Önce bi ters etki yapıyor, ne gülüyon lan Cennetle mi mujdelendin? Derdimiz dağ olmuş, sen bayır görmüş sığır gibi ne gülüyon gibi tepkiler sonrası içine bi neşe geliyor kaptırıyorsun.
Aynaların seyir halinde de kullanılması gerektiğini bilseler iyi olacak. Makyaj için zannediyorlar sanırım.
Benim için, kopartacağım fırtına öncesi sessizliktir.
Sandık deyince aklıma çocukken yaşadığım olay gelir.
Köyde bizim evin karşısında terkedilmiş bi ev vardı, sahibi Yıllar önce delirmişti köyün ağaçlık yerinde ayrı bir evde yaşardı.
Terkedilen eve girmek için can atardık hem de korkardık. Bigün girdik üst katında bi sandık bulduk, hazine bulmuş gibi karistirdik, eski elbiseler çanak çömlek.. o sırada bi ses duyduk, sahibi geldi alt katta biraz dolandı homurtulu şekilde, yakalasa keser bizi. Korkudan altimiza edicez nerdeyse. O korkuyla pencereden nasıl atladik nasıl kaçtık bilemedim. Sandık deyince içim ürperir
Köyde bizim evin karşısında terkedilmiş bi ev vardı, sahibi Yıllar önce delirmişti köyün ağaçlık yerinde ayrı bir evde yaşardı.
Terkedilen eve girmek için can atardık hem de korkardık. Bigün girdik üst katında bi sandık bulduk, hazine bulmuş gibi karistirdik, eski elbiseler çanak çömlek.. o sırada bi ses duyduk, sahibi geldi alt katta biraz dolandı homurtulu şekilde, yakalasa keser bizi. Korkudan altimiza edicez nerdeyse. O korkuyla pencereden nasıl atladik nasıl kaçtık bilemedim. Sandık deyince içim ürperir
Mutluluk bu dünyaya ait bi haslet değil,
biz sadece demosunu yaşıyoruz.
biz sadece demosunu yaşıyoruz.
Bazı siirler vardır, içini sızlatır;
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz;
ben seni, sen kendini.
Sunay Akın
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz;
ben seni, sen kendini.
Sunay Akın
Devamlı kullanılan, bozulunca değeri anlaşılan aletlerdir. Bunların başında kettle gelir.
2 gündür bozuktu, su kaynatıcam kahve icin ocağı yak cezve ara su koy başında bekle, unutursun cezvede su kalmaz bi daha koy. Ne zormuş arkadas. Kettle büyük kolaylık.
2 gündür bozuktu, su kaynatıcam kahve icin ocağı yak cezve ara su koy başında bekle, unutursun cezvede su kalmaz bi daha koy. Ne zormuş arkadas. Kettle büyük kolaylık.
Kimsesiz bir kimse yok herkesin var kimsesi
Kimsesiz kaldım medet ey kimsesizler kimsesi”
-Avni-
Kimsesiz kaldım medet ey kimsesizler kimsesi”
-Avni-
Hanefi mezhebinin imamı. Asıl ismi numan bin sabit. Hicrî 80 de küfe de doğdu. Hicrî 150 de Bağdat'ta vefat etti. Kumaş tüccarlığı yaparken, hocası hammad ın ondaki zekayı farketmesi ve Teşvikiyle ilim tahsiline başlamış ve devrinde imamı Azam - büyük imam- lakabı atfedilmistir. İmamı Yusuf ve Muhammed gibi büyük âlimler yetiştirmiş, hükümleri büyük kabul görmüş, talebeleri sayesinde görüşleri büyük coğrafya ya ve yeni fethedilen yerlere ulaşmış, hanefilik mezhebi oluşmuştur.
Şafii mezhebinin imamı. Asıl ismi Muhammed bin İdris bin Abbas. Kureyş kabilesine mensuptur. Hicrî 150 senesinde Gazze'de doğdu hicrî 204 senesinde kâhire de vefat etti. Şöyle bi ayrıntı rivayet edilir. İmamı ebu hanife hicrî 150 senesinde vefat etmiştir. Yani imamı şafinin doğduğu sene, hatta ebu hanife nin vefat ettiği gün imamı şafinin doğduğu hatta imamı şafinin anne karnında 18 ay kaldığı geç doğduğu rivayet edilir. Bazı yerlerde imamı şafi nin, ebu hanife nin hocası olduğu söylenir ki mümkün değildir.
