keskin nisanci

bazen küçük bir tebessüm bile çok şey ifade eder.

"anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmesiydi eğer."

(bkz:can yücel)

"bana satılmış bir medya ver, sana cahil bir toplum sunayım."

(bkz:joseph goebbels)

şu yaşıma geldim çok kötü çok forvet gördüm ama bu başka bir şey. bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir ama bu eleman koca bir 90 dakika tek bir olumlu hareket yapamıyor. olumlu hareket yapamamak bir yana tüm takım ataktayken saçma sapan fauller yapıyor, hem takımın atak yapmasını engelliyor hem de oyunun soğumasına ve rakibin nefes almasına fırsat veriyor. bu adam mecburen sezon sonuna kadar fenerbahçe'de yapılacak tek şey, haram paramız varmış diyerek bu elemanı kadrodışı bırakmak. sezonun kalan bölümünde tatil yapsın parasını alsın.

bir ikizler burcu erkeği değildir, kendimden biliyorum. çok şükür bugün de kendimi övdüm, gömmek serbest.

adaletsizlikler, yolsuzluklar, hırsızlıklar bir tarafa ülkemizin en büyük kanayan yarası bu bence. ortadoğulu tarafımızı bastıramadığımız sürece de yara kanamaya devam edecek. eğitim evet belki kısmen engeller, gerçek manada caydırıcı cezalar da kısmen engeller ama dediğim gibi ortadoğulu zihniyet yıkılmadıkça fazla yol alınamaz. çünkü en cahilinden, en okumuşuna kadar geniş bir katil skalası var, bu da demektir ki eğitim de bir yere kadar.

tff başkanı yıldırım demirören'in sahip olduğu şirket ile amerikalı ortağı bahis oyunları ihalesini kazandı. dünyada bahis ihalesini alan bir federasyon başkanı yok.

demirören istifa edecek gibi durmuyor, peki nasıl olacak bu iş? hiçbir şey olmasa da bu işe şaibe karışacak. yüzde 0,2 komisyon ile ihalede para nerden kazanılacak, zaten hakkında birçok spekülasyon dönen demirören nasıl bir savunma yapacak?

aslında tek başına çiçek vermek desem daha doğru olur ki bence yanlış. yani elbette çiçek de verilebilir de sanki kalıcılığı olan bir şey vermek daha güzel. hadi diyelim 14 şubat saçmalığına inanıyorsunuz ya da kendinizi mecbur hissediyorsunuz, bari kolaycılığa kaçıp çiçekle olayı kapatmaya çalışmayın.

geldi yine nice babayiğidin heder olacağı ve kapitalizmin kölesi olduğunu iliklerine kadar hissedeceği gün.


zenginsozluk.com/foto

bana son derece saçma gelen durum. öncelikle 14 şubat saçmalığına inanmıyorum, ortaya çıkışı da o günden bugüne kutlanmaya devam etmesi de anlamsız ve sevginin günlere indirgenmesi başka bir anlamsız hareket.

ayrıca sevgili kelimesi sevgi kökünden türemiştir, günlük sevgi dolayısıyla sevgili olmaz, olsa olsa ona 14 şubat partneri filan denir.

kuvvetle muhtemel okul fişlerinden hallice ifadelerin barınacağı bir kitap olur ve edebi açıdan beş para etmez ama yılmaz özdil'in kitabının binlerce liraya satıldığı memlekette elbette şeyma subaşı'nın kitabına da para verenler çıkacaktır.

dizinin ilk sezonunu izledim, Netflix imzalı ama bu topraklara ait dramı içinde ziyadesiyle taşıyor. dizinin konusu fena olmasa da bilmiyorum ama bana işlenişi basit geldi. la casa de papel' de de olduğu gibi bazı sonuçlara varılırken kolaya kaçılmış. belki de bölüm sürelerinin kısa olması yüzünden bu yola başvuruldu ama dediğim gibi birçok kaliteli yapımı olan Netflix markasına yakışan kalitede bir yapım değil bana göre. 2. sezon yayınladığında bir süre daha takip edeceğim, aynı durum tekrar ederse izlemem bırakırım.

