confessions

quares

1. nesil Yazar - Eski sevgili hüznü

  1. toplam entry 805
  2. takipçi 25
  3. puan 16487

likya yolu

quares
Fethiye'den başlayıp antalya'ya kadar giden tarihle bütünleşmiş bir yol. Yol üzerinde ki güzellikler görülmeye değerdir. En yakın zamanda bu yol için detaylı bir yazı yazacağım.

güne bir şiir bırak

quares
Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı,
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür.

Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
– Maveraünnehir nereye dökülür?
En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
– Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.

Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor
Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır:
Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım

O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik
Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazmıştır:
Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler

Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden büyük bir çocuk vardır
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek

Ece ayhan

sergey yesenin

quares
Sergey Aleksandrovich Yesenin,Rusya'nın Ryazan bölgesinde Konstantinovo (bugün Yesenino) köyünde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak doğdu.

Dokuz yaşındayken şiir yazmaya başladı. 1912'de düzeltmen olarak çalıştığı yayınevi tarafından Moskova'ya gönderildi.

Ertesi yıl Moskova Devlet Üniversitesinde dışardan öğrenci olarak katıldı ve birbuçuk yıl boyunca orada çalıştı. 1915'te Alexander Blok, Sergei Gorodetsky, Nikolai Klyuev ve Andrey Bely gibi şairlerle tanışmak için St. Petersburg'a gitti. Alexander Blok'tan şairlik kariyeri açısından büyük destek aldı.

1916-1917'de, askere çağrıldı. Ekim Devriminden sonra I. Dünya Savaşının patlak vermesiyle devrimin daha iyi bir yaşam sağlayacağına inandı ve devrimi destekledi.

Fakat daha sonra Bolşevizmin kurallarını kritize ederek bunları şiirlerine yansıttı. Ağustos 1917'de, daha sonra Vsevolod Meyerhold'un eşi olan aktris Zinaida Raikh ile evlendi evlendi. Eylül 1918'de kendi yayınevini kurdu.(Трудовая Артель Художников Слова)

1921'in sonuna doğru ressam Alexei Yakovlev'i ziyaret ettiği sırada, henüz 17 yaşında olan dansçı Isadora Duncan ile tanıştı. 1922 yılında evlendiler. Birlikte Avrupa ve Amerika seyahatleri yaptılar. Yesenin'in içki sorunu; onu otel ve lokanta gibi yerlerde taşkınlık yapmasına sebep oldu. Mayıs 1923'de Duncan'den ayrılıp Moskova'ya döndü. 1924'te Tavern Moscow ve Confessions of a Hooligan, 1925'te ise Desolate and Pale Moonlight ve The Black Man'i yayınladı.

Hoşçakal, dostum, hoşçakal, mutluluklar.
Sevgili dostum, yüreğimde yaşayacak anın,
Sonunda ayrılık yazgısı olsa da insanın.
Hoşçakal dediğimiz gibi buluşmak da var.

Hoşçakal, dostum, el sıkışmadan, suskunlukla
Sakın üzülme, nedir bu gözlerindeki hüzün?
Şu yaşamda yeni bir şey değil ki ölüm,
Ama pek öyle yeni sayılmaz yaşamak da.

İntiharı
Sergey Yesenin, psikolojik bir rahatsızlık yaşadı ve hastaneye yatırıldı. Kısa bir süre sonra hastaneden çıktı. 27 Aralık 1925'te İngiltere Oteli'ndeki odasında bileklerini keserek intihar etti. Cesedinin yanında Mayakovski'ye yazdığı bir not bulundu. Sergei Yesenin, Moskova'nın Vagankovskoye mezarlığına defnedildi.

Rusya'nın en popüler şairlerinden birisi olmasına rağmen, onun için devlet töreni düzenlenmedi. Joseph Stalin ve Nikita Khrushchev'in başkanlığı esnasında Kremlin tarafından yasaklandı. Nikolay Bukharin'in Esenin'i eleştirisi, önemli şekilde yasaklamaya katkıda bulundu. 1966'da eserlerinin çoğu tekrar yayınlandı.

genaralim tankınız ne güçlü

quares
Bir Bertolt Brecht şiiri:

Tankınız ne güçlü generalim,
Siler süpürür bir ormanı,
Yüz insanı ezer geçer.
Ama bir kusurcuğu var;
İster bir sürücü.

