Bütün mahalle ayağa kalktı:
— Damda deli var! Sokak, bir baştan bir başa, deliyi seyre gelenlerle
dolmuştu
Önce karakoldan, sonra Müdüriyetten araba ile polisler geldi Arkadan itfaiye yetişti Delinin annesi,
— Yavrum, oğlum, in aşağı!… Hadi çocuğum!…diye yalvarıyordu.
Deli,
— Muhtar yapmazsanız, kendimi aşağı atarım! diyordu
itfaiye erleri, deli aşağı atlarsa tutabilmek için branda bezini açtılar Dokuz itfaiyeci, uçlarından tuttukları branda bezini apartman çevresinde dolaştırmaktan ter içinde kalmışlardı.
Komiser,
— Rica ederim, in kardeşim aşağı! diye yarı korkutmak istercesine, yarı da yumuşak bir sesle deliyi kandırmaya çalışıyordu.
— Muhtar yapın ineyim ! Yoksa kendimi aşağı atarım.
Yalvarmak, yakarmak, korkutmak hiçbiri para etmedi.
— Kardeşim, yahu. İn be aşağı!
— Şunlara bak! Beni aşağı indireceğinize siz yukarı çıksanıza…
Kalabalıktan biri,
— Muhtar yaptık diyelim, dedi Başka biri,
— Olmaz yahu, dedi, deliden muhtar olur mu hiç?
— Allah Allah. Sahiden muhtar yapacak değiliz ya…
Bastonuna dayanmış bir ihtiyar,
— Olmaz, dedi, sahiden de, şakadan da yapsanız olmaz.
— Belki iner.
— İnmez, ben bunları bilirim. Bir kere yukarı çıktılar mı, artık inmezler.
— Hele bir kere aşağı insin, kolay!
— İnmez! Aşağıdan birisi,
— Seni muhtar yaptık! diye bağırdı, haydi in aşağı! Deli, oynamaya başladı:
— İnmem! Şehir Meclisine üye yapmazsanız, kendimi aşağı atarım.
İhtiyar etrafındakilere,
— Nasıl, dedi, ben size demedim mi?
— istediğini yapalım
— Ne yapsanız inmez, insan bir kere dama çıkacak kadar delirdi mi, artık aşağı inmez.
Komiser,
— Yaptık, dedi, seni Şehir Meclisine üye yaptık Hadi kardeşim in aşağı da arkadaşlarını bekletme!
— İnmem! Belediye Başkanı yapın ineyim!
İhtiyar,
— Gördünüz mü, dedi, vaktiyle gerekti. Şimdi hiç inmez.
Ter içinde kalan itfaiye komutanı,
— Yani belediye başkanı yapsak ne olur, dedi, yapalım Sonra iki elini ağzına boru yapıp yukarı seslendi:
— İn kardeşim!… Seni belediye başkanı yaptık, in de vazifene başla!
Deli göbek atarak,
— İnmem, dedi, bir deliyi belediye başkanı yapanların arasında benim ne işim var? inmem!
— Peki, ne istiyorsun?
— Bakan yaparsanız inerim! Aşağıdakiler kısa bir tartışmadan sonra,
— Pekiyi, dediler, seni Bakan da yaptık! Haydi artık in aşağı!… İn… Bak herkes seni bekliyor
Deli, elini burnuna götürüp nanik yaptı:
— İnmem! Bir deliyi bakan yapanların arasına iner miyim ben!…
— Haydi kardeşim, seni bakan da yaptık, öbür bakanlar seni bekliyor Haydi in!…
— Yağma mı var, ineyim de beni tımarhaneye kapatın! İnmem!…
İhtiyar adam,
— Boşuna uğraşmayın, inmez! Dedi. Ben bu delileri gayet iyi bilirim Sizi de bakan yapsınlar, siz de inmek istemezsiniz
Deli, barbar bağırıyordu:
—- Başbakan yapmazsanız, karışmam, kendimi aşağı atarım.
