Instela'da boş boş takılıyordum, biliyorsunuz orada bir tim var; Eksileme timi! Merak edip iyice karıştırıyordum sözlüğü, ekşi'den daha beter bir zeka seviyesine indiğini fark ettim.
Sonra da "Ben gidiyorum, varsa bir s*ktir git alırım." dedim oradaki insanlara.
Sağ olsun, kaptonur ise bana burayı önerdi, o günden bu yana kült bir kafe gibi olduğunu düşünüyorum burasının. Kendimi kötü hissettigimde gelip yazıp okuyorum, bana nükleer sığınağı hatırlatıyor burası
ne zaman kendimi kötü hissetsem ilk sığınağım olan jim jarmusch filmi.
winona ryder, Roberto Benigni gibi yıldızları kadrosunda bulunduran filmimizin konusu ise, 5 farklı şehirde *los angeles, new york,paris, roma, helsinki*, 5 farklı taksicinin başından geçenler.
ayrıca unutmadan söylemekte fayda var, tom waits ağabeyimiz de
filmin soundtrackleriyle bize eşlik ediyor!
winona ryder, Roberto Benigni gibi yıldızları kadrosunda bulunduran filmimizin konusu ise, 5 farklı şehirde *los angeles, new york,paris, roma, helsinki*, 5 farklı taksicinin başından geçenler.
ayrıca unutmadan söylemekte fayda var, tom waits ağabeyimiz de
filmin soundtrackleriyle bize eşlik ediyor!
Hepinizi cok seviyorum. Sizi kisa zamandir tanıyor olsam da, ailem gibisiniz.
Bir parça da olsa eksilmeyin. Çogalsin bereketiniz!
*Cok tevratvari oldu bu ama olsun ahaha*
Bir parça da olsa eksilmeyin. Çogalsin bereketiniz!
*Cok tevratvari oldu bu ama olsun ahaha*
zenginsozluk.com/foto
hugo van der goes ağabeyimizin *ilgilenen sözlük yazarlarının ov bayılırım demeleri kulağıma kadar geldi!* bir tablosu.
portinari sunak panosu olarak da bilinen bu ev üçlü panonun ortasındaki tablo, floransa'daki san't edigio kilisesi *hayır, gitmedim, aklınıza gelirse eğer...* yüksek sunağı için yapıldı.
zengin giysili meleklerin ve ahıra doğru koşuşturan taşralı çobanların canlandırması arasında, bakire *meryem!*, çocuk isa'yı seyretmektedir. çocuk isa ise saf bir alçakgönüllülükle çıplak zeminde uzanmıştır.
ilahi özelliiği de sadece bedeninden yayılan ışık huzmeleri ile belli olur. aziz yusuf bir kenarda, bakire ile bebeğin oluşturduğu ortadaki grubun biraz uzağında durur. Zambak ile haseki küpesi ön plandaki muhteşem natürmortta isa'nın doğumunda, bakire ile kutsal ruh'un rollerini simgeler.
aynı zamanda 2.dünya savaşında alman afrika kolordusu komutanlığını üstlenmiş erwin rommel.
Merhabalar. Bunun yeri burası mı, değil mi bilmiyorum ama yazacağım.
Amacım, hiçbir zaman, hiçbir şekilde, kimseye hakaret etmek olmadı/olamaz.
Şayet ki yazacaklarımdan bir hakaret çıkartılacak ise, bundan dolayı şimdiden özür dilerim. İnsanların canını sıkmaya haddim olduğunu hiçbir zaman düşünmüyorum.
Gelelim konuya, dün gece yarısı açılmış bir başlık ve bu başlığı açan arkadaşın, burada olmaması gerektiğine inandığım birkaç girdisine denk geldim.
Ekşi'nin, İnci Sözlük'vari trollerinden bıktıgım için oraya devam etmedim, instela'dan da bu yüzden kaçtım geldim.
Buraya bilgilenmeye ve bilgilendirmeye, çoğu zaman da bunu yaptığımız sırada gülüp eğleneceğimiz girdiler de girmeye geliyoruz.
Ama bunun bir dozu var ve bu doz, karşıdaki insana hakaret etmeye başladıktan sonra çok gereksiz bir hal alıyor.
Bunu yapan arkadaş umarım beni anlar. Bundan çok mutluluk duyacağım. Zira, burası farklı bir platform olduğunu düşündüğüm nadir yerlerden birisi, buraya gelip iyi hissediyorum. Uzun süredir tatmadığım mutluluğu tadıyorum. En yakın dostlarım da benim gibi burayı evleri benimsemiş haldeler.
Komayın bizi evimizden be...
Amacım, hiçbir zaman, hiçbir şekilde, kimseye hakaret etmek olmadı/olamaz.
Şayet ki yazacaklarımdan bir hakaret çıkartılacak ise, bundan dolayı şimdiden özür dilerim. İnsanların canını sıkmaya haddim olduğunu hiçbir zaman düşünmüyorum.
Gelelim konuya, dün gece yarısı açılmış bir başlık ve bu başlığı açan arkadaşın, burada olmaması gerektiğine inandığım birkaç girdisine denk geldim.
Ekşi'nin, İnci Sözlük'vari trollerinden bıktıgım için oraya devam etmedim, instela'dan da bu yüzden kaçtım geldim.
Buraya bilgilenmeye ve bilgilendirmeye, çoğu zaman da bunu yaptığımız sırada gülüp eğleneceğimiz girdiler de girmeye geliyoruz.
Ama bunun bir dozu var ve bu doz, karşıdaki insana hakaret etmeye başladıktan sonra çok gereksiz bir hal alıyor.
Bunu yapan arkadaş umarım beni anlar. Bundan çok mutluluk duyacağım. Zira, burası farklı bir platform olduğunu düşündüğüm nadir yerlerden birisi, buraya gelip iyi hissediyorum. Uzun süredir tatmadığım mutluluğu tadıyorum. En yakın dostlarım da benim gibi burayı evleri benimsemiş haldeler.
Komayın bizi evimizden be...
kendisini tanıyoruz, önce anna ablam hakkında bilgi vermeden önce onun o ünlü fotoğrafını şuraya bırakıyorum.
zenginsozluk.com/foto
anna lee fisher ablamız, 1949 doğumlu, uluslararası uzay istasyonu ve orion projesinin fikir annelerinden bir tanesi.
kendisi bir kimyager, doktor ve eski nasa astronotu.
