uzun süre görülmeyen-haber alınmayan kişilere dokundurma mahiyetinde de sorulan soru.
kendi üstüme de alınabilirim aslında
eseflendirir, hayıflandırır, günümüz tablosunda:
"Neden ben insanlara güvenmemeyi öğrenip ruhumu kirleteyim. Onlar güvenilir olmayı öğrensinler"
"Neden ben insanlara güvenmemeyi öğrenip ruhumu kirleteyim. Onlar güvenilir olmayı öğrensinler"
(bkz:yüksek ökçeler)
tarihi seyirde bir sonraki basamağı selefilik olan mezhep.
müzikle veya müzik enstrümanlarıyla uğraşan ya da ilgi duyup evinde bulunduran yazarlarla ilgili bir ankettir.
*ardıç ağacından bir uzun, bir kısa sap bağlama(duyduğum ezgiyi çalarım)
*klasik gitar(5-10 şarkı çalacak kadar)
*ardıç ağacından bir uzun, bir kısa sap bağlama(duyduğum ezgiyi çalarım)
*klasik gitar(5-10 şarkı çalacak kadar)
(bkz:şah hatayi)
ayrıca
(bkz:bilmukabele)
(bkz:bilmukabele)
(bkz:arz-ı hal)
bestelenmiş formu kendisi kadar güzel kıvılcım vafi şiiri.
"gömülmeyecek
doğurduğun sevgi
dizelere gömdüm
kardeş seni
ellerim
ellerim çok çekti
ellerime martılar konsun
gözlerim
gözlerim çok çekti
gözlerime güneş vursun
gömülmesin sevgi
dizelere göm
şair beni
beni toprak almasın
beni kefen sarmasın
üstüme taş konmasın
kalıt olsun sana sevgi
dizelere göm
şair beni
gün dediğin
güneş batımı
ölüm dediğin
kurşun sıkımı
sevgi dediğin
evren bitimi
dizelere göm
şair beni"
arif kemal'in bestelediği yorumu için
"gömülmeyecek
doğurduğun sevgi
dizelere gömdüm
kardeş seni
ellerim
ellerim çok çekti
ellerime martılar konsun
gözlerim
gözlerim çok çekti
gözlerime güneş vursun
gömülmesin sevgi
dizelere göm
şair beni
beni toprak almasın
beni kefen sarmasın
üstüme taş konmasın
kalıt olsun sana sevgi
dizelere göm
şair beni
gün dediğin
güneş batımı
ölüm dediğin
kurşun sıkımı
sevgi dediğin
evren bitimi
dizelere göm
şair beni"
arif kemal'in bestelediği yorumu için
sözleri yağmur atsız'a müziği arif kemal'e ait çok hoş bir şarkı.
arif kemal başka yorumlar https://www.youtube.com/watch?v=5q-MstzblYU
grup çığ başka
arif kemal başka yorumlar https://www.youtube.com/watch?v=5q-MstzblYU
grup çığ başka
ingilizlerin bir dönem(sanayi devrimi yılları vs.) uğursuz olduklarına inandıkları sebze özellikli meyve.
inanışa neden olan olay ise kurşun kaplarda pişirilen asit barındıran domatesin kimyasal olaylar sonucu zehirlenmelere neden olmasıymış. bu, rivayet olarak düşünülse de martin eden'in the people of the abyss eserindeki bilgiler efsaneyi aratmayan ve dönemin ayrıntısı için belli başlı kareler sunar.
inanışa neden olan olay ise kurşun kaplarda pişirilen asit barındıran domatesin kimyasal olaylar sonucu zehirlenmelere neden olmasıymış. bu, rivayet olarak düşünülse de martin eden'in the people of the abyss eserindeki bilgiler efsaneyi aratmayan ve dönemin ayrıntısı için belli başlı kareler sunar.
"hepimiz kocaman bir koronun söylediği şarkıya sadece ağzını kımıldatarak eşlik eden, ama kendi sesini çıkarmaktan aciz bir noktadayız…!”
(Andrey Tarkovsky)
sözlükte canlılığı da, nezaketi -hoşgörüyü de, reformu vs. de biz yazarların yapabileceği görüşündeyim biraz da. hatta büyük kısım biz değerli yazarlara bağlı bence silkelenmemiz gerek biraz artık, bahar sendromu vs. her neyse atmalıyız üstümüzden.
ek not: moderatör konusunda "şatoda yaşayan, yalıtımlı bir mecra" havası henüz görmedim, sorularıma anında geri dönüş aldım ve tatmin oldum açıkçası. gerisi dediğim gibi bizler arasındaki iletişim. bunun da geri getirilmesini temenni ettiğim yorum özelliği ile artacağını düşünüyorum.