İmamı şafi Hanbeli mezhep imamı Ahmet Bin hanbelin hocası, Malikî mezhep imamı imamı Malik in talebesidir.
İmamı şafi Hanbeli mezhep imamı Ahmet Bin hanbelin hocası, Malikî mezhep imamı imamı Malik in talebesidir.
Yola çıkmadan devamlı aklı meşgul eden soru. Genelde unutulan biseyler çıkar
Türklere ait bi durumdur. Hiç bir türk yoktur ki ayakları üşümesin. Yurtdışında taksicilik yapan biri demişti, ne zaman bi türk binse ilk diyeceği ; abi ısıyı ayaklara versene! diye.
Malumun ilanı olmuş.
----Özü kayıp sözler---
İçimiz ferah değil...
Emin değiliz halimizden tavrımızdan...
Eylemlerimizin rutininden, seçimlerimizin hakikiliğinden şüphedeyiz...
Ve güzel sözlerin imdadımıza yetişeceğini sanıyoruz.
Teselliyi onlarda arıyoruz.
Özü çoktan kayıp özlü sözler...
Gündelik hayata dair kolay bir reçete sunuyormuş gibi yapan ama kimseye temas etmeyen anlamlı öneriler...
Birbirinden veciz sosyal medya paylaşımları...
Aslında bensiz, sensiz, bizsiz, sizsiz...
Sonuç?..
Aforizmalar anaforunda boğulan milyonlar...
***
Mesela mesaiden eve döndükleri anda terliklerini giymeden facebook ya da instagrama giren ve oraya "aptal insanlar kişileri, akıllı insanlar olayları konuşur" sözünü koyanların hastasıyım.
Nasıl da farkındalar kendilerinin ve çevrelerinin!
Günün "aptalca" geçtiğini nasıl da biliyorlar!
Ama mesaj saçmaya doyamıyorlar.
Oysa gecenin bir vakti whatsapp mesaj gruplarında konuşulacaklar da belli.
Ahmet, Necdet, Leyla, Necla...
Kim, kimle ne yapmış; kim iyiymiş, kim kötüymüş...
Böyle yapmayanlar mı?
Onlar ya sıkıcı bulunuyor ya da tuhaf.
***
Zaten "olay" denilen şeyin tarifi değişeli çok oldu.
Muazzam egosantrik (benmerkezci) bir hayat kültürü ürettik. Herkes çaktırarak ya da çaktırmadan "benim varlığım olay, yokluğum koyar" iddiasında.
Eh, bu ortamda...
Gel de kişileri geri itip meseleleri öne çıkar!
Zor, çok zor.
Yine sosyal medyadan biliyorsunuzdur; biraz olsun maneviyattan nasibini almış olanlar bu ortama karşı "dervişane sözler"le direnmeye çalışıyor.
Oluyor mu? Genellikle olmuyor.
Nihayetinde söz işte!
"Hal" değil...
Tekrarlandıkça naylonlaşıyor, sakız gibi çiğnendikçe tatsızlaşıyor.
Dahası, bu yolla insanlar birbirine derviş gibi görünüp içinde yaşadığı hırs, haset dünyasının üzerini örtüyor.
Sanırım, en fenası da bu!
Haşmet Babaoğlu.
Ek olarak şu dikkatimi çekiyor; gittiği güzel yerler mekanlarda en güzel haliyle fotoğraf paylaşıp altına yalnızım, geziyorum ama içimi bilmiyorsunuz çok dertliyim, temalı yazılar döşeniyor çok samimiyetsizce. Daha ne yapıcan! Geziyon işte.
----Özü kayıp sözler---
İçimiz ferah değil...
Emin değiliz halimizden tavrımızdan...
Eylemlerimizin rutininden, seçimlerimizin hakikiliğinden şüphedeyiz...
