(bkz:cia)
Gazeteci (?) Emre Erciş'in Twitter hesabı üzerinden 2 Temmuz 2019 tarihinde attığı “Ekrem İmamoğlu neden ulusal güvenlik sorunu?” başlıklı tweet serisidir. Tweet'ler tam hâliyle şu şekildedir: “Bugün Ekrem İmamoğlu tarafından yapılan atama sonucu Yavuz Saltık, İBB Özel Kalem Müdürlüğüne getirildi. Artık Ekrem İmamoğlu'nun yurt dışı ve yurt içi tüm programı, görüşmeleri, randevularını Yavuz Saltık organize edecek. (1) Ekrem İmamoğlu ve Yavuz Saltık ilişkisi, Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu döneme uzanıyor. Yavuz Saltık, Beylikdüzü Belediyesi'nde de Ekrem İmamoğlu'nun Özel Kalem Müdürü olarak çalışıyordu. Belediyenin resmi web sayfasının geçmiş yılları tarandığında karşınıza iki Yavuz Saltık çıkıyor. (2) Belediyenin resmi web sayfasında yer alan Yavuz Saltık'a ait ilk biyografide, Arı Hareketi'nin yanında "İnternational Republican İnstitute" ve "National Democratic İnstitute" olarak 2 kuruluşun daha adı geçerken ikinci biyografide bu 2 kuruluşun adı çıkartılıyor. (3) Peki, bir anda Yavuz Saltık'ın biyografisinden çıkartılan kısa adı İRİ ve yine kısa adı NDİ neden önemli? Bu kuruluşlar hangi alanda faaliyet yürütüyor ve menşei hangi ülke? (4) Bu soruların cevabı ve NDİ ile İRİ'nin faaliyetlerine geçmeden önce, ABD'nin eski Başkanı Harry S. Truman'ın 'Amerika Birleşik Devletleri'nin dış ülkelerdeki açık eylemleri, örtülü operasyonlarla desteklenmelidir' sözünü şöyle kenarda tutalım ve turnusol olarak kullanalım. (5) Vaclav Havel, Aralık 1989'da "Yurttaşlık Forumu" tarafından gerçekleştirilen 'Kadife Devrim'in ardından 29 Aralık 1989'da Çekoslovakya devlet başkanlığı görevine getirildi. Vaclav Havel, başkanlık koltuğuna oturduğunda ülkesi, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti olarak henüz ikiye bölünmemişti. (6) Vaclav Havel, başkanlık koltuğuna oturur oturmaz yardım istemek için NDİ'nin kapısını çaldı ve 'Seçim yasaları konusunda sizin gibi deneyimli profesyonellerin bilgilerine ihtiyacımız var' dedi. (7) Vaclav Havel'in bu isteği elbette geri çevrilmedi. Devreye National Endowment for Democracy girdi ve uzmanları tarafından hazırlanan yeni seçim taslağıyla birlikte 1990'da yapılan ilk serbest seçimlerin ardından Vaclav Havel, Cumhurbaşkanı oldu. (8) Hâlihazırda şu an NED'nin teşvik fonu başkanı olan Carl Gershman, ABD Açık Diplomasi Danışma Komisyonu'nun Ocak 1994 toplantısında, Vaclav Havel ve ülkesinin bölünme operasyonunu 'Çekoslovakya'daki seçim sürecine derinden katkı sağladık' şeklinde tanımladı. (9) ABD'nin 'Demokrasi Projesi' meyvesini toplarken NED, 1991'de kongre üyesi Dante Fascell'in elinden Vaclav Havel'e 'Demokrasi Ödülü'nü vermeyi de ihmal etmedi. Çekoslovakya, 1993'te bölünürken Vaclav Havel, 'Demokrasi Kahramanı' olarak, NDİ'nin resmi web sayfasında yerini aldı. (10) Vaclav Havel-NDİ-NED üçgeni anlaşılmadan Ekrem İmamoğlu-Yavuz Saltık ilişkisi de anlaşılamaz. ABD'nin hayata geçirdiği 'Demokrasi Projesi'nin amacı, yabancı devletlerin iç işlerine, siyasal ortamına,doğrudan ABD yetkililerinin ya da gizli servisi CİA'nın karışması sakıncalıdır ve kabul edilemez. (11) Dolayısıyla