confessions

berlinetta

1. nesil Yazar - Alıştı gibi sanki

  1. toplam entry 101
  2. takipçi 5
  3. puan 4903

ikinci dünya savaşı

berlinetta
1 Eylül 1939 – 2 Eylül 1945 arasında gerçekleşmiş dünya savaşıdır.
nazi katliamı bu savaşta yapılmıştır.
abd'nin japonya'ya atom bombası atması ile savaş sona ermiştir.
adolf hitler, mussolini, stalin gibi insanlar ön planda olmuştur.
naziler'in yaptıkları akıllara esefle kazınmıştır.
türkiye cumhuriyeti bu savaşa katılmamıştır.

az konuşan insan

berlinetta
gereksiz veya çok konuşan insandan iyidir. gerektiği yerde söylemesi gereken şeyleri söyledikten sonra susması rahat verir, kafa şişirmez. konuşmak için konuşmaz.
bu bakımdan sohbet edilesi insandır.
az ama mantıklı konuşması da önemlidir.
yoksa az ve boş konuşan da hiç çekilmez.

sevilen insanı güldürmek

berlinetta
muazzam mutlu edici bir histir. o güldükten sonra dünyalar sizin olur. bir gülüşü ömre bedeldir. onu o şekilde mutlu olurken gördüğünüz zaman siz de aşırı mutlu olursunuz. hayatın güzel olduğunu fark edersiniz. yeniden doğmuşa dönersiniz. güldürmek, gülümsetmek paha biçilemez bir güzelliktir.

sevilen insanı mutlu etmek

berlinetta
gözlerinden anlayabildiğiniz mutluluk size derin huzur, mutluluk, yaşama sevinci verir. onun mutluluğu sizi çepeçevre sarar ve dünyanızın mükemmelliğini hissetmiş olursunuz. sanki hiçbir şey yok da sadece onun mutluluğu varmış gibi anlar yaşarsınız. gözünüz başka hiçbir şeyi görmek istemez, tüm gün boyunca onun güzel gözlerine bakmaktan kendinizi alıkoyamazsınız. bakmaya doyamazsınız. onu mutlu etmenin verdiği his ile siz de istemsizce gülersiniz. hem değer gördüğünüzü hem de değer verdiğinizi iyice anlamış olursunuz. mutlu oldum lafını duymak ise gerçek anlamda mutluluk sebebidir. onun mutluluğu her şeye değer.

alınan hediyeyi beğenmeyen insan

berlinetta
hediye kesinlikle beğenilmek zorunda diye bir kural yok. ama beğenmiyorsan dahi bunu hediyeyi alan kişinin yanında belirtirsen bu, saygısızlık ve görgüsüzlüktür. başıma gelmişti bu. hediye aldığım kişi yanımda hediyeyi açıp beğenmediğini küstahça dile getirmişti. sana hediye alan insana o şekilde muamele edilmez. ben de beğenmesem dahi teşekkür ediyorum her zaman. orada önemli olan, seni düşünmektir. gerisinin önemi yoktur. istediğini sen alabilirsin, o da kendine göre bir şey almış işte; ne diye kasıntılık yapıyorsun ki?

sevilen insanı üzmek

berlinetta
oldukça kötü bir durumdur. siz de en az onun üzüldüğü kadar üzülürsünüz. dünyanız başına yıkılır. onu o şekilde üzgün görmek ve bunun sizin tarafından olduğunu bilmek üzüntünüzü daha çok artırır.
gönlünü almak için en kısa sürede harekete geçersiniz, telafi edersiniz bu durumu. arada bir elbette üzebilirsiniz onu ama önemli olan bu üzüntüyü yok edebilmektir. kalbini tamir etmek elzemdir. insanız neticede. bazen işler istediğimiz gibi gitmeyebilir.
fakat onun üzülmemesi her şeyden önemlidir. sevdiğin insan, üzülünce hiçbir şeyin anlamı olmuyor.

herkesi küçümsemek

berlinetta
her insanı küçümsemek çözüm yöntemi değildir. tevazudan eksik olmamak gerekir. kişinin kendisini çok yukarıdan görmemesi önemlidir. egonun fazlası zarardır. sürekli kendini övmek, kendini ön plana çıkarmak, her şeyin en iyisini ben yaparım kafasında olmak da saçmalıktır. herkesin farklı özellikleri vardır; kimsenin kimseyi küçümseme hakkı yoktur. herkesin donanımları farklıdır. kibirli olunca elinize bir şey geçmiyor kendinizi tatmin etmekten başka. gözünüz çok da yukarılarda olmasın.

yaftalama kuramı

berlinetta
suçluların anlaşılmasına yönelik en önemli yaklaşımlardan birisi, yaftalama kuramı olarak adlandırılmaktadır. yaftalama kuramcıları sapkınlığı, bir bireyin ya da grupların özellikleri kümesi olarak değil, sapkınlar ile sapkın olmayanlar arasındaki bir etkileşim süreci olarak yorumlamaktadırlar. onlara göre, sapkınlığın gerçek yapısını anlayabilmek için neden kimi insanlara bir "sapkın" yaftası yapıştırıldığını ortaya çıkarmak zorundayız.

yaftalamanın büyük bölümünü, yasa ile bilinen güçlerini temsil eden ya da başkalarının geleneksel ahlakı üzerine tanımlamalar getirebilen insanlar gerçekleştirir.

sapkınlık kategorilerini tanımlayan yaftalar böylece, toplumdaki güç yapısını dile getirmektedir. az çok, sapkınlığın kendilerine dayanılarak tanımlandığı kurallar, varlıklılar tarafından yoksullar, erkekler tarafından kadınlar, yaşlılar tarafından gençler, etnik çoğunluklar tarafından azınlıklar için düzenlenmişlerdir.

örneğin pek çok çocuk başkalarının bahçesine girer, meyve çalar ya da okuldan kaçar. varlıklı bir semtte bunlar; anne, babalar, öğretmenler ve polis tarafından aynı biçimde, masum çocuk oyunları diye görülebilir. yoksul bölgelerde ise bunlar, çocuk yaştaki hırsızlık eğilimleri diye görülebilir. bir kez çocuğun boynuna suça eğilimli yaftası asıldı mı, ona suçlu damgası vurulur. çocuğun öğretmenleri ile ilerideki işverenleri tarafından da güvenilmez diye görülme olasılığı yüksektir. her iki durumda da yapılıp edilen aslında aynıdır, ancak bu edimlere farklı anlamlar yüklenir.
2 /