gerçek

ontolojik sancilarimin merhemi
Gerçeğin hızı, aniliği, hayalin o tatlı ahesteliğine öyle bir darbe vuruyor ki... Karşı karşıya geliyorsun, karşındaki insanı tamamen, bütün parçaları, tüm organlarıyla algılayamıyorsun bile. Beynin sana kompozit bir görüntü sunuyor, sen de sineye çekiyorsun. Oysa kafanda bütün detaylarını yiyip sindirmek var onun. ama eksiksin. Beynine muhtaçsın. O sana bütünleştirilmiş, tamamlanmış bir görüntü sunuyor. sana derken, bana, bize, herkese..
ihtiras limani
gerçek kaldırılamayacak kadar ağır olduğunda altında ezilen ya ölür ya da ezilmilşliğiyle kalır. kaldıramayacağı bir şeyle yüzleşen herkes temiz bir şekilde delirmiyor, ancak tanıyınca anlaşılacak şekilde bozuluyor.
kozmos
burnumuzun dibinde. işte, zaten bu yüzden görmeyiz. ya da görmek istemeyiz, konduramayız, inkar eder, kabullenmeyiz. bir kaç adım geri gidince daha etraflıca görürürüz o şeyleri. İnkar, tersleme, kabullenmeme de zaten, uzaktan bakınca kaybolur.
gerçek görünür hale gelir. fazlasıyla çıplak fazlasıyla gerçek.
john overmars
Küçük bir pencereden gelen çocuk sesleriyle
Müfredatta hiç olmayan psikoloji dersleriyle
Bir yanlış elli doğru denkleminin testleriyle.
Yaşlanırken hayat senden önde gider ezberiyle.