zorya polunochnaya

harekat hakkında her hangi bir fikrim yok fakat basına yansıyan kısmı beni oldukça rahatsız ediyor. basının verdiği brifingler işte ne bileyim "x ve y noktaları ele geçirildi sıra z noktasında" gibi açıklamaları, bunların paylaşılması doğal mı? yani bu tarz şeylerin doğallaştırılması insanların militaristleştirilmesi hiç doğal gibi gelmiyor ya basın ne yaptığının farkında değil ya da ciddi bir toplum mühendisliği söz konusu.

av filminin meşhur ağaç kovuğuna saklanma sahnesinin ana kahramanı. arnoldcığımın hayatını kurtarmıştır.

(bkz:marcus aurelius)

kesinlikle mantara hakaret olan bir tariftir mantar en güzel kırmızı et ile ahenk içindedir.

bir sözlük statüsü anladığım kadarıyla ama mecazi anlamına rağmen mevsim hiç uygun değil. bu statüyü kınıyorum.

yıllarca suriye'ye yaptığı bir ziyarette hristiyan bir komün ile lokal aramice konuşmuştur.

hikaye güzel bir çevresi ama kötü bir eğitimi olan okulda geçiyor sanırım.

(bkz:tabela üniversitesi)

estetik kaygısıyla alakalı bir durum özellikle çok büyük bir evde yaşamıyorsanız ferahlık ve estetiğin bir arada olabilmesi için minimum eşya kullanılması mantıklıdır.

gençliğinde çok gezen bir adam iken şimdilerde çalışma odasından ve o çok sevdiği kırsaldaki evinden nadiren ayrılan bir adama dönüştü ama sıcak kanlılığından hiçbir şey kaybetmedi.

seviyoruz kendisini.

lactarius ailesinden turuncu şapkalı bir tür olup ülkemizde kanlıca, çıntar ve melki adıyla bilinmektedir. en çok bulunan ve tüketilen yabani mantar türü olup ağırlıkla yağmurlu yaz ve sonbahar aylarında iğne yapraklı ağaçların altında bulunabilir. fakat bu sabah bir kaç tane olgunlaşmış örneklerine rastladım.

boletus ailesinden yenilebilir bir mantar türü olup sonbahar aylarında kestane ormanlarında sık rastlanır.

bir ülkede gençlere "memur ol sırtını devlete yasla" deniliyorsa bu sözün tersi düşünülemez.

sinekten yağ çıkarmaya gerek iyi veya kötü söylenmiş sözdür.

oldukça iyi ingilizce konuşabilmektedir.

not tutarken rakamları kırmızı kalemle yazıyorum.

son yıllarda ülkemizde outdoor bir trend olarak yükselişe geçse de hem kırsal kesimlerde yaşayan insanların hem de bilimsel amaçlarla uzun süredir mantar toplayıcılığı yapılmaktadır. özellikle bolu dağları ve ıstranca ormanları bu tarz uğraşları seven kişiler için cennet gibi yerlerdir bir çok türe ev sahipliği yapmaktadırlar.

jilber barutçiyan tarafından 200 farklı türün künyeleri hazırlanıp türkiye'nin mantarları isimli kitabında derlenmiştir.

aşağıdakilerde sabah topladıklarımız.


zenginsozluk.com/foto

eğer insanlar sürekli geçmişi hatırlamak yerine şu günlerin tadını çıkarsalardı bu kadar acı çekmezlerdi.

johann wolfgang von goethe - die leiden des jungen werthers.

"anıların cam kırıkları gibi
toplandığı o an,
başka anıların anıları
geçiyor aklımdan..."