Fotoğrafçılık Terimi Olarak Byte:
Bir bilgisayar hafızasında 8 bit'ten oluşan bir bütünü ifade eder. Buna göre 8 bit 1 byte eder denir. Buna karşılık 1024 byte bir kilobyte eder.
Byte Bilgisayar Terimi Olarak Byte:
Sekiz data bit'i ile bir parti bit'ten meydana gelen bir alfabetik veya özel karakterdir. Genelde ASCII olarak kodlanmıştır.
İngilizcede fotoğraf makinesini ifade eder. Ama maalesef Türkçede video kamera ile karıştırılmaktadır. Dolayısıyla "digital camera" dijital olarak çekim özelliğine sahip fotoğraf makinesi demektir.
Renk sıcaklığı ölçme aleti, kolorimetre
Hareketin dondurulamamasından kaynaklanan netsizlik; Hareketin dondurulmaması çekim anında makinenin sallanmasından ya da görüntülenecek cismin hareketini donduracak yeterli örtücü hızının seçilmemiş olmamasından kaynaklanabilir.
Aynı pozlama için değişik poz süresi/diyafram açıklığı kombinasyonlarının
(bileşim) aynı ışık değerinde olmalarını ifade eder. Örneğin 125@f/8 ve
30@f/16.
(bileşim) aynı ışık değerinde olmalarını ifade eder. Örneğin 125@f/8 ve
30@f/16.
Bir merceğin geçirebileceği en çok ışık niceliği.
Fotoğrafçılık Terimi Olarak Spiral:
Fotoğraf filmlerinin banyosunda kullanılan ve banyoların filmin bütün satıhlarına homojen (dengeli ) olarak temas etmesini sağlayan metal ya da plastikten üretilmiş karanlık oda ekipmanı.
Spiral Fen Bilimleri Terimi Olarak Spiral:
Sarmal biçimde olan.
Spiral Beden Eğitimi ve Spor Terimi Olarak Spiral:
Sarmal biçimde olan.
Fotoğraf filmlerinin banyosunda kullanılan ve banyoların filmin bütün satıhlarına homojen (dengeli ) olarak temas etmesini sağlayan metal ya da plastikten üretilmiş karanlık oda ekipmanı.
Spiral Fen Bilimleri Terimi Olarak Spiral:
Sarmal biçimde olan.
Spiral Beden Eğitimi ve Spor Terimi Olarak Spiral:
Sarmal biçimde olan.
Genellikle hafif sarı renkli ve hafif bir yoğunluk (doğal yoğunluk filtrelerinde olduğu gibi) içeren, manzara fotoğraflarının çekiminde yararlanılan bir filtre türü; belirli dalga boylarındaki renkleri süzerek daha doğal görüntüler elde edilmesini sağlarlar.
35 mm fotoğraf makinesini öğrenmekle zaman harcamak istemeyen bir kullanıcı için Kodak'ın fotoğraf çekimini kolaylaştırma girişimidir.
Fotoğraf makinesinde flaşın takıldığı yuvadır ve flaş tabanına temas eden elektronik bir yüzeyi bulunur. Bu, fotoğraf makinesi ile flaş arasında veri alışverişini ve flaşın obtüratörle eşgüdümlü çalışabilmesini sağlar.
Sırayla her bir satırın verilerini toplayan ve işleyen bir görüntü sensörünü tanımlamak için kullanılan bir terim; aşamalı taramalı sistem.
Bir tarafı ışığa karşı duyarlı duyarkat ile kaplanmış ve diğer tarafı kıvrılmaya karşı işlem görmüş plastik kaplı ince saydam film.
Bu özellik Nikon D1, Nikon Coolpix 990 ve Casio QV-4000 gibi bazı modellerde var olan bir özelliktir. Kadraj genelde 9 bölgeye bölünmüş olup sizin çekmek istediğiniz obje hangi bölgede yer alıyor ise onu seçebilir ve odaklamanın sadece o bölgeye göre yapılmasını sağlamış olursunuz.
