anlaşılamadan ölmek

monster degree
Çok da mühim bir mesele olmadığını düşünüyorum ben bunun.

Hiçbirimizin misyonu kendimizi başkalarına anlatmak olmamalı çünkü bunun mümkünatı yok. Ne anlatıyor olursak olalım karşımızdakilerde oluşturacağımız intiba, onların anlattıklarımızdan anladıkları kadardır ve başka insanların hakkımızdaki düşünceleri bizi değil onları bağlar.

Kendimizi birilerine anlatmaktan geriye kalan zaman maalesef gerçek ve dolu dolu bir yaşam sürmemize yetmiyor. Dolayısıyla ya başkalarının hakkımızdaki fikirlerini doyuracağız ya da hayatta kaldığımız zamanı. İlkini yapacak kadar ahmak değilizdir umarım.
aragorn
"Kim ne derse desin sen yolunda yürü" der marx. Anlasilmamak büyük bi kaygı ama asil mesele bunu yenmek. Anlasilamama durumunu değil kaygiyi yenmek. Mesele yolda yürümek. Herkes herkesi anlayacak diye bir kaide yok.

Daha önemlisi de sizi anlayacak insanlar olmalı hayatinizda tüketmeyen sizi yeniden var eden kendinden bile koruyan.
Bi insan örneğin sizi anlamışsa anlamayan başka insanlara sizi meze etmez. Yoksa rol yapmıştır.
Anlasilamamaktan daha kötüdür bu...
kozmos
Ölenler ölümü bilmez, ölüm kalanlar içindir Denilse de, hala yaşayan biri bu konuda pek tabii düşünebilir, korkabilir.

Ölüm her ne kadar kalanlar için anlam sahibi ise de, ölmeden önce, hala hayatta olan birinin hissedebileceği bir korkudur. Benim korkularımdan biri ayrıca. Goygoycu, içi pek de dolu olmayan, ne bileyim munzur bir piç olarak anımsanmak, hatırlanmak ya da böyle biri gibi tanınmak dolayısıyla da tam anlaşılamadan ölmekden korkuyorum sözlük.

-E öylesin amına Koyim?
Öyleyim de abicim, akılda öyle kalmak, ne bileyim güzel olsa da tam manayı ihya etmiyor be.

Ayrıca;
“Dünyada mevzubahis edilmekten daha kötü bir şey varsa o da mevzubahis edilmemektir...”