Akıl erdirme, algılama.
(bkz:algı)
Devlet yönetimini elinde bulunduran kişi ve kurumlar.
Dizüstü bilgisayar :)
Karşı tarafa gönderilen iyi niyetli söz.
İnsanın yaptığı olayı gizlemesi, saklaması
Başkasının ardından yapılan kötü söylem.
Rahatsız olduğum durumdur. Başkasında görünce de rahatsız oluyorum.
ülkede haksız ve gereksiz kapitülasyonlara sahip olan topluluk.
bu topluluktan ayrıca kendisine zarar verip onların lehine olan ilticayı haince ve ahmakça soykırım diye adlandırıp yalan yanlış tarih yazan topluluk.
1. dünya savaşında küresel güçlerden gaz ve silah alan ermeni çeteleri kendilerine destek vermedikleri için ülke içi ve dışı kendi halklarına zülm edip katliam yapmıştırlar ve suçu da şanlı Türk milletine atmıştırlar.
yine azerbaycan'da zamanın da anadolu'da eşi, oğlu, savaşa giden kadınlarına, çocuklara yaptıkları işkenceleri ve katliamları devam ettirmektedirler.
bu topluluktan ayrıca kendisine zarar verip onların lehine olan ilticayı haince ve ahmakça soykırım diye adlandırıp yalan yanlış tarih yazan topluluk.
1. dünya savaşında küresel güçlerden gaz ve silah alan ermeni çeteleri kendilerine destek vermedikleri için ülke içi ve dışı kendi halklarına zülm edip katliam yapmıştırlar ve suçu da şanlı Türk milletine atmıştırlar.
yine azerbaycan'da zamanın da anadolu'da eşi, oğlu, savaşa giden kadınlarına, çocuklara yaptıkları işkenceleri ve katliamları devam ettirmektedirler.
üzücü bir gerçek hatta üzerine fazla düşünmeye başlarsanız depresyona bile girebilirsiniz.
çok yetkili kimselere 'yapacağınız işi si----m'
sesi yüzünden bu alçağa aldanmayın. buna yapılan iyi gibi yorumlar Türkiye'nin nice değerlerine karşı yapılmış büyük saygısızlıktır bu cürreti gösterme olanağını nasıl buluyorsunuz kendinizde ? yok şarkılarıymış, sesiymiş kendinizi boşuna kandırmayın arkadaşım.
kendisi gibi bölücü olan yusuf hayaloğlu ile dağda geberen teröristlere yazdığı şarkıları dinleyip 'abi çok iyi ya' edebiyatı yapmayın, yapanları uyarın bilinçlendirin.
bu herif gizli gizli değil açıkca türkiye cumhuriyetnin bölünmez bütünlüğüne saygı duymayan ve bölmek isteyen pkk'nın sempatizanıdır öyle de ölmüştür şarkıları bunun uğrunadır kimse bunu inkar edemez. bunları da solculuk devrimcilik altında yapıp halk arasında bu kesimlerden kendisine sempati toplamıştır.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
şimdi bir konuya daha değineceğim bugün bu şerefi iki kuruş etmez herif nasıl bu seviyelere geldi diyeceksiniz, bunu söylemekte çok haklısınız size cevabım yine çok basit olacaktır.
biliyorsunuz türkiye'nin bitmeyen dertleri akp hükümeti ile başka bir hal, başka bir boyut almış ve türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldıklarını her fırsatta dile getirdikleri, bağnaz, gerici, şeriatçi islam devleti kurmayı düşlediklerini dillerinden ve hareketlerinden eksik etmiyorlar.
bu yönde yapılanların arasında bu herif hiç bir şey.
kendisi gibi bölücü olan yusuf hayaloğlu ile dağda geberen teröristlere yazdığı şarkıları dinleyip 'abi çok iyi ya' edebiyatı yapmayın, yapanları uyarın bilinçlendirin.
bu herif gizli gizli değil açıkca türkiye cumhuriyetnin bölünmez bütünlüğüne saygı duymayan ve bölmek isteyen pkk'nın sempatizanıdır öyle de ölmüştür şarkıları bunun uğrunadır kimse bunu inkar edemez. bunları da solculuk devrimcilik altında yapıp halk arasında bu kesimlerden kendisine sempati toplamıştır.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
şimdi bir konuya daha değineceğim bugün bu şerefi iki kuruş etmez herif nasıl bu seviyelere geldi diyeceksiniz, bunu söylemekte çok haklısınız size cevabım yine çok basit olacaktır.
biliyorsunuz türkiye'nin bitmeyen dertleri akp hükümeti ile başka bir hal, başka bir boyut almış ve türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldıklarını her fırsatta dile getirdikleri, bağnaz, gerici, şeriatçi islam devleti kurmayı düşlediklerini dillerinden ve hareketlerinden eksik etmiyorlar.
bu yönde yapılanların arasında bu herif hiç bir şey.
islam hukuku denen islam yasaları iran ve arabsitan ülkelerinde uygulandığını biliyorum belki başka ülkelerde de vardır.
benim bu konuda kendi yorumum şöyle aslında bu daha çok eğitimsiz, toplum olarak gelişememiş ve modernleşememiş toplumlar için makuldur. yenilikçi, ahlaklı ve modern bir yapıya sahip milletler zaten bu cezaları gerektirecek bir olaya sebebiyet vermez. Zihniyet ve İradelerini ellerinde tutarlar.
benim bu konuda kendi yorumum şöyle aslında bu daha çok eğitimsiz, toplum olarak gelişememiş ve modernleşememiş toplumlar için makuldur. yenilikçi, ahlaklı ve modern bir yapıya sahip milletler zaten bu cezaları gerektirecek bir olaya sebebiyet vermez. Zihniyet ve İradelerini ellerinde tutarlar.
teknoloji üzerinden cevap verebilirim oda şu şekilde
sistemlerin çöküp kendilerini yeniden başlatması gibi bir şeydi galiba
sistemlerin çöküp kendilerini yeniden başlatması gibi bir şeydi galiba
sıradakilerin gerektiği gibi hareket edip oyalanmadığı sürece benim için sıkıntı olmuyor aslında fakat otobüse ve vapura binerken veya bir şey satın almak için beklerken öndekilerin oyalanması, sırası geldiği halde beklemesi, gerektiğinden yavaş hareket etmesi cinnet sebebi niteliğinde.
