avni

World neter istatistiklerine göre oboziteyle mücadele için harcamaların maliyeti, dünyadaki açlığı ortadan kaldırmanın maliyetinden daha yüksek. Ne sikindirik bi dünya di mi. Bir yanda ne yiyeceğine karar veremeyen insanlar, diğer tarafta yiyecek bir lokma ekmek bulamadığı için ölümle burun buruna açlığın pençesinde. milyonlar. Yiyemediklerinizin bedelinin bi kısmıyla bari dünya açlıkla mücadele programına destek olun çağrısını paylaşmıştım face ve twitterda gelen mesajların bazıları gerçekten iğrençti.

Kanımca Genetik bir olgu. Yoksa ne diye bilinen tüm dinler "çalma"yı yasaklayıcı önlemler alsın.
Günümüzde laik, liberal ve dahi evrensel hukuk hırsızlığa yaptırımlar uygulasın. Harbiden şunu merak ediyorum avcı toplayıcı atalarımız acaba bu konuda ne yapıyorlardı. Sen avlamışsın ya da toplamışsın biri gelip onu senden izinsiz aldı. Acaba kan gövdeyi mi götürüyordu. Yoksa çalan çaldığı ile kalıyor muydu? Siz hiç merak ettiniz mi? Edin bence. Neden böyleyimin cevabı buralarda gizli.

Siyasal bağlamda sağ ve sol kavramlarının köken olarak ulus devletlerin fitilini ateşleyen fransız devrimine dayandığı söylenegelir. Bu devrim sürecinde düzenin devamından yana olan eski kafalılara, feodallere, kralcılara
sağcı, var olan düzenin yıkılıp yeni bir düzen isteyen devrimcilerin tamamına birden solcu denmiş. Sebebi de temsilci olarak bulundukları mekanda oturdukları yerin konumu yani tutucular eski düzenciler mekanın sağında oturdukları için sağcı olmuş adları.
Ogün bugündür tutuculara sağcı devrimcilere solcu denilmiş. Aslına bakarsanız almanyadaki düzeni yeni baştan kuran hitlerin nasyonal sosyalizmi o günün koşullarını bırakın günümüzde bile benim diyen devrimciden daha devrimci ve tabi ki solcudur.
Bugün insanlığa dayatılan küresel kapitalizme karşı çıkamayan, alternatif geliştiremeyenler haricindeki hiç kimse, kurum ve kuruluş devrimciyim , solcuyum diye ortalıkta gezinmesin. Çünkü çok komik oluyor.
Neyse efendim anlaşılacağı üzere düzenin devamı konusunda elinden geleni ardına komayan kişi kuruluş ve kurumların bulunduğu cenahtır. Hali hazırda yaşanan En güzel örneklerinden ikisi erdoğanizm ve putinizmdir.

günümüz insanlığın temel sorunları ile ilgili konularda Ses getiren, beyin yakan, çığır açan saptamalarla dolu yuval noah harari eseri.

Liberalizmin klasik kozmik tiyatroyu redderek radikal bir adım attığı yadsınamaz ama aynı tiyatroyu hümanizm kılıfında yeni baştan yaratmaktan ileriye gidemedi.

Ülkemizde 21. Yüzyıl için 21 ders adıyla yayınlanan yuval novah harari kitabının ingilizce özgün adı.

O süre zarfında ülkesini refaha ulaştırabildiyse ya da en azından yaşanılabilir ülkelere yaklaştırabildiyse değil şapka çıkartmak her yerinden öperim. Putin, erdoğan ve ismi şu an aklıma gelneyen bazıları senelerdir ülkelerini yönetiyorlar hangi kentleri dünyanın en yaşanabilir kentleri arasında ya da hangi başarıları var kendi halklarını milliyetçilik batağında boğmaktan ve bölmekten başka. Ayrıca Hitler ve mussolini de çok güzel bir örnektir konuya o zamanın japon imparatoru da. Ne yaptığı mühim ne kadar süre iktidarda kaldığı değil.

Biliminsanlarınca hastalıkların kökenini bulmak anlamak ve çiözümler üretebipmek için genetik açıdan önem atfediliyor. Özellikle ruh sağlığı bağlamında birçok hastalığın genetik kökenleri olduğu yönündeki kanıtlar giderek artıyor.