ülkücü hareketin en önemli neferlerinden biriydi. sürgünlerle, hapislerle, işkencelerle vs. geçen çileli bir ömrü vardı. vatanını ve milletini seven gerçek bir vatanseverdi. bazıları gibi liderim ne derse doğrudur demeyen, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen adam gibi bir adamdı. yaradan mekanını cennet eylesin, ailesinin ve sevenlerinin başı sağ olsun.

kelimenin tam anlamıyla saygısızlıktır hatta terbiyesizliktir. hayır bunu yapan zavallılar kendilerini atatürkçü ve aydın olarak görüyorlar ya ağızlarına kürekle vurasım geliyor. kimse kimsenin giyimine karışamaz ve giyim etik kurallarla da açıklanamaz. minik etek giyen erkekleri tahrik eder diyenle başörtüsünü zorla çıkarmaya çalışanlar aynı bozuk zihniyeti taşır.

türk futbolu üzerindeki lânetlerden biri, bu be benzeri kişilerin futboldan uzak tutulması gerekir ama ne hikmetse ismi lazım değil kişi gibi bu da yürüyen ego olmasına ve safkan bir diktatör olmasına rağmen sürekli el üstünde tutuluyor.

bir iki ay önce hakemlere küfreden, onlara tüküren kişi bugün kalkıp hakemler de hata yapar diyor. işin ilginç yanı bu eleman da diğeri gibi ne söylese alkışlamıyor ki bildiğim kadarıyla araları da çok iyi. başka türlü enişteleriyle mekan basan birine mahkemeden 3 bin tl gibi komik bile sayılamayacak bir ceza verilmezdi. gerçi ben dedim aferin fatih mekanı iyi basmışsınız diye ödül de verebilirler.

bazı medya grupları fatih terim'in hakemler de hata yapar lafının gönderme olduğunu iddi ediyorlar ama yemezler, elemanın dansöz gibi kıvırmalarını çok gördük.

bir akpli ilçe başkanı beyanı.

chp milletvekili tuncay özkan twitter hesabından bir video paylaştı, videoda Mersin Çamlıyaya AKP İlçe Başkanı Mehmet Ali Yetiş, mevcut akpli belediye başkanına oy isterken hırsız bizim hırsızımız, biz yanında yer alırız gibi kelâmlar ediyor.

bir ilçe başkanının açıklaması çok önemli değil ama bu bize bir şeyleri gösteriyor. bunlardaki tek kriter kendilerinden olması, hırsız olması, kim hakkı yemesi filan umurlarında değil ve bu ülkeyi bu zihniyet yönetiyor.

http://www.cumhuriyet.com.tr/m/video/video/1237741/AKP_li_baskan__Hirsiz_bizim_hirsizimiz..._Biz_yaninda_yer_aliriz.html

fenerbahçe futbol takımı, devre arası transfer döneminde takıma katılan sadık çiftpınar, victor moses, tolgay arslan, serdar aziz ve miha zajc için kulüp tesislerinde imza töreni. imza töreni youtube üzerinden yayınlandı ve soruları da fenerbahçeli oyuncular sordu. fenerbahçe taraftarları için gerçekten eğlenceli anların yaşandığı bir imza töreni oldu.

imza töreninin en eğlenceli anı roman neustadter'in serdar aziz'E, galatasaray'ın en hızlı oyuncusu kim, çünkü kimse jailson'u yakalayamadı diye sorduğu andı.

yepisyeni futbol kulübü, tayyip erdoğan tarafından onaylanan ve hayata geçirilen projeye göre futbol takımı mart ayında başlayacak ankara 2. amatör küme liginde mücadele edecek ve antremanlarda külliye'de yapılacak.

medipol başakşehir yetmedi bir de milletin parasını cumhurbaşkanlığı spor'a harcayacaklar. bu ülke üçüncü dünya ülkelerinden bile daha kötü yönetiliyor. milletin parası har vurup harman savuluyor ama kimse bir şey diyemiyor.

https://tr.sputniknews.com/amp/turkiye/201902061037503460-cumhurbaskanligi-spor-kuruldu-idmanlar-kulliyede-yapiacak/

ekleme: cumhurbaşkanlığı kaynaklarından habere dair yalanlama geldi ama bugüne kadar birçok yalanlanan proje hayata geçtiği için bilemiyorum altan.