'Söz konusu formatsa gerisi teferruattır' diyerek alabora ettiğim durum
bulunduğum yere mütiş bir fırtına ile bastıran yağmur geldi adeta yağmuru savuruyordu karşı binalardan çığlıklar duydum onlar fazla abartmış olabilirlerdi ama biz de tedirgin olmadık değil. bizim evin oraya damla düşmemiş taş gibi dolu yağmış video attılar ağzım açık kaldı sonumuz hayır olsun. bugün çıkarılacak bir sonuç varsa oda doğa'yı hafife almamamız gerektiği.
ikincisi ise sürekli seçimlerde konu olan ve bazı yetkililerce ağızlarından düşmeyen yapılara ve mekanlara gerekli önlemlerin alınmaması alt yapıya olanak verilmemesi azla yetinilmesi çoğun cebe gönderilmesini göz ardı edenleri artık seçmek gerektiği :)
ikincisi ise sürekli seçimlerde konu olan ve bazı yetkililerce ağızlarından düşmeyen yapılara ve mekanlara gerekli önlemlerin alınmaması alt yapıya olanak verilmemesi azla yetinilmesi çoğun cebe gönderilmesini göz ardı edenleri artık seçmek gerektiği :)
ay yürüşü anlamına gelen 'ileriye yürüyerek geriye gidilen dans'
pop'un kralı michael jackson tarafından icra edilmiştir.(ilk elektronik dans'da sahne de michael jackson tarafından yapılmıştır.)
bu dansı bllie jean adlı parçasını seslendirirken yapar ve hayretle izlersiniz.
ilk defa gösterime sunduğu performansı da budur; dakika 3.40
daha net izlemek için dakika 6.10
off gaza geldim hemen başlamak istiyorum diyenler için 33. saniye
pop'un kralı michael jackson tarafından icra edilmiştir.(ilk elektronik dans'da sahne de michael jackson tarafından yapılmıştır.)
bu dansı bllie jean adlı parçasını seslendirirken yapar ve hayretle izlersiniz.
ilk defa gösterime sunduğu performansı da budur; dakika 3.40
daha net izlemek için dakika 6.10
off gaza geldim hemen başlamak istiyorum diyenler için 33. saniye
1999'da fazilet adlı partiden milletvekili çıkan, laikliği ayaklar altına alıp meclise giden ve oradan Bülent Ecevit tarafından
şu muhteşem konuşmayla def edilen fetöcü (kocası fetöcüyse kendisi neden olmasın)
daha sonra amerikan vatandaşı olduğunu bildirmediği için ve alenen meclis de provokasyon yaptığı için Türk vatandaşlığından atılmış. Şuan Türkçülüğü ayaklar altına alan hükümet tarafından vatandaşlığı tekrar iade edilmiş ve karga bokunu yemeden büyük elçi olarak Malezya'ya atanmış.
şu muhteşem konuşmayla def edilen fetöcü (kocası fetöcüyse kendisi neden olmasın)
daha sonra amerikan vatandaşı olduğunu bildirmediği için ve alenen meclis de provokasyon yaptığı için Türk vatandaşlığından atılmış. Şuan Türkçülüğü ayaklar altına alan hükümet tarafından vatandaşlığı tekrar iade edilmiş ve karga bokunu yemeden büyük elçi olarak Malezya'ya atanmış.
yedi ulu ozan, alevîlik'te söyledikleri deyişler ile alevi inancını halka anlatan ve yaşadıkları dönemden bugüne zakirler ve sözlü edebiyat ile ulaştıran kimi hükümdar-şair, kimi halktan bir çoğu ehli beyt soyundan gelen kişilere denir
cemlerde okunan deyişlerin tamamına yakını bu ozanlara aittir
yedi ulu ozan; değişik tarihsel dönemlerde yaşamış aleviliği gerek içerik olarak gerekse edebi olarak en iyi ifade eden 7 kişiden oluşan ozanlardır. bu ozanlar adeta aleviliğin tanınması açısından aleviliğin kart adresleridir.
yedı ulu ozanlar : seyyid imâd'ed-dîn nesîmî (14. yy.) yemini (15. yy.)
fuzûlî (16. yy.) şah ismail hatai (16. yy.) virani (16. yy.) pir sultan abdal (16. yy.) '
kul himmet (16. yy.) bazı kaynaklarda hallacı mansurda bu lısteye koyar
bu yedi ulu ozana aleviliği teorileştirenler de diyebiliriz. bu ozanlar alevilik felsefesini en iyi şekilde dile getirmişlerdir. bu ozanların şiirleri, söyledikleri sözler aleviler için adeta kanun sayılmıştır. cemlerde en çok bu ozanların deyişleri çalınır, şiirleri okunur. bu ozanların şiirleri ve deyişleri günümüzde de popülerdir. buradan da anlaşılacağı üzere bu ozanlar aradan geçen tarihi silmişler, güncelliğinden hiç bir şey kaybetmeden günümüzde de alevilerin moral ve direnme gücü olan şiirleri, deyişleriyle ölümsüzleştirmişlerdir. sanırız bu konuda yanlış bir anlaşılma mevcut. bazı kimseler alevi ozanların sayısının yedi ozan ile sınırlandığını düşünmekte, söylemekteler. bu bir yanılgıdır. alevilerde şüphesiz ulu mertebesine gelecek daha nice ozanlar var. yalnız bu ozanlar semboldür. kimse alevi ozanların sadece bu yedi ulu ozan ile sınırlı olduğunu sanmasın. bu yedi ulu ozan diğer ozanların temsilcisi, sözcüsü, sembolü konumundadırlar
seyyid nesimi (1369 – 1417) bağdat'ın nesim kasabası'nda yetişmiş, diyarbakır bölgesine yerleşen türkmenlerdendir. halep'te hallac-ı mansur'un düşüncelerinin iz sürücüsü olduğu için kafir sayılıp derisi yüzülerek öldürülmüştür.nesimi, hurufi'dir. fazlullah hurifi' nin görüşlerini benimsemiştir. varlık birliği görüşünü savunan, kişi ile tanrı arasında bir nitelik yükleyen inanç arasında bağlantı kurar. tanrının yetkin (kamil) insanda görüldüğü tasavvufi görüşünü benimser.başlıca eserleri türkçe ve farsça divanlardır. azeri asıllı türkmenlerdendir. hallac-ı mansur inanç ve felsefesini dile getirdiği için, derisi yüzülerek 1417 yılında halep'te (suriye) şehit edilmiştir. (bazı tarihler ise bu şehadetin 1403 yılı olduğunu yazarlar).