yabancı bir devlete yönelik operasyon yapılacaksa, hedef seçilen devlete yönelik örgütleme, dolaylı yönetme, kamplara bölme ve çatışma zemini, Sivil Toplum Hareketleri, dernekler, vakıflar ve kitlesel katılımın olduğu platformlar üzerinden sağlanmaya çalışılır. (12) İşte bu sebeplerle ABD Kongresi, CİA ile birlikte hareket ederek, 1983 yılının sonlarında bu faaliyeti yürütecek bir fon oluşturdu. Kısa adı NED olan bu fon, ABD Kongresi tarafından alınan bu kararla birlikte hayata geçirildi. (13) Vietnam, Laos, Myanmar gibi Hindiçin ülkelerinde 25 yıl CİA adına görev yapan Ralph Mcgehee, CİA'dan emekli olduktan sonra anılarını, 'Deadly Deceit My 25 Years in the CİA' isimli kitabında paylaşırken, ABD Kongresi tarafından kurulan NED hakkında şu değerlendirmede bulundu: (14) 'CİA, yabancı ülkelerde iç karışıklığa yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarda birçok işlevi, NED fonuna transfer ederken örtülü yürütülen operasyonlara ek olarak 'United States Agency for İnternational Development' (USAİD) ve 'United States İntelligence Community'yi (USİC) de NED ile koordineli çalıştırdı.' (15) NED, 25 yıl CİA'da görev yapmış Ralph Mcgehee'nin beyanına göre 'demokrasi yayma' adı altında CİA'nın örtülü operasyonlarına yardımcı olmak için kurulmuştu. Siyasal örgütlenmeyi sağlamak için NED'e bir de örnek model gerekiyordu. Aranan örnek, Federal Almanya Cumhuriyeti'nde bulundu. (16) Almanlar tarafından uygulanan 'Stiftung/Vakıf' modeli, NED tarafından da uygulandı. 1992'de Bill Clinton'ın kampanyasını yürüten ve Bill Clinton hükûmetini temsilen Dominik Cumhuriyeti büyükelçisi olan Charles Taylor Manatt, neden Alman modelini seçtiklerini şu şekilde açıkladı: (17) 'Düşüncelerimiz ve önerilerimiz birçok insana yabancı gelmeyecektir. Federal Almanya Cumhuriyeti'nin vakıflaşmasını ve 3'üncü dünya ülkelerindeki etkinliklerini model olarak seçtik. Artık yalnız değiliz. Yarım düzine ülke, vakıf olarak finanse edilen bu kurumlaşmayı benimsiyor.' (18) Kendisine Alman 'Vakıf' modelini örnek olarak alan NED, ABD hazinesi ve ABD Dışişleri Bakanlığının finansörlüğünde faaliyetlerine başlarken, küreselleşerek sınır ötesine yayılabilmek için kendi bünyesinde çekirdek örgütler kurdu. (19) Yabancı ülke insanlarına ve siyasi partilerine sağ ideolojiden yaklaşmak için Ekrem İmamoğlu'nun Özel Kalem Müdürü Yavuz Saltık'ın da bir dönem kadrosunda yer alıp eğitim verdiği, ABD'nin Cumhuriyetçi Partisi tarafından İRİ, liberal ve sol ideolojiye yanaşmak için de NDİ kuruldu. (20) İş ve ticaret dünyasıyla ilişki için, 'Center for İnternational Private Enterprise' (CİPE) kurulurken, sendikal hareketleri kontrol altına alabilmek üzere 'anti-komünist' sendikacılığın merkezi olarak 1977'de devreye sokulan, 'Free Trade Union İnstitute' (FTUİ) yeniden güncellendi. (21) Böylece ABD Kongresi, ABD Dışişleri Bakanlığı ve CİA tarafından NED çatısı altında finans ağı tamamlandı. 