Kullanılan filmi ISO değerinden daha fazla değerde kullanmak.
Fotoğrafçılık Terimi Olarak Makro:
1- Bu terim, hem çok yakın mesafeden netleme hem de bu özelliğe sahip objektifler için kullanılmaktadır. Dar anlamda ise, objenin doğal büyüklüğünün veya daha büyük olarak fotoğrafa yansıtılması olarak tanımlanmaktadır (bu terim Nikon tarafından "mikro" olarak adlandırılmaktadır).
2- Yakın mesafeli çekimi ifade ettiği gibi, genellikle 20 cm den daha yakın mesafeler arasında bir objektifin çekim yapabilme kabaliyetine de denir. Bazı kameralarda bu özelliğe "close-up" ta denmektedir.
Makro Beden Eğitimi ve Spor Terimi Olarak Makro:
Büyük, uzun.
Makro Turizm ve Otelcilik Terimi Olarak Makro:
Büyük, çaplı, mikro karşıtı.
(bkz:mikro)
1- Bu terim, hem çok yakın mesafeden netleme hem de bu özelliğe sahip objektifler için kullanılmaktadır. Dar anlamda ise, objenin doğal büyüklüğünün veya daha büyük olarak fotoğrafa yansıtılması olarak tanımlanmaktadır (bu terim Nikon tarafından "mikro" olarak adlandırılmaktadır).
2- Yakın mesafeli çekimi ifade ettiği gibi, genellikle 20 cm den daha yakın mesafeler arasında bir objektifin çekim yapabilme kabaliyetine de denir. Bazı kameralarda bu özelliğe "close-up" ta denmektedir.
Makro Beden Eğitimi ve Spor Terimi Olarak Makro:
Büyük, uzun.
Makro Turizm ve Otelcilik Terimi Olarak Makro:
Büyük, çaplı, mikro karşıtı.
(bkz:mikro)
Objektiflerin neden olduğu ve odak düzleminde bükülme ile sonuçlanan görüntü bozulması.
(bkz:eğilme)
(bkz:eğilme)
Picture (PIX) ve elements (EL), sözcüklerinin kısaltmasından oluşur. Dijital bir görüntünün en küçük veri parçalarıdır. Bir görüntüde ne kadar çok piksel bulunursa, çözünürlük o kadar yüksek olur.
Fotoğrafçılık Terimi Olarak Virüs:
Biyolojik virüsler model alınarak yapılmış bilgisayar programı. Başka bilgisayar programlarına bulaşarak çoğalır, zararsız olabileceği gibi programlara zarar da verebilir.
Virüs Biyoloji Terimi Olarak Virüs:
1-Sadece içine girdiği bir başka hücre içinde yeniden üreyebilen ve hücresel yapısı olmayan canlı. Virüsler bir protein kılıfı içindeki nükleik asitlerden ibarettir. Bazılarınınsa basit bir zarı vardır. Virüsler çoğalmak için, içine girdikleri hücrenin sentezleme yeteneğinden yararlanır.
2-Nükleik asitten oluşan bir merkeze ve bunu etrafında bir protein kılıfına sahip küçük enfeksiyon etkenli nesne. Konukçu bir hücre içinde çoğalabilir ve mutasyona uğrayabilir.
Virüs Sağlık-Tıp Terimi Olarak Virüs:
1- Hastalık yapıcı, bakterilerden daha küçük, yaşamak için bir başka hücrenin içine girmek zorunda olan ve ancak elektron mikroskobunda görülebilen parazit.
2- Çoğalmak için bir başka hücreye girmeye gereksinim duyan, birçok hastalığa yol açan, ancak elektron mikroskobunda belirlenebilecek kadar küçük yapılı zorunlu hücre içi parazit.
Virüs Bilgisayar Terimi Olarak Virüs:
Virüs, bilgisayar sahibinin bilgisi olmadan gizli işler yapan yazılımlardır. Bazı zamanlar virüslerin yaptıkları masum şeyler olmakta, fakat çoğunlukla gizli dosyalarınızı dağıtmak gibi kötü şeyler yapmaktadır. Virüsleri diğer zararlı yazılımlardan ayıran özellik saldırganın bir kez internet ortamına bıraktığı andan itibaren dosyalara bulaşarak kendi kendine yayılmasıdır.