Uzay'da 192 saat kalan bu ablamız, uzaya çıkan ilk anne ünvanını halen elinde bulunduruyor.
umarım ileride minnak bir kızım olur da bir şekilde ben göremeyecek olsam bile, anna ablamın bu ünvanını egale eder.
hehe.
zenginsozluk.com/foto
anna lee fisher ablamız, 1949 doğumlu, uluslararası uzay istasyonu ve orion projesinin fikir annelerinden bir tanesi.
kendisi bir kimyager, doktor ve eski nasa astronotu.
Uzay'da 192 saat kalan bu ablamız, uzaya çıkan ilk anne ünvanını halen elinde bulunduruyor.
umarım ileride minnak bir kızım olur da bir şekilde ben göremeyecek olsam bile, anna ablamın bu ünvanını egale eder.
hehe.
zenginsozluk.com/foto
Türkiye'de Hayatını Yaşamak adıyla yayınlanan, 62 yapım Godard filmi.
Aktris olma umuduyla eşini ve küçücük, minnacık evladını terk edip Paris'e gelen Anna Karina ablamızın can verdiği Nana karakterinin, tezgahtar olarak başladıgı ve sonrasında parasının onu tatmin etmemesi üzerine Fahişeliğe soyunduğu lakin bu işi yaparken öldürülme sürecini baştan sona anlatan film.
zenginsozluk.com/foto
bu filmi çekici yapanda Anna Karina ablamız ve bugün bile estetik algısını tavan yaptıracak fotoğrafları.
zenginsozluk.com/foto
dum dum girls'ün eski basçısı frankie rose'un kurduğu bir grubun müthiş şarkısı.
tuhaf bir şarkı, şarkı sözleriyle çok alakasız. her şey güzel olacak şarkısı benim için, sizin için de öyle olsun, olur mu?
tuhaf bir şarkı, şarkı sözleriyle çok alakasız. her şey güzel olacak şarkısı benim için, sizin için de öyle olsun, olur mu?
çok sevdiğim julian casablancas ve daft punk şarkısını için sizlere klibini izlerken düşüncelerimi yazmak istiyorum ben sevgili zengin sözlük yazarları.
zenginsozluk.com/foto
klipte, balmumu heykelinin üzerinde aslında amerikan bağımsızlık savaşında amerikalı ağabeylerimizin giydiği üniforma olmasına rağmen ben fransız devrimi olarak yorumlamak istiyorum. *iyi de abi neden öyle bir şey yapıyorsun diye sormayın bugünlük be, sevgilimden ayrıldıgım için kendimi şarkılara verdim, bugün üzgün günüm azıcık idare edin söz birkaç gün içerisinde waterloo muharebesinden tutun yuvarlak masa şövalyelerine kadar anlatırım, vallahi bak yazıyorum buraya*
her neyse, başlıyor.
burada asker olan balmumu heykeli kralın askerini, köylü gibi giyinmiş ablamız ise fransız devrimini gerçekleştiren köylüyü temsil ediyor.
zenginsozluk.com/foto
ışık sadece köylü ablamıza geliyor ve bastille baskını bu şekilde başlıyor, tarih sahnesine paris'in köylü kadınları çıkıyorlar.
zenginsozluk.com/foto
ama hemen arkasından, asker ağabeyimiz de bu ablamızın hemen önüne çıkıyor.
diyor ki "sen hayırdır, devrim falan yapacakmışsın, yaptırtmam!"
zenginsozluk.com/foto
bu arada, burada julian abimizin arkasındaki sütunlar dor sütunu arkadaşlar, sanat tarihi okuyunca sütun görür görmez deli gibi "hıaaa yarappim dor, aman yarappi korint!" diye ister istemez belirtme ihtiyacı duyuyorum ben bağışlayın.
daha sonra bakışmalarla geçen dakikalar sonrası, asker abimizin selamı düşüyor. Burada anlıyoruz ki köylüler burjuvayı alt etmiş, devrimi gerçekleştiriyorlar.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Dahası da var, asker artık kaldırılıyor sergiden, kutuya konulup geçmişin derinliklerine fırlatılıyor.
Yani anlıyoruz, Robespierre'in fikirleri işe yaradı, monarşi düştü, kralın askeri de kral gibi yok oluyor!
zenginsozluk.com/foto
Sonrası da var, ateşler başlıyor, her yanı sarıyor. Fransa yanıyor!
Robespierre'in fikirleri, Fransa'yı Fransa yapan detayları da silmeye kararlı, devletin dini inancı, arabaların soldan ilerlemesini yok etme gibi şeyler de nasibini alıyor!
Yanıyor geçmiş!
zenginsozluk.com/foto
Ama o da ne! Köylü kadın da düşüyor, elbette ki devrim kendi çocuklarını da yiyor!
Eriyorlar, yok oluyorlar. O sırada eriyip insan olduklarını fark ediyorlar, bir olduklarını, onları aynı yapan en büyük şeyin; yok olmanın tadına varıyorlar.
Sonra da oluyorlar zaten, bitiyorlar, tamamen geride bırakıyorlar varlıklarını, tekrar 1848'de sahneye çıkana kadar
zenginsozluk.com/foto
* bu arada kadın olan balmumu aslında julian'ın eşi juliet joslin'in birebir aynısı.
zenginsozluk.com/foto
klipte, balmumu heykelinin üzerinde aslında amerikan bağımsızlık savaşında amerikalı ağabeylerimizin giydiği üniforma olmasına rağmen ben fransız devrimi olarak yorumlamak istiyorum. *iyi de abi neden öyle bir şey yapıyorsun diye sormayın bugünlük be, sevgilimden ayrıldıgım için kendimi şarkılara verdim, bugün üzgün günüm azıcık idare edin söz birkaç gün içerisinde waterloo muharebesinden tutun yuvarlak masa şövalyelerine kadar anlatırım, vallahi bak yazıyorum buraya*
her neyse, başlıyor.
burada asker olan balmumu heykeli kralın askerini, köylü gibi giyinmiş ablamız ise fransız devrimini gerçekleştiren köylüyü temsil ediyor.