'United States National Security Council' NED'i, NED ise bünyesindeki İRİ, NDİ, CİPE ve FTUİ'yi fonlayarak yayılmaya başladı. (22) Bu silsile yolu ile 'demokrasi' adı altında operasyonlara başlayan NED, Türkiye'ye yönelik ilk yardımını 1986 yılında 'Türkiye'nin Amerikan Dostları Cemiyeti'ne 83 bin 500 dolar olarak yaptı ve günümüzde hâlâ örtülü veya açıktan faaliyetlerine devam etmekte. (23) İşte bugün Ekrem İmamoğlu tarafından İBB Özel Kalem Müdürlüğüne atanan Yavuz Saltık, ABD Kongresi, ABD Dışişleri Bakanlığı ve CİA tarafından kurulan NED'in alt kolları NDİ ve İRİ'nin çalışmalarında yer alan bir isim. (24) Dünyanın hiç bir devleti, yabancı bir gizli servis tarafından kurulan ve amacı kuruluşunda etkisi olan gizli servis için çalışmak ve kurulduğu ülkenin ulusal çıkarlarını korumak olan bir kuruluşta görev almış bir şahsı, getirip en önemli şehrinin belediyesinde müdür yapmaz. (25) Normal koşullarda belediyenin kapısından içeriye alınmaması gereken bir şahıs, CİA tarafından kurulduğu, yine CİA elemanları ve eski ABD Büyükelçileri tarafından defalarca bir kuruluşta çalıştığını açığa vurduğu hâlde maalesef Özel Kalem Müdürü olabiliyor. (26) Bugünden itibaren Ekrem İmamoğlu'nun tüm randevularını, yurt içi ve yurt dışı tüm gezilerini, görüşmelerini, katılacağı programları belirleyecek olan Yavuz Saltık'ın NDİ ve İRİ macerası ortada. Onu atayan ise Ekrem İmamoğlu. Üzerine basa basa söylüyorum. Ekrem İmamoğlu, ulusal güvenlik sorunudur. (27)”
(bkz:Emniyet Genel Müdürlüğü)
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı sitesinde KGYS Görüntüleri başlığı altında görülen görüntülerdir. 2019 yılı için nisan, mayıs, haziran aylarında KGYS'ye yakalanan kaza görüntüleri eklenirken video sonunda da Hız Kurallarına Uysalardı Bu Kazalar Olmayabilirdi yazan bir kamu spotu yazılmış.
zenginsozluk.com/foto
Ekşi Sözlük'ün kurucusu Sedat Kapancıoğlu'nun resmi Twitter hesabı üzerinden 3 Temmuz 2019 tarihinde attığı tweet'tir. Tweet'e konulan eklerden birinde Büyükşehir Çalışıyor adlı bir Twitter hesabı üzerinden 1 Temmuz 2019'da attığı “Ekrem İmamoğlu: Bazı mahallelere giriyorsunuz tabelalarını okuyamıyorsunuz. Burası Türkiye, burası İstanbul” tweet'inin ekran alıntısı varken ötekinde Apple'ın Beşiktaş'taki Zorlu Center'ın dıştan çekildiği fotoğraf var.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Ölümünün 19'uncu yıl dönümüne girdiğimi görünce bir kez daha bize kattığı kazanımlarla andığım değerli tiyatro ve sinema oyuncusu. Onu Burak Ağdemir'in şu çalışmalarının derlediği derlemeyle anıyorum:
zenginsozluk.com/foto
Geçen 2018 yılı konulan ilerlemiş safhadaki kanser hastalığı yüzünden 3 Temmuz 2019 tarihinde hayatını kaybeden çağdaş Türk şiirinin önde gelen isimlerinden birisi. [K] Bu olayla ilgili İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu resmi Twitter hesabı üzerinden 3 Temmuz 2019 tarihinde attığı tweet'te “Uzun bir süredir kanser ile mücadele eden şair #Küçükİskender aramızdan ayrıldı. Özgün tarzıyla şiir, roman, deneme, günlük gibi pek çok türde edebi eserler veren sanatçımıza Allah'tan rahmet, sevenlerine baş sağlığı dilerim” ifadelerini kullandı.
zenginsozluk.com/foto
3 Temmuz 2019 Facebook İnstagram Whatsapp Sorunu olayı üzerine kuvvetle muhtemel Bağcılar insanlarının sergilediği tepkidir.
