Döner veya top kafaya sahip olmayan bir üçayak ya da tek ayak ile yalnızca yatay formatta fotoğraf çekilebilir. Döner kafa sayesinde, fotoğraf makinesi değişik yönlerde çevrilerek tam bir çekim kontrolü sağlanır.
Fotoğrafçılık Terimi Olarak Işık Kaynağı:
Işık yayarak konunun aydınlatılmasında kullanılan araçların genel adı. Örneğin güneş, tungsten lamba, flaş birer ışık kaynağıdır. Ay, ayna ve yansıtıcılar optiksel olarak ışık kaynağı değildir. Işık kaynakları doğal, yapay; akkor (sıcak), soğuk ve noktasal, boyutlu olarak gruplandırılır. (light source)
Işık Kaynağı Fen Bilimleri Terimi Olarak Işık Kaynağı:
Işık salan cisim ya da yer (Güneş, yıldızlar, bulutsular vb.).
Işık yayarak konunun aydınlatılmasında kullanılan araçların genel adı. Örneğin güneş, tungsten lamba, flaş birer ışık kaynağıdır. Ay, ayna ve yansıtıcılar optiksel olarak ışık kaynağı değildir. Işık kaynakları doğal, yapay; akkor (sıcak), soğuk ve noktasal, boyutlu olarak gruplandırılır. (light source)
Işık Kaynağı Fen Bilimleri Terimi Olarak Işık Kaynağı:
Işık salan cisim ya da yer (Güneş, yıldızlar, bulutsular vb.).
Bir mercek yüzeyinin etkin çapının odak uzaklığına oranı.
Geniş formatta olduğu gibi, 35mm. Formatına göre daha kaliteli sonuçlar veren ve genellikle 6x4.5 cm, 6x6 cm ve 6x7 cm. boyutlarındaki filmler ve bunları kullanan fotoğraf makineleri için kullanılan tanımdır.
Talbot'un geliştirdiği, yarı saydam durumdaki kâğıt üzerinde fotoğraf negatifleri elde etme yöntemi.
Fotoğrafçılık Terimi Olarak Opak:
Işık geçirmeyen ve saydam olmayan malzeme. Örneğin renkli veya siyah beyaz karta basılı fotoğraflar birer opaktır.
Opak Yapı-Dekorasyon Terimi Olarak Opak:
Opak saydamın karşıtıdır. Bir renk opaksa üzerine sürüldüğü yüzeyi tamamen kapatıyor demektir. Bazı boya pigmentleri saydamdır ve opak olmaları için ek maddeler katılması gerekir. Saydam boyalara biraz beyaz katarak yüksek oranda opaklık elde edilebilir.
Opak Sağlık-Tıp Terimi Olarak Opak:
Donuk, şeffaf olmayan.
Işık geçirmeyen ve saydam olmayan malzeme. Örneğin renkli veya siyah beyaz karta basılı fotoğraflar birer opaktır.
Opak Yapı-Dekorasyon Terimi Olarak Opak:
Opak saydamın karşıtıdır. Bir renk opaksa üzerine sürüldüğü yüzeyi tamamen kapatıyor demektir. Bazı boya pigmentleri saydamdır ve opak olmaları için ek maddeler katılması gerekir. Saydam boyalara biraz beyaz katarak yüksek oranda opaklık elde edilebilir.
Opak Sağlık-Tıp Terimi Olarak Opak:
Donuk, şeffaf olmayan.
CMYK'de her alanın mevcut kapladığı alandan biraz daha fazla yer kaplaması. Kaymaları gizlemede kullanılır.
Eski devirlerde kullanılmakta olan bir tür ışıkölçere verilen ad. (actinometer)
Asıl net ayarı yapılan yerin önünde ve arkasında yer alan ve net olarak kabul edilen alanlardır. Netlik derinliği diyafram açıklığına objektifin odak uzaklığına ve net ayarı uzaklığına bağlıdır. Diyafram küçüldükçe, objektif kısaldıkça ve net ayarı mesafesi ayarı arttıkça netlik derinliği artar.