Biyolojik virüsler model alınarak yapılmış bilgisayar programı. Başka bilgisayar programlarına bulaşarak çoğalır, zararsız olabileceği gibi programlara zarar da verebilir.
Virüs Biyoloji Terimi Olarak Virüs:
1-Sadece içine girdiği bir başka hücre içinde yeniden üreyebilen ve hücresel yapısı olmayan canlı. Virüsler bir protein kılıfı içindeki nükleik asitlerden ibarettir. Bazılarınınsa basit bir zarı vardır. Virüsler çoğalmak için, içine girdikleri hücrenin sentezleme yeteneğinden yararlanır.
2-Nükleik asitten oluşan bir merkeze ve bunu etrafında bir protein kılıfına sahip küçük enfeksiyon etkenli nesne. Konukçu bir hücre içinde çoğalabilir ve mutasyona uğrayabilir.
Virüs Sağlık-Tıp Terimi Olarak Virüs:
1- Hastalık yapıcı, bakterilerden daha küçük, yaşamak için bir başka hücrenin içine girmek zorunda olan ve ancak elektron mikroskobunda görülebilen parazit.
2- Çoğalmak için bir başka hücreye girmeye gereksinim duyan, birçok hastalığa yol açan, ancak elektron mikroskobunda belirlenebilecek kadar küçük yapılı zorunlu hücre içi parazit.
Virüs Bilgisayar Terimi Olarak Virüs:
Virüs, bilgisayar sahibinin bilgisi olmadan gizli işler yapan yazılımlardır. Bazı zamanlar virüslerin yaptıkları masum şeyler olmakta, fakat çoğunlukla gizli dosyalarınızı dağıtmak gibi kötü şeyler yapmaktadır. Virüsleri diğer zararlı yazılımlardan ayıran özellik saldırganın bir kez internet ortamına bıraktığı andan itibaren dosyalara bulaşarak kendi kendine yayılmasıdır.
Fotoğrafçılık Terimi Olarak Çözünürlük:
Bir filmin veya objektifin ince detayları aktarabilme kapasitesidir. Filmin düşük hızda olması daha yüksek çözünürlüğü beraberinde getirir. Dijital makinelerde ise bir görüntüye dâhil edilebilen bilgi miktarını (piksel olarak) ifade eden ölçüdür.
Çözünürlük Fen Bilimleri Terimi Olarak Çözünürlük:
Bir maddenin bir sıvı içinde çözünebilme özelliği.
Çözünürlük Bilgisayar Terimi Olarak Çözünürlük:
Grafiğin ekranda hangi büyüklükte ve ne kadar net görüneceğini belirler. Grafik ne oranda büyütülürse veya aynı büyüklükte ne kadar daha net gösterilmek istenirse diskte kaplayacağı yerde o kadar büyük olur.
Çözünürlük Kimya Terimi Olarak Çözünürlük:
1-Belirli bir sıcaklıkta sabit hacimdeki bir çözücüde doymuş bir çözelti elde etmek için çözünen maddenin miktarı.
2-Belirli sıcaklık ve basınçta 100 g suda çözünen maddenin en fazla kütlesi.
Bir filmin veya objektifin ince detayları aktarabilme kapasitesidir. Filmin düşük hızda olması daha yüksek çözünürlüğü beraberinde getirir. Dijital makinelerde ise bir görüntüye dâhil edilebilen bilgi miktarını (piksel olarak) ifade eden ölçüdür.
Çözünürlük Fen Bilimleri Terimi Olarak Çözünürlük:
Bir maddenin bir sıvı içinde çözünebilme özelliği.
Çözünürlük Bilgisayar Terimi Olarak Çözünürlük:
Grafiğin ekranda hangi büyüklükte ve ne kadar net görüneceğini belirler. Grafik ne oranda büyütülürse veya aynı büyüklükte ne kadar daha net gösterilmek istenirse diskte kaplayacağı yerde o kadar büyük olur.