hâr içinde biten gonca güle minnet eylemem
arabi farisi bilmem, dile minnet eylemem
sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi
iblisin talim ettiği yola minnet eylemem
bir acaip derde düştüm herkes gider kârına
bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
rızkımı veren huda'dır kula minnet eylemem.
ey nesimi, can nesimi ol gani mihman iken
yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken
cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
yeryüzünün halifesi hükümdara minnet eyleme
ben yitirdim ben ararım yâr benimdir kime ne gâh giderim öz bağıma gül dererim kime ne
gâh giderim medreseye ders okurum hak için gâh giderim meyhaneye dem çekerim kime ne
sofular haram demişler bu aşkın şarabına ben doldurur ben içerim günah benim kime ne
nesimî'ye sordular li yârin ile hoş musun hoş olayım olmayayım o yâr benim kime ne nesimi
şah hatayi (şah i smail) (1487 – 1524) yedi ulu'lardan şah hatayi; 1487 yılında iran-erdebil'de doğdu. anadolu'daki alevi cemlerinde nefesleri en sık yer alan ululardandır. babası şeyh haydar, anası akkoyunlu hükümdarı uzun hasan'ın kızı alemşah halime begüm sultan'dır.osmanlı padişahı yavuz sultan selim'le 19 mart 1514'de yaptığı çaldıran'daki savaşı kaybetti. bu onun için sonun başlangıcı oldu. 1524'de 37 yaşında iken azerbaycan'da hakk'a yürüdü. cenazesi erdebil'e götürülerek, dedesi şeyh safiyüddi'nin türbesi yanında toprağa verildi.şah hatayi çok iyi bir eğitim almıştır. hz. ali ve hacı bektaş veli üstüne pek çok içtenlikli nefesler yazmıştır
alevi inancında 7 ulu ozandan biri olan şah ismail hatayi, azeri asıllı türkmen'dir. 1487 yılında güney azerbaycan' ın erdebil kentinde doğmuştur. alevilerin cemlerinde deyişleri en çok okunan 7 ulu ozandan biridir. şah ismail hatayi, 1500 yılında erzincan'nın sarıkaya yaylasında, seyyid ocakları mensubu dedeler ile türkmen aşiret ve oba beylerinin katıldığı büyük türkmen kurultayına başkanlık etmiş ve 9 eylül 1502 tarihinde de tebriz'de “safevi türkmen kızılbaş devletini” kurmuştur. osmanlı padişahı yavuz' la 19 mart 1514' te yaptığı çaldıran savaşını kaybetmiş, 1524'te 37 yaşında iken azebaycan' da hakk'a yürümüştür. kabri erdebil' dir.
kırklar meydanına vardım gel beri ey can dediler izzet ile selam verdiler gel işte meydan
şah hatayi'm nedir halin hakk'a şükr et kaldır elin gıybetten kese gör dilin her kula yeksan dediler
bugün mâtem günü geldi
âh hüseyn ü vâh hüseyin
senin derdin bağrım deldi
âh hüseyn ü vâh hüseyin
kerbelâ'nın önü yazı
yüreğimden çıkmaz sızı
yezîdler mi kırdı sizi
âh hüseyn ü vâh hüseyin
kerbelâ'nın yazıları
şehid düştü gâzîleri
fatma ana kuzuları
âh hüseyn ü vâh hüseyin
kerbelâ'da biter yonca
boyu uzun beli ince
şah hatayi'm kasârınca
âh hüseyn ü vâh hüseyin
erenler cemine her can giremez
edep ile erkan yol olmayınca
her kamberim diyen kamber olamaz
şahın kanberine kul olmayınca
arama uzakta vardır yakını
gerçek olan talip bulur hakkını
yüklemezler sana yolun yükünü
bükülü kametin dal olmayınca
şah hatayi m eder bu sırrı beyan
kamil midir cahil sözüne uyan
bir baştan ağlamak ömüre ziyan
iki baştan muhip yar olmayınca
fuzuli (1504 – 1556 ) asıl adı mehmet olan fuzuli; 1504 'de kerkük'te doğdu. kerkük'te bayat türkmen boyunun karyağdı soyundan gelmektedir.şiirlerini hem türkçe, hem arapça hem de farsça yazan fuzuli'nin en başarılı eserleri türkçe yazılmış olanlarıdır. fuzuli; yalnızca türk ve fars edebiyatında değil, dünya klasikleri arasında da saygın bir yer almış ozandır.bir gönül eri olan fuzuli; yaşamı süresince kerbela ve bağdat çevresinden ayrılmamış, bir süre hz. ali'nin türbesinde türbedarlık yapmıştır.
kitaplar fuzuli'nin en büyük dileğinin kerbela'da ölmek olduğunu yazar. fuzuli yakın çevresine hz. hüseyin'in türbesinin yanında toprağa verilmeyi ve mezarına taş konulmamasını vasiyet etmiştir. kendisi veba hastalığı salgınında hakk'a yürümüş ve vasiyeti yerine getirilmiştir.kerbela olayı'nı anlatan “hadikat-ü süeda” (mutluların bahçesi) en önemli eserlerindendir... fuzuli'nin en önemli yapıtı kerbela katliamı da anlatan “hadikat'üs - süeda” (saadete erenlerin bahçesi, leyla ile mecnun vs.) adını taşıyan çalışmaları arasındadır. fuzuli, osmanlı divan edebiyatının tek alevi şairidir.