Bir bütünden belli biçimlerde parçalar kesme ya da bir görüntünün etrafını boşaltma işlemi.
Uzun süreli pozlamalarda, kısa süreli pozlamanın aksine fotoğraf makinesinin hareketi fotoğrafta fark edilir. Bu sorunu ortadan kaldırmak için makine bir tripod (üçayak) üzerine yerleştirilmeli ya da kablo deklanşörü kullanılmalıdır. Kablo deklanşörünün vidalı ucu vardır ve bu uç deklanşöre sıkıştırılır. Kablo deklanşörüne göre yapılmamış bir makinede muhtemelen (kablolu veya kızılötesi ışınlarla çalışan bir düzenek gibi) başka bir kullanım yöntemi vardır. (cable release)
En açıktan en koyu tona geçinceye kadar bir film ya da fotoğraf kağıdında ara gri tonlarının varlığı ya da yokluğu; açık ve koyu bölümler arasındaki fark. Kontrastı etkileyen öğeler ise, konunun aydınlatma oranı, objektifin özellikleri, duyarlı malzemelerin özellikleri, banyo edilme oranı, kullanılmakta olan agrandisörün özellikleri, kullanılan kontrast özelliği ve yüzey dokusudur.
Çok yüksek kontrastlı bir film. Özel banyosu ile birlikte kullanılır ve ara tonların olmadığı, sadece siyahla beyazın yer aldığı görüntüler oluşur.
Fotoğrafçılık Terimi Olarak Ajitasyon:
Kimyasal işlemler sırasında, duyarlı yüzeye sürekli olarak bozulmamış banyonun temas etmesini sağlayan yöntem; Bu yöntem özellikle film ve kâğıtların geliştirme banyosunda bulundukları sırada ve saptama banyosunun (tespit banyosu ya da fix) ilk birkaç dakikasında çok önemlidir. Üretici firmaların bu konudaki uyarılarına aynen uyulmalıdır. (agitation)
Ajitasyon Sağlık-Tıp Terimi Olarak Ajitasyon:
Kişinin etrafa saldırganlığı, aşırı aktivitesi ile karakterize durum.
Ajitasyon Ağız ve Diş Sağlığı Terimi Olarak Ajitasyon:
Kişinin etrafa saldırganlığı, aşırı aktivitesi ile karakterize durum.
Kimyasal işlemler sırasında, duyarlı yüzeye sürekli olarak bozulmamış banyonun temas etmesini sağlayan yöntem; Bu yöntem özellikle film ve kâğıtların geliştirme banyosunda bulundukları sırada ve saptama banyosunun (tespit banyosu ya da fix) ilk birkaç dakikasında çok önemlidir. Üretici firmaların bu konudaki uyarılarına aynen uyulmalıdır. (agitation)
Ajitasyon Sağlık-Tıp Terimi Olarak Ajitasyon:
Kişinin etrafa saldırganlığı, aşırı aktivitesi ile karakterize durum.
Ajitasyon Ağız ve Diş Sağlığı Terimi Olarak Ajitasyon:
Kişinin etrafa saldırganlığı, aşırı aktivitesi ile karakterize durum.
Fotoğrafçılık Terimi Olarak Odak Noktası:
Objektifin optik ekseni üzerinde, belli bir konudan gelen paralel ışık huzmelerinin toplandığı (odaklandığı) nokta.
Odak noktası Fen Bilimleri Terimi Olarak Odak noktası:
Küresel aynalarda ve merceklerde asal eksene paralel gelen ışınların veya uzantılarının kesiştiği nokta.
Odak Noktası Matematik-Geometri Terimi Olarak Odak Noktası:
Konikte sabit noktaya koniğin odak noktası.
Objektifin optik ekseni üzerinde, belli bir konudan gelen paralel ışık huzmelerinin toplandığı (odaklandığı) nokta.
Odak noktası Fen Bilimleri Terimi Olarak Odak noktası:
Küresel aynalarda ve merceklerde asal eksene paralel gelen ışınların veya uzantılarının kesiştiği nokta.
Odak Noktası Matematik-Geometri Terimi Olarak Odak Noktası:
Konikte sabit noktaya koniğin odak noktası.