Bombardıman uzağınız ne güçlü generalim,
Fırtınadan tez gider, filden zorlu.
Ama bir kusurcuğu var;
Usta ister yapacak.

İnsan dediğin nice işler görür, generalim,
Bilir uçurmasını, öldürmesini, insan dediğin.
Ama bir kusurcuğu var;
Bilir düşünmesini de.

21. yy'da sarayda yaşayan insanların olması

quares
İnsana şaşkınlık verir. Hele ki ülkenin büyük coğunluğu açlık sınırının altındaysa, ülkede 9 milyon yeşil kartlı varsa, ülkede tarikat yurtlarına muhtaç bırakılan çocuklar varsa ve o tarikat yurtlarında yanarak ölüyorlarsa, devletin yurtlarınının yetersizliği yüzünden tarikat yurtlarına bırakılan erkek çocuklara dahi tecavüz ediliyorsa, ülkede ki madenciler her saniye ölümle burun buruna yaşıyorsa ve bu onların fıtratıysa ve güzel ölüyorlarsa. Ülkede hergün kadın cinayetleri işleniyor kadına şiddet günden güne artıyorsa, ülkede iş cinayetlerinin üstü örtbas ediliyorsa, ülkede ki olaylara tamam bir defadan bir şey olmaz diyen bakanlar varsa, milletin orasına burasına koyacağız diyen iş adamları köşeyi dönmüşse, milletin dini duygularıyla bakara makaa diye dalga geçiliyorsa, 40/1 denilen zalim düzeni hâlâ devam ediyorsa, halkı bilerek fakirleştirip makarnaya kömüre dahi muhtaç bırakıp, halka yaşayabilecegi kadar erzak vererek o halk üzerinde baskıcı bir otorite kurulmaya çalışılıyorsa, bir tarafta tarikat yurdunda kolunu kıyma makinesine kaptıran 9 yaşında çocuk diğer tarafta ise tirilyon dolarlık saat takan beyler varsa bu düzen firavunu dahi kıskandırır. Neyse ya gece bi sinirle yazdım, kek verem mi kek?

geceye bir şiir bırak

quares
Rabbim şimdi bir polisi tutuklar gibi
Değişik bir hayvan tıkanıyor göğüslerimde
Menşei cam çocukların haysiyetiyle
Pasiflora anlamında tiren koşayım.
Koşayım filmlerin ismi bu olsun
Şehre laciverd bir ceket gibi yakışsın yağmur
Rabbim gör Rabbim duy Rabbim bağışla
Rabbim kızın annesi bankada memur.

Sol yanlarım cumartesi küle çalışsın
Mason teşkilatlara çarpsın bisiklet
Titreyeyim muştalara sapayım kopkor
Rabbim kız okula geliyor, Yaşasın Cumhuriyet!

İşte yeniden gür bir kapsül sürçsün eşikte
Al sakallı bir kelebek başlasın bitsin
Bu kestiğim son kardeşim surları sökün
Hayır Judas düğünüme gelmeyeceksin!

Semerkandı denetleyen bir dedektif mor
Yar göğsüne salmadığım şu pürüz sicim
Sakis dahi peşindedir bir Kur'an'ım vor
Eh onu da siyah kotumla giyeyim Rabbim!

Rabbim o tarz bir tiyatro gelsin bu şehre
Haddinden fazla mermi kuvözden seksin
Rabbim Rabbim ben de sordum sarı çiçeğe
Ah beni de şu direğe bağlayın gitsin!

İşte şimdi kör bir masat yorumluyorum
Ham meçlere seyrediyor göz bebeklerim
Öğrettiğin tirenlerle baştan çıkayım
Lübabeyim Lübabesin Lübabe Rabbim!

Ah muhsin ünlü

ramazan bayramı

quares
Gereksiz ve saçma bir bayram.