gayr ile her dem nedir seyr-i gülistân ettiğin; bezm edip halvet kılıp yüz lütf-u ihsân ettiğin? ahd bünyadın mürüvvetdir mi virân ettiğin! hani ey zalim bizimle ahd-u peymân ettiğin?
cürmümüz noldu ki bizden eyledin bizârlık biz gâmın çektik, sen ettin özgeye gâm-harlık sizde adet bu mudur, böyle olur mu yârlık! hani ey zalim, bizimle ahd-u peymân ettiğin?
beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı felekler yandı âhımdan murâdım şem´i yanmaz mı
kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım uyadır halkı efgânım gara bahtım uyanmaz mı
gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
yemini (15. yüzyıl sonu-16 yüzyıl başı) yemini 15. yüzyılın sonu ile 16. yüzyılın ilk yarısında tuna ırmağı yörelerinde yaşadı. çeşitli kaynaklar tarafından asıl adının ali olduğunu, akyazılı ibrahim dede zaviyesinde hizmet ettiğini ve “yemini” mahlasını kullandığını yazar. demir baba velayetnamesi'nde adı “hafız kelam yemini” olarak geçer. bundan da kuran'ı ezbere okuduğu anlaşılır.
hz. ali'nin mitolojik yaşamını konu edinen faziletname adlı kitabı 7300 beyitten oluşmaktadır. kitap bir erdem kitabıdır. bu kitap, hz. ali'nin yaşamının, ehlibeyt ve ali sevgisinin yoğun işlendiği temel eserlerinden biridir. bu eseri kitab-ı erdem (iyi ahlak kitabı) olarak niteleyenler kitaptaki doğruluğu, dürüstlüğü, alçak gönüllülüğü yaşam biçimi ve inanç biçimi haline getirmesinden dolayı yemini'ye daha bir saygı duyarlar. alevi inancında 7 ulu ozandan biri olan ve asıl adı fazıl oğlu mehmet tir
dediler ki keramet kanı hayder dayanmaz derdimin derrnanı hayder
kamu mümin'lerin kalbinde mihrin olubdur dini hem imanı hayder
hakk'ın kudreti sende ayandır velayet mülkinin sultanı hayder
imamü'l müttekinsin bellü bayık erenler merdinin merdan'ı hayder
cemad'a dil verirsin emr-i yezdan verir nutkun ölüye canı hayder
dediler ki keramet kanı haydar
dayanmaz derdimin dermanı haydar
hakkın kudreti sende ayardır
velayet mülkünün sultanı haydar
kanın müminlerin kalbinde mührün
erenler merdinin merdanı haydar
yemini dert bende kıl inayet
delalete koyma gel onu haydar
virani (16.yüzyıl) doğum ve ölüm tarihi belli olmayan virani'nin; 16. yüzyılda eğriboz adasında doğduğu söylenir. hurufiliği benimsemiş bir bektaşi ozanı olan virani; bir süre necef'te hz.ali'nin türbesinde türbedarlık hizmeti vermiştir.virani; balkanlarda demir baba'dan babalık icazeti almış, hz. ali tutkusunu dile getiren çok sayıda şiir yazmıştır.bazı araştırmacılar, yazılarında virani'nin aruz vezni ile 300'e yakın şiir söylediğini ve koca bir divan oluşturduğunu bildirerek ozan'ın az çok öğrenim görmüş olduğunu belirtirler.virani'ye göre, evrende ve bütün nesnel varlıklarda görünen hz. ali'dir. alevi inancında 7 ulu biridir
şaha doğru giden bir kervan gördüm
şahım beni katarına almıyor
yalvardım yakardım darına durdum
yalvaranın kusuruna kalmıyor
yalvaralım bizi katara ala
korkunçlu bellerde yardımcı ola
metahının nargı gelmiyor dile
peşin ister veresiye olmuyor
bezirgan yol tutmuş malı damgalı
yuzbin harici gelse ayıramaz onu
bezirgan başımdır mürşitim ali
mekan ister viraneye konmuyor
virani'm dahildir ol bezirgana
canım kurban icindeki canlara
hakkın ınayeti katara uyana
oda her kuluna nasip olmuyor
kudret kandilinde parlayıp duran,
muhammet alinin nurudur vallah.
zuhur edip küffar askerin kıran,
elinde zülfikar alidir billah.
elinde zülfikar, altında düldül,
önünde kamberi dilleri bülbül,
hazreti fatima cennette bir gül,
ona sırrın dedi hak habibullah.
zuhur etti imam hasan, hüseyin,
onların nurundan ziyalandı din,
kırk pare bölündü zeynel abidin,
tutarız yasını hasbeten lillah.
muhammed bakır'la cafer-i sadık,
şahım musa kazım, hem rıza dedik,
tarikat adabiyle cismimiz yuduk,
hak dedi: müminin kalbi beytullah.
taki, naki imamların civanı,
hasan-ül askeri cismim sultanı,
elinde hücceti, mehdi devranı,
vakit tamam oldu gönderir allah.
virani'yem niyazım var üstada,
elinde zülfikar hem ehli gaza,
bin bir dondan baş gösterdi mürteza,
biz bir bildik, dedik: allah eyvallah
pir sultan abdal (16. yüzyıl) dönen dönsün ben dönmezem yolundan dıyen pir sultan abdal'ın 1500 yıllarında doğduğu tahmin ediliyor. doğduğu yeri ise kendisi şiirlerinde, “benim aslım horasan'dan hoy'dandır” diyerek belirtiyor.asıl adı haydar olan pir sultan abdal'ın sivas'ın yıldızeli'ne bağlı banaz köyü'nden olduğu söylenir. pir sultan'ın yaşamı alevi bektaşi toplumunun söylencelerine dayanır.şiirlerinden ise safevi devleti hükümdarı şah ismail'in oğlu olan şah tahmasb zamanında yaşadığı anlaşılır.pir sultan abdal, döneminin toplumsal sorunlarına eğilmiş, bunları kendisine konu edinmiş, çıkış yolları aramış, yer yer şiirini sanatını da bu uğurda aracı yapmış bir ozandır. bu nedenle halkla, halkın sorunlarıyla özdeşleşmiş ve bütünleşmiştir.