zenginsozluk.com/foto
ışık sadece köylü ablamıza geliyor ve bastille baskını bu şekilde başlıyor, tarih sahnesine paris'in köylü kadınları çıkıyorlar.
zenginsozluk.com/foto
ama hemen arkasından, asker ağabeyimiz de bu ablamızın hemen önüne çıkıyor.
diyor ki "sen hayırdır, devrim falan yapacakmışsın, yaptırtmam!"
zenginsozluk.com/foto
bu arada, burada julian abimizin arkasındaki sütunlar dor sütunu arkadaşlar, sanat tarihi okuyunca sütun görür görmez deli gibi "hıaaa yarappim dor, aman yarappi korint!" diye ister istemez belirtme ihtiyacı duyuyorum ben bağışlayın.
daha sonra bakışmalarla geçen dakikalar sonrası, asker abimizin selamı düşüyor. Burada anlıyoruz ki köylüler burjuvayı alt etmiş, devrimi gerçekleştiriyorlar.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Dahası da var, asker artık kaldırılıyor sergiden, kutuya konulup geçmişin derinliklerine fırlatılıyor.
Yani anlıyoruz, Robespierre'in fikirleri işe yaradı, monarşi düştü, kralın askeri de kral gibi yok oluyor!
zenginsozluk.com/foto
Sonrası da var, ateşler başlıyor, her yanı sarıyor. Fransa yanıyor!
Robespierre'in fikirleri, Fransa'yı Fransa yapan detayları da silmeye kararlı, devletin dini inancı, arabaların soldan ilerlemesini yok etme gibi şeyler de nasibini alıyor!
Yanıyor geçmiş!
zenginsozluk.com/foto
Ama o da ne! Köylü kadın da düşüyor, elbette ki devrim kendi çocuklarını da yiyor!
Eriyorlar, yok oluyorlar. O sırada eriyip insan olduklarını fark ediyorlar, bir olduklarını, onları aynı yapan en büyük şeyin; yok olmanın tadına varıyorlar.
Sonra da oluyorlar zaten, bitiyorlar, tamamen geride bırakıyorlar varlıklarını, tekrar 1848'de sahneye çıkana kadar
zenginsozluk.com/foto
* bu arada kadın olan balmumu aslında julian'ın eşi juliet joslin'in birebir aynısı.
"insanlara ne zaman altın oran muamelesi yapmayı bırakacağız? hayatımıza insanlar giriyor, onlara 3 ekliyor, 5 çıkarıyoruz. Yetmiyor, o insanları 25 parçaya bölüyoruz! bunları yaparken duyguları, yaşadıkları, gözyaşları... bunların hiçbir önemi yok! olmuyorlar, bir türlü 1,618'e tamamlanmıyorlar! sonra onları hayatımızdan atıyoruz ve diyoruz ki, "bu aslında 3'tü, benim ihtiyacım olan 7..." sonra da yeni kurbanımız 7 oluyor."
zenginsozluk.com/foto
Athena, savaş ve zeka tanrıçasıydı, aynı zamanda sanatın koruyucusuydu. Bu resimde Botticelli onu özellikle kışkırtıcı bir tarzda resmeder ve kıvrımları elbisesinden belli olmaktadır.
Elinde de savaş tanrıçasını nitelendiren baltalı bir kargı tutmaktadır, bunun yanı sıra, elbisesini ve saçını süsleyen zeytin dallarından da tanımlanabilir. Çünkü adını verdiği Athena şehri için *Atina* Poseidon ile rekabete girdiği sırada zeytin ağacını yaratmıştı. Yarı insan yarı hayvan olan kentaur, tanrıça ona uzanıp saçıyla nazik bir şekilde oynarken geri çekilmektedir.
Kentaur sıkıntılı görünmektedir, belki de Athena'nın medeni doğası kendisinin alçak konumuna farkına varmasına neden olmuştur.
Athena'nın giysisine işlenmiş, iç içe geçen halkalar Floransalı Medici ailesinin sembolüdür. Pierfrancesco de Medici, Botticelli'den bununla birlikte iki resim daha ısmarlamıştır bu arada.
Hepimizin bilidği Primavera ve dövmesini yaptırdığım, venüs yerine yıldız tilbe gibi duran Birth of Venüs elbette.
zenginsozluk.com/foto
claude lorrain ağabeyimizin bu tablosu, manzaraya olan ilgisiyle destekleniyor görülebilir, ama figürlerin kimliği bizi antik bir ihtişam taşıyan huzurlu bir dünyaya taşır.
aineias, troya'dan dönerken, kutsal delos adasında apollon'un kenahetini aradı; bu sahnede delos'un kral ve sahibi olan ainus, aineias'ı, babası ankhises'i ve oğlu askanios'u ağırlar.
anius aynı zamanda bir zeytin yer ve bir hurma ağacını işaret eder. leto ikiz kardeşler, apollon ve diana'yı dünyaya getirirken bu ağaçlara tutunmuştur.
claude roma'nın asil ve eski abidesi panteon'u apollon tağınağı olarak göstermiştir bu tablomuzda, iyi de yapmıştır aslında.
orada, aineias'a torunlarının yeryüzü'nün en geniş alanında hükmedecekleri söylendi. *keşke bana da söyleselerdi de hepinize bir günlüğüne slowdive dinletebilseydim, ayh neyse*
sahnenin şiirsel kompozisyonu, dikeylerle yataylar dengesi, berrak hava ve uzaktaki ufka kadar uzanan engin manzara, altın çağ'ın kırsal dinginliğini çağrıştırır.
bande a part filminin bir sahnesi bu. açıkçası beni en etkileyen film sahnesi diyebilirim, filmde, kahramanlarımız, koskoca louvre müzesini 9 dakika gibi kısacık bir sürede koşuyorlar.
jacques-Louis David dayımızın, horas kardeşlerin yemini tablosu önünden geçme kısmı yüzünden, bu tabloya olan aşkımı uçuk miktarda arttıran nadir şeylerden birisidir aynı zamanda.
unutmadan, dreamers isimli 2006 yapımlı filmde, bu sahnenin aynısı vardır. eva green ablamız öyle güzel koşar ki, anna karina'nın yokluğunu unutturur...