Yeni Akit Gazetesi yazarı Güngör Büyükçınar'ın 2 Temmuz 2019 tarihinde yayınladığı “İstanbul'un kaybettiği seçim imtihanı” başlıklı yazısıdır. Yazının tam hâli şu şekildedir: “Her 31 Mart günü geldiğinde içimde bir korku bir ürperti başlar. Çünkü 31 Mart sonrası herkesin bildiği gibi Osmanlı Devleti'nin 600 sene gibi kanla canla kazandıkları toprakları ittihat ve terakkiciler dediğimiz o insanlar 9 yıl gibi bir zaman içinde din düşmanlarımıza adeta peşkeş çeker gibi bedavadan satıvermişlerdi. O karanlık günler içinde işte yine bir korku bir ürperti başlar içimde. İstanbul'da yapılan 23 Haziran seçimleri ile birlikte neden mi? Hepimizin bildiği gibi. Ülkemizin dört bir yanı sanki bir ateş çemberi iken İstanbul'un seçmenleri düşünmüşler taşınmışlar sanki her biri bir akıl tutulmasına uğramışlar gibi. Doğruyu ve yanlışı bile ayırt edemeden 23 Haziran bir sıcak pazar günü CHP'den Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul'a Belediye Başkanı seçivermişler. Fakat işte görüyorsunuz bir tarafta Recep Tayyip Erdoğan yani AKP, diğer tarafta ise 60-70 sene gibi ülkemizin zamanını boşa harcayan sözde koskoca bir CHP partisi yıllarca ülkeyi oyalamış da oyalamış ve her seçimde yenilmiş de yenilmiş. Oysa ülkemizin geleceği için, güvenliği için yıllarca ne silah sanayilerine el atmış, ne uçak ne tank ne de Milli Otomobil için bile bir adım atmamış ve CHP daima teknolojilerden uzak bir siyaset içersinde oyalanmış durmuş. İşte CHP sadece seçim günü geldiğinde vatandaşa dedikleri şu 'Her şey çok güzel olacak' diye konuşmuş da konuşmuş. Bazen de konuşurken mangalda kül bile bırakmamış. Oysa konuştukları da hep kalıplaşmış birkaç söz. Laiklik, demokrasi, cumhuriyet sözleri gibi sözler. Tabii bir de CHP'nin ana sözlerinden olan yıllardan beri bugüne kadar hep savuna geldiği başörtüsü yasağı söylemleri var. Tabii her seçim önceleri hariç. Bakın oysa AKP ve Recep Tayyip Erdoğan hiç durmamış. Başörtü yasağını kaldırdığı gibi bir de “Su uyur düşmanlar uyumaz. Bu maksatla savunma sanayini güçlendirmemiz gerekir” diyerek kollarını sıvamış, ülkemizde 60-70 senedir hiç yapılmayan hatta mantar tabancasını bile yapmayan iktidarlar gibi yan gelip yatmamış. Bakın Balıkesirli bir hacının şöyle özlü bir sözü var o söz şu: “Öyle günler gelecek ki nükleer silahlar bir ülkenin namusu olacak.” Belki de AKP bu sözden yola çıkarak hemen kısa zamanda milli savunma sanayimiz bünyesinde başta İHA'ları SİHA'ları ve tanklar, uçaklar, helikopterler, çeşit çeşit füzeler ve yakında yola çıkacak milli otomobiller. En önemlisi de dünya denizlerinde yüzecek düşmana korku salacak uçak gemilerimiz yakında denizlere inecek. İşte görüyorsunuz bir taraf da her türlü silahları yapan AKP'nin İstanbul Belediye Başkan Adayı varken diğer yanda mantar tabancası bile yapmayan CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu o 23 Haziran çok sıcak bir günde İstanbullu kardeşlerimiz Ekrem İmamoğlu'nu seçivermesi inşallah hayırlara vesile olmuş olur.”
Yazının silinmesine karşı: Alternatif 1 (Archive.org)
Yazının silinmesine karşı: Alternatif 1 (Archive.org)
zenginsozluk.com/foto
birkaç gündür oynadığım tarayıcı ve mobil görsel hafıza oyunu. oyunda sizde istenilen nesneleri cinayetle ilişkili sahnelerde bulup davanın bir sonuca ulaşmasında teşkilata yardımcı oluyorsunuz. şu anda 8'inci seviye olmama rağmen şu enerji sıkıntısı dışında hiçbir sorun yaşamadım. bir de beraber oynayacak arkadaş bulabilseydim iyiydi. zira oyun 2012'de ilk çıktığında çok tutmuş, bu zamana kadar hayran kitlesini belli başlı nedenlerden ötürü yitirmiş.
Show Ana Haber'in 20 Haziran 2019 tarihli haber klibinde geçen ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Amerika'da yapılan bir araştırma göre her 5 kadından 4'ü kaslı, baklava dilimli erkekleri değil, baba göbekli erkekleri tercih ediyor. Bu nedenle de kadınların ilgisini daha çok çekiyor.”
