Uzun ömürlü olmasını dilediğim platform. Başlıkların erkekler üzerinden açılması acayip keyiflendirdi beni. Yemek yapmayan kadın yerine yemek yapan erkek var mesela başlıklarda. Ekşi sözlük'ten gelince bir ferahlıyorsun.
Çocukları eğlendirmeyi görev edindikleri halde neşenin değil hüznün ve korkunun simgesi olan meslek grubu. Aynı zamanda turgut uyar'ın sanılan fakat anonim bir şiirin de adıdır.
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan" dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
"duyamadım", derdim, "tekrar et!"
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
"olur öyle" dedi palyaço,
"herkes alçaktır biraz"
"otur ulan!" dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
"rakı doldur!" dedim, "eksilmesin!"
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan"
dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerindi dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan" dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
"duyamadım", derdim, "tekrar et!"
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
"olur öyle" dedi palyaço,
"herkes alçaktır biraz"
"otur ulan!" dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
"rakı doldur!" dedim, "eksilmesin!"
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan"
dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerindi dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
instagramı hacklenen her ünlü isme yürüdüğü gözlemlenen Barcelona valisi. İspanya'ya giden kadınlara yardımseverliğiyle göz doldurmakta. müslümanlığı kimseye bırakmayıp cinsel münasebette bulunmadığı bir kulak arkam kalması ne kadar olduğu gibi görünen bir şahıs olduğunu gözler önüne seriyor.
Ülkemizde 11 Ağustos'ta vizyona girecek the dark tower filminin uyarlandığı aynı adlı serinin yazarıdır.
Yedi bölümden (kitaptan) oluşan mehmet akif ersoy'un şiirlerini topladığı eseridir. Bu bölümler şöyle ayrılır:
1) safahat: manzum hikayelerin bulunduğu, kitaba adını veren bölüm.
2) süleymaniye kürsüsünde: ıı.meşrutiyet'ten sonra ülkenin içine düştüğü çöküntüyü anlatan bölümdür.
3) hakk'ın sesleri: ayet ve hadis tefsirleri, siyasal ve sosyal konulu şiirlerin bulunduğu bölümdür.
4) fatih kürsüsünde: şairin topluma uyarılar yaptığı bölümdür.
5) hatıralar: seyahat hatıralarının anlatıldığı bölimdür.
6) asım: idealist bir vatan şehidi "asım" gençliğin sembolü olarak kullanılmıştır. Millet sevgisini ve inancını anlatan bölümdür.
7) gölgeler: lirik şiirler ve çeşitli manzumelerin bulunduğu bölümdür.
1) safahat: manzum hikayelerin bulunduğu, kitaba adını veren bölüm.
2) süleymaniye kürsüsünde: ıı.meşrutiyet'ten sonra ülkenin içine düştüğü çöküntüyü anlatan bölümdür.
3) hakk'ın sesleri: ayet ve hadis tefsirleri, siyasal ve sosyal konulu şiirlerin bulunduğu bölümdür.
4) fatih kürsüsünde: şairin topluma uyarılar yaptığı bölümdür.
5) hatıralar: seyahat hatıralarının anlatıldığı bölimdür.
6) asım: idealist bir vatan şehidi "asım" gençliğin sembolü olarak kullanılmıştır. Millet sevgisini ve inancını anlatan bölümdür.
7) gölgeler: lirik şiirler ve çeşitli manzumelerin bulunduğu bölümdür.
Ya düşerse diye düşünen yazarların bir umut verdiği ilanlardır. Beyler boşuna sözlüğün seviyesini düşürmeyin, ekmek çıkmaz size buradan.
Not: 9 m 15 cm, damarlı
Not: 9 m 15 cm, damarlı
Trollük yapması için akp'den 450 bin lira aldığı söylenen bomboş bir insan. Buna 450 bin lira vermek gerçekten kimin fikriyse tebrik ediyorum.
1971 yılında çekilen orhan gencebay'ın başrolünü oynadığı bir ömer lütfi akad filmi.
Çömezlerin de girilerini takip etme isteğine cevap vermesi gereken sözlük. Ne girdim naptım göremiyorum hiçbir şey.
Sonsuza kadar devam etmesini dilediğim dizi. İzliyor muyum? Hayır fakat o ekibi zaplarken de olsa bir arada görmeyi seviyorum. Malım galiba.
İnsanoğlunun ulaşmayı en çok arzu ettiği element. Kimse bir magnezyumun bir silisyumun efendime söyleyeyim bir aminyumun peşine düşmezken bu sarı element için cinayet işlerler.
Sevgiden gözü hiçbir şeyi görmeyecek bir adet erkek gerekir. Salaklık veya aptallık değil körlüktür hanımcılık.
Bir şarkı adamın amına ancak bu kadar koyabilir.
Sevdiği hanımı her şeyin üstünde tutan, her şeyden çok değer veren kişilere yakıştırılan sıfat. Asla aşağılama anlamı taşıdığını düşünmüyorum. Hanımcıyız ezelden.
Ne olursa olsun fikirleri ve izi bu ülkeden silinmeyecek ebedi liderimiz.
Rezillik dolu programlardır. Fakat devletin khk ile evlilik programlarını kapatmasının desteklenmesi ahmaklıktır. Bu, devletin görevi değildir. İki gün sonra farklı yapımların da "toplum yapımıza" uymadığı gerekçesiyle kaldırılmasının önünü açar. Ayrıca tam da toplumumuza uygun programlardır kimse kusura bakmasın.
Hemen hemen bütün şarkıları muhteşem kürt kökenli sanatçı. Fakat bu onun pkk terör örgütü sempatizanı bir isim olduğu gerçeğini değiştirmez. Konser meydanlarında "vallahi apo'yu özledik" dediği ne çabuk unutuluyor.
Tanrı kavramını eleştiren mor ve ötesi şarkısıdır. Bu durum sözlerinde açıkca görülebilmektedir.
"Kul oldun köle oldun, kurşun geçirmez cam oldun
Cin oldun adam çarptın, cellat oldun kelle uçurdun"
"İki gözüm kadar eminim sen yoksun
Var mısın yoksun"
"Kul oldun köle oldun, kurşun geçirmez cam oldun
Cin oldun adam çarptın, cellat oldun kelle uçurdun"
"İki gözüm kadar eminim sen yoksun
Var mısın yoksun"
Yapılan iş favorilemek olduğu sürece eylemine devam edecek kişidir. Sonra oku gibi bir özellik olmasına rağmen buna "favori" denilmesi beğenilen her girdiyi favorileme isteği uyandırmaktadır.
de, bir yürek niye yargılatır kendini bir başka yüreğe?
neden öyleyse bir yürek kendine ağır,
kendi ipinde sallanır ve böylesine birbirine sağır.
(bkz:yüreğimde yara sesi)
(bkz:tunay bozyiğit)
neden öyleyse bir yürek kendine ağır,
kendi ipinde sallanır ve böylesine birbirine sağır.
(bkz:yüreğimde yara sesi)
(bkz:tunay bozyiğit)
yeni yazarı olduğum, ilk izlenimlerin olumlu olduğu sözlük. Bir yabancılık var tabi ister istemez ama alışacağız gibi dur bakalım.