Ve güzel sözlerin imdadımıza yetişeceğini sanıyoruz.
Teselliyi onlarda arıyoruz.
Özü çoktan kayıp özlü sözler...
Gündelik hayata dair kolay bir reçete sunuyormuş gibi yapan ama kimseye temas etmeyen anlamlı öneriler...
Birbirinden veciz sosyal medya paylaşımları...
Aslında bensiz, sensiz, bizsiz, sizsiz...
Sonuç?..
Aforizmalar anaforunda boğulan milyonlar...
***
Mesela mesaiden eve döndükleri anda terliklerini giymeden facebook ya da instagrama giren ve oraya "aptal insanlar kişileri, akıllı insanlar olayları konuşur" sözünü koyanların hastasıyım.
Nasıl da farkındalar kendilerinin ve çevrelerinin!
Günün "aptalca" geçtiğini nasıl da biliyorlar!
Ama mesaj saçmaya doyamıyorlar.
Oysa gecenin bir vakti whatsapp mesaj gruplarında konuşulacaklar da belli.
Ahmet, Necdet, Leyla, Necla...
Kim, kimle ne yapmış; kim iyiymiş, kim kötüymüş...
Böyle yapmayanlar mı?
Onlar ya sıkıcı bulunuyor ya da tuhaf.
***
Zaten "olay" denilen şeyin tarifi değişeli çok oldu.
Muazzam egosantrik (benmerkezci) bir hayat kültürü ürettik. Herkes çaktırarak ya da çaktırmadan "benim varlığım olay, yokluğum koyar" iddiasında.
Eh, bu ortamda...
Gel de kişileri geri itip meseleleri öne çıkar!
Zor, çok zor.
Yine sosyal medyadan biliyorsunuzdur; biraz olsun maneviyattan nasibini almış olanlar bu ortama karşı "dervişane sözler"le direnmeye çalışıyor.
Oluyor mu? Genellikle olmuyor.
Nihayetinde söz işte!
"Hal" değil...
Tekrarlandıkça naylonlaşıyor, sakız gibi çiğnendikçe tatsızlaşıyor.
Dahası, bu yolla insanlar birbirine derviş gibi görünüp içinde yaşadığı hırs, haset dünyasının üzerini örtüyor.
Sanırım, en fenası da bu!
Haşmet Babaoğlu.
Ek olarak şu dikkatimi çekiyor; gittiği güzel yerler mekanlarda en güzel haliyle fotoğraf paylaşıp altına yalnızım, geziyorum ama içimi bilmiyorsunuz çok dertliyim, temalı yazılar döşeniyor çok samimiyetsizce. Daha ne yapıcan! Geziyon işte.
İş işten geçtikten sonra, anlamında kullanılan deyimdir. Doğru yazılımı bade harab il basra şeklinde olsa da galatı meşhure lügat ı fesihadan evladır. Hikayesi de vardır;
Rivayet odur ki basra daki dervişin biri açlığını gidermek için herkese el açar kimse bişey vermez en son kasabın biri bi parça et verir. bu sefer de pişirecek ateş bulamaz ve o kızgınlıkla; biraz Ateş ver Allahım diye dua eder ve büyük bi yangın başlar. İnsanlar yangın telaşındayken derviş eti kızartmakla uğraşır. Onu gören kasap, sonunda ateşi de buldun der. Derviş de basra harap olduktan sonra! Der.
Diğer bir rivayet ise basra nın güzellikle verilmesini isteyen Moğollar, istekleri yerine gelmeyince basra yı yakıp yıkmışlar ve bu hadiseden sonra halk bu tabiri kullanılır olmuştur.
Rivayet odur ki basra daki dervişin biri açlığını gidermek için herkese el açar kimse bişey vermez en son kasabın biri bi parça et verir. bu sefer de pişirecek ateş bulamaz ve o kızgınlıkla; biraz Ateş ver Allahım diye dua eder ve büyük bi yangın başlar. İnsanlar yangın telaşındayken derviş eti kızartmakla uğraşır. Onu gören kasap, sonunda ateşi de buldun der. Derviş de basra harap olduktan sonra! Der.