(bkz:Soy ağacı)

Ürününün çekirdeği ile neslini devam ettirenlerdir diye buyurmuş bilimisanları.
Öyleyse sebze olarak bildiğimiz pek çok ürün meyve sınıfında.
Mesela
Domates, biber, patlıcan, kabak, bamya, fasulye, ve daha neler neler.
Her neyse maksat bir boşluğu pardon bir başlığı doldurmaktı. Biz ağaçta yetşenlere meyve demeye devam edelim. Ağaç neyse artık.

İmamın "safları sıklaştıralım ey cemaati müslimin " edasına sebep olan düzensizlik.

İlhan şeşen`in bir şarkısını çağrıştırdı.velev ki assın ilhan şeşen dinlemeye devam.

Sana söylediklerimi kafana takma ne
olursun
Onlar ipe sapa gelir şeyler değil.

Ha asılnası gerekenler var mı? var. Beyinleri yerine malum organları ile düşünenler. O hem ipe hem de sapa gelen malum organlarından taksimde ibreti alem için sallandıracaksın. Kalanlar ve görenler ve dahi duyanlar nereleri ile düşünmeleri gerektiğini anlasınlar.

Vakıa o ki, homo sapiensin tasarımı ilk tanrıların bazıları dişiydi. Ne zamanki Tanrıçalar öldü mertlik bozuldu.

Bana.
Nenemin;
Dibi görünmeyen hiçbir şeye güvenme.
Ve dedemin;
bir şeyin dibini bulmak için harcadığın zamana ve emeğe üzüldüğünü fark ettiğinde iş işten geçmiş olacak.
Sözlerini anımsatır.
Bu sözlere istinden tecrübelerime dayanarak bence de ölçü birimi yok. Var diyen de suya sabuna dokunmadan yaşıyordur.

Mutlu aşk yoktur manafih aşk bu değil.
Ya da
Aşk bu değil mamafih mutlu aşk yoktur.

Bağdat nire???

Dünyanın daha doğrusu insanlığın geleceği için en büyük tehdit nedir? Sorusunun yanıtını insanlığın genel cehaleti olarak değerlendirdiğimizi varsayalım. Kurmaca bu ya yanıt verebilecek tüm insanlar bu konuda yapılmış iki soruluk tek örnek ankete iştirak etmiş olsun. İlk soru evet ya da hayır seçenekli "mutlu musun?" İkinci insanlıgın geleceğini tehdit eden en önemli şey? Seçeneklerde
a-)şiddet, savaş
b-) kıtlık
c-) teknolojik sıçrama, yapay zeka, biyotekniloji vs.
d-) uzaylı istilası
e-) kozmik felaket ya da kıyamet
f-) küresel ısınma.

Benim esas merak ettiğim ilk soruya verilecek yanıt. Yani insanlık mutlu mu?
Eger insanlık genel olarak mutlu değilse ikinci sorunun bu yargı açısından pek bir önemi yok.
Ama öyle ya da böyle insanlık genel olarak mutlu ise ikinci sorunun yanıtı önemli. İşte kısıtlı sayıdaki insan üzerinde yapılan anketlere göre mutlu olduğunu söyleyen insanların yanıtı savaş, şiddet kozmik bir felaket kıyamet seçenekleri üzerinde yoğunlaşırken mutsuz olduğunu söyleyenlerin tecihi ziyadesiyle küresel ısınma, teknolojik sıçrama yönünde olmuş.
Önermenin ya da yargının geçerliliği konusunda Karar sizin. bence zamana mekana ve kişiye göre değişir.

Şair bu ve benzeri cümleleri kuranların ülke yönettiğini görse;
"Bir oy uğruna ya`rab ne güneşler batıyor"
Derdi diye düşünüyorum.

Neyse doğrusunu yazalım mezarında ters dönmesin .

"Bir hilal uğruna ya`rab ne güneşler batıyor."

"Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale Aldandım Boşuna Yandım
Seni İlelebet Benimsin Sandım.."

Dizelerini yakan aşığın dillendirdiği.
Neşet baba büyüksün.
"Cehalet mutluluktur" sözünü bizlere armağan eden de.

İdealistlere göre tanrı.
Materyalistlere göre evrenin bizatihi kendisi.
Agnostiklere göre yok öyle bişi
Bana göre kendim.
Sana göre sen
Ona göre o.