13 Haziran 2019 Habertürk Bülent Arınç Canlı yayını olayında Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Bülent Arınç'ın kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Şimdi sosyal medyaya bakıyorum. 'Kaç para aylık alacaklar?' (Evet, çok tartışılıyor) Allah, Allah. Birisi diyor ki '13 bin küsür alacak' ama öbürleri '19 bin küsür alacak' diyor. Şimdi yorumlara bakıyorum. 'Vah, vah, vah, vah. Bülent Arınç'ı gene zulmetmişler. Niye az alıyor? Öbürleri niye çok alıyor?' (Ne kadar alacaksınız Bülent Bey? Belli oldu mu?) O ayrı bir şey. Bu kimseyi ilgilendirmez ki. Ama size yazılanları söylüyorum. Bir başka gün '54 bin lira alacakmış.' Hayda. Onun üstüne gene bir sürü yorumlar. Ahlak dışı, edep dışı, sadece hakaret edinmeyi amaçlayan bir takım şeyler. Geçen birisi söylediği şeyle asabımı bozdu. 'Yanlış söylüyorlar. 554 bin lira alacaklar.' Ama 'Sakın yazma. Onun üzerine de bir sürü yorum yapacaklar.' Böyle saçma şey olur mu? Yani bir ücret alacaksak biz onu hiçbir zaman konuşmadık ki. Konuşmaya değer mi? Cumhurbaşkanımız bunları konuşurken biz 'Efendim. Biz meclis başkanlığı yaptık. Meclis başkanlığı bize araç tahsis etti. Bana dört koruma verdi. Bu korumalarla birlikte ben günümü geçiriyorum. Ayrıca protokolde belli bir yerimiz var. Yine meclis başkanlığı dönemimden kalan arkadaşlarımızın bir kısmına meclis başkanlığı ana binasında yer verdiler. Bizim sizden hiçbir talebimiz yok' dedik. Yani emekli maaşımızı alıyoruz. Ofimizde oturuyoruz. Meclis başkanlığında bir yerim, benim ayrıca kendi ofisim var. Ara buluculuk yapıyorum. Benim de ekmek param oradan geliyor. Şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz. 'Buna bakalım. Bize yakın bir yerde çalışma imkânı olur ya da bulunduğunuz yerde katkı sağlarsınız' dedi. Şimdi benim ne alacağımı ben düşünmüyorum ki nitekim bir takım edepsizler bunun üzerine yorum yapsın. (Sosyal medyadaki tartışmalardan bağımsız olarak kamuoyunun bilgi edinme hakkı açısından soruyorum. Çünkü bizim vergilerimizle alınıyor diye...) Amenna ama Bilgi Edinme Kanunu var. Bu kanun benim dönemimde çıktı. Ama bu kanunda özlük haklarıyla ilgili konularda hiç kimse sorunun karşılığını vermez. Meclis başkanlığı bütçesinin nasıl uygulandığını sorana cevap verebilirsiniz. Ama milletvekili ne kadar alıyor, emeklisi ne kadar alıyor, seni ne ilgilendiriyor kardeşim?”
Videonun silinmesine karşı: Alternatif 1 (Streamable)
Habertürk yerli televizyon kanalında Kübra Par'ın sunduğu 13 Haziran 2019 tarihli Açık ve Net'in programına katılan Bülent Arınç'ın “23 Haziran İstanbul seçiminin sonuçları Türkiye'de nasıl bir etki yaratacak?”, “Aktif siyasete geri mi dönüyor? Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu'ndaki görevi ne?”, “Seçime 10 gün kala siyasette üslup tartışmaları için ne düşünüyor?” sorularını yanıtladığı canlı yayındır.