pir sultan abdal, osmanlı zulmüne karşı anadolu halkının sıkılmış yumruğudur. haksız gidişe “dur” diyen bir haykırıştır. alevi inancı'nda 7 ulu ozandan biri olan pir sultan abdal, 15. yüzyılda yaşamıştır. asıl adı haydar olan pir sultan abdal'ın sivas' ın yıldızeli ilçesine bağlı banaz köyünde yaşadığı bilinmektedir. yaşam öyküsü alevi / bektaşi toplumunun deyiş ve söylencelerine dayanır. osmanlı imparator'luğunun haksızlık ve zulümlerine karşı, safevi kızılbaş devleti'ni savunan pir sultan, döneminin toplumsal sorunlarını kendisine konu edinmiş, deyiş, mersiye ve nefes'lerle halkı bu uğurda motive etmiş ve ileri düzeyde etkilemiştir
gurbet elde bir hal geldi başıma, ağlama gözlerim mevlâ kerimdir. derman arar iken derde düş oldum, ağlama gözlerim mevlâ kerimdir.
huma kuşu yere düştü ölmedi, dünya sultan süleyman'a kalmadı. dedim yare gidem, nasip olmadı, ağlama gözlerim mevlâ kerimdir.<p> </p>kağıda yazarlar ufak yazılar, anasız olur mu körpe kuzular? derdi yüreğinde olan sızılar, ağlama gözlerim mevlâ kerimdir.<p> </p>abdal pir sultan'ım böyle buyurdu, ayrılık donların biçti, giydirdi. ben ayrılmaz idim, felek ayırdı, ağlama gözlerim mevlâ kerimdir.
gelin canlar bir olalım
gelin canlar bir olalım, münkire kılıç çalalım, hüseyn'in kanın alalım, tevekkeltü taalallah.
özü öze bağlayalım, sular gibi çağlayalım, bir yürüyüş eyleyelim, tevekkeltü taalallah.
açalım kızıl sancağı, geçsin yezid'lerin çağı, elimizde aş bıçağı, tevekkeltü taalallah.
mervan soyunu vuralım, hüseyn'in kanın soralım, padişahın öldürelim, tevekkeltü taalallah.
pir sultan'ım geldi cuşa, münkirlerin aklı şaşa, takdir olan gelir başa, tevekkeltü taalallah.
kul himmet (16. yüzyılın ikinci yarısı)kul himmet; tokat'a bağlı almus ilçesinin bugünkü adı görümlü kasabası olan varsıl köyü'ndendir. 16. yüzyılın ikinci yarısında yaşamıştır. kul himmet bütün nefeslerinde hz.ali, 12 imamlar ve hacı bektaş veli'yi büyük bir içtenlikle anlatır.kul himmet'in nefesleri de diğer ulu ozanların nefesleri gibi her alevi ceminin vazgeçilmez nefesleri arasındadır.iyi bir tekke ve tarikat eğitimi gören kul himmet'in, pir sultan abdal'a bağlı olduğu, onun çevresinde yetiştiği, müridi olup o'nu izlediği şiirlerinde açıkça ortaya çıkar.halk ozanlarında alevi bektaşi olmayanlar bile onun etkisinde kalmış, ona yakınlık göstermiştir.kul himmet; tarikat ışığında beliren insan sevgisini hacı bektaş veli üzerinde yoğunlaştırarak nesnel duruma getirmiş, tanrı kavramını bir varlık olan insanla özdeşleştirmiştir alevi inancında 7 ulu ozandan biridir
düştüm yine bir derde
düştüm yine bir derde gönlüm niçin eğlenmez kararım yok bu yerde gönlüm niçin eğlenmez
himmet bir aşık kuldur bu yol bir acep yoldur halimi bilen oldur gönlüm niçin eğlenmez
seyyah olup şu alemi gezerim
seyyah olup şu alemi gezerim bir dost bulamadım gün akşam oldu kendi efkarımca okur yazarım bir dost bulamadım gün akşam oldu
iki elim gitmez oldu yüzümden ah ettikçe yaşlar gelir gözümden kusurumu gördüm kendi özümden bir dost bulamadım gün akşam oldu
bozuk şu dünyanın temeli bozuk tükendi daneler kalmadı azık yazıktır şu geçen ömüre yazık bir dost bulamadım gün akşam oldu
kul himmet üstadım ummana dalam gidenler gelmedi bir haber alam abdal oldum şah giyindim bir zaman bir dost bulamadım gün akşam oldu.
cemlerde okunan deyişlerin tamamına yakını bu ozanlara aittir
yedi ulu ozan; değişik tarihsel dönemlerde yaşamış aleviliği gerek içerik olarak gerekse edebi olarak en iyi ifade eden 7 kişiden oluşan ozanlardır. bu ozanlar adeta aleviliğin tanınması açısından aleviliğin kart adresleridir.
yedı ulu ozanlar : seyyid imâd'ed-dîn nesîmî (14. yy.) yemini (15. yy.)