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
jacques-Louis David dayımızın, horas kardeşlerin yemini tablosu önünden geçme kısmı yüzünden, bu tabloya olan aşkımı uçuk miktarda arttıran nadir şeylerden birisidir aynı zamanda.
unutmadan, dreamers isimli 2006 yapımlı filmde, bu sahnenin aynısı vardır. eva green ablamız öyle güzel koşar ki, anna karina'nın yokluğunu unutturur...
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
2 nisan 2013'te yayınlanan, bleached'in ilk stüdyo albümü.
şarkılar, sırasıyla:
1.looking for a fight
2.next stop
3.outta my mind
4.dead in your head
5.dreaming without you
6.waiting by the telephone
7.love spells 02:52
8.searching through the past
9.ride your heart
10.dead boy
11.guy like you
12.when i was yours
şarkılar, sırasıyla:
1.looking for a fight
2.next stop
3.outta my mind
4.dead in your head
5.dreaming without you
6.waiting by the telephone
7.love spells 02:52
8.searching through the past
9.ride your heart
10.dead boy
11.guy like you
12.when i was yours
Forces of The Northern night isimli, 28 Nisan 2017 tarihinde piyasaya sürülen konser albümü malum ortamlara düşmüştür.
Hep birlikte, bir ağızdan!
Forces of the northern light, assemble
Forces of the northern night, call to arms
Summoned by the secrets of sacrifice
Dimmu Borgir dürürürü rürüür, rürürürü rüğ!
Hep birlikte, bir ağızdan!
Forces of the northern light, assemble
Forces of the northern night, call to arms
Summoned by the secrets of sacrifice
Dimmu Borgir dürürürü rürüür, rürürürü rüğ!
Alicante diye bir yerde, 1898 yılında doğmuş agata isminde birine rastladım, şayet ki ispanya yahudisi değil ise ispanyadan satılık arsamız çıktı amksdajnaskj
edit: az önce, çok sevdiğim lakin *evet :((* ülkücü olan bir arkadaşımın soyunun büyük kısmının ermeni olduğunu öğrendik.
edit: az önce, çok sevdiğim lakin *evet :((* ülkücü olan bir arkadaşımın soyunun büyük kısmının ermeni olduğunu öğrendik.
zenginsozluk.com/foto
harika bir ingmar bergman filmi! aslında her şey sadece 2 kız kardeşten ibaret filmde, küçük olan, oğluyla birlikte dilini bilmedikleri bir ülkede konaklarken, büyük olan hastalık çekip ölümün eşiğindedir.
filmde öyle tüyleri diken diken bir sessizlik var ki, ismini de buradan alıyor.
zenginsozluk.com/foto
kimin yaptığı bilinmeyen bu tablo, adını 1929'da kadar muhafaza edildiği ingiltere'deki wilton malikanesinden alır.
bu tabloda, kral II.Richard' koruyucu azizleri aziz edmund, günah çıkartan aziz edward ve vaftizci yahya'nın meleklerden oluşmuş ilahi bir çevrede bakire'ye ve çocuk isa'ya sunulmalarını gösterir. büyük olasılıkla kolaylıkla taşınabilen küçük meşe panosunun üzerindeki resim, richard tarafından kişisel olarak kullanmak üzere sipariş edildi *ki bu nedenden dolayı kraliyet simgeleri dolu tabloda*, kralın portresi, taç giyme sırasında göründüğü gibi çizilmiştir.
kralın kişisel simgesi olan beyaz erkek geyik, ön yüzde kullanıldı ve kırmızı haçlı bayrağın direğinin tepesindeki minik küfre üzerinde minyatür bir ada devleti resmedildi.
yunanlılarda, kadınların omuzdan bir kopça ile tutturdukları kolsuz ve kumaştan sarma elbise
bu adam var ya bu adam, pop art'ın tanrısıdır benim için!
evinde annesiyle yaşadıgı sade hayatını, dışarıda fabrikasında öyle güzel kapatıyordu ki, insanlar onun sakin ve boşvermiş cevaplarından ilham alıyorlardı.
dahası da, velvet underground gibi bir müzik grubunu piyasaya kazandırmış bir adam bu! bu adamı öylesine seviyorum ki, geçen yıl antalya'da sergisinde çalışıp, sergi kaldırılırken orada bulunmuş ve o günleri asla unutmamak adına önce "ne zaman bir warhol tablosu önünde yuvarlanabilirim ki?!" diyerek bol bol yuvarlanmış, üzerine gecesinde "andy warhol" dövmesi yaptırmıştım.
bu adamı çok seviyorum.
evinde annesiyle yaşadıgı sade hayatını, dışarıda fabrikasında öyle güzel kapatıyordu ki, insanlar onun sakin ve boşvermiş cevaplarından ilham alıyorlardı.
dahası da, velvet underground gibi bir müzik grubunu piyasaya kazandırmış bir adam bu! bu adamı öylesine seviyorum ki, geçen yıl antalya'da sergisinde çalışıp, sergi kaldırılırken orada bulunmuş ve o günleri asla unutmamak adına önce "ne zaman bir warhol tablosu önünde yuvarlanabilirim ki?!" diyerek bol bol yuvarlanmış, üzerine gecesinde "andy warhol" dövmesi yaptırmıştım.
bu adamı çok seviyorum.
heykel gibi, oyma gibi, kabartmalı görünen sanat eserleri için kullanılır. fakat asıl anlamı, oymacılığa ve heykele mensup anlamına geliyor
bu alana reklam verebilirsiniz
şifre: romayasevgilerle
şifre: romayasevgilerle
ekşi sözlük'te denk geldiğim bir girdiyi burada paylaşmak istiyorum.
izmir adliyesi bünyesinde ''izmir barosu çocuk hakları merkezi adliye birimi''nin hizmet vermeye başlaması. sabah 09:00 ve 17:00 arası gönüllü bir avukat, her türlü istismarda (eğitim, taciz, bakım vb...) koruma altına alınması gereken çocukların hukuki haklarını ücretsiz olarak savunacak. önemli.