Fakir insanları anlamak için oruç tutuluyor aç kalınıyor gün sonu firavun sofrası gibi sofralarda 40 çeşit yemek yenip israf ediliyor. 40/1 gibi bir saçma olay hâlâ sürüyor. Ramazandan sonra hiç kimse fakir insanları düşünmüyor. Daha sonra da ramazan bitti diye bayramını kutluyor, yahu dünya üzerinde ki fakirliği bitirelim de hergün bayram olsun. Dünya üzerinde bu kadar çok insan açlıkla mücadele ediyorken ramazan bayramını kutlamak saçmalıktan başka bir şey değildir.

ayvalık

quares



Ayvalık, Antik Çağ'da bir tür yabani ayva anlamına gelen Kidonia olarak anılıyordu. Bölgeye ilk yerleşenlerinin Midilli'nin Kydona köyünden ya da Girit'in Kydonies bölgesinden gelmiş olabilecekleri düşünülmektedir. Bazı görüşler de Ayvalık'ın (Eolya'nın) bozulmuş şekli olduğudur. Ayvalık anlamına gelen Kydonie ismi ise, MÖ 330'dan beri kullanılmaktadır.


Ayvalık, doğal güzellikleri, plajları, tarihi ve kültürel mekânları, iklimi ve adaları ile birlikte turizm potansiyeli yüksek yörelerden birisidir. İlçenin doğal güzelliklerinin yanı sıra Ayvalık merkez ve Alibey Adası'ndaki neo-klasik sivil mimari örneklerinin oluşturduğu kent dokusu da turizm arzını zenginleştirmektedir. Esas itibariyle ilçe açık bir müze görünümündedir. Ayrıca, çevre il ve ilçelerde bulunan antik kentler de turizm açısından büyük önem taşımaktadır.


Ayvalık özel bir coğrafyada, önemli bir kent olagelmiştir. Zengin geçmişi, benzersiz doğası, kültürel potansiyeli, marka değerine sahip ürünleri, sıra dışı mutfağı ve uygar insanlarıyla kendine özgü bir ruhun oluşmasını sağlamıştır. Bu nedenle, önemli turistik ve kültürel turizm destinasyonlarında hep başlarda yer almıştır. Bu üstünlüğünü halen sürdürmektedir.



Eski Çağlarda Ayvalık


Antikçağ'da, Ayvalık Adaları'na Hekatonisa ismi veriliyordu. Bu isim, adaların en büyüğü Nesos (Moshonisi, Cunda veya Alibey Adası) aynı isimle söylenen Nesos ya da Nasos antik kentinin baş tanrısı olan Hekatos olarak da anılan Apollon'dan gelmekteydi. Apollon Adaları'nda Nesos dışında Chalkis, Pordoselene ve Kydonia antik yerleşmeleri vardı. Antik kaynaklar Chalkis, Pordoseleneve Nasos'tan çok söz etmelerine karşılık, Kydonia hakkında yazan Plinius, sadece yazları akan ünlü bir sıcak su kaynağına sahip olduğunu bildirmiştir. Bu dört antik kentten Chalkis ve Pordoselene yok olmuşlar, ancak Kydonia ve Nesos, sırasıyla Ayvalık ve Cunda (Alibey) olarak günümüze ulaşmışlardır.



Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ayvalık


Kent dokusu Osmanlı döneminde formunu kazanmıştır. Bugünkü Ayvalık'ın kurulması 1430-1440 yıllarına rastlar. Ayvalık o zamanlar limana hakim bir tepe üzerinde kurulu idi. Doğu Roma İmparatorluğu'nu sıkıştıran Osmanlı İmparatorluğu, Alibey Adası'nda bir deniz üssü kurmuştur. Daha sonraları şehre Rumlar yerleşmeye başlamış ve kısa sürede Türk nüfusunu aşmışlardır. Osmanlı kaynaklarında Ayvalık adına ilk kez 1772 yılında yayınlanan bir fermanda rastlanır. Bu fermanın, 1770'de Çeşme önlerinde Rus donanmasıyla yapılan bir savaştan dönerken Ayvalık'a uğrayan, daha sonra sadrazam olan Cezayirli Hasan Paşa tarafından çıkartıldığı düşünülmektedir. Bölge, 1789'dan itibaren gayrimüslimlerin yaşadığı bir özerk bölge olmuştur. Bu özerklik 1821'deki Yunan ayaklanmasına dek sürmüş, bu ayaklanma sonucunda Ayvalık boşaltılarak 1840'da Karesi Sancağı'na bağlı bir ilçe yapılmıştır. Daha sonra Rumların dönmesine izin verilmesine rağmen, ilçe eski canlılığına kavuşamamıştır. Osmanlı İmparatorluğu yönetiminin Anadolu'da incelemeler yapmak için gönderdiği Vital Guinet tarafından yayımlanan 1891 tarihli istatistiğe göre 21.666 olan kent nüfusunun 21.486'sı Rum, 180'i Türk'tür.