fuzûlî (16. yy.) şah ismail hatai (16. yy.) virani (16. yy.) pir sultan abdal (16. yy.) '
kul himmet (16. yy.) bazı kaynaklarda hallacı mansurda bu lısteye koyar
bu yedi ulu ozana aleviliği teorileştirenler de diyebiliriz. bu ozanlar alevilik felsefesini en iyi şekilde dile getirmişlerdir. bu ozanların şiirleri, söyledikleri sözler aleviler için adeta kanun sayılmıştır. cemlerde en çok bu ozanların deyişleri çalınır, şiirleri okunur. bu ozanların şiirleri ve deyişleri günümüzde de popülerdir. buradan da anlaşılacağı üzere bu ozanlar aradan geçen tarihi silmişler, güncelliğinden hiç bir şey kaybetmeden günümüzde de alevilerin moral ve direnme gücü olan şiirleri, deyişleriyle ölümsüzleştirmişlerdir. sanırız bu konuda yanlış bir anlaşılma mevcut. bazı kimseler alevi ozanların sayısının yedi ozan ile sınırlandığını düşünmekte, söylemekteler. bu bir yanılgıdır. alevilerde şüphesiz ulu mertebesine gelecek daha nice ozanlar var. yalnız bu ozanlar semboldür. kimse alevi ozanların sadece bu yedi ulu ozan ile sınırlı olduğunu sanmasın. bu yedi ulu ozan diğer ozanların temsilcisi, sözcüsü, sembolü konumundadırlar
seyyid nesimi (1369 – 1417) bağdat'ın nesim kasabası'nda yetişmiş, diyarbakır bölgesine yerleşen türkmenlerdendir. halep'te hallac-ı mansur'un düşüncelerinin iz sürücüsü olduğu için kafir sayılıp derisi yüzülerek öldürülmüştür.nesimi, hurufi'dir. fazlullah hurifi' nin görüşlerini benimsemiştir. varlık birliği görüşünü savunan, kişi ile tanrı arasında bir nitelik yükleyen inanç arasında bağlantı kurar. tanrının yetkin (kamil) insanda görüldüğü tasavvufi görüşünü benimser.başlıca eserleri türkçe ve farsça divanlardır. azeri asıllı türkmenlerdendir. hallac-ı mansur inanç ve felsefesini dile getirdiği için, derisi yüzülerek 1417 yılında halep'te (suriye) şehit edilmiştir. (bazı tarihler ise bu şehadetin 1403 yılı olduğunu yazarlar).
hâr içinde biten gonca güle minnet eylemem
arabi farisi bilmem, dile minnet eylemem
sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi
iblisin talim ettiği yola minnet eylemem
bir acaip derde düştüm herkes gider kârına
bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
rızkımı veren huda'dır kula minnet eylemem.
ey nesimi, can nesimi ol gani mihman iken
yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken
cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
yeryüzünün halifesi hükümdara minnet eyleme
ben yitirdim ben ararım yâr benimdir kime ne gâh giderim öz bağıma gül dererim kime ne
gâh giderim medreseye ders okurum hak için gâh giderim meyhaneye dem çekerim kime ne
sofular haram demişler bu aşkın şarabına ben doldurur ben içerim günah benim kime ne
nesimî'ye sordular li yârin ile hoş musun hoş olayım olmayayım o yâr benim kime ne nesimi
şah hatayi (şah i smail) (1487 – 1524) yedi ulu'lardan şah hatayi; 1487 yılında iran-erdebil'de doğdu. anadolu'daki alevi cemlerinde nefesleri en sık yer alan ululardandır. babası şeyh haydar, anası akkoyunlu hükümdarı uzun hasan'ın kızı alemşah halime begüm sultan'dır.osmanlı padişahı yavuz sultan selim'le 19 mart 1514'de yaptığı çaldıran'daki savaşı kaybetti. bu onun için sonun başlangıcı oldu. 1524'de 37 yaşında iken azerbaycan'da hakk'a yürüdü. cenazesi erdebil'e götürülerek, dedesi şeyh safiyüddi'nin türbesi yanında toprağa verildi.şah hatayi çok iyi bir eğitim almıştır. hz. ali ve hacı bektaş veli üstüne pek çok içtenlikli nefesler yazmıştır
alevi inancında 7 ulu ozandan biri olan şah ismail hatayi, azeri asıllı türkmen'dir. 1487 yılında güney azerbaycan' ın erdebil kentinde doğmuştur. alevilerin cemlerinde deyişleri en çok okunan 7 ulu ozandan biridir. şah ismail hatayi, 1500 yılında erzincan'nın sarıkaya yaylasında, seyyid ocakları mensubu dedeler ile türkmen aşiret ve oba beylerinin katıldığı büyük türkmen kurultayına başkanlık etmiş ve 9 eylül 1502 tarihinde de tebriz'de “safevi türkmen kızılbaş devletini” kurmuştur. osmanlı padişahı yavuz' la 19 mart 1514' te yaptığı çaldıran savaşını kaybetmiş, 1524'te 37 yaşında iken azebaycan' da hakk'a yürümüştür. kabri erdebil' dir.
kırklar meydanına vardım gel beri ey can dediler izzet ile selam verdiler gel işte meydan
şah hatayi'm nedir halin hakk'a şükr et kaldır elin gıybetten kese gör dilin her kula yeksan dediler
bugün mâtem günü geldi
âh hüseyn ü vâh hüseyin
senin derdin bağrım deldi
âh hüseyn ü vâh hüseyin
kerbelâ'nın önü yazı
yüreğimden çıkmaz sızı
yezîdler mi kırdı sizi
âh hüseyn ü vâh hüseyin
kerbelâ'nın yazıları
şehid düştü gâzîleri
fatma ana kuzuları
âh hüseyn ü vâh hüseyin
kerbelâ'da biter yonca
boyu uzun beli ince
şah hatayi'm kasârınca
âh hüseyn ü vâh hüseyin
erenler cemine her can giremez
edep ile erkan yol olmayınca
her kamberim diyen kamber olamaz
şahın kanberine kul olmayınca
arama uzakta vardır yakını
gerçek olan talip bulur hakkını
yüklemezler sana yolun yükünü
bükülü kametin dal olmayınca
şah hatayi m eder bu sırrı beyan
kamil midir cahil sözüne uyan
bir baştan ağlamak ömüre ziyan
iki baştan muhip yar olmayınca
fuzuli (1504 – 1556 ) asıl adı mehmet olan fuzuli; 1504 'de kerkük'te doğdu. kerkük'te bayat türkmen boyunun karyağdı soyundan gelmektedir.şiirlerini hem türkçe, hem arapça hem de farsça yazan fuzuli'nin en başarılı eserleri türkçe yazılmış olanlarıdır. fuzuli; yalnızca türk ve fars edebiyatında değil, dünya klasikleri arasında da saygın bir yer almış ozandır.bir gönül eri olan fuzuli; yaşamı süresince kerbela ve bağdat çevresinden ayrılmamış, bir süre hz. ali'nin türbesinde türbedarlık yapmıştır.
