Kalemin gölgesini bile tutamayacaklara yazar diyeceksin, iyi yazar diyeceksin, onu okuyacaksın, onu anlamaya çalışacaksın. Ve anlayacaksın çünkü sana bir şey anlatmayacak. boş bir duvara bakmakla aynı hisleri yaşatan kitapları seveceksin, iyi kitap diyeceksin. Çünkü duvar seviyorsun sen, dört duvar seviyorsun, hapis duvarları seviyorsun. Zamanını ve seni hapseden o boş sayfaları seviyorsun.
okunmaya değmeyecek kitaplar
İdealist bir yaklaşımla; "yoktur." diyebilmeyi çok isterdim ama biraz düşününce, "çok var amk ya."
Şunu iyi anlamak lazım, her kitap illa ki kendi okuyucu kitlesine hitap ediyordur buna itirazım yok. Ancak şahsım adına kesinlikle vakit kaybı olan çok fazla kitap olduğunu düşünüyorum. Bir kere kendi ideolojisini anlatmaktan ziyade empoze etmeye çalışan misyoner dallamaların, o çok mühim elitist lobilerde rant yapmak için bir takım sözde liderlerin götünü yalayarak yazarlık yapan ve yayın evlerinin yayınlamak için birbirleriyle yarıştığı zihinsel mastürbasyon ürünlerinin üreticilerinin bana bir faydası olabileceğine inanmıyorum ki ben sokak tabelası okuyarak bile bir şeyler kazanabileceğine inanan insanım. "Bir yerde bir bilgi varsa, mutlaka bir işe yaramalıdır." Diye düşünüyor olmama rağmen bazı yazılarda hakikatten bilgi kırıntısına rastlamak mümkün olmuyor. Karakter analizi yapmak için yazılarını okumak istemeyeceğim bir sürü yazar var.
Hem daha okunacak çok fazla klasik eser var... Önce zemin oluşturalım ki kıyas yapabilelim doğru değerlendirebilelim.
Şimdi hiç shakespeare okumamış biri gidip de çok satanlardan bir taklidini bulup okusa ne bileyim kandırılmış olmaz mı biraz? Konunun dışına çıktım biliyorum ama, bence önce klasikleri okuyun. Onları klasik yapan bir şeyler var gerçekten de.
Şunu iyi anlamak lazım, her kitap illa ki kendi okuyucu kitlesine hitap ediyordur buna itirazım yok. Ancak şahsım adına kesinlikle vakit kaybı olan çok fazla kitap olduğunu düşünüyorum. Bir kere kendi ideolojisini anlatmaktan ziyade empoze etmeye çalışan misyoner dallamaların, o çok mühim elitist lobilerde rant yapmak için bir takım sözde liderlerin götünü yalayarak yazarlık yapan ve yayın evlerinin yayınlamak için birbirleriyle yarıştığı zihinsel mastürbasyon ürünlerinin üreticilerinin bana bir faydası olabileceğine inanmıyorum ki ben sokak tabelası okuyarak bile bir şeyler kazanabileceğine inanan insanım. "Bir yerde bir bilgi varsa, mutlaka bir işe yaramalıdır." Diye düşünüyor olmama rağmen bazı yazılarda hakikatten bilgi kırıntısına rastlamak mümkün olmuyor. Karakter analizi yapmak için yazılarını okumak istemeyeceğim bir sürü yazar var.
Hem daha okunacak çok fazla klasik eser var... Önce zemin oluşturalım ki kıyas yapabilelim doğru değerlendirebilelim.
Şimdi hiç shakespeare okumamış biri gidip de çok satanlardan bir taklidini bulup okusa ne bileyim kandırılmış olmaz mı biraz? Konunun dışına çıktım biliyorum ama, bence önce klasikleri okuyun. Onları klasik yapan bir şeyler var gerçekten de.
Şeytanın Satranç Tahtası İngiliz Derin Devleti adında bir kitaptır. yazar İngilizleri öve öve bitiremiyor. 500 sayfa ingiliz tarihi okumaktan bitap düştüm. Sonunda birkaç sayfa osmanlı ile ingiliz bağlantısını yazmış. Onuda yazarken abdülmecid e hain demiş saçmalamış. adnan oktar'dan alıntılar yapmış falan. Kitabı neden aldın o zaman diye soracaksın. Önsöz e kandım. acaba ingilizler nasıl şahmat oldu diye merak ettim ama konu ile ilgili bir şey yazmıyor.