(bkz:Yüksek İstişare Kurulu)
zenginsozluk.com/foto
Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Bülent Arınç'ın Twitter hesabı üzerinden 2 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanan tweet'lerdir. Tweet'ler tam hâliyle şu şekildedir: “Önceden kararlaştırdığımız bir program çerçevesinde 24 Haziran-2 Temmuz 2019 tarihleri arasında eşimle ve dostlarımla birlikte 5 ülkeyi kapsayan Balkan seyahatine çıkmıştık. Bugün yurda döndük. (1) Gezimizle ilgili güzel hatıra ve notları sizlerle ayrıca paylaşacağım ancak yurt dışında bulunduğum süreçte son günlerde sosyal medya kaynaklı kamuoyunu etkilemeye yönelik yalan ve iftiraların ulaştığı çirkin seviyeyi görünce bir açıklama yapmaya ihtiyaç duydum. (2) Habertürk'te Sayın Kübra Par ile geçmişte yaptığım bazı programlardaki sözlerimin günler sonra kasıtlı montajlarla çarpıtıldığını üzülerek izledim. (3) Kasıtlı olarak programdan günler sonra dolaşıma sokulan bu montaj eseri video, bu polemikten çıkar sağlamaya çalışan kişi veya kişilerin ürünüdür. (4) Bu orijinal videoda görüleceği üzere “insanî ve islâmî görevim” olarak tanımladığım kavram, eleştiri hakkıdır. Çünkü benim İslâm ve demokrasi anlayışımda eleştirinin yeri ve payı büyüktür. (5) Montajlı olarak dolaşıma sokulan bu video ile oluşturulmaya çalışılan algı ise Cumhurbaşkanımızın yanında olmamı 'insanî ve islâmî görev' olarak gösterme çabasıdır. (6) Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu'nun yaptığı toplantı, Cumhurbaşkanımızın başkanlığında ve G20 Zirvesi için yurt dışına çıkmasından hemen önce yapılmıştır. O günlerde önceden planlanmış bir yurtdışı seyahatim nedeniyle de o toplantıya katılamadım. (7) Toplantı sonrasında tarafıma yapılan bilgilendirme ile toplantıda YİK'in çalışma usul ve esaslarının istişare edildiği öğrendim. (8) Yapılan toplantıda YİK üyelerinin maaş konusunun gündeme gelmediğini ve üyelerin kendi maaşlarını belirleme gibi bir tasarrufları olmadığını belirtmek isterim. Bu konuda tek yetkili makam Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisidir. (9) Montajlanmamış bu videoda da belirttiğim üzere bizlere devlet tarafından gerekli imkanlar sağlanmaktadır. TBMM'de bir odamız, sekretarya ve koruma ihtiyacımızı sağlayan personelimiz ve bir de emekli maaşımız mevcut. (10) Yukarıdaki videoda görüleceği üzere 'edepsizler' tanımını kesinlikle vatandaşlarımız ve iyi niyetli insanlar için değil, sahte kimliklere sığınarak hayali rakamlar uydurup, sosyal medyadan nefret kusan, hakaret eden troller için kullandım. Bu tanımlamanın da halen arkasındayım. (11) Ekte bulunan, soru ve cevabını bağlamdan koparan, montaj videolarla yalan ve iftiraların peşine siyasetçilerin de takılmasını üzüntüyle karşılıyorum. Belki yakın bir zamanda bir televizyon programında daha geniş bir şekilde bu konuyu enine boyuna görüşeceğiz. (12) Bu ithamların sadece şahsıma yöneltilmiş olmasının tek sebebi, şahsımı itibarsızlaştırmak ve yıpratmaktır. (13) Bülent Arınç ile para konusu hiçbir zaman yan yana gelmemiştir. İkincisi AKP'den ayrılarak yeni parti kurma iddialarının konuşulduğu bu ortamda AKP'yi ve onun liderini savunan Bülent Arınç'ı yıpratmak istiyorlar. (14) Kamuoyuna saygı ile duyurulur. (15)”
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
(bkz:türk silahlı kuvvetleri)
Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, terör riski yüksek olan bölgelerde, askerlik görevini yapacak adayların toplanarak, birliklerine transfer edildikleri merkez. Buraya gidecek askerler en yakın hava alanına TSK tarafından kesilen biletle gider ve hava alanından rütbeli askerlerin eşliğinde katılacağı bu yere götürülür.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı'na gönderdiği tasarruf tedbirleri gereği bin 750 çalışanın işten çıkartılması talimatı vermesi olayıdır. İmzalı talimatta “Toplu sözleşme uyarınca çalışanlara yapılan ücret zammı dikkate alındığında, personel giderleri bütçenin %32,34'ünü oluşturacaktır. Yasal sınır %2,34 aşılacak olup, bu fazlalık bin 750 personele karşılık gelmektedir. Bu sayıda personel azaltılmalı” ifadeleri geçmektedir. Olayla ilgili MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız “Başkan Karalar, belediye çalışanı 456 Ülkücünün işine son verdi. Toplu sözleşmeyle çalışanlar lehine yapılan ücret artışı CHP belediyeciliğinde işten çıkarma gerekçesi yapıldı. Adana Barosu'na bağlı milliyetçi-ülkücü avukatları görevlendirdik. Ücret almadan hukuka aykırı şekilde işten atılanlar adına adli ve idari davalar başlatıldı” ifadelerini kullanırken Zeydan Karalar “Onlar bankamatik memuruydu” ifadelerini kullandı. [K]