aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık deyiminin eltisidir.
yaşlanmak ve tedavisi namümkün hastalıklar hariç denilesi deyim. o değil de " her şeye ilaç olacak bir şey varsa o da ölüm be gülüm" diyesim gelir bu deyimi bana karşı kullananlara.
popoya kilitlenmiş hatun nazariyesi.
maganda'nın biri tarafından "ebabil bir kuştur bunu bilmeyen puşttur" söylemine maruz kalmış canım kuştur.
(bkz:sisler bulvarı)
tirbüşondan hazzetmeyen şarap tıpası.
kıroyum ama para bende karakteri.
nilgün marmara'nın idolü olması nedeniyle "var olmak hafifse dayanmak niye" demişliği var mı merak ederken karşılaştığım lafları ile zekasına hayran olduğum şair, yazar, anne, kadın.
işte birkaçı:
"neden yazı yazdığımı mı soruyorsunuz bana? zevk mi alıyorum? değer mi? peki para kazandırır mı? öyleyse bir nedeni var mı? yazıyorum çünkü içimde susturamadığım bir ses var..."
"ölmek bir sanattır
her şey gibi eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi,
öyle ustaca ki insana korkunç geliyor
öyle ustaca ki gerçeklik duygusu veriyor
bu konuda iddialıyım sanırım."
"bir şeyin öldüğünü ve özgür olduğunu düşünürsün. sonra, onu içine çöreklenmiş sana gülümserken bulursun..."
işte birkaçı:
"neden yazı yazdığımı mı soruyorsunuz bana? zevk mi alıyorum? değer mi? peki para kazandırır mı? öyleyse bir nedeni var mı? yazıyorum çünkü içimde susturamadığım bir ses var..."
"ölmek bir sanattır
her şey gibi eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi,
öyle ustaca ki insana korkunç geliyor
öyle ustaca ki gerçeklik duygusu veriyor
bu konuda iddialıyım sanırım."
"bir şeyin öldüğünü ve özgür olduğunu düşünürsün. sonra, onu içine çöreklenmiş sana gülümserken bulursun..."
simit dünyası, simit sarayı gibi mekanlarda endüstrileşmekten nasibini alarak sokaktaki vatandaşa sırtını dönen yiyeceklerden biri.
oysa şöyle de bilirdik eskiden:
(bkz:memur kebabı)
(bkz:susamlı döner)
oysa şöyle de bilirdik eskiden:
(bkz:memur kebabı)
(bkz:susamlı döner)
marjinalliği kendinden menkul televizyon çocuğu.
konuyla ilgili günah çıkartacak son kişinin timsah gözyaşları bile sayılamaz.
hülasa laf-ı güzaftan ibaret, oy verenlerine şirin gözükmek hasebiyle samimiyetten uzak cümleler manzumesidir.
hülasa laf-ı güzaftan ibaret, oy verenlerine şirin gözükmek hasebiyle samimiyetten uzak cümleler manzumesidir.
(bkz:sivas katliamı)
akla direkt kara harp okulu'nun eski adı olarak gelir. kapatıldığı için tarihçesi ile ilgili eski bilgilere bile ulaşamazsınız. böyle osmanlıcıdır işte bunlar. kapatılma sebebine eyvallah da "ne istediniz de vermedik" derken aklınız neredeydi.
(bkz:harbiye marşı)
(bkz:mekteb-i harbiye)
ukdeydim doldum.
ukdeci: mia
(bkz:harbiye marşı)
(bkz:mekteb-i harbiye)
ukdeydim doldum.
ukdeci: mia
(bkz:fiyasko)
sebebinin fosil yakıtlar olmayacağını düşündüğüm savaş. zira dünya hızla yenilebilir enerji kaynaklarına doğru yöneliyor. petrol başta olmak üzere fosil yakıtlar bu hızla tüketilirse mevcudun üç aşağı beş yukarı kalan ömrü belli. nükleer enerjinin de çözüm olamayacağı çoktan anlaşılmış durumda. bu yüzden hibrit otomobiller, elektrik üretiminde rüzgardan yararlanma, güneş ışığından ve ısısından elde edilebilecek enerjiler konusunda sürekli yeni bir şeyler keşfediliyor.