b blok 3. kat 331 no.lu oda
tel: 400 00 14
izmir adliyesi bünyesinde ''izmir barosu çocuk hakları merkezi adliye birimi''nin hizmet vermeye başlaması. sabah 09:00 ve 17:00 arası gönüllü bir avukat, her türlü istismarda (eğitim, taciz, bakım vb...) koruma altına alınması gereken çocukların hukuki haklarını ücretsiz olarak savunacak. önemli.
b blok 3. kat 331 no.lu oda
tel: 400 00 14
2010, Londra çıkışlı, alternatif rock/indie rock/ garage rock revival yapan müthiş bir müzik grubu!
dinlemek için!
dinlemek için!
zenginsozluk.com/foto
jean seberg'in oyunculuğuna hayran hayran bakmamı sağlamış, 2 saati geçik süresi boyunca yerimden bir damla kıpırdamadan izletmeyi başarmış bir film bu.
konusunu kısaca özet geçecek olursak, on yedi yaşında bir ablamız, babası ve babasının sevgilisiyle birlikte tatil yapmak için fransa'nın güneyine doğru iner.
lakin o sırada, yıllar önce ölmüş olan annesinin bir dostu babasına mektup yazıp yanlarına geleceğini söyler.
babasının sevgilisi olan ablamız, bu misafir ablamızı kıskanmaya başlar ve bu kıskançlıklarının haklı oldugunu da görür. bu eski dost, yeni misafirimizin, babasının aklını çelip olayların çok farklı yöne gitmesini sağlar.
bunlar olurken, on yedi yaşında bir kadın rolünü üstlenen jean ablamız hiç uslu durmaz.
olaylar gelişir
Muse'un, 29 Eylül 2003'te çıkan 3.stüdyo albümü.
zenginsozluk.com/foto
Origin of Symmetry gibi bir şaheserden sonra "Zamanımız henüz dolmadı, daha iyi işler yapacağız" dercesine çıkan bir albüm.
Amerikalılar sevemiyor böyle müziği, ağır gelir bu mangafalara dercesine, önce birleşik krallık, 6 ay kadar sonrasında ABD'de çıkmış olması da hoşuma giden detaylardan biri.
zenginsozluk.com/foto
1 Intro
2 Apocalypse Please
3 Time Is Running Out
4 Sing for Absolution
5 Stockholm Syndrome
6 Falling Away with You
7 Interlude
8 Hysteria
9 Blackout
10 Butterflies and Hurricanes
11 The Small Print
12 Fury" (Japon versiyonundaki ek şarkı)
13 Endlessly
Thoughts of a Dying Atheist
Ruled by Secrecy
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Origin of Symmetry gibi bir şaheserden sonra "Zamanımız henüz dolmadı, daha iyi işler yapacağız" dercesine çıkan bir albüm.
Amerikalılar sevemiyor böyle müziği, ağır gelir bu mangafalara dercesine, önce birleşik krallık, 6 ay kadar sonrasında ABD'de çıkmış olması da hoşuma giden detaylardan biri.
zenginsozluk.com/foto
1 Intro
2 Apocalypse Please
3 Time Is Running Out
4 Sing for Absolution
5 Stockholm Syndrome
6 Falling Away with You
7 Interlude
8 Hysteria
9 Blackout
10 Butterflies and Hurricanes
11 The Small Print
12 Fury" (Japon versiyonundaki ek şarkı)
13 Endlessly
Thoughts of a Dying Atheist
Ruled by Secrecy
zenginsozluk.com/foto
1981–1992 arasında aktif olmuş, synthpop ve post punk icra etmiş, ingiliz müzik grubu.
bu grubun en sevdiğim 2 şarkısını da coverlarla tanıdım.
vokali Mark Hollis, morrissey'le birlikte beni en rahatlatan seslerden birisi.
ayrıca, dum dum girls'ün isim babalığını yapmışlardır.
*bakmayın siz iggy pop denmesine, dum dum girls'ün ismi konusunda birkaç röportaj dinlemiştim elbette.*
bu grubun en sevdiğim 2 şarkısını da coverlarla tanıdım.
vokali Mark Hollis, morrissey'le birlikte beni en rahatlatan seslerden birisi.
ayrıca, dum dum girls'ün isim babalığını yapmışlardır.
*bakmayın siz iggy pop denmesine, dum dum girls'ün ismi konusunda birkaç röportaj dinlemiştim elbette.*
- neden onun profiline hala bakıyorsun, neden umursuyorsun bu adamı bu kadar kızım sen?!
- çünkü canımı acıttı! onun da bu hale gelmesini istiyorum! o yüzden hala bakıyorum!
erkeği kadını fark etmiyor, yer edinmek için illa ki canınızı sıkmamız lazım galiba.
- çünkü canımı acıttı! onun da bu hale gelmesini istiyorum! o yüzden hala bakıyorum!
erkeği kadını fark etmiyor, yer edinmek için illa ki canınızı sıkmamız lazım galiba.
şener şen'in başrolde olduğu 1985 yapımı bu harika filmin, öyle müthiş bir müziği bulunur ki, bunu anlatmaya gerçekten kelimeler yeter mi bilmiyorum.
abarttığımı düşüneceksiniz lakin ne hans zimmer, ne de vince dicola dinlerken bu kadar ürperiyorum ben, youtube yorumlarından birinde yazıldığı gibi, yemin ediyorum intihar müziği bu!
ellerine sağlık melih kibar.
ayrıca, bu da olmuş sanki
abarttığımı düşüneceksiniz lakin ne hans zimmer, ne de vince dicola dinlerken bu kadar ürperiyorum ben, youtube yorumlarından birinde yazıldığı gibi, yemin ediyorum intihar müziği bu!
ellerine sağlık melih kibar.
ayrıca, bu da olmuş sanki
13 temmuz 2010'da yayınlanan dum dum girls albümü.
indie rock, lo-fi, shoegaze ve noise pop'u bol bol hissettiğimiz bu albümün şarkı listesi:
1. ship of love
2. hey sis
3. throw aggi off the bridge
4. catholicked
5. let it be me
6. mercury mary
7. brite futures
8. put a sock in it
9. m.y.o.b.
10. longhair
11. dream away life
indie rock, lo-fi, shoegaze ve noise pop'u bol bol hissettiğimiz bu albümün şarkı listesi:
1. ship of love
2. hey sis
3. throw aggi off the bridge
4. catholicked
5. let it be me
6. mercury mary
7. brite futures
8. put a sock in it
9. m.y.o.b.
