confessions

avni

1. nesil Yazar - güven verici

  1. toplam entry 2211
  2. takipçi 35
  3. puan 56889

sylvia plath

avni
nilgün marmara'nın idolü olması nedeniyle "var olmak hafifse dayanmak niye" demişliği var mı merak ederken karşılaştığım lafları ile zekasına hayran olduğum şair, yazar, anne, kadın.
işte birkaçı:
"neden yazı yazdığımı mı soruyorsunuz bana? zevk mi alıyorum? değer mi? peki para kazandırır mı? öyleyse bir nedeni var mı? yazıyorum çünkü içimde susturamadığım bir ses var..."

"ölmek bir sanattır
her şey gibi eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi,
öyle ustaca ki insana korkunç geliyor
öyle ustaca ki gerçeklik duygusu veriyor
bu konuda iddialıyım sanırım."

"bir şeyin öldüğünü ve özgür olduğunu düşünürsün. sonra, onu içine çöreklenmiş sana gülümserken bulursun..."

üçüncü dünya savaşı

avni
sebebinin fosil yakıtlar olmayacağını düşündüğüm savaş. zira dünya hızla yenilebilir enerji kaynaklarına doğru yöneliyor. petrol başta olmak üzere fosil yakıtlar bu hızla tüketilirse mevcudun üç aşağı beş yukarı kalan ömrü belli. nükleer enerjinin de çözüm olamayacağı çoktan anlaşılmış durumda. bu yüzden hibrit otomobiller, elektrik üretiminde rüzgardan yararlanma, güneş ışığından ve ısısından elde edilebilecek enerjiler konusunda sürekli yeni bir şeyler keşfediliyor.
analistleri asıl ürküten açlık ve susuzluk. gerçekten şu anda dünya bir yılda ürettiği su ve gıdayı 7- 8 ayda tüketiyor. yıllık bu 4 aylık açığın kurbanı ise hergün açlık ve susuzluktan ölen yaklaşık 30 bin insan. bunun yıllık toplamı 1.100.000 civarında ve dünya nüfusunun artış hızını engellemiyor. yakın bir gelecekte dünyanın yıllık su ve gıda üretiminin 4-5 ayda tüketeceğini hesaplayan uzmanlar açlık tehdidinin giderek yayılacağından endişeleniyor ve eğer bu sorun çözümlenemezse savaşın kaçınılmaz olacağını savunuyorlar.

mısır piramitleri

avni
ünlü transatlantik titanic'in batmasıyla ilişkili efsanelere de konu olan isa'dan önce 2500 yıllarında inşa edilmiş kadim yapılar.
titanic'in batmasına ilişkin söylentilerden bazıları.

"Titanic'in ait olduğu “The White Star Line” şirketinin ortaklarından biri olan Sir James Cole'un babası, Mısır'da Ramses mumyasının kazılarına katılan 70 kişiden birisidir. Bu yüzden ailesiyle birlikte sonsuza dek lanetlendiği söylenir. Cole, kazılardan kısa bir süre sonra diğer arkadaşları gibi esrarengiz bir şekilde hastalanıp ölür. sağ kalanlar gemiye binerler ve Cole'un cesediyle hareket ederler. Bir süre sonra ekibi ve cesedi taşıyan gemi batar.

Baba Cole'un ölümünden sonra da mumyanın laneti Cole ailesinin peşini bırakmaz. Aile üyeleri evlerinde çıkan bir yangında ölür. Ailenin yangından yaralı olarak kurtulan tek ferdi oğul James 18 yaşına kadar yetiştirme yurdunda yaşamak zorunda kalır. Oğul Cole büyüdüğünde başarılı bir iş adamı olur ve “The White Star Line” adlı bir deniz taşımacılığı şirketine ortak olmayı başarır. Şirketin bünyesindeki gemiler talihsiz kazalar geçirmeye ve batmaya başlar. titanic'te malumunuz.

James Cole'un babasının katıldığı kazıda mumyası çıkartılan Ramses'in laneti ise şöyledir;

“Beni yerimden oynatan herkesi sulara gömeceğim.”

Bir başka söylentiye göre de Amerika'lı bir arkeolog kazı için gittiği Mısır'dan prenses Amen-Ra'nın mumyasını ülkesine götürmek için kaçırır. İngiltere'ye gelen arkeolog iki bölme halinde yaptırdığı mumyanın tabutunun üst bölmelerine antik çanak, çömlek koyar. Kimse mumyanın orada olduğunu anlamaz ve Titanic, Amen-Ra mumyası ile yola çıkar. Prenses Amen-Ra'nın mezar odasında da

“Lahitimi kim açarsa sulara gömülür.” yazmaktadır."

alıntı kaynağı:
fularlı.net.

merak edip yazının tamamını okumak isteyenler için:

http://www.fularli.net/titanici-batiran-buzdagi-ramsesin-laneti-miydi/




zengin sözlük yönetimi

avni
koyduğu kurallara aykırı yazılanları silmesi eleştirilen yönetim. kural açık ve net. herkesin anlayabileceği şekilde.
kurallara riayet etmeyen oyucuyu oyundan atan hakemin kararını beğenmeyen taraftar misali eleştirmek yerine kurallara riayet etmeyi denemek neden bu kadar zor anlayabilen bir yönetim aynı zamanda.

hediye

avni
bazen bir çiçek, bazen bir kitap, bazen yürekten söylendiğine inandığınız tek bir kelimedir. yanisi aslolan maddi değil manevi değeridir. şahsen bana alınması ya da verilmesinden duyduğum haz kadar birine aldığım hediyen de haz duyarım. maddi boyutuna aldırış ettiğimi hissetiğim vakit rahatsızlık duyarım.
neyse efendim. "veren el alan elden üstündür" ve "sağ elinizin verdiğinden sol elinizin haberi olmasın" demiş eskiler. hasılı ziyadesiyle "yarım elma gönül alma" minvalinde olanları makbuldur.

hediyeyi verene samimiyetle "zahmet etmeseydiniz" demek boynumuzun borcudur.
58 /