Işığı yayan ya da yumuşatan her türlü malzemeye verilen genel ad. Işık yumuşatıcısı ışık kaynağına yaklaştıkça yumuşatma etkisi azalır.
Fotoğrafçılık Terimi Olarak Perspektif:
Gerçekte üç- boyutlu olan bir cismin iki boyuta indirgendiğinde büyüklüğü ve biçimi arasındaki ilişki. Fotoğrafçılıkta perspektif konuya bakış açısı ile yakından ilgilidir.
Perspektif Yapı-Dekorasyon Terimi Olarak Perspektif:
İki boyutlu bir yüzeyde objeleri üç boyutlu gösterebilme sistemidir. 15. yy. başlarında temel kuralları belirlenmeye başlanmıştır. Ufuk çizgisi üstündeki odak noktası ve hava perspektifi olmak üzere iki şekilde olabilir. Odak noktası, birbirine paralel çizgilerin göz hizasındaki bir başka çizgi üzerinde tek bir noktada birleştiği prensibidir. Hava perspektifi ise atmosferin etkisiyle uzaktaki nesnelerin yakınlardaki nesnelere oranla daha az belirgin ve griye dönük bir tonda gözükmeleridir.
Perspektif Sanat Terimi Olarak Perspektif:
1- Varlıkları, resmin iki boyutlu ortamında, üç boyut hissi (derinlik) vermek için, belli kurallara bağlı kalarak çizme, gösterme.
2- Üç boyutlu gerçeklikleri iki boyutlu resim düzlemi üzerinde betimleyerek, üçüncü boyut yanılsaması yaratma işine yarayan bir resim ve çizim tekniği. Antikite de bugünkü anlamıyla perspektif tekniği kullanıldığı söylenemezse de, örneğin, Pompei duvar resimlerinde üçüncü boyut verme çabası önemli bir yer tutar. Fakat, gerçek perspektifin ancak 15. yüzyılda Rönesans'la birlikte ortaya çıktığı kesindir.
3- Resmin iki boyutlu ortamında, üçüncü boyut (derinlik), yanılsaması vermek için kullanılan teknik.
Perspektifİ nkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimi Olarak Perspektif:
1- Görünge
2- Bakış açısı
3- Nesneleri bir yüzey üzerine görüldükleri gibi çizme sanatı.
Perspektif Konfeksiyon Terimi Olarak Perspektif:
Arka görünüm (Açı)
Perspektif Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi Olarak Perspektif:
Eşya ve nesnelerin uzaktan görünüşü; nesneleri bir yüzey üzerine görüldükleri gibi çizme sanatı.
Perspektif Beden Eğitimi ve Spor Terimi Olarak Perspektif:
Eşya ve nesnelerin uzaktan görünüşü.
Gerçekte üç- boyutlu olan bir cismin iki boyuta indirgendiğinde büyüklüğü ve biçimi arasındaki ilişki. Fotoğrafçılıkta perspektif konuya bakış açısı ile yakından ilgilidir.
Perspektif Yapı-Dekorasyon Terimi Olarak Perspektif:
İki boyutlu bir yüzeyde objeleri üç boyutlu gösterebilme sistemidir. 15. yy. başlarında temel kuralları belirlenmeye başlanmıştır. Ufuk çizgisi üstündeki odak noktası ve hava perspektifi olmak üzere iki şekilde olabilir. Odak noktası, birbirine paralel çizgilerin göz hizasındaki bir başka çizgi üzerinde tek bir noktada birleştiği prensibidir. Hava perspektifi ise atmosferin etkisiyle uzaktaki nesnelerin yakınlardaki nesnelere oranla daha az belirgin ve griye dönük bir tonda gözükmeleridir.
Perspektif Sanat Terimi Olarak Perspektif:
1- Varlıkları, resmin iki boyutlu ortamında, üç boyut hissi (derinlik) vermek için, belli kurallara bağlı kalarak çizme, gösterme.
