Geçen gün yaptığım eleştiri ve yazılanlara bakınca çok üstüne gidildiğini düşündüm.
(bkz:baran 14 yaşında arkadaşları ona einstein diyor)
yıl olmuş 2018 hala ineğin sütü rererösü yapan köfteciler mevcut. yok kedinin sırtını sıvaşlamışlar da neden hamamböceği tü kakaymış. eh be tamam sen cahilsin de internete porno yazıp aratacağına kıskançlıktan öldüğün insanlara laf atayım dediğin şeyleri araştır da destekli salla bari.
insanların canı cehenneme yaşasın hayvanlar diyen biri olarak demem o ki benim kediye köpeğe yararım dokundu (çünkü diğerlerini hayvan sınıfında değerlendirmiyorum (iq sınırına takıldığın için burada sarcasm var köfteci kıps)) da senin insanlığa ne yararın oldu?
ben seni pek ciddiye alıp da destan yazamadım kusura bakma.
sen de klavyenin başında akan salyalarını o masturbasyon peçetene sil de klavyen bozulmasın.
not: gerçek hayatta tanışmak istersen mesaj kutumu renklendir. sana pul koleksiyonumu gösteririm köfteci.
insanların canı cehenneme yaşasın hayvanlar diyen biri olarak demem o ki benim kediye köpeğe yararım dokundu (çünkü diğerlerini hayvan sınıfında değerlendirmiyorum (iq sınırına takıldığın için burada sarcasm var köfteci kıps)) da senin insanlığa ne yararın oldu?
ben seni pek ciddiye alıp da destan yazamadım kusura bakma.
sen de klavyenin başında akan salyalarını o masturbasyon peçetene sil de klavyen bozulmasın.
not: gerçek hayatta tanışmak istersen mesaj kutumu renklendir. sana pul koleksiyonumu gösteririm köfteci.
içenin arkadaşı içmeyenin ise düşmanı.
daha geriden gelen birileri hep vardır ve var olacaktır.
mohsen namjoo'nun dillere destan, kim bu, bu nedir! dedirten şarkısı. sözlerini şöyle okuyabilirsiniz.
saçlarını rüzgarda savurma, beni berbad etme
naz edip varlığımı kökünden sökme
şehre şöhret olma, beni deli divane edip dağlara düşürme
şirin işvelerini gösterme de beni ferhat etme
ellerle mey içme, ciğerim delip meyden kızıl kanatma
yüzün benden çevirme, feryadımı göklere yükseltme
zülfün döküp beni mahvetme, lülelerine beni mahkum etme
çehreni o kadar güzelleştirme de beni berbad etme
güller açsın yanağında, vazgeçeyim gülden
boyunu göster de geçeyim servinin seyrinden
dostken el olup beni kendimden geçirme
ağyarın gamıyla gamlanıp beni kederlendirme
zülfün döküp beni mahvetme, lülelerine beni mahkum etme
çehreni o kadar güzelleştirme de beni berbad etme
saçlarını rüzgarda savurma, beni berbad etme
naz edip varlığımı kökünden sökme
saçlarını rüzgarda savurma, beni berbad etme
naz edip varlığımı kökünden sökme
şehre şöhret olma, beni deli divane edip dağlara düşürme
şirin işvelerini gösterme de beni ferhat etme
ellerle mey içme, ciğerim delip meyden kızıl kanatma
yüzün benden çevirme, feryadımı göklere yükseltme
zülfün döküp beni mahvetme, lülelerine beni mahkum etme
çehreni o kadar güzelleştirme de beni berbad etme
güller açsın yanağında, vazgeçeyim gülden
boyunu göster de geçeyim servinin seyrinden
dostken el olup beni kendimden geçirme
ağyarın gamıyla gamlanıp beni kederlendirme
zülfün döküp beni mahvetme, lülelerine beni mahkum etme
çehreni o kadar güzelleştirme de beni berbad etme
saçlarını rüzgarda savurma, beni berbad etme
naz edip varlığımı kökünden sökme
bir TYPH BARROw şarkısıdır.
bir MY BRiGHTEST DiAMOND şarkısıdır, şarkının ingilizce versiyonu da mevcuttur fakat fransızca olanı daha iyidir.
asaf avindan şarkısıdır. şarkıdan öte bir ses gösterisidir, büyüleyicidir.
güzel mi güzel bir asaf avidan şarkısıdır. bir de canlı performansı olunca iş bambaşka oluyor.
kelime anlamı uygulamaktır ve aynı zamanda glasser'a ait bir şarkıdır.