(Andrey Tarkovsky)
sözlükte canlılığı da, nezaketi -hoşgörüyü de, reformu vs. de biz yazarların yapabileceği görüşündeyim biraz da. hatta büyük kısım biz değerli yazarlara bağlı bence silkelenmemiz gerek biraz artık, bahar sendromu vs. her neyse atmalıyız üstümüzden.
ek not: moderatör konusunda "şatoda yaşayan, yalıtımlı bir mecra" havası henüz görmedim, sorularıma anında geri dönüş aldım ve tatmin oldum açıkçası. gerisi dediğim gibi bizler arasındaki iletişim. bunun da geri getirilmesini temenni ettiğim yorum özelliği ile artacağını düşünüyorum.
uydurulan yahut dejenere olan din ile bilhassa ritüel kısmında mümkün olan ütopya. dinlerin "hiç olmamış" başlığı-varsayımı üzerinden değil de günümüzdeki yeri-değişiminden yola çıkarsak şayet şunları söyleyebiliriz.
öncelikle din kelimesinin "sistem-yol" gibi manalara geldiğini de var sayarsak, yaşanmayan da yok olmaya mahkumdur.
hatta bazı dini yazarlar-ilahiyatçılar, zamanla namaz gibi ritüellerin bazı kabilelerde vs. bir gösteri tarzında hareketler haline geldiğini, dinin içinin boşaltılması konusu üzerinden irdeler. dolayısıyla tapınak dini haline gelmiş, insanlara bir ağrı kesici, rehabilitasyon dışında bir şey vermeyip deforme olmuş sistem, artık bambaşka bir şeydir. "aynı nehirde iki kere yıkanamazsınız" misali bir silinme-bozulma vardır ortada. yalan olmuştur.
ali şeriati'nin de dediği gibi:
"eğer bir din yetimi korumuyor, kimsesize sahip çıkmıyor, ezilenlerin sesi ve soluğu olmuyorsa yalandır ve afyondur.''
öncelikle din kelimesinin "sistem-yol" gibi manalara geldiğini de var sayarsak, yaşanmayan da yok olmaya mahkumdur.
hatta bazı dini yazarlar-ilahiyatçılar, zamanla namaz gibi ritüellerin bazı kabilelerde vs. bir gösteri tarzında hareketler haline geldiğini, dinin içinin boşaltılması konusu üzerinden irdeler. dolayısıyla tapınak dini haline gelmiş, insanlara bir ağrı kesici, rehabilitasyon dışında bir şey vermeyip deforme olmuş sistem, artık bambaşka bir şeydir. "aynı nehirde iki kere yıkanamazsınız" misali bir silinme-bozulma vardır ortada. yalan olmuştur.
ali şeriati'nin de dediği gibi:
"eğer bir din yetimi korumuyor, kimsesize sahip çıkmıyor, ezilenlerin sesi ve soluğu olmuyorsa yalandır ve afyondur.''
tartışılabilir bir yargı.
denizi olmayan yerde yaşamayı bilmem de denizi görmemek bir eksikliktir. suyun olumlu etkisinden ötürü baraj-göl vs. ile birtakım ihtiyaçlar giderilebilir belki. ancak uçsuz bucaksız, bizlere bir şeyler anlatan, çakılıyla kumuyla şiire ilhamıyla, masmavi simasıyla başka bir diyardır deniz. ve bir kez de olsa görmek gerekir kanımca.
lise yıllarından şiir dinletisinde okunan bir şiirin girişi aklıma şöyle kazınmıştır:
"denizi gördün mü tırmanan denizi? eğer görmediysen hiçbir şey görmedin bu dünyada. ne uçan balıkları,....."
not: şiirin tamamını bulamadım, aydınlatan olursa sevinirim.
denizi olmayan yerde yaşamayı bilmem de denizi görmemek bir eksikliktir. suyun olumlu etkisinden ötürü baraj-göl vs. ile birtakım ihtiyaçlar giderilebilir belki. ancak uçsuz bucaksız, bizlere bir şeyler anlatan, çakılıyla kumuyla şiire ilhamıyla, masmavi simasıyla başka bir diyardır deniz. ve bir kez de olsa görmek gerekir kanımca.
lise yıllarından şiir dinletisinde okunan bir şiirin girişi aklıma şöyle kazınmıştır:
"denizi gördün mü tırmanan denizi? eğer görmediysen hiçbir şey görmedin bu dünyada. ne uçan balıkları,....."
not: şiirin tamamını bulamadım, aydınlatan olursa sevinirim.
araştırmaya erinen yahut çözümden bihaber insanların kârı.
bu eksiklik çoğu zaman belli konular için geçerli olmakla birlikte eğitimli ve kültürlü olmakla da orantılı olmuyor. nice dergilerde makaleler, şiirler yazan tanıdıklarım oldu. iş mustarip olduğu bir hastalığa çare aramaya yahut yeni aldığı bir ürünü araştırmaya geldiğinde böyle bir eylem aklının ucundan geçmiyor-ya da gerek duymuyor.
misal klasik bir karın ağrısına iyi gelebilecek bir yöntemi araştırmak yerine öylece ağrının geçmesini bekleyen nice okumuşlar var maalesef.
bu eksiklik çoğu zaman belli konular için geçerli olmakla birlikte eğitimli ve kültürlü olmakla da orantılı olmuyor. nice dergilerde makaleler, şiirler yazan tanıdıklarım oldu. iş mustarip olduğu bir hastalığa çare aramaya yahut yeni aldığı bir ürünü araştırmaya geldiğinde böyle bir eylem aklının ucundan geçmiyor-ya da gerek duymuyor.
misal klasik bir karın ağrısına iyi gelebilecek bir yöntemi araştırmak yerine öylece ağrının geçmesini bekleyen nice okumuşlar var maalesef.