kitaplar fuzuli'nin en büyük dileğinin kerbela'da ölmek olduğunu yazar. fuzuli yakın çevresine hz. hüseyin'in türbesinin yanında toprağa verilmeyi ve mezarına taş konulmamasını vasiyet etmiştir. kendisi veba hastalığı salgınında hakk'a yürümüş ve vasiyeti yerine getirilmiştir.kerbela olayı'nı anlatan “hadikat-ü süeda” (mutluların bahçesi) en önemli eserlerindendir... fuzuli'nin en önemli yapıtı kerbela katliamı da anlatan “hadikat'üs - süeda” (saadete erenlerin bahçesi, leyla ile mecnun vs.) adını taşıyan çalışmaları arasındadır. fuzuli, osmanlı divan edebiyatının tek alevi şairidir.
gayr ile her dem nedir seyr-i gülistân ettiğin; bezm edip halvet kılıp yüz lütf-u ihsân ettiğin? ahd bünyadın mürüvvetdir mi virân ettiğin! hani ey zalim bizimle ahd-u peymân ettiğin?
cürmümüz noldu ki bizden eyledin bizârlık biz gâmın çektik, sen ettin özgeye gâm-harlık sizde adet bu mudur, böyle olur mu yârlık! hani ey zalim, bizimle ahd-u peymân ettiğin?
beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı felekler yandı âhımdan murâdım şem´i yanmaz mı
kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım uyadır halkı efgânım gara bahtım uyanmaz mı
gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
yemini (15. yüzyıl sonu-16 yüzyıl başı) yemini 15. yüzyılın sonu ile 16. yüzyılın ilk yarısında tuna ırmağı yörelerinde yaşadı. çeşitli kaynaklar tarafından asıl adının ali olduğunu, akyazılı ibrahim dede zaviyesinde hizmet ettiğini ve “yemini” mahlasını kullandığını yazar. demir baba velayetnamesi'nde adı “hafız kelam yemini” olarak geçer. bundan da kuran'ı ezbere okuduğu anlaşılır.
hz. ali'nin mitolojik yaşamını konu edinen faziletname adlı kitabı 7300 beyitten oluşmaktadır. kitap bir erdem kitabıdır. bu kitap, hz. ali'nin yaşamının, ehlibeyt ve ali sevgisinin yoğun işlendiği temel eserlerinden biridir. bu eseri kitab-ı erdem (iyi ahlak kitabı) olarak niteleyenler kitaptaki doğruluğu, dürüstlüğü, alçak gönüllülüğü yaşam biçimi ve inanç biçimi haline getirmesinden dolayı yemini'ye daha bir saygı duyarlar. alevi inancında 7 ulu ozandan biri olan ve asıl adı fazıl oğlu mehmet tir
dediler ki keramet kanı hayder dayanmaz derdimin derrnanı hayder
kamu mümin'lerin kalbinde mihrin olubdur dini hem imanı hayder
hakk'ın kudreti sende ayandır velayet mülkinin sultanı hayder
imamü'l müttekinsin bellü bayık erenler merdinin merdan'ı hayder
cemad'a dil verirsin emr-i yezdan verir nutkun ölüye canı hayder
dediler ki keramet kanı haydar
dayanmaz derdimin dermanı haydar
hakkın kudreti sende ayardır
velayet mülkünün sultanı haydar
kanın müminlerin kalbinde mührün
erenler merdinin merdanı haydar
yemini dert bende kıl inayet
delalete koyma gel onu haydar
virani (16.yüzyıl) doğum ve ölüm tarihi belli olmayan virani'nin; 16. yüzyılda eğriboz adasında doğduğu söylenir. hurufiliği benimsemiş bir bektaşi ozanı olan virani; bir süre necef'te hz.ali'nin türbesinde türbedarlık hizmeti vermiştir.virani; balkanlarda demir baba'dan babalık icazeti almış, hz. ali tutkusunu dile getiren çok sayıda şiir yazmıştır.bazı araştırmacılar, yazılarında virani'nin aruz vezni ile 300'e yakın şiir söylediğini ve koca bir divan oluşturduğunu bildirerek ozan'ın az çok öğrenim görmüş olduğunu belirtirler.virani'ye göre, evrende ve bütün nesnel varlıklarda görünen hz. ali'dir. alevi inancında 7 ulu biridir
şaha doğru giden bir kervan gördüm
şahım beni katarına almıyor
yalvardım yakardım darına durdum
yalvaranın kusuruna kalmıyor
yalvaralım bizi katara ala
korkunçlu bellerde yardımcı ola
metahının nargı gelmiyor dile
peşin ister veresiye olmuyor
bezirgan yol tutmuş malı damgalı
yuzbin harici gelse ayıramaz onu
bezirgan başımdır mürşitim ali
mekan ister viraneye konmuyor
virani'm dahildir ol bezirgana
canım kurban icindeki canlara
hakkın ınayeti katara uyana
oda her kuluna nasip olmuyor
kudret kandilinde parlayıp duran,
muhammet alinin nurudur vallah.
zuhur edip küffar askerin kıran,
elinde zülfikar alidir billah.
elinde zülfikar, altında düldül,
önünde kamberi dilleri bülbül,
hazreti fatima cennette bir gül,
ona sırrın dedi hak habibullah.
zuhur etti imam hasan, hüseyin,
onların nurundan ziyalandı din,
kırk pare bölündü zeynel abidin,
tutarız yasını hasbeten lillah.
muhammed bakır'la cafer-i sadık,
şahım musa kazım, hem rıza dedik,
tarikat adabiyle cismimiz yuduk,
hak dedi: müminin kalbi beytullah.
taki, naki imamların civanı,
hasan-ül askeri cismim sultanı,
elinde hücceti, mehdi devranı,
vakit tamam oldu gönderir allah.
