avni

bir örnek babında döneminin kendi alanında 3 dehasını kendisine aşık etmeyi başarmış lou andreas-salome direkt aklıma getirir.
ayrıca sapyoseksüel olma olasılıkları oldukça yüksektir.

mantığını hisse senedi borsalarına benzetiyorum. kısaca kar ve zarar kardeştir ilkesi. yani hisseler yükselir de, düşer de. borsadan hisse senedi alırken sağlam hisseler dururken -ki onların da düşmeyeceğinin garantisi yok.- birilerinin zorlamasıyla riskli bir hisseyi alarak parası buhar olanlar özellikle uzak dursun.

türkiye'nin üye olabilmesinin şu anki koşullarda imkansız olduğu ittifak. en başta nato üyesi olmamız bunun önündeki en büyük engel. bütün ordu mühimmatın ile bağlı olduğun bir teşkilattan "ben gidiyorum aga" diyerek çıkabilmek elbette mümkün. ancak ordu mühimmatının neredeyse tamamını çöpe atmak anlamına geliyor. kaldı ki hala daha nato üyesi ülkelerle işbirliği içinde yeni üretimler yapıyor yenilerini tasarlıyorsun.
bir ikincisi bu ittifak rusya'dan ziyade çin'in güdümünde ve çin'in çıkarlarına hizmet ediyor. çin halk cumhuriyeti ise uygur bölgesi sorunu nedeniyle türkiye'nin üyeliğine hiç sıcak bakmıyor.
netice itibarıyla bizi yönetenlerin örgütle ile salvoları kendi oy verenlerinin gözünü boyamak maksadıyla yapılan laf-ı güzaftan ibaret. eğer samimi olsalardı başta israil olmak üzere batı ülkeleri ile askeri ilişkilerini zayıflatırlardı. oysa tam aksine yine başta israil olmak üzere batı ülkeleri ile askeri ilişkiler giderek güçleniyor.
ha bunu bu iktidara oy verenler bilmiyor mu sanki diyeceksiniz? bence büyük çoğunluğu bilmiyor. bilenler ise maalesef üç maymunu oynuyor. çünkü bu ülkede koltuk ya da makam çok tatlı bir şey, bi kere insanın götüne değdi mi bırakası gelmiyor. süleyman demirel'in 7 kere gidip 8 kere gelmesi de bu yüzden. cumhurbaşkanlığı süresini uzatmak için anayasayı hallaç pamuğu gibi atanlardan bahsediyoruz.

bulaşıcı hastalıklarla ilgilenen tıbbi disiplin ve hastane bölümü.
(bkz:mikrop)

yeni adı üroloji olan tıbbi disiplin ve hastane bölümü. işemek ile alakalı organların tamamı.

iç hastalıkların genel adı ve bu hastalıklarla ilgilenen tıbbi disiplin ve hastane bölümü.

eskiden dış hastalıklarla ilgilenen tıbbi disiplin ve hastane bölümü.
yeni adı:
(bkz:genel cerrah)i

sinir hastalıkları ile ilgilenen hastane bölümü veya tıbbi disiplin
yeni adı:
(bkz:nöroloji)

arapça işlek bir sözcük.
eskiden matematikte çarpma işlemi yerine kullanılmışlığı var.
halen para basma işlemi anlamında kullanılıyor. darphane
ayrıca:
(bkz:darbe)

(bkz:darp)

fiziksel ya da zihinsel olarak örselenmeden dolayı oluşan hal ya da yaşanan halet.
(bkz:beyin travması)
(bkz:psikolojik travma)

eskiden kullanılan bir sözcük.
şöyleki;
asab -- asabiye
dahil -- dahiliye
hariç -- hariciye
gibi.

(bkz:baytariye)

zengin sözlük jargonunda entry'in sözlük kurallarına uygun olmadığını vurgulayan cümle ve üst başlık.

- tanım, tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz değil
- alıntı ya da örnek olmadığı halde türkçe değil
- kendisinden önce bir tanım mevcut değil
- başlıktaki entry'lere fiziksel referans içeriyor
- devam ettirdiği entry'ler silinmiş
- entry başlığın sözlükteki haliyle ilgili

toplam altı alt başlıktan oluşuyor.

(bkz:jurnalci modülü)

dil sürçmesi bence. "biz ülkeyi yıkıyoruz" demek istediğini düşünüyorum. öyle değilse bile bir ülke kurmak için önce var olanı yıkmak lazım. yıkmak istediğiniz ise gayet iyi biliniyor zaten. yıkabilirseniz eğer izin verirlerse izin verdikleri kadarını kurarsınız.

büyümeyi anlamak oldukça zordur mesela ve yılmaz erdoğan misali anlayabilene şapka çıkarmak elzemdir.
hasılı insanın büyüdüğünü anladığı anlarla dolu bir yılmaz erdoğan şiiri.
....
......

"anladım ki ağaçlar,
toprağa acı verdikçe büyüyorlar.

her pazartesi and içip,
cumaları marşa basan,
camiler dolusu yemin edip,
taburlarca yalan söyleyen,
bu toprakta bu ağaç
kuruyacaktır elbet.

anladım.
kimseye acı vermeden,
büyünmüyor.
namusum ve şerefim ve
çocukluğumun üzerine beton dökerim ki
tüfek filan değil,
çimento icat edildi de
bozuldu mertliğin mimarisi,
esrarlı bir ülkeye göçtü sabrın taş ustaları.

anladım.
altı dükkan olsun istiyor evinin.
ve ağlamaklı bulmuyor apartımanları
benim taş ustamın karısı.
ve her yerde
şube açmak istiyor.
iskender kebabını icat eden,
büyük iskender'in çocukları
ki gölge filan etmez.
yoğurtlu bir ziyafet çekerdi.
diyojen'le karşılaşsaydı.

anladım.
bursalı iskender'in,
romalı arkadaşından daha çoktur
uygarlığa katkısı. "
.....
.....

yılmaz erdoğan'nın yorumu:

"anladım ki ağaçlar,
toprağa acı verdikçe büyüyorlar."

-- anladım

cemal süreya serzenişti:
"Ah ulan ayrılık,
Bir tek seninle ayrılamadık…"

yılmaz erdoğan şiiri, aynı adlı şiir kitabı ve şiir albümü.

karanlık geçen 90'lı yıllarda kaybolan amcası ve nice kaybolanlar, faili meçhul cinayetlerle katledilenler için yazdığı şiir.

dokuzunda kayboldu mayıs'ın,
cesedi bulundu
onikisinde...

kaçırıldığında da
kaybolduğunda da
ve cesetken de
yakışıklıydı...

amcamdı...

(bkz:kayıp kentin yakışıklısı)

bazen tek kelimeyle ifade edilebilir:
(bkz:ukde)
(bkz:hınç)
(bkz:kin)
(bkz:intikam)
bazen de sayfalara sığdırmak ne mümkün.
denemek için mesela kuyruğuna basın bir canlı varlığın. neler yapıyor gözlemleyin derim. sayfalarca yazar bitiremezsiniz.

(bkz:kuyruk acısı)

"makyajı arkıyor farkının
herkesleşiyorsun."

özdemir asaf

"kendine gel
seni orada bekliyorum..."

özdemir asaf

"Konuşmak susmanın kokusudur.
Ya sus-git, ya konuş-gel, ortalarda kalma.
Yalan korkaklığın tortusudur.
Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma."

anahtar