10. longhair
11. dream away life
bleached'in 1 nisan 2016'da yayınlanan ikinci stüdyo albümü.
şarkılar, sırasıyla:
1. keep on keepin' on
2. trying to lose myself again
3. sleepwalking
4. wednesday night melody
5. wasted on you
6. chemical air
7. sour candy
8. desolate town
9. i'm all over the place (mystic mama)
10. hollywood, we did it all wrong
şarkılar, sırasıyla:
1. keep on keepin' on
2. trying to lose myself again
3. sleepwalking
4. wednesday night melody
5. wasted on you
6. chemical air
7. sour candy
8. desolate town
9. i'm all over the place (mystic mama)
10. hollywood, we did it all wrong
howling bells isimli müzik grubunun vokalisti, bu yıl america isimli kendi solo projesinin albümünü yayınladı.
şarkılar, sırasıyla:
1 florence
2 dark horse
3 black winds
4 i'll cry
5 stargazer
6 shimmering
7 someone else's dime
8 it's all wrong
9 not paradise
10 cold comfort
11 america
şarkılar, sırasıyla:
1 florence
2 dark horse
3 black winds
4 i'll cry
5 stargazer
6 shimmering
7 someone else's dime
8 it's all wrong
9 not paradise
10 cold comfort
11 america
çok sevdiğim bir stone roses şarkısı dışında, ex hex isimli yeni nesil kadın vokalli garage rock grubunun, 2014 yılında çıkardığı rips isimli albümün bir şarkısı.
şarkının sözleri:
surely there was no one to guide us
you know what i mean?
so we're gonna ride the river before we quit this scene
you're my little waterfall, whoa - ohh
i love to watch you roll and roll, whoa - ohh
you took me to a party and you hid behind a door
then you stole my wallet and passed out on the kitchen floor
it's a chemical reaction, whoa - ohh
i want to show you fake affection, whoa - ohh
surely there was no one to guide us
you know what i mean?
so we're gonna ride the river before we quit this scene
you're my little waterfall, whoa - ohh
i love to watch you roll and roll, whoa - ohh
it's a chemical reaction and nothing more
i want to show you my affection but you're on the floor
şarkının sözleri:
surely there was no one to guide us
you know what i mean?
so we're gonna ride the river before we quit this scene
you're my little waterfall, whoa - ohh
i love to watch you roll and roll, whoa - ohh
you took me to a party and you hid behind a door
then you stole my wallet and passed out on the kitchen floor
it's a chemical reaction, whoa - ohh
i want to show you fake affection, whoa - ohh
surely there was no one to guide us
you know what i mean?
so we're gonna ride the river before we quit this scene
you're my little waterfall, whoa - ohh
i love to watch you roll and roll, whoa - ohh
it's a chemical reaction and nothing more
i want to show you my affection but you're on the floor
10 kasım 1999 rouen doğumlu, bu yılın 10 kasımında ilk albümünü yayınlamış hoş şarkılar yapan dj kardeşimiz.
ilgilenenler için şarkısı geliyor!
ilgilenenler için şarkısı geliyor!
spiritualized'ın 1992 yılının mart ayında çıkardığı ilk albümü.
şarkı listesi:
1- you know it's true
2- if i were with her now
3- i want you
4- run
5- smiles
6- step into the breeze
7- symphony space
8- take your time
9- shine a light
10- angel sigh
11- sway
12- 200 bars
şarkı listesi:
1- you know it's true
2- if i were with her now
3- i want you
4- run
5- smiles
6- step into the breeze
7- symphony space
8- take your time
9- shine a light
10- angel sigh
11- sway
12- 200 bars
lo-fi, indie pop, indie rock icra eden, new york çıkışlı çok tatlı bir müzik grubu.
uyarıları sonrası tablo isimlerini türkçe girmeye başladığım, çekindiğim harika bir sözlük yazarı
zenginsozluk.com/foto
uğruna milletlere savaş açıp savaşmaktan çekinmeyeceğim 2 şey var;
birincisi beirut'un gulag orkestar albümü, ikincisi de caravaggio!
tabloda gördüğünüz üzere, *bu arada bacchus'un jupiter ve semele'nin oğlu, şarap ve zevk tanrısı olduğunu bilin* bu oğlanın başının etrafındaki üzüm salkımları ve asma yapraklarından oluşan taç, onu şarap tanrısı bacchus olarak tanımlar. ancak caravaggio'nun modeli pagan bir tanrı gibi giyinmiştir. tablonun erotik içeriği açıktır, şarap kadehinin kışkırtıcı bir şekilde seyirciye sunulması davetin bir içkiden fazlası olduğunu da gösterir.
caravaggio derin bir karanlık ile parlak bir ışığın keskin zıtlığına dayanan bir stil yaratmasının yanı sıra, natürmortun da ustasıydı. kadeh ve sürahi dikkat çekici bir şekilde doğallığı sunarken, meyvelerin aşırı olgun hatta çürük oluşu hayatın faniliğini yansıtır ve bu şehvetli bedenin de kısa bir üsre sonra yok olup gideceğini gösterir.
sen de gittin be kısa süren yaşamında yok oldun, gittin be caravaggio
zenginsozluk.com/foto
John William Waterhouse ağabeyimizin, bu tablosunu yapım sürecinde büyücü ablalarımızdan etkilendiği biliniyor.
Jason ile birlikte Hercukles'e maceralarında eşlik eden Genç Hylas, su ararken, nehir, göl ve su kaynağı perilerinin dans ettiği pınarı bulur ve su doldurmak ister, bu sırada su perilerinden biri onun güzelliine vurulur ve boynuna sarılıp suyun altına çeker.
Tabloda da işlenen konu bu şekildedir, hylas'ın etrafında bir çember oluşturan su perilerinden bir çoğu ona hayranlık ve hüzünle bakar.
zenginsozluk.com/foto
bu tablo, sabin kadınlarını, romalı kcaları ile babaları ve erkek kardeşleri arasındaki savaşı durdururken gösterir.
