ilk senenizde lütfen sevgili edinmeyiniz. sonra yüzyüze bakmaya çekinip okulunuzun kalan zamanını kendinize zülum haline getiriyorsunuz.
üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler
ilk dersime okula açıldıktan iki hafta sonra gittim. ders seçimimi bir ay sonra yaptım. ilk ders günümde kimse ile arkadaş olmadım hatta konuşmadım sadece uzaktan gözlemledim. ikinci ders günümde ister istemez yer olmadığı için iki kişinin yanındaki boş yere oturduğum için tanıştım. üçüncü senem bitti. sadece ilk tanıştıklarımdan bir tanesi ile bir şeyler paylaşıyorum. sınıfta bulunan diğerleri benim hakkımda ne düşünürler bilmem ama ben sadece onların ismini bilmekle yetiniyorum. bu durumdan pişman değilim çünkü üç senedir gözlemliyorum ve kimse göründüğü gibi değil. bol miktarda çeşit çeşit karakter dolu. inanamayacağız kadar değişik insan mevcut üniversitede. kimisine ilk görüşte teşhisi koyarsınız kimisini de uzun zaman sonra şaşırarak izlersiniz.
uzun lafın kısası kimse ile gereksiz samimiyet kurup her şeyinizi paylaşmayın. daha sonra paylaştıklarınız başkası tarafından önünüze ballı kaymaklı servis edilebilir.
hocalarla ise güzel bir samimiyet kurun. ''ulan bu bana neler çektirir ömrümü alır'' diye karşılaşmaktan bile korktuğum hocam şu an en sevdiğim hocam. ilk sene ''iyi ya bu hoca hep geçerim bundan'' dediğim sağ gösterip sol vuran bir hocamla ise umarım bu sene polislik olmam.
sevgili muhabbetlerinin çoğunda erkekler ''ya konka şurada şu kızı düşürdüm bıktırdı aq'' kızlar ise ''şu slak beni kesiyo hep tipsiz'' olarak konuşuyorlar kendi aralarında lütfen dikkat. hatta bir ara düşman götüne bir kızdan ''ya olmadı parasını yerim nolcak ki'' diye bir şey duymuştum aman allahım hala şokundayım. çok bir yokluğunuz yok ise ilk dönem değil ilk sene sevgili edinmeyin. okul elbet biter. bir sevgili uğruna alttan bıraktığınız dersler gün gelir yüzünüze şşllaak diye çarpar. bu gözler böylelerini çok gördü.
uzun lafın kısası kimse ile gereksiz samimiyet kurup her şeyinizi paylaşmayın. daha sonra paylaştıklarınız başkası tarafından önünüze ballı kaymaklı servis edilebilir.
hocalarla ise güzel bir samimiyet kurun. ''ulan bu bana neler çektirir ömrümü alır'' diye karşılaşmaktan bile korktuğum hocam şu an en sevdiğim hocam. ilk sene ''iyi ya bu hoca hep geçerim bundan'' dediğim sağ gösterip sol vuran bir hocamla ise umarım bu sene polislik olmam.
sevgili muhabbetlerinin çoğunda erkekler ''ya konka şurada şu kızı düşürdüm bıktırdı aq'' kızlar ise ''şu slak beni kesiyo hep tipsiz'' olarak konuşuyorlar kendi aralarında lütfen dikkat. hatta bir ara düşman götüne bir kızdan ''ya olmadı parasını yerim nolcak ki'' diye bir şey duymuştum aman allahım hala şokundayım. çok bir yokluğunuz yok ise ilk dönem değil ilk sene sevgili edinmeyin. okul elbet biter. bir sevgili uğruna alttan bıraktığınız dersler gün gelir yüzünüze şşllaak diye çarpar. bu gözler böylelerini çok gördü.
(Ukde: fuhsabad koftecisi)
"Evet, o malum başlık olan başlık bu başlık." Dediğim, evet, o malum olan başlık bu başlık.
Yaşı kaç olursa olsun, ilk defa üniversiteye gidecek olan kişilere öncelik olarak şu tavsiyeyi vermek istiyorum;
sakın ama sakın kimsenin samimiyetine ve gülen yüzüne inanıp kanmayın.