— Yaptık!…diye bağırdılar, seni Başbakan yaptık.
İhtiyar adam,
— İnmez! dedi
Deli tekrar oynamağa başladı Sonra da,
— Kral yapın, ineyim! dedi, kral yapmazsanız kendimi aşağı atarım.
İhtiyarın dedikleri doğru çıkıyordu. Ona danıştılar.
— Ne dersiniz? Kral yapalım mı? İhtiyar;
— İş, işten geçti, dedi, artık ne derse yapmak zorundasınız Bir kere nasıl olsa başbakan oldu.
— Seni kral yaptık birader! diye bağırdılar, haydi bakalım, artık in!…
Damda göbek atan deli!
— İnmem! Dedi.
— Ne istiyorsun? Kral da yaptık işte!
— Yaaa… İnmem İmparator yapın ineyim, yoksa kendimi aşağı atarım.
İhtiyar,
— Atar, dedi
— Yaptık! diye bağırdılar Seni imparator yaptık. Haydi gel aşağı!…
Deli,
— Sizin gibi sersemlerin arasında benim gibi imparatorun ne işi var? Dedi.
— Peki, ne istiyorsun? Söyle de onu yapalım İn be kardeşim!…
Damdaki deli,
— Ben imparator muyum? diye sordu Aşağıdan bağırdılar:
— İmparatorsun!
— Mademki imparatorum, canım isterse inerim, istemezse inmem… İnmiyorum işte!
Komiser kızdı:
— Atlarsa atlasın be!… Bir deli eksik olur dünyadan diye düşündü. Düşündü ama, basma bir iş çıkabilirdi, itfaiye komutanı, ihtiyara,
— Şimdi ne yapacağız? diye sordu, bu deli hiç aşağı inmez mi?
— İner.
— Nasıl?…
— Bırakın da ben indireyim!…
Herkes ihtiyarın deliyi nasıl aşağı indireceğini merak ediyordu İhtiyar, damdaki deliye,
— İmparator hazretleri!…diye bağırdı, acaba altıncı kata çıkmak arzu buyrulur mu?
Deli gayet ciddi,
— Pekâlâ, dedi
Dama açılan delikten içeri girdi Merdivenleri indi Altıncı kat penceresinden kalabalığa bakıyordu, ihtiyar,
— Haşmetpenah!… Beşinci kata çıkmak istemezler mi? diye sordu.
Deli,
— Çıkarım! Dedi.
Herkes şaşkınlık içindeydi Dördüncü kat penceresinden kalabalığı seyreden deliye ihtiyar,
— Saygı değer imparatorum, acaba üçüncü kata çıkmak arzu buyururlar mı? Dedi.
Deli,
— Elbette!…diye cevap verdi.
Deli üçüncü kat penceresindeydi Artık damdaki gibi göbek atmıyor, oynamıyordu Üzerine sahici bir kral ciddiliği gelmişti
— Muhterem imparatorumuz, ikinci kata çıkmak istemezler mi?
— İsterim.
İkinci kata da inmişti
— Zati haşmetpenahîleri birinci kata çıkmak arzu ederler mi?
Deli sokağa gelmişti, kalabalığın arasındaydı Doğruca ihtiyarın yanma gitti Elini ihtiyarın omzuna koydu,
— Ulan, dedi, senin de deli olduğun nasıl belli… Deli, delinin halinden anlar.
Sonra komisere,
— Haydi bakalım, şimdi beni bağla da tımarhaneye gönder, dedi Deliye nasıl muamele edilir, öğrendin mi?
Deliyi götürürlerken, meraklı bir kalabalık ihtiyarın etrafını sardılar:
— Beybaba, nasıl yaptın bu işi yahu?… İhtiyar;
— Eeee… dedi, kolay değil, kırk sene politika içinde yoğrulduk.
Sonra bir göğüs geçirerek,
— Ah, ah!…dedi, şimdi bacaklarımda derman olsa ben de dama çıkardım, kimse de aşağı indiremezdi.
Aziz nesin