İnsan hayatında zamanla yanlışlar birikiyor, yaptığı hatalar, kendisine yapılan yanlışlar, maddi iliskiler, kırdığı insanlar vs. Bazen oturup bunun muhasebesini yaparım kendime bunları kabul ettirir, içimde sızı olan şeyleri derinlemesine düşünür ve böyle olması gerekiyormuş hâlâ yapılacak bişey varsa da yapmaya çalışırım. O günün adı huzurdur.
Polis, banka önüne park etmiş aracın plakasını anons eder. Eleman, para çektiğini hemen gideceğini hareketlerle anlatmaya çalışırken polis ortalığı yıkan anonsu geçer; yüz lira fazla çek! Ceza yazdık.
Fransız yapımı şeker bi film. Tek mekanda ve bol diyalog içeren film sevenler için.
https://m.sinemalar.com/mobileweb/movieInfo/998
https://m.sinemalar.com/mobileweb/movieInfo/998
Oyunun kendisi tırt ama orda bi ekran var özel ayakkabı kendine has kuralları parlak bi ortam falan insana bi hava veriyor ya o güzel.
Dedemin başına gelen bi hadise; eski zaman vasitalar yaygın değil köyler arasında gidip gelmek için vasıtalar yok. Yayan ve dağ yollarından gidilir uzak bi yerse köylerde konaklanirdi köy odası varsa orda yoksa biri evine davet eder veya camilerde insanlar kalırdı. Çocukluğumda bilirim babamin eve misafir getirdiğini. Neyse Dedem yola çıkar ve akşama doğru köyün birine yetişir, kahveye gider sorar kalacak yer var mı? Onlarda camiyi gosterir. Kimse evine davet etmez İmama gider ve bu gece burda kalmam lazım sabah giderim der. İmam da; anahtarı birakamam üzerine kilitler sabah açarım der. Dedem kabul edip girer, imam kapıyı kilitleyip, düğmeleri dışarda olan lambaları da kapatır gider. Dedem bi kenara kıvrılır yatar, yatar ama bi müddet sonra köşe tarafından bi sesler duyar tıkır tıkır.. aldırmaz ama bi hareketlenme hisseder korkmaya başlar zifiri karanlık bişey göremez. Biraz yaklaşınca homurtulu sesler gelir bişey hareket etmektedir. Yaklaşınca köşede üstü bezle örtülü tabutu farkeder icinden sesler gelmektedir. Yaklaşır yaklaşır..tabutun icinden elin kalkıp indiğini görür kalkar iner..dedem nasıl fırlar kapıya, ordan pencerelere ama hepsi demir korkulukları vardır. Caminin içinde dört döner sesler devam ederken tabutta el iner kalkar iner. Sabahı nasıl ettigini bilemez. İmama sabah gelir ışıkları açar kapıyı açar dedem hemen imama olayı anlatırken tabutun icinden bir kedi fırlayıp kapıdan kaçar. Dedem imamı bırakıp kedinin arkasından koşar, olayı anlamıştır ve intikamını almak ister tabi yakalayamaz. Meğer o gün akşama doğru bir cenaze olmuş akşam olduğu için caminin içine koymuşlar ama kedi nasıl olduysa girmiş ve adamın pazilarina bastikca el kalkıp inmiş.
Hayat felsefemdir. Hemen hemen her şeyi oluruna bırakarak yaşadım. Pişmanlıklarım yok mu? Elbet var ama onu da oluruna bırakınca sorun olmuyor. Ben oluruna biraktikca hayat bana tercih yolları gösterdi, artık bu kadar olmaz burası yolun sonu dediğim zamanlarda son ana kadar bıraktım ve son anda yeni yollar açıldı. Hayatımda cok hayal kurdum hiç plan yapmadım. Hayallerimin çoğu gecikmeli de olsa mekan farkı da olsa yerini buldu. Hayat gürül gürül akan nehrin üzerinde sandalla gitmek gibi. Bazen karsı konulmayan dalgalar gelecek, bazen şelaleden duseceksin bazen de açan güneşle pırıl pırıl sakin suyun keyfini çıkararak gideceksin. O nehrin kenarından tutuna tutuna sakince güvenli bi şekilde de gidebilirdin tedirginlik olmadan. Oluruna bırakmanın da bi yöntemi var alışıyorsun nerde ne zaman ne olabilir tahmin eder hale geliyorsun. İnsanların çok tedirgin olduğu durumlara gülüp geçebiliyorsun, çünkü nasıl biteceğini tahmin edebiliyorsun. Oluruna bırakmanın en büyük götürüsü kalıcı dostluklar kuramayışın oluyor ya en çok da ona üzülüyorum.