Çözünürlük Kimya Terimi Olarak Çözünürlük:
1-Belirli bir sıcaklıkta sabit hacimdeki bir çözücüde doymuş bir çözelti elde etmek için çözünen maddenin miktarı.
2-Belirli sıcaklık ve basınçta 100 g suda çözünen maddenin en fazla kütlesi.
Fotoğraf, ekran düzenlemesi ya da resimde arka alan, fon.
Çarçabuk, anında, hemen, şipşak. / Banyosu içinde, bir karanlık kutu ve objektiften oluşan basit, körüklü fotoğraf makinesine verilen ad. (Fr à la minute)
Görüntünün bir kısmının bir amaç için kullanılması, kompozisyonu düzeltme veya bir görüntüyü var olan alana veya biçime sığdırma, çerçeveleme. / Bir görüntünün ihtiyaç duyulan alanını kısıtlamak, çerçeveleme.
Küresel görüntü bozulmasına karşı gerekli düzeltme yapılmış olan objektifler.
Fotoğrafçılık Terimi Olarak Odak Uzaklığı:
Merceğin optik merkezi ile film yüzeyi arasındaki uzaklıktır. Odak uzaklığı, objektifin büyütme oranı ile kapsadığı alanı belirlemektedir.
Odak Uzaklığı Uzay ve Astronomi Terimi Olarak Odak Uzaklığı:
1- Odak uzaklığı = Açıklık (mm) * Odak Oranı olarak tanımlanabilir. Ya da mercekten veya birinci aynadan itibaren teleskobun odak noktasına kadar olan uzaklığıdır. Odak uzaklığı uzun olan teleskopların gücü daha fazla olup, elde edilen görüntüde daha büyüktür.
2- Bir optik düzenekte ayna veya mercekle görüntünün oluştuğu odak noktası arasındaki uzaklık.
Merceğin optik merkezi ile film yüzeyi arasındaki uzaklıktır. Odak uzaklığı, objektifin büyütme oranı ile kapsadığı alanı belirlemektedir.
Odak Uzaklığı Uzay ve Astronomi Terimi Olarak Odak Uzaklığı:
1- Odak uzaklığı = Açıklık (mm) * Odak Oranı olarak tanımlanabilir. Ya da mercekten veya birinci aynadan itibaren teleskobun odak noktasına kadar olan uzaklığıdır. Odak uzaklığı uzun olan teleskopların gücü daha fazla olup, elde edilen görüntüde daha büyüktür.
2- Bir optik düzenekte ayna veya mercekle görüntünün oluştuğu odak noktası arasındaki uzaklık.
1- Bir fotoğrafta net olan alandır. Sadece netlenen obje (ve aynı mesafedeki diğer objeler) gerçek anlamda nettirler, fakat netleme noktasının önünde ve arkasında da kabul edilebilir ölçüde net bir alan vardır; bu genişledikçe alan derinliği de artmış olur.Bu alan cismin önünde 1/3, arkasında ise 2/3 oranında oluşur. Alan derinliğinin darlığını veya genişliğini etkileyen üç öğe, objektifin odak uzunluğu, kullanılan diyaframın açıklığı ve cismin fotoğraf makinesine olan uzaklığıdır.
2- Üzerinde odaklama yapılan cismin önünde ve arkasında oluşan seçik alandır. Alan derinliği yüksek olan fotoğraflarda görüntünün tamamı nettir. (Örneğin, manzara fotoğrafları) Alan derinliği düşük olan fotoğraflarda ana konu net, ana konunun önünde ve arkasındaki boşluk fludur.
2- Üzerinde odaklama yapılan cismin önünde ve arkasında oluşan seçik alandır. Alan derinliği yüksek olan fotoğraflarda görüntünün tamamı nettir. (Örneğin, manzara fotoğrafları) Alan derinliği düşük olan fotoğraflarda ana konu net, ana konunun önünde ve arkasındaki boşluk fludur.