(bkz:demirbaş)
ezelden beri bir yara sorun. pek yükselmemiştir ayak altından. kaç yüzyıl evvel şiirsel dile getiren shakespeare'in sonelerine denk gelince "günümüzün farkı ne?" demeden edemiyor insan. neyse umut fakirin ekmeği yine de..
"değil m iki ayak altında insanlığın onuru
ezilmiş hor görülmüş el emeği göz nuru"
(bkz:Sone 66)
"değil m iki ayak altında insanlığın onuru
ezilmiş hor görülmüş el emeği göz nuru"
(bkz:Sone 66)
sözlükteki durgunluk.
pek uğrayamıyorum son zamanlarda, bıraktığımda epey aktif kaliteli içerikteydi.
umarım bahar sendromu falandır sebep.
pek uğrayamıyorum son zamanlarda, bıraktığımda epey aktif kaliteli içerikteydi.
umarım bahar sendromu falandır sebep.
eylemin gerçekleştirildiği, aldatılan kişi bile olabilir, haz da alınıyormuş hatta. ne diyordu yüce yürekli ihsan yüce :
"..gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını...
(bkz:ekmek şarap sen ve ben)
(bkz:çağrışım
)
"..gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını...
(bkz:ekmek şarap sen ve ben)
(bkz:çağrışım
)
"kaybolmuş bir kentin eskicisiydi
makineleşmeye karşı duyguları topluyordu"
dizeleinden ve fütürist izlerinden ötürü bir döneme kadar nazım hikmet'e ait olduğunu sandığım şarkı.
meğer sözleri hüseyin eroğlu ve metin kahraman'a aitmiş efendim. müzik de metin kahraman.
ezgisinde de sözdeki ümidin aksine biraz melankoli vardır, öyle bir şarkıdır.
makineleşmeye karşı duyguları topluyordu"
dizeleinden ve fütürist izlerinden ötürü bir döneme kadar nazım hikmet'e ait olduğunu sandığım şarkı.
meğer sözleri hüseyin eroğlu ve metin kahraman'a aitmiş efendim. müzik de metin kahraman.
ezgisinde de sözdeki ümidin aksine biraz melankoli vardır, öyle bir şarkıdır.
burçları baz alırsak "yengeç erkeği saldırganlığı" derdik ama bilimsel değil tabi
latife bir yana goethe reyizin dediği gibi "iki tarafı da dinlemeli." bakalım işin aslı neymiş. gerçi "kocamdır döver de sever de" diye bir cevap gelirse zevahiri kurtarmak adına karısından, o zaman da kamuoyu yanıltılmış olur orası ayrı. e karı koca arasına girilmez diye de tembihlemiş atalar.
bilemiyorum altan. insan işte. ne dehalar-sanatçı ve ünlüler var tarihte yamuklukları da olan.
latife bir yana goethe reyizin dediği gibi "iki tarafı da dinlemeli." bakalım işin aslı neymiş. gerçi "kocamdır döver de sever de" diye bir cevap gelirse zevahiri kurtarmak adına karısından, o zaman da kamuoyu yanıltılmış olur orası ayrı. e karı koca arasına girilmez diye de tembihlemiş atalar.
bilemiyorum altan. insan işte. ne dehalar-sanatçı ve ünlüler var tarihte yamuklukları da olan.
birçok hobisi olsa da, hobileri monotonlaşmış, tozlanmış kişiyle yakın ahvalde olan insandır. çözümü silkinme eski şevki yakalama olsa gerek.
(bkz:kendimden sorguluyorum)
(bkz:kendimden sorguluyorum)
zengin sözlüğün istikrarla ilerleyip yine ilk onda yerini aldığı sıralama. 2 ayrı liste hazırlanıp ufak teknik nüansların giderilmesi güzel olmuş.
umarım kısa zamanda uludağ sözlük türevi sözlükleri geride bırakır daha fazlasını hak ediyor çünkü.
edit: hazırlayanların samimi olmayıp hileli olduğunu düşünüp, sonradan gözlemlediğim sıralama...
umarım kısa zamanda uludağ sözlük türevi sözlükleri geride bırakır daha fazlasını hak ediyor çünkü.
edit: hazırlayanların samimi olmayıp hileli olduğunu düşünüp, sonradan gözlemlediğim sıralama...