2048 yılından geldiğini iddia eden sarhoş. kendisini uzaylıların sarhoş ettiğini de iddia etmektedir. şimdi aklıma kenan komutan geldi hani şu istanbulu fetheden ne fark var aralarında? bir de adam yanlışlıkla 2017 yılına gelmiş acaba nasıl bir yanlışlık oldu, demek uzaylı diye bir şey var ve uzaylılar alkolü biliyor!
bahr, kelime anlamı denizdir. ayrıca Mashrou' Leila adlı grubun çıkardığı muhteşem şarkıdır.
bir dead sara şarkısıdır, insanı ayaklandırır. eğer yorgunsanız hiç bulaşmayın.
tamam bir zaz veya bir stromae değil ama yine de gideri var, alternatif olarak dinlenebilecek bir fransız şarkısı. en sevdiğim şarkısı Les Camélias.
finnari kakaraska albümüne ait bir yasemin mori şarkısı. "merdiveni dayamışım yıldızlara" şu söz nasıl hayat bulmuş merak etmekteyim.
herkesin bir yerden kulak aşinalığı olduğu o şarkı. Evet o şarkı, bu şarkı.
bana nedense komik gelen ve bir o kadarda eğlenceli bir fransız şarkısı. ah fransızca! çok hoşsun.
açık ara cem karacanın en iyi şarkısıdır bence.
bir neşeli mi neşeli ve eğlenceli dinar bandosu şarkısıdır. ayrıca da'nın yazılımı da doğrudur.
Barcelona Gipsy Klezmer Orchestrası ve nihan devecioğlu ortak çalışması olan güzelim şarkı. bu şarkıyı da birçok sanatçı seslendirmiştir fakat bence içlerinden en güzeli bu ve grup alzaymır'ın seslendirdikleridir.
bir arkadaş zekai özger şiiridir. bestelenip onur akın tarafından seslendirilmiştir. şiir şöyledir ki;
Göğü kucaklayıp getirdim sana
kokla
açılırsın
solmuşsun
benzin sararmış
yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün
öyle bükük bakma bana
çam kolonyası getirdim sana
kentli dağlıların haklı sevdasını
bolu ormanlarından çarpan bir koku
sanki köroğlunun ter kokusu
aman kokusu, billah kokusu
canlarım, canım benim
üzme kendini bu kadar
sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var
bak yeryüzü ne kadar geniş
ne kadar dar
Dur
akıtma gönlüm yaşını
gözünden öpecek bir yer bırak
oy bana en yakın
bana en uzak
sevgili yar
Hasretine vur beni
Giyecek çamaşır getirdim sana
adettir diye değil, sevdim diyedir
bağışla, eski biraz
bedenim uygundur diye bedenine
elimle yıkadım, ütüledim
elma ağacında kuruttum
Günler sarmal bir yay gibi
bunu unutma
Bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir
bunu unutma
Seni ben her yerinden öperim
bunu unutma
kadere inansaydım
sana inanırdım
Düşürmem sigaramın ucundaki külü ben
öyle kırık bakma bana
Caddeler nasıl da genişliyor
sana bunu söyleyecektim
Bileyli bir makas vardı yanımda
sana bunu söyleyecektim
Hadi kes büyüyen tırnaklarındaki kiri
sana bunu...
Oyy nasıl söyleyebilirim
deliren sevdamızın kısrak huyunu
Elimi tut
tuttururlar, o kadarına izin verirler
kahreden bir ayrılığın çılgınlığı değil bu
Bir isyanın kelepçeleşmiş resmidir parmaklarımız
sen içerde
Ben dışarda...
Oyyy mahpusluk mahpusluk...
Göğü kucaklayıp getirdim sana
kokla
açılırsın
solmuşsun
benzin sararmış
yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün
öyle bükük bakma bana
çam kolonyası getirdim sana
kentli dağlıların haklı sevdasını
bolu ormanlarından çarpan bir koku
sanki köroğlunun ter kokusu
aman kokusu, billah kokusu
canlarım, canım benim
üzme kendini bu kadar
sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var
bak yeryüzü ne kadar geniş
ne kadar dar
Dur
akıtma gönlüm yaşını
gözünden öpecek bir yer bırak
oy bana en yakın
bana en uzak
sevgili yar
Hasretine vur beni
Giyecek çamaşır getirdim sana
adettir diye değil, sevdim diyedir
bağışla, eski biraz
bedenim uygundur diye bedenine
elimle yıkadım, ütüledim
elma ağacında kuruttum
Günler sarmal bir yay gibi
bunu unutma
Bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir
bunu unutma
Seni ben her yerinden öperim
bunu unutma
kadere inansaydım
sana inanırdım
Düşürmem sigaramın ucundaki külü ben
öyle kırık bakma bana
Caddeler nasıl da genişliyor
sana bunu söyleyecektim
Bileyli bir makas vardı yanımda
sana bunu söyleyecektim
Hadi kes büyüyen tırnaklarındaki kiri
sana bunu...
Oyy nasıl söyleyebilirim
deliren sevdamızın kısrak huyunu
Elimi tut
tuttururlar, o kadarına izin verirler
kahreden bir ayrılığın çılgınlığı değil bu
Bir isyanın kelepçeleşmiş resmidir parmaklarımız
sen içerde
Ben dışarda...
Oyyy mahpusluk mahpusluk...
bu şarkıyı birçok kişi seslendirmiştir fakat bence en güzeli sophie hunger'a aittir.
not : hayata küstürebilir, çok! acıklı.
not : hayata küstürebilir, çok! acıklı.
ORFEAS PERIDIS'in acıklı bir şarkısı.
18 Nisan 1978 Kazablanka, Fas doğumlu, yanık bir sese sahip sanatçı. dinledikçe insanı rahatlatır.