1900-1914 tarihli bir Fransız yıllığında Ayvalık'ın o zamanki sosyo-ekonomik yapısı hakkında şu bilgiler verilmektedir; "30.000 nüfusludur. Postasını Avusturya-Macaristan İmparatorluğu işletmektedir. Zeytinyağı, balmumu, yerli ipek, şarap, sabun dışsatımı yapılır ve şeker, kahve, yün, pamuklu kumaş, ham deri ithal eder. Fransa, Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, İtalya Krallığı'nın kentte konsoloslukları bulunur. Aynı zamanda bir akademi, iki oteli bulunan ilçede içinde eczanesi de olan bir genel hastane ve cüzzam hastanesi faaliyet göstermektedir."



Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde Ayvalık


İlçe I. Dünya Savaşı sonrası İzmir'in işgali ile birlikte 29 Mayıs 1919'da Yunan egemenliğine girmiştir. İşgal sonrası Anadolu'da ilk kurşun 172. Alay Komutanı Yarbay Ali Çetinkaya tarafından atılmıştır. Bu işgal 15 Eylül 1922'ye kadar sürmüştür. 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'nda belirtilen Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi gereğince, Girit, Makedonya ve Midilli Türkleri ilçeye yerleştirilmiştir. Burhaniye'ye bağlı varlık gösteren Ayvalık, 19 Mayıs 1928 tarihinde ilçe olmuştur. 1. Dünya Savaşı'ndaki kahramanlarına karşı, büyük bir vefa örneği gösteren Ayvalık kenti ve içerisinde yaşayan halkı, günümüzde sadece sokak ve cadde isimleri ile değil, büyük bir onur ve gururla günlük hayatlarında hatırlamaktadır.



İklim ve Coğrafya


İlçede Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir. Ege Bölgesi'nde yer alması nedeniyle kışları ılık ve yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır. Devamlı hafif rüzgârlı günler mevcuttur. Yaz sıcaklığı ortalama 24-34°C'dir. Kışlar ise; ılıktır. Özellikle yazları tüm çevre kavurucu sıcaklıkta iken, Ayvalık'ta, genellikle öğle saatlerinde başlayan batıdan ve kuzeyden esen imbat ve poyraz ilçeyi serinletir. Bu rüzgarlar bölgede yaşayan zeytin ağacına güç, yağına da lezzet katar. İlçenin bu özelliği sayesinde Dünya'nın oksijen bakımından en yüksek oranlarına sahip Kaz Dağları'nın oksijenini bölgeye taşır. Bazı yazlar da "meltem" rüzgârları eser.


Ege Denizi kıyı bölgesinin kuzeyinde yer alan Ayvalık Balıkesir'e bağlı bir ilçedir. Çam ormanları ve zeytinlikler bakımından zengin olan ilçe; Ege Denizi kıyısında olup, Ayvalık Adaları adı verilen takımadalara sahiptir. Ayvalık'ın kuzeydoğusunda Gömeç, güneyinde İzmir iline bağlı Dikili ve Bergama ilçeleri, batısında ise Ege Denizi bulunur. Ayvalık'ın karşısında ise Kuzey Ege Adaları coğrafi bölgesinin merkezi olan Midilli adası çıplak gözle görülebilecek yakınlıktadır.


Jeolojik açıdan volkanik dönemlere ait kaya yapıları üzerine kurulu bir kent olan Ayvalık, Sarımsaklı-Badavut bölgesi, yerleşime ilk başlanıldığı dönemlerden itibaren, bölge halkına ev ve yapılarında kullanmak üzere 'Sarımsak Taşı' ile yapı malzeme kaynağı olmuştur. Alibey Adası'nın Ege Denizi'ne bakan uç noktalarında bulunan Maden Adası ise, yıllarca kurşun cevheri ve madeni olarak işletilmiştir. Günümüzde Kozak yolu üzerinde, verimli çam fıstığı ormanlarının içerisinde kaliteli granit taşı çıkarılmaktadır.


Ayvalık ilçesi; Ege denizinin kuzey kesiminde yer alan 265 km² lik bir alan üzerine kurulmuş, coğrafi olarak Ege Bölgesi'ne dahil olmuş ve idari olarak da Marmara Bölgesi sınırları içerisindedir.