Bunlar öyle adamlar ki... ananızdan emdiğiniz sütü burnunuzdan getirebilme potansiyelindeler. Yapmacıklık derseniz, çoğu üniversite öğrencisinde mevcuttur. Üstüne üstlük bu arkadaşlar arkanızdan iş çevirme yetisine sahipler. Dedikodu ya da laf taşımayı demiyorum bile.
derslerin ilk haftası muhakkak gidiniz, sınıf wp grupları falan hep ilk haftada kurulur. Hocalar öğrencileri kafalarına kazır ve değer verilecek öğrenci/öğrencileri o günden seçmeye başlarlar.
asla ama asla saygınızdan ve kendinize olan değerinizden ödün vermeyin.
-aklınız varsa, ilk yıldan manitacılık oynamaya kalkmayın.
Arkanıza dönüp bakınca birkaç kişinin de oyun arkadaşınız ile oyunlar oynadığını görebilir ve hayal kırıklığı ile kalp kırıklığına yol alırsınız.
-hocalarınız ile aynı masaya oturup çay yahut kahve içebilirsiniz. Hatta yetmiyor gibi, hocanız ile samimi bir arkadaş da olabilirsiniz.
Bunlara sakın şaşırmayın, üniversitenin jargonundandır.
-mezun olunduktan sonra, emin olun ki, kimse kimseyi arayıp sormayacak.
Sosyal medyadan takipleşeceğiniz de olacak ama bilin ki o da takipçi ya da beğeni için. Yoksa, inanın ki, kimse kimseyi umruna bile takmayacak. O yüzdendir ki, kimse için kimseyle aranızı açmayın.
doğal olun ve kimsenin lafına kanmayın, ayıptır yazması, ananızı ağlatır bunlar.
Daha tavsiye isteyen olursa yazarım ben.
"Evet, o malum başlık olan başlık bu başlık." Dediğim, evet, o malum olan başlık bu başlık.
Yaşı kaç olursa olsun, ilk defa üniversiteye gidecek olan kişilere öncelik olarak şu tavsiyeyi vermek istiyorum;
sakın ama sakın kimsenin samimiyetine ve gülen yüzüne inanıp kanmayın.
Bunlar öyle adamlar ki... ananızdan emdiğiniz sütü burnunuzdan getirebilme potansiyelindeler. Yapmacıklık derseniz, çoğu üniversite öğrencisinde mevcuttur. Üstüne üstlük bu arkadaşlar arkanızdan iş çevirme yetisine sahipler. Dedikodu ya da laf taşımayı demiyorum bile.
derslerin ilk haftası muhakkak gidiniz, sınıf wp grupları falan hep ilk haftada kurulur. Hocalar öğrencileri kafalarına kazır ve değer verilecek öğrenci/öğrencileri o günden seçmeye başlarlar.
asla ama asla saygınızdan ve kendinize olan değerinizden ödün vermeyin.
-aklınız varsa, ilk yıldan manitacılık oynamaya kalkmayın.
Arkanıza dönüp bakınca birkaç kişinin de oyun arkadaşınız ile oyunlar oynadığını görebilir ve hayal kırıklığı ile kalp kırıklığına yol alırsınız.
-hocalarınız ile aynı masaya oturup çay yahut kahve içebilirsiniz. Hatta yetmiyor gibi, hocanız ile samimi bir arkadaş da olabilirsiniz.
Bunlara sakın şaşırmayın, üniversitenin jargonundandır.
-mezun olunduktan sonra, emin olun ki, kimse kimseyi arayıp sormayacak.
Sosyal medyadan takipleşeceğiniz de olacak ama bilin ki o da takipçi ya da beğeni için. Yoksa, inanın ki, kimse kimseyi umruna bile takmayacak. O yüzdendir ki, kimse için kimseyle aranızı açmayın.
doğal olun ve kimsenin lafına kanmayın, ayıptır yazması, ananızı ağlatır bunlar.
Daha tavsiye isteyen olursa yazarım ben.
ülkemizde her kurumu içi dışına çıkartıldığı gibi üniversitelerin de içi dışına çıkartılmış bir durumda. o yüzden gittiğiniz iki ya da dört yıl ya da ilave yıllarda alttan ders bırakmamaya çalışın ve çevrenizde çevre sarhoşluğuna kapılan ve hormonlarıyla hareket eden kitleye uymayın.
ne istediğinizi bilin. senelerce okuyup son sene bölüm değiştirirseniz işler arapsaçı oluyor demedi demeyin. size mutsuz bir hayat vadeden bir bölüm seçmeyin. Hayallerinizin peşinden gidin ama erkenden gidin.
Özellikle ilk derslere gitmemezlik yapmayınız, tüm bağlar, ilişkiler bu ilk zamanlarda atılır. Derslere mutlaka gitmeye özen gösteriniz. Boş beleş zaman geçirmeyiniz.