analistleri asıl ürküten açlık ve susuzluk. gerçekten şu anda dünya bir yılda ürettiği su ve gıdayı 7- 8 ayda tüketiyor. yıllık bu 4 aylık açığın kurbanı ise hergün açlık ve susuzluktan ölen yaklaşık 30 bin insan. bunun yıllık toplamı 1.100.000 civarında ve dünya nüfusunun artış hızını engellemiyor. yakın bir gelecekte dünyanın yıllık su ve gıda üretiminin 4-5 ayda tüketeceğini hesaplayan uzmanlar açlık tehdidinin giderek yayılacağından endişeleniyor ve eğer bu sorun çözümlenemezse savaşın kaçınılmaz olacağını savunuyorlar.
analistleri asıl ürküten açlık ve susuzluk. gerçekten şu anda dünya bir yılda ürettiği su ve gıdayı 7- 8 ayda tüketiyor. yıllık bu 4 aylık açığın kurbanı ise hergün açlık ve susuzluktan ölen yaklaşık 30 bin insan. bunun yıllık toplamı 1.100.000 civarında ve dünya nüfusunun artış hızını engellemiyor. yakın bir gelecekte dünyanın yıllık su ve gıda üretiminin 4-5 ayda tüketeceğini hesaplayan uzmanlar açlık tehdidinin giderek yayılacağından endişeleniyor ve eğer bu sorun çözümlenemezse savaşın kaçınılmaz olacağını savunuyorlar.
ünlü transatlantik titanic'in batmasıyla ilişkili efsanelere de konu olan isa'dan önce 2500 yıllarında inşa edilmiş kadim yapılar.
titanic'in batmasına ilişkin söylentilerden bazıları.
"Titanic'in ait olduğu “The White Star Line” şirketinin ortaklarından biri olan Sir James Cole'un babası, Mısır'da Ramses mumyasının kazılarına katılan 70 kişiden birisidir. Bu yüzden ailesiyle birlikte sonsuza dek lanetlendiği söylenir. Cole, kazılardan kısa bir süre sonra diğer arkadaşları gibi esrarengiz bir şekilde hastalanıp ölür. sağ kalanlar gemiye binerler ve Cole'un cesediyle hareket ederler. Bir süre sonra ekibi ve cesedi taşıyan gemi batar.
Baba Cole'un ölümünden sonra da mumyanın laneti Cole ailesinin peşini bırakmaz. Aile üyeleri evlerinde çıkan bir yangında ölür. Ailenin yangından yaralı olarak kurtulan tek ferdi oğul James 18 yaşına kadar yetiştirme yurdunda yaşamak zorunda kalır. Oğul Cole büyüdüğünde başarılı bir iş adamı olur ve “The White Star Line” adlı bir deniz taşımacılığı şirketine ortak olmayı başarır. Şirketin bünyesindeki gemiler talihsiz kazalar geçirmeye ve batmaya başlar. titanic'te malumunuz.
James Cole'un babasının katıldığı kazıda mumyası çıkartılan Ramses'in laneti ise şöyledir;
“Beni yerimden oynatan herkesi sulara gömeceğim.”
Bir başka söylentiye göre de Amerika'lı bir arkeolog kazı için gittiği Mısır'dan prenses Amen-Ra'nın mumyasını ülkesine götürmek için kaçırır. İngiltere'ye gelen arkeolog iki bölme halinde yaptırdığı mumyanın tabutunun üst bölmelerine antik çanak, çömlek koyar. Kimse mumyanın orada olduğunu anlamaz ve Titanic, Amen-Ra mumyası ile yola çıkar. Prenses Amen-Ra'nın mezar odasında da
“Lahitimi kim açarsa sulara gömülür.” yazmaktadır."
alıntı kaynağı:
fularlı.net.
merak edip yazının tamamını okumak isteyenler için:
http://www.fularli.net/titanici-batiran-buzdagi-ramsesin-laneti-miydi/
titanic'in batmasına ilişkin söylentilerden bazıları.