özer çiller

herkes bu adama eşinin soyadını aldığı için kılıbık, sümsük, içgüveysi filan diyordu ama tansu çiller döneminde özer çiller'in istihbaratı yöneten kişi olduğu söyleniyor. hatta o dönemde meydana gelen bazı faili meçhul olaylara da karıştığı iddia ediliyor. iddia diyorum çünkü bunlar şehir efsanesi gibi dilden dile dolanan şeyler, ortada söylenenleri destekleyecek bilgi ve belge yok.

sözlük entelektüeli ne demek tam bilmiyorum ama entelektüel insanların kötülenmesine bir anlam veremedim. entelektüel olmak iyi bir şey bildiğim kadarıyla, ha demek istenen ukalalık yapanlar ise ona lafim yok ama bilen insan iyidir.

bu sezon ilk defa 2 maç üst üste kazanmaya başaran takım ama şöyle bir şey var takımda müthiş bir özgüven kaybı var. eskiden bir takım kadıköy'de 10 kişi kaldığında fenerbahçe rakip kim olursa olsun aç kurtlar gibi saldırıyordu. dün oynanan göztepe maçında rakip daha 50. dakikada 10 kişi kalmasına rağmen fenerbahçeli futbolcular uzun süre skoru korumaya yönelik oynadılar. ancak maçın sonlarına doğru tekrar atak futbola dönebildiler.

bu sezon için iki maç üst üste kazanmak önemli ama hâlâ takım bir ritm tutturamadı, yeni transferler elbet takıma katkı vereceklerdir ama takımın kısa zamanda tekrar özgüven kazanması ve şampiyon gibi oynaması lazım.

sırtını terör örgütüne dayayanların, apo denen bebek katilinin heykelini dikeceklerini iddia edenlerin buluşma yeri. ne omurgaları vardır ne de ilkeli bir siyasetleri. pkk nın her istediğini yerine getirmekle mükellef tipler bunlar.

bugüne kadar sanal ortamda insanları cihad'a davet eden ya da islam bayraktarlığı yapan kimseyi görmedim, kimsenin müslümanlık çok güzel gelsene dediğini görmedim ve ateistlere faşizanca şeyler yapıldığını görmedim ama sabah akşam dine sallayanları çok gördüm, işin komik tarafı ateist olduğunu iddia edip, sabah akşam din muhabbeti yapanları da çok gördüm. hem dinlerin varlığına inanmıyorlar hem de ağızlarından din düşmüyor. madem din yok, olmadığını iddia ettiğiniz şeyleri konuşmak çelişki değil midir?

insanlar reel hayatlarında neler yaşıyorlar bilemem, belki gerçekten kendilerini baskı altında hissediyorlar, eyvallah ama sanal alemde iletişim halinde oldukları kişiler bizleriz ve biz kimsenin inancına ya da inançsızlığına müdahale etmiyoruz ve burada dindarlar aptal gibi gösterildiğinde muhatap da bizleriz. bir inanca sahip olduğumuz için en aşağılık iftiralara ve hakaretlere maruz kalmayı reddiyoruz.

kimse dine ve değerlerine saldırmadığı sürece biz kimseye dini övmeye ya da savunmaya çalışmayız. saygı karşılıklı olacaksa eyvallah ama tek taraflı saygıyı kimse beklemesin.

bunun modası geçti diye biliyordum, yani evet birkaç yıl öncesine kadar modaydı bu olay ve kitaptaki en eski hatun düşürme taktiklerinden biriydi ama dediğim gibi modası geçti bence bunun.

canımız ciğerimiz joker beyciğimizin the dark knight filminde çok güzel kullandığı replik.

hakikaten neden bu ciddilik, hayat sürekli bir taraflarıyla size gülerken, nereye kadar bu ciddilik? diyeceğim de ben bile inanmayacağım, ne de en ufak olayda pire için yorgan yakan bir insanım ama yine de biraz ciddiyeti bırakmak lazım.

ekleme: ciddiliği eleştireceğim derken başlık yanlış olmuş, why so serious yapılırsa iyi olur.