Ayvalık ilçesinde dağlar denize dik uzandığından kıyılar girintili çıkıntılıdır. Bu kıyılar boyunca burunlar ve koylar meydana gelmiştir. İlçenin Ege Denizi'ne olan kıyıları 34 km'dir.



Adalar


Ayvalık ilçesine bağlı irili ufaklı 22 kadar ada vardır. Bu adaların en büyüğü Alibey Adası ya da diğer ismi ile Cunda Adası olup 1964 yılında bir köprü ile Lale Adası'na oradan da ilçe merkezine bağlanmıştır. Bu köprülerden biri aynı zamanda Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü olma özelliğini taşır. Alibey Adası dışındaki tüm Ayvalık Adaları 1995 yılında milli park ilan edilmiş ve yerleşim yasaklanmıştır.



Turizm


Turizm alanında büyük bir potansiyele sahip olan Ayvalık, ziyaretçilerine turistik faaliyetler açısından çok çeşitlilik gösteren bir destinasyon noktasıdır.


Popüler turizm anlayışında ilk akla gelen kum, deniz, güneş tatili arayanlara başta Sarımsaklı Plajları ile hitap eder. Kilometrelerce uzunluğunda ve metrelerce eninde jeolojik dönemlerde oluşmuş volkanik, tene yapışmaz özel kum yapısı sayesinde ziyaretçilerine konforlu bir plaj keyfi sunan, berrak Ege sularının birleştiği bir nokta olan Sarımsaklı Plajı, kesintisiz geniş kumsal alanları ile ferah bir kıyı dinlencesi sağlar. Denizin derin noktalarına kadar ulaşan altın sarısı kumları her yaştan misafirine yüzme keyfini doyumsuz kılar. Alibey Adası Plajları, Duba Plajı, Altınova Plajı, Sarımsaklı Plajları, Badavut kıyıları ve el değmemiş, saklı köşeleri, her kültürden, her yaş grubundan, her yaşam tarzından ziyaretçiye plaj ve deniz keyfini gönüllerince yaşatır.


Plaj kıyılarından iç kesimlere doğru ilerledikçe Doğa Turizmi açısından eşsiz, el değmemiş ormanları ve Türkiye'deki önde gelen büyüklükteki Ayvalık Adaları Tabiat Parkları ile ziyaretçilerine; yürüyüş, bisiklet ve bu faaliyetler sonrası dinlence alanları, seyir tepeleriyle harikulade bir görsel ziyafet çekeceğiniz Şeytan Sofrası tepesi, Cennet Tepesi gibi noktaları saymakla bitmez.


Kültür turizmi arayanlara özellikle mimari yapıları ile nostalji yaşatan sokakları, sarımsak taşından yapılmış tarih kokan evlerin cumbaları, her köşeyi döndüğünüzde farklı renklerin ve farklı dokuların çekiciliği üst sıralardadır.


Tüm bu turistik faaliyetlerde konaklama ihtiyaçlarını karşılamak üzere onlarca Turizm İşletme Belgeli Otel ve bunun yanı sıra Butik Otel, Pansiyon, Kamp Alanları ile ziyaretçilerin ihtiyaçları karşılanmaktadır.


35 kilometreyi aşkın Ege Denizine kıyıları bulunan Ayvalık, yat ve tekne meraklılarına onlarca doğal koyunun yanı sıra, başta Ayvalık Setur Marina, Sadan Yat Çekek Yeri gibi liman işletmeleri ile yat turizminde de önemli bir yere sahiptir.


Alışveriş turizminde de son yıllarda önemli bir potansiyele sahip olan Ayvalık, merkezinde her perşembe günü kurulan pazar ve haftanın yedi günü açık çarşı ve alışveriş merkezleri sayesinde, özellikle Yunanistan'ın Midilli adasından olmak üzere, on binlerce turiste günü birlik ziyaretlerinde alışveriş imkanı sunar.



Mutfak


Coğrafi ve çevre koşulları ile Kuzey Ege Bölgesi, Akdeniz mutfak kültürünün yaşatıldığı ender yerlerden biridir. Özellikle ot mezeleri, zeytinyağlı yemekleri, deniz ürünleri ve lezzetli Girit kaynaklı yemekleri, yurt içi ve yurt dışında ün salmakta, bu yemeklerin lezzetini duyan ve yöreye gelen misafirler olmaktadır.