Şakası bile ağır cehalet. Şu metafor yığını kurmaca dünyada Kullanmaktan keyif aldığım birkaç sözcükten biri.
Cehalet mutluluktur demiştim di mi?

Felsefi yönünü filozoflara bırakarak. Varlığı Duyularımızda hiçbir Yanılsama, yanılgı kuşkusu yaratmayan.

İnsan zihninin çıktılarından. Hayal ürünü ya da kurgu da denilebilir. Mesela para bir kurmacadır. Milyarlarca insan değerli olduğuna inandığı için mutlak gerçek muamelesi görür. Devlet de öyle tüm inançlar ve ideolojiler de.
Öyleyse soru şu; kurmaca olmayan yani mutlak gerçek ne?

Hayatın gerçek gizemi dini kurmacalarda olduğu gibi öldükten sonra ne olacağı değil ölmeden önce olacaklar. Yaşamı anlayabilen ölümü de anlayabilir. Doğumdan ölüme kadar varlığını sürdüren nedir ki? Beden, zihin, düşünceler an be an değişip durur. Kendimizi izlemeyi başarabilirsek hiçbir şeyin bir andan diğerine aynı kalmadığının ayırdına varırız. O halde hayatı bir arada tutan nedir? Eğer bu sorunun yanıtını bilmiyor lakin merak ediyorsanız on saniye süreyle nefesini izlemekle işe başlayabilirsiniz. Unutmayın On saniye süreyle tek odaklanacağız şey nefesinizi izlemek olacak. Eger on saniye süreyle başka hiçbir şey düşünmeden sadece nefesinizi izlemeyi başarabilirseniz. Sonunda Birgün bu kendinizi izleme süresini iki saate kadar çıkardığınızda hayatı neyin bir arada tuttuğu hakkında ipuçlarına ulaşacak ve ölüme dair o büyük sorunun da yanıtını bulacaksınız.

Güçsüz, aciz, melul anlamlarına gelen bu sıfat, böyle olduğunuzun farkında olsanız bile sevdiğiniz, değer verdiğiniz biri tarafından kullanıldığında zedeleyicidir. Velev ki kışkırtmak için söylenmiş olsun.
Hoş bu ve benzeri aşağılayıcı sıfatları hak eden biri olarak travmatik bir etki yaratmıyor. Ancak dokunuyor be. Her şeyin boş olduğu şu evrende sevdiğim bir insan bana bunu dedi diye hayıflanıp kedere gark olacak değilim de şu yoklukta ve pahalılıkta bir iki günde olsa iki bira daha fazla tüketmek zoruma gidiyor.

Ziyadesiyle lakap olabilecek bir sıfat. Anlamı kendinden menkul.

(bkz:bonnie nin çok ponçik bir yazar olması)

Terörizm ve şiddetin her türlüsü insanlığın başbelasıdır. Bu yola başvuranların genel veya nihai amacı otoritenin zayıflayarak sorgulanır hale gelmesidir. Bu yüzden dini, dili, ırkı, milliyeti vesairesi olmaz. E ama var diyorsanız akrep cebinizdedir. Akrebi cebinde taşıyan sonuçlarına katlanır. Bugün bana yarın sana misali kısırdöngüyle ne terörizm ne de şiddet son bulur. İnsanlığın ensesinde Celladına aşık meselesi olarak kalır. Bilvesile Benim teröristim iyi huylu habis gibidir. İnsanlığı iyi yola sevketmek amacındadır demeye getirenleri esefle kınıyor, Amaçlarına ulaşmak için terörizm ve şiddeti seçenlerin canı cehenneme diyorum.
Hülasa Saldırganın Amacını sosyal medya yoluyla açıkça deklare ettiği insanlık suçu bir eylem.

Türümüz iktidarı hakikate yeğler. Bu yüzden Dünyayı ya da olan biteni anlamak yerine onu kontrol altında tutmayı seçer. Mutlak Hakikatin hüküm sürdüğü ve mitlerin, kurmacaların, doğmaların kulak arkası edildiği bir toplum hayali kuruyorsanız homo sapiensten medet ummayın. Şansınızı şempanzelerle, orangutanlarla ya da gorillerle deneyin daha iyi.

21 lessons for the 21st centruy ~~~ yuval noah harari

Güzel bir şarkıdır. Ayrıca holivudun vaz geçilmez repliklerinden biri. Sonuna bi`de "dude" ekleyince tadından yenmez.