere yar olan sevdiceğin ağıdı. trakya yöresine aittir.

sözlüğün bereketini kaçırdığından mütevellit fakirlik sebebidir.

hemen herkesin okul hayatı boyunca 1-2 kere kullandığı, mekanik kurşun kalemleri ile meşhur kırtasiye ürünleri markası. en çok kullanılan sanırım tikky ve rapid modelleridir. rapid modeli düz siyah olup tikky modelleri renk renk çeşit çeşittir. ayrıca rotring kırmızı halka anlamına geldiğinden dolayı tüm modellerinde kırmızı halka mevcuttur.

her ne hikmetse oturduğum çevrede bir bir atmlerini kaldıran banka. zaten olanlar da genellikle çalışmıyor. hayır bana mı bir garezi var yoksa ülke genelinde mi böyle bir problem yaşanıyor bilmiyorum ama illallah ettirdi artık.

ağırlıklı olarak tesettür giyim markalarının ürünleri satan alışveriş sitesi. bir dönem de yayınladığı reklamda, ufaktan dans ettirdiği kapalı kızlarla baya dikkat çekmişti ama sanırım şimdilerde unutuldu gitti.

fiyat-kalite olarak değerlendirmek gerekirse fena değil bence, zaman zaman tercih edilebilir ama yine de çok ucuz olduğu söylenemez. gerçi ipek bir şalın 150-200 liraya satıldığı bir piyasada bir kazağa 50 lira paha biçmek çok gelmiyor artık. böyle de müsrif bir hale gelmişiz işte.

(bkz:overlok makinesi ayağınıza geldi)

izlemeye başladıktan sonraki ilk on - on beş dakika gayet güzel bir diziymiş gibi geliyor insana ama sonrasında karakterlerin abartılı ve tepkilerin aşırı absürtlüğünden mütevellit sanırım baş ağrıtmaya başlıyor. başka bir şeyler izlerken reklam arasında izlenir gibi ama 45 dakika 1 saat dayanılmaz bu gürültüye.

organizasyon şirketlerinin de olaya dahil olmasıyla birlikte gittikçe yaygınlaştı bu durum. en son bir televizyon programında görmüştüm, güzel bir ücret karşılığında insanlara ilginç evlenme teklifleri konusunda rehberlik ediyorlar ve hatta teklif hariç bütün organizasyonu -ki sanırım buna düğün de dahil- hallediyorlar.

(bkz:Türkiye'de internetin İlk yılları)

Mohsen Namjoo'nun seslendirdiği pek bi güzel kürtçe, aşk şarkısı. sevdiğine methiyeler diziyor bir güzel. ayrıca insanda bir erbane öğrenme aşkı oluşturmuyor değil.

شیرین شیرینه‌، شیرین شه‌مامه‌
Benim şirin yârim, balım

ساتێ نه‌یبینم، خه‌وم حه‌رامه‌
Bir an görmezsem seni uyumak bana haramdır

شێوه‌ی دڵبه‌ری له‌ تو ته‌مامه‌
Dilberlerin yolu sende tamam olur

türkiye'de bulunan şii ve caferilerin kurduğunu düşündüğüm internet kanalı. tabi bu kanıya kanalın ana sayfasında ki kerbela temasından ve içeriğinden vardım. türkçe, farsça, arapça, azerice mersiyeler, sohbetler, ezgiler ve hatta farsça filmler buluyor. ilgilisi için link bırakıyorum;

http://www.mihrap.tv/

iran sineması üzerine kurulmuş bir film sitesi, filmlerin çoğunu alt yazılı olarak bulabilirsiniz. ayrıca farsça öğrenmek isteyenler için de yardımcı olabilir diye düşünüyorum. zira okul dönemimde ziyadesiyle faydalanmıştım bu siteden. hala da yeni filmler geldi mi diye takip ederim.

http://www.yenikaynak.com/

sözlerinin güzelliğinin yanı sıra müzik alt yapısı hasebiyle bana eski şarkıları hatırlatan, sırf bu yüzden daha çek sevdiğim ve dinlediğimi biricik mabel matiz şarkısı.

öpüyorum göz kapaklarını, diz kapaklarını, kalp kapakçıklarını.