Tabi, öncesinde size bu kadınların hikayesini anlatmalıyım, değil mi? ah şu üşengeç ben, bir saniye anlatacağım, meraklanlayın.
sabin kadınları, efsaneye göre, romulus roma'yı m.ö 763'te kurdu ve yerleşim bölgelerinde az kadın vardı, romanın geleceği ve büyüklüğü iin endişe duyan romulus, komşu olan sabin kadınlarını bir kutlamaya davet etti.
verilen bir işaretle, romalı erkekler, sabin bakirelerine tecavüz ettiler ve en önemli bağla komşularıyla birleşmeye niyetlendiler. başardılar da! romulus, kadınların geri dönmelerine izin vermeyince, kadınların babaları ve erkek kardeşleri roma'ya yürüyüp romalı erkeklerle savaşmaya başlarlar, ama kadınlar artık tecavüzcüleriyle evlenmiştir...
iki ordusunun arasına girip savaş bitene dek yalvarırlar....
her neyse, artık öğrendiniz, değil mi?
bu arada, bu tablo, fransız devrimini destekleyen bir tablodur.
sağdaki askerler, kurt gibi, roma'da ait simgeler taşıyan bu tablo, tabanında geleceğin cumhuriyetini oluşturacak çocuklar ısimgeler.
sanat tarihi okurken tanıştıgım ve çevremde bilgi birikimini kıskandıgım nadir insanlardan birisi.
naif kişiligi, her konuda bilgisi ve zor günlerimde varlığıyla yanımda olan en büyük dostum!
naif kişiligi, her konuda bilgisi ve zor günlerimde varlığıyla yanımda olan en büyük dostum!
Yapmazsın artık,
Yapmazsın. Bir hapşırık
Ya da soluk alış benim için cesaret işi.
Ey yoksul ve beyaz, bir ayak gibi
İçinde otuz yıl yaşadığım siyah papuç.
Babişko, seni öldürmek zorundaydım.
Sen kendin öldün, ben zaman bulamadım -
Mermer misali ağır, bir çanta dolusu Tanrı,
Tiksinç anıt, tek bir boz tırnaklı,
Bir Frisco foku kadar endamlı.
Ve hilkat garibesi Atlas'ta bir kafa
Akıtır yeşil fasulyeleri maviliklere,
Güzelim Nauset açıklarındaki sulara.
Dua ederdim kendine gelesin diye.
Ach, du.
Alman dilinde, o Lehistan şehrini
Ezerek yamyassı etti
Savaşlar, savaşlar, savaşların merdanesi.
Fakat o şehrin adı sıradandır.
Leh dostum diyor ki
Bir ya da iki düzine vardır.
Yani asla söyleyemem nereye
Koyduğunu papucunu, tohumunu,
Seninle hiç konuşamadım.
Çeneme saplandı dilim.
Dikenli tellerin tuzağına saplandı.
Ich, ich, ich, ich,
Handiyse konuşamıyordum.
Her Alman'ı sen sanıyordum.
Ve o tiksindirici lisan
Bir lokomotif misali, bir lokomotif gibi
Çufçuflayarak Dachau'ya, Auschwitz'e,
Götürüyordu beni Belsen'e, bir Yahudi misali.
Konuşmaya başladım bir Yahudi gibi.
Sanırım pekala olabilirim bir Yahudi.
Tirol'un karları, Viyana'nın berrak birası
Ne o denli saftır ne de gerçeğin aslı.
Çingene atalarımla ve tuhaf talihimle
Ve Taroc iskambil destemle ve Taroc destemle
Biraz Yahudi olabilirim.
Hep korktum senden,
Luftwaffe oluşundan, karmaşık belâgatından.
Ve o düzgün bıyığından
Ve o parlak mavi Aryan gözlerinden.
Panzer-adam, panzer-adam, Hey Sen –
Tanrı değilsin fakat bir gamalı haçsın
Öyle karasın ki bütün gökleri boğarsın.
Bir Faşist'e tapar her kadın,
İner yüze çizmesi o hayvanın,
Senin gibi hayvandır yüreği o hayvanın.
Babişko, durursun karatahtanın önünde,
Bende bulunan o resminde,
Ayağın yerine, çenen ikiye ayrıktır
Ne ki daha az şeytan sayılmazsın, hayır
Benim kıpkırmızı yüreğimi ısırıp ikiye bölen
O karanlık adamsın tastamam.
Seni gömdüklerinde on yaşındaydım.
Yirmisindeyken ölmeye çalıştım
Ve geri dönmeye, geriye, sana dönmeye.
Yapabilir diye düşündüm kemikler bile.
Ama çıkardılar beni çuvaldan,
Ve zamkladılar parçalarımı tekrardan.
Ve anladım ne yapılması gerektiğini.
Yaptım senin bir modelini.
Ve raflarla vidalara duyduğu sevgisini
Kara giysilerde taşıyan Meinkampf bakışlı bir adam.
Ve dedim ki, yapabilirim, evet.
Yani babişko, nihayete erdim nihayet.
Kara telefon kesildi kökünden.
Kıvrıla kıvrıla geçemez artık sesler.
Birini öldürmüş olsaydım, öldürürdüm iki kişi–
Ve bir zaman boyunca kanımı içti,
Öldürürdüm sen olduğunu söyleyen vampiri.
Yedi yıl boyunca, eğer bilmek istersen.
Babişko, artık sırt üstü uzanabilirsin.
Bir kazık o şişko kara kalbine,
Ve köylüler hiç sevmedi seni.
Dans edip tepiniyorlar üzerinde.
Hep biliyorlardı sen olduğunu.
Babişko, babişko, bok herif, işim bitti seninle.
Yapmazsın. Bir hapşırık
Ya da soluk alış benim için cesaret işi.
Ey yoksul ve beyaz, bir ayak gibi
İçinde otuz yıl yaşadığım siyah papuç.
Babişko, seni öldürmek zorundaydım.
Sen kendin öldün, ben zaman bulamadım -
Mermer misali ağır, bir çanta dolusu Tanrı,
Tiksinç anıt, tek bir boz tırnaklı,
Bir Frisco foku kadar endamlı.
Ve hilkat garibesi Atlas'ta bir kafa
Akıtır yeşil fasulyeleri maviliklere,
Güzelim Nauset açıklarındaki sulara.
Dua ederdim kendine gelesin diye.
Ach, du.