Türkiye'de Akdeniz mutfağının önemli bir göstergesi olan Kuzey Ege Bölgesi ve bu bölgenin içinde yer alan Ayvalık mutfağı ile gastronomi turizmi açısından ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda Ayvalık'ın gastronomi geçmişi ve Akdeniz mutfağındaki zenginliği dikkat çekmektedir. Kendine özgü ve farklı yemek kültürünü birleştiren Ayvalık mutfağının gastronomi turizmi alanında zengin bir potansiyele sahip olduğu görülmektedir.



Tarım ve sanayi


İlçe ekonomisi büyük ölçüde zeytin ve turizme bağlıdır. Arazinin %70'i zeytinlik olan Ayvalık'ta zeytinden sabun ve zeytinyağı üreten sanayi kuruluşları bulunmaktadır. Türkiye'nin ve Dünya'nın ileri gelen zeytinyağı merkezidir. Zeytinyağı kalitesi bakımından en kaliteli yağları üreten ülkelerin başında gelen İspanya'da dahi Ayvalık zeytinyağının yeri üst raflardadır. Ayvalık'ta zeytin dışında pamuk, çam fıstığı ve mandalina gibi tarım ürünleri de yetiştirilir. Bölgede, Bağyüzü Köyü'nde yetiştirilen Kozak üzümü tanınmış bir üründür. Ayrıca, Altınova toprağının verimliliği açısından her türlü meyve ve sebze üretimine uygun tarım arazilerine sahiptir. Son yıllarda turfanda sebzecilik ve Kozak çam balı üretimi de yapılmaktadır. Balıkçılık ve balık restoranları da önemli bir gelir kaynağıdır.



Kutsal Mekanlar


Ayvalık köklü tarihi ile farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Hikayelere sahip yapılar, kiliseler, manastırlar ve camiiler bulunmaktadır. Bu yapıların bazıları halen ayakta dururken, bir kısmından geriye sadece birkaç duvar parçası kalmıştır, birkaçı ise geçen yıllara meydan okuyamamakla birlikte, bir taş duvar, bir sütun, bir girifti ile günümüze kadar ulaşmıştır.


Bu tarihi yapıların isimlerini şöyle sıralayabiliriz; Çınarlı Cami, Ayazma Kilisesi, Ayışığı Manastırı, Profit İliyas Kilisesi, Ayos Dimitriyos, Taksiyarhis Kilisesi, Ayos Yannis/Saatli Camii, Meryemana Kilisesi, Ayos Yorgis/Çınarlı Camii, Kato Panaya Kilisesi/Hayrettinpaşa Camii, Faneromeni Kilisesi (Ayazma), Aya Triyada, Ayos Nikolaos/Biberli Cami, Ayiu Vasiliyu, Aya Triyada, Ayos Dimitriyos, Panaya Kilisesi, Ayos Pandeleymonas, Ayos Nikolaos, Ayos Yannis, Ayiu Nikolau Manastırı, Aya Paraskevi Manastırı, Çamlı Manastırı, Leka Panaya Manastırı/Koruyan Meryem Manastırı, Ayışığı Manastırı, Ayos Apostolos Manastırı, Tavuk Adası Manastırı, Güvercin Adası Manastırı/Aya Yorgi Manastırı, Profit İliya Manastırı, Kızlar Manastırı.



Ulaşım


İlçe karayolu ile İzmir'e 155, Bursa'ya 277, Susurluk'a 170 km, Çanakkale'ye 167, Ankara'ya 657, Bergama'ya 45, Truva'ya 154, Behramkale'ye 155, Efes'e 239, Alibey Adası'na 8 kilometre mesafededir.


Yunanistan'dan gelen turistler ilçeye feribot ve deniz otobüsü ile yaklaşık iki saatte ulaşır. Yurtiçinden Ayvalık'a ulaşım ise genellikle karayolu ile sağlanır. Hemen hemen tüm büyükşehirlerden direkt seferler mevcuttur. Taşradan gelecek olanlar ise Balıkesir veya İzmir üzerinden otobüs seferleri ile ilçeye ulaşabilir. Havayolunu tercih edenler uçakla Edremit'te bulunan Balıkesir Koca Seyit Havalimanı'ndan (45 km) ulaşırlar. Ayvalık'a ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İzmir Mavi Treni ile Balıkesir'e kadar gelip daha sonra TCDD'nin ayarladığı aktarma otobüsleri ile gidilebilir. İstanbul'dan ulaşımda ise İstanbul-Bandırma arasındaki hızlı feribot farklı bir seçenek olarak sunulabilir.