İlkokulda, ilçe çapında güreş müsabakaları yapılacaktı. Seçimler yapıldı ogretmen bikaç kişi secti falan biz gurup olarak ilçeye gittik. Amatör bi organizasyon. Çoğu ailesiyle gelmiş veya öğretmenleri yemek vs. İçin kendi öğrencilerine bişeyler ayarlamış. O zaman bende para yok. Öğle oldu acıktım tabi ama parada yok. Öğretmenler diğer ogretmenlerle gitti ortalık ana baba günü, abi bi pideci geldi sıcak sıcak satiyor ama nasıl kokuyor. Millet alıyor koku yayılıyor. Duruşu bozmazdim ac değilmiş gibi güreşi yaptım sonra köye döndük. O öğretmeni çok severdim o olaydan sonra öyle bi soğudum ki şu an görsem yüzüne söylerim. Ya insan hiç olmazsa bi sorar veya evden hazırlayın getirin der. Abi o pide kokusu hafızaya öyle bi girmis ki nerde o kokuyu duysam girer yerim.
Ömür kelimesiyle aynı kökten gelir. Bir şeyin ömrünü uzatmak demektir.
Gına kelime anlamı zenginlik, fazla olması bolluk ve ihtiyaç duymamak anlamındadır. Asıl anlamı ihtiyaç duymamaktir. Gına gelmesi de o kimseye artık ihtiyaç duymama, fazla gelmesi anlamında deyimleşmistir.
Kelime itibariyle muharrem, hürmet gösterilen demektir. Haram( hürmet) aylardan biridir. Hicrî takvimin 1. Ayıdır. İlk günü de hicri yılbaşı olmaktadır. Bu gece 2017 hicrî yılbaşıdir. Bu ayın 10 günü pek sevdiğimiz âşura günüdür. Rivayete göre nuh a.s gemisi 10. Günü karaya oturmuş ve elde kalan tahıllarla bu yemek yapılmıştır.
Yalan temelde iki türlüdür.
Gerçekte var Olan bir şeyi, olayı yanlış aksettirmek. Mesela; eve 9 da gelmişken 8 de geldim demek gibi. Olay gerçektir zamanda yanlış vardır, çok mühim degildir insanın karakterine çok Zarar vermez.
Diğeri ise içinde olmayan duyguyu inanmadigi seyi varmış gibi göstermek söylemek; sevmediği halde seni seviyorum demek gibi.
Birinci tür yalan çabuk anlaşılır ve düzeltilir, 2.sini anlamak zordur ve büyük yaralar açar telafisi zordur.
Gerçekte var Olan bir şeyi, olayı yanlış aksettirmek. Mesela; eve 9 da gelmişken 8 de geldim demek gibi. Olay gerçektir zamanda yanlış vardır, çok mühim degildir insanın karakterine çok Zarar vermez.
Diğeri ise içinde olmayan duyguyu inanmadigi seyi varmış gibi göstermek söylemek; sevmediği halde seni seviyorum demek gibi.
Birinci tür yalan çabuk anlaşılır ve düzeltilir, 2.sini anlamak zordur ve büyük yaralar açar telafisi zordur.
Medeniyetten nasibini alamamış insanları tabir eden bir söylem. 2000 li yılların başında duymuştum ilk sonra unutuldu kullanılmaz oldu. Güzel deyimdi aslında.
Kaotik eylem - resmi hizmete mahsustur.
İyi demlendiğinde içimine doyum olmayan, yalnızken içilen, yalnız değilken yine içilen, yazın hararete kışın soğuğa iyi gelir denip yine içilen, sabah kalkınca simide yaren, geceleri muhabbete yaren. ilkbaharda tanışma bahanesi, sonbaharda ayrılık tesellisi, herkesin, her kesenin ağız tadı. İyi demlemenin biçok yolu söylenir fakat şu şekilde demlemenin tadı bambaşkadır. Gayet basit, altina suyu koyuyoruz, dem tarafına da kâfi miktar çay koyuyoruz ve aynı sıcak suyla demleme yapar gibi soğuk suyla demliyoruz. Ocağa koyuyoruz alt taraf kaynadikca üstteki çay da yavaş yavaş demleniyor. Çay iyice çöktüğünde içime hazır demektir. Alttaki su devamlı kaynayacagi için arada su eklemek gerekebilir.
Şu an mobilden giriyorum, başka hiçbir uygulama site çalışmıyor netim bitmiş ama buraya girebiliyorum. Ne WhatsApp ne YouTube ne de herhangi bir site çalışmıyor. Çok garip değil mi?
İyi olduğun için herkesin sana adil davranmasını beklemek, vejetaryen olduğun için boğanın sana saldırmayacağını düşünmeye benzer.
Nietzsche
Nietzsche
Son derece amatörce yönetilen platform.
Tuna nehrinin balkanlardakj ismi.