virani'yem niyazım var üstada,
elinde zülfikar hem ehli gaza,
bin bir dondan baş gösterdi mürteza,
biz bir bildik, dedik: allah eyvallah
pir sultan abdal (16. yüzyıl) dönen dönsün ben dönmezem yolundan dıyen pir sultan abdal'ın 1500 yıllarında doğduğu tahmin ediliyor. doğduğu yeri ise kendisi şiirlerinde, “benim aslım horasan'dan hoy'dandır” diyerek belirtiyor.asıl adı haydar olan pir sultan abdal'ın sivas'ın yıldızeli'ne bağlı banaz köyü'nden olduğu söylenir. pir sultan'ın yaşamı alevi bektaşi toplumunun söylencelerine dayanır.şiirlerinden ise safevi devleti hükümdarı şah ismail'in oğlu olan şah tahmasb zamanında yaşadığı anlaşılır.pir sultan abdal, döneminin toplumsal sorunlarına eğilmiş, bunları kendisine konu edinmiş, çıkış yolları aramış, yer yer şiirini sanatını da bu uğurda aracı yapmış bir ozandır. bu nedenle halkla, halkın sorunlarıyla özdeşleşmiş ve bütünleşmiştir.
pir sultan abdal, osmanlı zulmüne karşı anadolu halkının sıkılmış yumruğudur. haksız gidişe “dur” diyen bir haykırıştır. alevi inancı'nda 7 ulu ozandan biri olan pir sultan abdal, 15. yüzyılda yaşamıştır. asıl adı haydar olan pir sultan abdal'ın sivas' ın yıldızeli ilçesine bağlı banaz köyünde yaşadığı bilinmektedir. yaşam öyküsü alevi / bektaşi toplumunun deyiş ve söylencelerine dayanır. osmanlı imparator'luğunun haksızlık ve zulümlerine karşı, safevi kızılbaş devleti'ni savunan pir sultan, döneminin toplumsal sorunlarını kendisine konu edinmiş, deyiş, mersiye ve nefes'lerle halkı bu uğurda motive etmiş ve ileri düzeyde etkilemiştir
gurbet elde bir hal geldi başıma, ağlama gözlerim mevlâ kerimdir. derman arar iken derde düş oldum, ağlama gözlerim mevlâ kerimdir.
huma kuşu yere düştü ölmedi, dünya sultan süleyman'a kalmadı. dedim yare gidem, nasip olmadı, ağlama gözlerim mevlâ kerimdir.<p> </p>kağıda yazarlar ufak yazılar, anasız olur mu körpe kuzular? derdi yüreğinde olan sızılar, ağlama gözlerim mevlâ kerimdir.<p> </p>abdal pir sultan'ım böyle buyurdu, ayrılık donların biçti, giydirdi. ben ayrılmaz idim, felek ayırdı, ağlama gözlerim mevlâ kerimdir.
gelin canlar bir olalım
gelin canlar bir olalım, münkire kılıç çalalım, hüseyn'in kanın alalım, tevekkeltü taalallah.
özü öze bağlayalım, sular gibi çağlayalım, bir yürüyüş eyleyelim, tevekkeltü taalallah.
açalım kızıl sancağı, geçsin yezid'lerin çağı, elimizde aş bıçağı, tevekkeltü taalallah.
mervan soyunu vuralım, hüseyn'in kanın soralım, padişahın öldürelim, tevekkeltü taalallah.
pir sultan'ım geldi cuşa, münkirlerin aklı şaşa, takdir olan gelir başa, tevekkeltü taalallah.
kul himmet (16. yüzyılın ikinci yarısı)kul himmet; tokat'a bağlı almus ilçesinin bugünkü adı görümlü kasabası olan varsıl köyü'ndendir. 16. yüzyılın ikinci yarısında yaşamıştır. kul himmet bütün nefeslerinde hz.ali, 12 imamlar ve hacı bektaş veli'yi büyük bir içtenlikle anlatır.kul himmet'in nefesleri de diğer ulu ozanların nefesleri gibi her alevi ceminin vazgeçilmez nefesleri arasındadır.iyi bir tekke ve tarikat eğitimi gören kul himmet'in, pir sultan abdal'a bağlı olduğu, onun çevresinde yetiştiği, müridi olup o'nu izlediği şiirlerinde açıkça ortaya çıkar.halk ozanlarında alevi bektaşi olmayanlar bile onun etkisinde kalmış, ona yakınlık göstermiştir.kul himmet; tarikat ışığında beliren insan sevgisini hacı bektaş veli üzerinde yoğunlaştırarak nesnel duruma getirmiş, tanrı kavramını bir varlık olan insanla özdeşleştirmiştir alevi inancında 7 ulu ozandan biridir
düştüm yine bir derde
düştüm yine bir derde gönlüm niçin eğlenmez kararım yok bu yerde gönlüm niçin eğlenmez
himmet bir aşık kuldur bu yol bir acep yoldur halimi bilen oldur gönlüm niçin eğlenmez
seyyah olup şu alemi gezerim
seyyah olup şu alemi gezerim bir dost bulamadım gün akşam oldu kendi efkarımca okur yazarım bir dost bulamadım gün akşam oldu
iki elim gitmez oldu yüzümden ah ettikçe yaşlar gelir gözümden kusurumu gördüm kendi özümden bir dost bulamadım gün akşam oldu
bozuk şu dünyanın temeli bozuk tükendi daneler kalmadı azık yazıktır şu geçen ömüre yazık bir dost bulamadım gün akşam oldu
kul himmet üstadım ummana dalam gidenler gelmedi bir haber alam abdal oldum şah giyindim bir zaman bir dost bulamadım gün akşam oldu.
bilinçli yapıldığında salak yerine geçerek karşınızdakini salak yerine koyma durumudur.
bu işi yapmak çok ustalık istemez aslında gerçekten salak olmayın yeter :D
bu işi yapmak çok ustalık istemez aslında gerçekten salak olmayın yeter :D
çok muhteşem şöyle böyle diyemeyiz tabii fakat günümüzde onlarca imkan olduğu halde olduğumuz yerde adım atıyoruz fakat yine de güzel işlere imza atanlar var, var olsunlar.
zaaftır.
2,5 senedir yapıyorum ama gün gün değil 5-6 ayda bir yazıyorum veya bazen özel günleri yazıyorum. günlük olarak başladım anı defterine çevirdim galiba..
günümüz için söylüyorum yabancı markalarla ortak olursun isminin kenarına altına eklersin falan ama bana göre bu büyüme değildir. şurada ortak olmayan kaç banka kaldı