"Titanic'in ait olduğu “The White Star Line” şirketinin ortaklarından biri olan Sir James Cole'un babası, Mısır'da Ramses mumyasının kazılarına katılan 70 kişiden birisidir. Bu yüzden ailesiyle birlikte sonsuza dek lanetlendiği söylenir. Cole, kazılardan kısa bir süre sonra diğer arkadaşları gibi esrarengiz bir şekilde hastalanıp ölür. sağ kalanlar gemiye binerler ve Cole'un cesediyle hareket ederler. Bir süre sonra ekibi ve cesedi taşıyan gemi batar.
Baba Cole'un ölümünden sonra da mumyanın laneti Cole ailesinin peşini bırakmaz. Aile üyeleri evlerinde çıkan bir yangında ölür. Ailenin yangından yaralı olarak kurtulan tek ferdi oğul James 18 yaşına kadar yetiştirme yurdunda yaşamak zorunda kalır. Oğul Cole büyüdüğünde başarılı bir iş adamı olur ve “The White Star Line” adlı bir deniz taşımacılığı şirketine ortak olmayı başarır. Şirketin bünyesindeki gemiler talihsiz kazalar geçirmeye ve batmaya başlar. titanic'te malumunuz.
James Cole'un babasının katıldığı kazıda mumyası çıkartılan Ramses'in laneti ise şöyledir;
“Beni yerimden oynatan herkesi sulara gömeceğim.”
Bir başka söylentiye göre de Amerika'lı bir arkeolog kazı için gittiği Mısır'dan prenses Amen-Ra'nın mumyasını ülkesine götürmek için kaçırır. İngiltere'ye gelen arkeolog iki bölme halinde yaptırdığı mumyanın tabutunun üst bölmelerine antik çanak, çömlek koyar. Kimse mumyanın orada olduğunu anlamaz ve Titanic, Amen-Ra mumyası ile yola çıkar. Prenses Amen-Ra'nın mezar odasında da
“Lahitimi kim açarsa sulara gömülür.” yazmaktadır."
alıntı kaynağı:
fularlı.net.
merak edip yazının tamamını okumak isteyenler için:
http://www.fularli.net/titanici-batiran-buzdagi-ramsesin-laneti-miydi/
koyduğu kurallara aykırı yazılanları silmesi eleştirilen yönetim. kural açık ve net. herkesin anlayabileceği şekilde.
kurallara riayet etmeyen oyucuyu oyundan atan hakemin kararını beğenmeyen taraftar misali eleştirmek yerine kurallara riayet etmeyi denemek neden bu kadar zor anlayabilen bir yönetim aynı zamanda.
kurallara riayet etmeyen oyucuyu oyundan atan hakemin kararını beğenmeyen taraftar misali eleştirmek yerine kurallara riayet etmeyi denemek neden bu kadar zor anlayabilen bir yönetim aynı zamanda.
müstear isim. bazı özelliklerine uygun olarak kişilere takılmış ad.
(bkz:yiğit lakabıyla anılır)
(bkz:yiğit lakabıyla anılır)
takma, takılmış ad, lakap.
(bkz:müstear)
(bkz:mahlas)
(bkz:restaurant)
dini ritüellerin gerçekleşririldiği mekan.
(bkz:tapınak)
(bkz:tapınak)
bazen bir çiçek, bazen bir kitap, bazen yürekten söylendiğine inandığınız tek bir kelimedir. yanisi aslolan maddi değil manevi değeridir. şahsen bana alınması ya da verilmesinden duyduğum haz kadar birine aldığım hediyen de haz duyarım. maddi boyutuna aldırış ettiğimi hissetiğim vakit rahatsızlık duyarım.
neyse efendim. "veren el alan elden üstündür" ve "sağ elinizin verdiğinden sol elinizin haberi olmasın" demiş eskiler. hasılı ziyadesiyle "yarım elma gönül alma" minvalinde olanları makbuldur.
hediyeyi verene samimiyetle "zahmet etmeseydiniz" demek boynumuzun borcudur.
neyse efendim. "veren el alan elden üstündür" ve "sağ elinizin verdiğinden sol elinizin haberi olmasın" demiş eskiler. hasılı ziyadesiyle "yarım elma gönül alma" minvalinde olanları makbuldur.
hediyeyi verene samimiyetle "zahmet etmeseydiniz" demek boynumuzun borcudur.