çalışmak

ihtiras limani
olmayınca olmayan, olunca da hayattan uzaklaştıran bir şey. neyin üzerine çalışıyor olursanız olun, sizi bir yandna derinleştirirken aynı anda pek çok şeye karşı fakirleştirir. unutmak için çalışmak, hatırlamamak için çalışmak, çalışmayı amaç değil araç haline getiren şeylerden biri. düşük verimde sürekli gürültü üreten bir motor gibi..
kozmos
sikindirik bir telefon uygulamasındaki “hobiler” kısmını bile çöpe atmaktır. kendime ait bir hayata sahip olayım derken, kendinden en emin şekilde uzaklaşmaktır.

e nolacaktı peki mnkym? ne öneriyorsun?
bir bilsem.
azrailin regl donemi
sözlükteki anlamı haricinde onlarca alanda birden fazla anlama gelebilen kelime ve karşılıkları vb.

insan doğasında yoktur. mecburiyetten yapılandır. kimisi için de severek.

sevdiğimiz bir insana sevgimizi gösterme çabamız da çalışmaktır.

ha tamam. şu asıl çalışmak! bir işe girip çalışmak değil mi? maalesef hayatı böyle görüyoruz. bir işe girip hayatımızı o işe adamak. aksini söyleyene ve yapana da adam öldürmüş de git teslim ol' der gibi bakıyor insanlar. vaaay amk diyorum.

"gir bi işe de çalış" deyip devamında ne yapmanız gerektiğini söylemezler. günlük 8-10 saatinizi hiç sevmediğiniz boktan bir yerde geçirip o güzel gençlik yıllarınızdaki ruhun yok olup gitmesini isterler. çünkü onlara göre bu toy olmaktır. yaşam enerjiniz onlara ağır gelir. belki de çekemiyorlardır amk git gide buna bile inanmaya başladım.

şu son günlerde yaşadığım en büyük acı o eski halimdeki hayal dünyası geniş, yaratıcı ve öğrenmeye hevesli olmam ve öğrenme kabiliyetimin artık eskisi kadar iyi olmaması. yok arkadaş. ben yapamıyorum. gençleri sevmediği sadece para kazanmak için çalışacağı işlere yönelten insanların zihniyetini sikeyim.

bazan çalışmak güzel. müziği seviyorsan ve bu yüzden odana kapanıp gitarınla günde 6 saat çalışıyorsan çalışmak güzel. mezun olduğunda kazanacağın parayı değil, aldığın eğitimden zevk alıyorsan ders çalışmak güzel. yazmayı seviyorsan çıkartacağın kitap için çalışmak güzel. ve bu güzel kılan işler asla sizi hayattan soğutmaz. aksine ufkunuzu açar, yaratıcılığınız gelişir en önemlisi de sevdiğiniz işi yaptığınız için asla iş yaptığınızı düşünmezsiniz.

bu ülkenin gelişememesinin ufak bir ayrıntı olsa da bir sebebi de sevmediği işi yapan vatandaşlar barındırıyor olmasıdır.

bu yüzden lütfen.. sevdiğiniz işi yapın dostlarım. 40 yaşınıza geldiğinizde mutsuz bir mühendis olmak yerine dağınık bir hayat yaşayan kendini çeviren bir ressam olun daha iyi. inanın bana daha mutlu olursunuz. yahu para gelir. önünüzde bir duvar yoksa para her türlü kazanılır. ama mutluluğu satın alamazsınız. toplumda bir statü sayılan iyi bir iş, iyi bir eş ve 2 çocukla taçlandırdığınız 40. yaşınızda çocuklar ve eşiniz yüzünden istediğiniz yere gidemediğinizi, gençlik yıllarınızdaki hobilerinize vakit ayıramadığınızı ve hayatınızın ev-iş-ev üçgeninde boku bokuna harcandığını fark edersiniz.

orijinal olun. içinizdeki cevherin farkına varın. üniversite planınız varsa sevdiğiniz işin bölümüne yönelin. severek o eğitimi alın. severek yaptığınız için sadece finallerde değil yılın her gününde işinizle olursunuz. bölüm toplumca dandik sayılsa bile sevilerek verilmiş emeğin karşılığı mutlaka vardır. para gelir işte delirtmeyin beni. orijinal olun dedim ya. evet! toplum, okul-askerlik-iş-evlilik-çocuk sıralaması ile yaşıyor diye asla bunu görevinizmiş gibi kabullenmeyin. asıl içinizdeki insana kulak verirseniz size asla bu sıralamadan bahsetmeyecektir.