usta şairimiz cahit sıtkı tarancı'nın '' abbas'' şiirini mustafa keser sayesinde artık herkes biliyor da, yazık ki cahit'in ''abbas'' öyküsü çok bilinmez. ''abbas'' şairimizin hayatında gerçekten de çok önemli yeri olan bir şahsiyettir. tarancı çocukluğunda ninesinden bir şehzade masalı dinlemiş. bu şehzade aşkı yolunda memleket memleket gezerken, yoksul bir teyzeye yardım eder. teyze de ermiş bir kişiymiş meğerse. şehzadeye saçından iki tutam verir. ne zaman darda kalsa bu iki saçı birbirine vurmasını öğütler. o zaman karşısına ''abbas'' adında bir cin gelecek ve ne emri olursa yapacaktır.
cahit büyür ve askerliğini yedek subay olarak yapmak üzere birliğine katılır. bölük komutanı ilk iş olarak kendisine bir emireri seçmesini söyler. cahit askerlerin adının olduğu listeye bakar. orada askerin birinin isminin ''abbas oğlu abbas'' olduğunu görür. aklına hemen ninesinin masalı gelir ve abbas'ı emir eri yapar. abbas mardin midyad'lı çakı gibi bir askerdir. türkçesi kıttır. ama kendisi de bir kürd olan tarancı yazık ki neden abbas'ın türkçesinin kıt olduğu bahsine değinmemiştir. şarimizin her türlü hizmetine koşan bu saygılı çocuk sadece cahit gündüz vakti rakı sofrası istediği zaman ''akşam komutanım akşam'' diye geçiştirirmiş. öyle bir akşamda cahit içerken abbası da karşısına alır ve der ki;
-abbas sen istanbul'u bilir misin?
- bilirim komutanım.
- beşiktaş'ı bilir misin?
-bilirim komutanım.
- tamam o zaman, gideceksin yarın oradan benim ilk sevgilimi alıp buraya getireceksin.
- emredersin komutanım.
tarancı o gece sızar. sabah uyandığında abbas'ı sivillerini giymiş olarak görür.
-niye böyle giyindin oğlum?
-dün siz dediniz yaa komutanım sabah gideceksin ve beşiktaş'tan ilk sevgilimi bana getireceksin.
şimdi sözü şiire bırakıyorum.
haydi abbas, vakit tamam;
akşam diyordun işte oldu akşam.
kur bakalım çilingir soframızı;
dinsin artık bu kalb ağrısı.
şu ağacın gölgesinde olsun;
tam kenarında havuzun.
aya haber sal çıksın bu gece;
görünsün şöyle gönlümce.
bas kırbacı sihirli seccadeye,
göster hükmettiğini mesafeye
ve zamana.
katıp tozu dumana,
var git,
böyle ferman etti cahit,
al getir ilk sevgiliyi beşiktaş'tan;
yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.