Spor


İlçenin en önemli spor kulübü Ayvalıkgücü Belediye Spor Kulübü'dür. Bununla beraber futbol, basketbol, atletizm ve satranç branşlarında hizmet veren kulüp ve derneklere sahiptir.


Ayrıca ilçe civarı balıkadamlar tarafından oldukça tercih edilen bir dalış bölgesidir. Kızıldeniz'den sonra en zengin mercan riflerine sahip olan Ayvalık sualtı, deniz canlıları çeşitliliği olarak da görülmeye değer festival yapısı ile dalgıçları ve sualtı fotoğrafçılarını kendine çeker.



Eğitim


Ayvalık, eğitim olanakları bakımından tarihi öneme sahiptir. Cumhuriyet döneminde ilçede kurulan ilkokul Ayvalık Türk Ocağı Öksüz Yurdu Sanat Mektebi adında yatılı bir özel okuldur. 1926 yılında okullarda meslek derslerinin kaldırılması üzerine meslek eğitim eşyalarını Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı'na devreden okul, 1927 yılında adını Muhtelit İkmal Meslek Mektebi olarak değiştirdi. 1929'da Ayvalık Türk Ocağı Muhtelit Orta Mektebi adını alan okul, 1931'de Ayvalık Hususi Orta Mektebi olarak isim değiştirmiştir. Ortaokuldan mezun olanların okumaları için 1963 yılında Ayvalık Lisesi açılmıştır. 1994 yılında bu ilçeye Ayvalık Anadolu Lisesi adında bir lise daha açılmıştır.

Bugün Ayvalıkta, Ayvalık Anadolu Lisesi ve Ayvalık Lisesi başta olmak üzere onlarca okulun yanı sıra, Balıkesir Üniversitesi'ne bağlı Ayvalık Meslek Yüksekokulu bulunmaktadır. Yönetim, Organizasyon, Pazarlama, Reklamcılık, Turizm, Mimari ve Şehir Planlamacılığı eğitimi alan öğrencilere ev sahipliği yapmakta olan Ayvalık M.Y.O. hem bölgenin işletmeler açısından yetişmiş iş gücü ihtiyacına katkıda bulunmakta, hem de çevre illerden gelen ve bu bölümlerde okuyan öğrencilerin bölge içerisindeki işletmelerde staj yaparak mesleki deneyimlerini kazandırmakta, tarihi yapıdaki evleri ve otantik kentsel yapısı ile sanatsal yöndeki ufuklarını açmaktadır.


Bunca karakteristik özelliği ile AYVALIK, çok eski tarihlerden günümüze dek tam bir Dünya kenti ve yaşam alanı olarak tüm uluslara ve insanlığa kucak açmıştır.

geceye bir şiir bırak

quares
bu hayvanlar müslüman mı söylesene bebeğim
şu öküz müslüman mı bu sakallı sünepe?
bir zalimin köpeği bak allah'ı zikrediyor
bak gazete ne yazıyor türkler'inmiş türkiye

yahudiler bombaları kucaklayıp bebeğim
düşlemiyor intiharlar, işlemiyor karakol
al götür bu yumruğu akşam çocuklar yerler
başbakan meşgul namaz kılıyor ayol

bana kolpa malzemeden putlar yontma bebeğim
sezen aksu'dan mesela, kanarya'dan, tanrı'dan
allah'tan demiyorum çarpılmış gibi korkma
kork putların ellerinde patlamasından

emmeyince sencileyin akmıyor bebeğim
kan ağzıma gürül gürül - alnımda süt dişleri…
seni öyle seviyorum ki condoleezza, bebeğim
ağzına veresim geliyor
ağzımdaki dişleri.

ah muhsin ünlü

zengin itiraf

quares
Küçükken mahallede ki tanju abinin oyun kartlarını çalıp mahallede ki çocuklara dağıtarak ilk devrimimi gerçekleştirmiştim. Resmen Mahallede ki mutlak gücün özel mülkiyetini alıp, fakir insanlara eşit bir şekilde paylaştırmışım. Söyleyin a dostlar lenin'den ne farkım var hem de daha 5 yaşımda.
9 /