Diğer bir rivayet ise basra nın güzellikle verilmesini isteyen Moğollar, istekleri yerine gelmeyince basra yı yakıp yıkmışlar ve bu hadiseden sonra halk bu tabiri kullanılır olmuştur.
Lanetli bir burç. Kendine hayatı zehir ettiren davranışlar yaptırır, tehlikelerin sınırında dolaştırır, sevmeye sevilmeye pek gelmez. Sır saklar ama kendi sırrını asla vermez. Nalet bi burçtur, kendimden biliyorum.
Bazen sorun çıkabiliyor şöyle ki; pazar sabahı erken istanbul dan yola çıkacaktım börek almak için girdim iki kişi oturmuş çay içiyor, o sırada biri girdi ; abiler saat kaç? Diye ortaya sordu. aklımda saatler geri alındı diye kalmış öyle bi haber okudum telefon da otomatik almış saati, dedim saat 6.42
Çay içenlerden biri, aa! Saatler geri mi alındı?
O kadar eminim ki kendimden, tabi dedim haberiniz yok mu! saatler geri alındı saat 6.42
Kapıdaki adam hemen gitti ardından çay içenler fırladı. Ben de bi yanlışı düzeltmiş insan duygusuyla böreği alıp çıktım. Sonra öğrendim ki saatler geri alınmamış. Hakkımda iyi şeyler! söylemiş olacaklar ki yolda sol kulağım epey çınladı.
Çay içenlerden biri, aa! Saatler geri mi alındı?
O kadar eminim ki kendimden, tabi dedim haberiniz yok mu! saatler geri alındı saat 6.42
Kapıdaki adam hemen gitti ardından çay içenler fırladı. Ben de bi yanlışı düzeltmiş insan duygusuyla böreği alıp çıktım. Sonra öğrendim ki saatler geri alınmamış. Hakkımda iyi şeyler! söylemiş olacaklar ki yolda sol kulağım epey çınladı.
Küsuratlı saat vereyim ki yalan olduğu anlaşılmasın!
Ulan sanki sair zaman da işten projeden başımızı kaldıramıyoruz da!
Ulan sanki sair zaman da işten projeden başımızı kaldıramıyoruz da!
Çocukluğa dair tadı duyulara yerleşmiş tatlardır.
Bisküvi arası lokum, yıllardır yememistim
zenginsozluk.com/foto.
Bisküvi arası lokum, yıllardır yememistim
zenginsozluk.com/foto.
Bi söz vardır; karnının doymayacağı yere açlığını söyleme! Diye. Artık daha kötüsü de olabilir, dinleyen yok zaten de derdini sana Karşı kullanması da olası. Kimseye dert falan anlatmayın hatta hiçbir şey anlatmayın.
Roma imparatorluğunu kuran büyük imparator augustus un asya dan tek bir kent seçtim kendime ve onu korumam altına alıyorum dediği kent, antik çağların kültür başkenti. Aydın ın Karacasu ilçesinde bulunan Türkiye'nin en büyük antik kenti. 1961 yılında new york üniversitesi arkeoloji bölüm başkanı kenan erim buraya gelir ve 30 yılını buraya harcar, Kendi mezarı da oradadır. Tiyatrolar hamamlar meclis binası tapınak ve 30.000 kişilik arenasiyla dönemin şaşasını yansıtıyor.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Akdeniz ikliminin nimetlerinden bir meyve. Bu meyveyi seven çok sever, sevmeyen de hiç sevmez. Ağaçta yetişir, domatese benzer ve olgunlaşmadan yenmemesi tavsiye edilir. 2 türlüsü vardır. Normal olan ki bu iyice olgunlaşmadan yenmez diğeri halk arasında çikolatalı diye adlandırılan; arkasında siyah bi nokta olur ordan bilinir elma gibi sert olarak yenebilir ve lezzetlidir. Kurutulmuşu ve reçeli yapılır.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
İşlerden dolayı boşa çıkamamıştım. Bugün kesinlestirdim 10 gün seyahate çıkacağım. Uzun yolu da özlemişim.