2- Üç boyutlu gerçeklikleri iki boyutlu resim düzlemi üzerinde betimleyerek, üçüncü boyut yanılsaması yaratma işine yarayan bir resim ve çizim tekniği. Antikite de bugünkü anlamıyla perspektif tekniği kullanıldığı söylenemezse de, örneğin, Pompei duvar resimlerinde üçüncü boyut verme çabası önemli bir yer tutar. Fakat, gerçek perspektifin ancak 15. yüzyılda Rönesans'la birlikte ortaya çıktığı kesindir.
3- Resmin iki boyutlu ortamında, üçüncü boyut (derinlik), yanılsaması vermek için kullanılan teknik.
Perspektifİ nkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimi Olarak Perspektif:
1- Görünge
2- Bakış açısı
3- Nesneleri bir yüzey üzerine görüldükleri gibi çizme sanatı.
Perspektif Konfeksiyon Terimi Olarak Perspektif:
Arka görünüm (Açı)
Perspektif Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi Olarak Perspektif:
Eşya ve nesnelerin uzaktan görünüşü; nesneleri bir yüzey üzerine görüldükleri gibi çizme sanatı.
Perspektif Beden Eğitimi ve Spor Terimi Olarak Perspektif:
Eşya ve nesnelerin uzaktan görünüşü.
Duyarkatın (filmin, algılayıcının) ya da fotoğraf kartının az ışığa maruz bırakılması. Koyu tonlu bir sonuç sağlar.
Örtücü özelliği olan bir boyadır. Filmde istenmeyen yerlerin kapatılmasında kullanılır.
Bir öğrencinin programa girişteki bilişsel, duyuşsal ve psiko-motor alandaki daha önce öğrenmiş olduğu davranışları konusundaki ölçüm sonuçlarının yorumlanması ile ortaya çıkan sonuç.
Bir eğitim kurumuna geçici olarak alınan, ancak kesin kayıt için gerekli işlemleri sonuçlandırılmamış olan öğrenci.
1. Eğitimle ilgili ruhsal sorunları inceleyen; araştırmaların sonunda elde edilen bulgulara dayanılarak saptanan ilke ve kurallardan çocuklar ile yetişkinlerin eğitimlerinde nasıl yararlanılacağını gösteren ruhbilim dalı.
2. Öğrenme sürecini ve bu sürecin niteliklerini ayrıntılarıyle inceleyen ruhbilim alanı.
2. Öğrenme sürecini ve bu sürecin niteliklerini ayrıntılarıyle inceleyen ruhbilim alanı.
Eğitim-Öğretim Terimi Olarak Nakil:
Aynı tür program, alan veya dalda öğrenim gören öğrencilerin kurumlar arasında yer değişikliği.
Nakil Belediyecilik-Kamu Yönetimi Terimi Olarak Nakil:
Personelin görev, sorumluluk ve ücret derecesi bakımından birbirine benzer bir kadrodan aynı ya da başka bir yerdeki bir diğer kadroya atanması.
Aynı tür program, alan veya dalda öğrenim gören öğrencilerin kurumlar arasında yer değişikliği.
Nakil Belediyecilik-Kamu Yönetimi Terimi Olarak Nakil:
Personelin görev, sorumluluk ve ücret derecesi bakımından birbirine benzer bir kadrodan aynı ya da başka bir yerdeki bir diğer kadroya atanması.
Eğitim-Öğretim Terimi Olarak Talim:
Öğretim, alıştırma.
Talim İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimi Olarak Talim:
Uygulamalı olarak yapılan askerlik eğitimi.
Tâlim Kur'an-ı Kerim Terimi Olarak Tâlim:
1. Öğrenme, öğretme, okutma, ders verme
2. Egzersiz.
Öğretim, alıştırma.
Talim İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimi Olarak Talim:
Uygulamalı olarak yapılan askerlik eğitimi.
Tâlim Kur'an-ı Kerim Terimi Olarak Tâlim:
1. Öğrenme, öğretme, okutma, ders verme
2. Egzersiz.
Davranış, mizaç, güdü, tercih, zevk ve değerlerle ilgili alan.
(bkz:duyuş)
(bkz:duyuş)