Alman dilinde, o Lehistan şehrini
Ezerek yamyassı etti
Savaşlar, savaşlar, savaşların merdanesi.
Fakat o şehrin adı sıradandır.
Leh dostum diyor ki
Bir ya da iki düzine vardır.
Yani asla söyleyemem nereye
Koyduğunu papucunu, tohumunu,
Seninle hiç konuşamadım.
Çeneme saplandı dilim.
Dikenli tellerin tuzağına saplandı.
Ich, ich, ich, ich,
Handiyse konuşamıyordum.
Her Alman'ı sen sanıyordum.
Ve o tiksindirici lisan
Bir lokomotif misali, bir lokomotif gibi
Çufçuflayarak Dachau'ya, Auschwitz'e,
Götürüyordu beni Belsen'e, bir Yahudi misali.
Konuşmaya başladım bir Yahudi gibi.
Sanırım pekala olabilirim bir Yahudi.
Tirol'un karları, Viyana'nın berrak birası
Ne o denli saftır ne de gerçeğin aslı.
Çingene atalarımla ve tuhaf talihimle
Ve Taroc iskambil destemle ve Taroc destemle
Biraz Yahudi olabilirim.
Hep korktum senden,
Luftwaffe oluşundan, karmaşık belâgatından.
Ve o düzgün bıyığından
Ve o parlak mavi Aryan gözlerinden.
Panzer-adam, panzer-adam, Hey Sen –
Tanrı değilsin fakat bir gamalı haçsın
Öyle karasın ki bütün gökleri boğarsın.
Bir Faşist'e tapar her kadın,
İner yüze çizmesi o hayvanın,
Senin gibi hayvandır yüreği o hayvanın.
Babişko, durursun karatahtanın önünde,
Bende bulunan o resminde,
Ayağın yerine, çenen ikiye ayrıktır
Ne ki daha az şeytan sayılmazsın, hayır
Benim kıpkırmızı yüreğimi ısırıp ikiye bölen
O karanlık adamsın tastamam.
Seni gömdüklerinde on yaşındaydım.
Yirmisindeyken ölmeye çalıştım
Ve geri dönmeye, geriye, sana dönmeye.
Yapabilir diye düşündüm kemikler bile.
Ama çıkardılar beni çuvaldan,
Ve zamkladılar parçalarımı tekrardan.
Ve anladım ne yapılması gerektiğini.
Yaptım senin bir modelini.
Ve raflarla vidalara duyduğu sevgisini
Kara giysilerde taşıyan Meinkampf bakışlı bir adam.
Ve dedim ki, yapabilirim, evet.
Yani babişko, nihayete erdim nihayet.
Kara telefon kesildi kökünden.
Kıvrıla kıvrıla geçemez artık sesler.
Birini öldürmüş olsaydım, öldürürdüm iki kişi–
Ve bir zaman boyunca kanımı içti,
Öldürürdüm sen olduğunu söyleyen vampiri.
Yedi yıl boyunca, eğer bilmek istersen.
Babişko, artık sırt üstü uzanabilirsin.
Bir kazık o şişko kara kalbine,
Ve köylüler hiç sevmedi seni.
Dans edip tepiniyorlar üzerinde.
Hep biliyorlardı sen olduğunu.
Babişko, babişko, bok herif, işim bitti seninle.
Fransa'da, 2000 yılında, Neige, Aegnor ve Argoth tarafından kurulmuş shoegaze - post black metal tarzını icra eden müzik grubu.
2007 yılında Souvenirs d'un autre monde, 2010 yılında Écailles de Lune, 2012 yılında Les voyages de l'âme, 2013 yılında da Shelter ve 2016'da kodama isminde 5 stüdyo albümü bulunmakta.
Ayrıca, İstanbul'a geldikleri konsere gitme imkanım olmuştu, "dedikleri kadar varmış!" dediğim müzik gruplarından biri.
şarkılarından bir için sizi böyle alalım
2007 yılında Souvenirs d'un autre monde, 2010 yılında Écailles de Lune, 2012 yılında Les voyages de l'âme, 2013 yılında da Shelter ve 2016'da kodama isminde 5 stüdyo albümü bulunmakta.
Ayrıca, İstanbul'a geldikleri konsere gitme imkanım olmuştu, "dedikleri kadar varmış!" dediğim müzik gruplarından biri.
şarkılarından bir için sizi böyle alalım
gece'nin kızlarından biri, adil misilleme tanrıçası, demir çağının başında aidos(utanç) ile birlikte yozlaşmış insanlığı terk eder.
nemesis zaman zaman güzel helena'nın annesi olarak da kabul edilir.
kültte nemesis, themis ve gaia ile kısmen de aphrodite ve artemis ile, şiir ve güzel sanatlarda ise dike ve tykhe/fortuna ile bütünleştirilir.
nemesis zaman zaman güzel helena'nın annesi olarak da kabul edilir.
kültte nemesis, themis ve gaia ile kısmen de aphrodite ve artemis ile, şiir ve güzel sanatlarda ise dike ve tykhe/fortuna ile bütünleştirilir.
tiyatroya benzer şekilde yarım daire planlı oturma yerleri olan, üstü çatılı, küçük yunan tiyatrosu.
müzikle ilgili müsabakaların ve gösterilerin, konserlerin düzenlendiği, yeri geldiğinde şiir müsabakalarının da yapıldığı bina.
ilk odeum, m.ö 5.yüzyılda kurulmuş, hatta bazen sadece theatron olarak da adlandırılmıştır.
*theatron bugünkü theatre kelimesinin kökeni bu arada.*
tiyatroyla arasında arasındaki en byük fark, tiyatrodan daha küçük olması ve sesin dağılmasını engellemek için çatıyla örtülü olmasıdır.
müzikle ilgili müsabakaların ve gösterilerin, konserlerin düzenlendiği, yeri geldiğinde şiir müsabakalarının da yapıldığı bina.
ilk odeum, m.ö 5.yüzyılda kurulmuş, hatta bazen sadece theatron olarak da adlandırılmıştır.
*theatron bugünkü theatre kelimesinin kökeni bu arada.*
tiyatroyla arasında arasındaki en byük fark, tiyatrodan daha küçük olması ve sesin dağılmasını engellemek için çatıyla örtülü olmasıdır.