esdemirei

yukarıdaki tweet ekinde görülen adamdır. kutlamanın yapılır yapılmasına da bunu nispet yaparmış gibi yapıp nifak tohumu yeşertmek ne kadar doğru bu tartışmaya açık bir durumdur.

zenginsozluk.com/foto
Şeftali, patlıcan gibi cinselliği çağrıştıran emojileri “yetişkinler arasındaki cinsel karşılaşmaları teşvik eden herhangi bir içeriği engellemek” amacıyla hem kendi hem de İnstagram platformunda yasaklayan bir sosyal medya platformu.

zenginsozluk.com/foto
Turkcell'in “29 Ekim #TatilDeğilBayram” sloganlı sponsorlu reklamının Yeni Şafak Gazetesi'nin 29 Ekim 2019 tarihli manşetinde en üstte verilmesine atıfta bulunarak “'Cumhuriyet' getiriyorum' yalanıyla başa geçtikten sonra devlet ve millet düşmanlarına verdiği sözlerin gereği olarak 15 sene halktan kaçan, milletin egemenliğine karşı rakı bardaklarına sığınan İslam düşmanını 3 kuruş için tepenize oturmaya değer miydi?” ifadelerini bulunduran tweet'i atmış bir kişi.

(Tweet'i silerse diye: Archive.org)

ilişkiyi bir üst noktaya taşımak isteyen karşı cinsin öteki kişinin kendi birikimlerinden olsa gerek karşı cinsi reddetmesi ve bunun üzerine karşı cinsin öteki kişiyi sosyal medya hesaplarından engellemesi olayıdır.

günümüzde öteki kişinin egosunu şişirmemek, sohbet gruplarında dedikodu malzemesi olmamak için bir refleks olan bu girişimi artık normale verir oldum.

zenginsozluk.com/foto
Cumhuriyetin ilanının 10'uncu yıl dönümü olan 29 Ekim 1933 tarihinde Akşam Gazetesinin ön sayfasında görülen manşettir. Manşette “Onun sönmez ışığında Türk'ün 10 yılı çalışarak, öğrenerek, ilerleyerek, yükselerek geçti. Ona binlerce sevgi, sonsuz saygı” ifadeleri o zamanki hakiki ülke sevgisini, ülkenin geleceği adına milletinin ne denli azme sahip olunduğunu ve buna neden olan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına duygulan minnet gözler önüne serilmektedir.
(Bu manşeti paylaşan only türk siyasi posting'e teşekkürler)
(Zengin Sözlük'ün resimlerdeki kalite kaybı yüzünden göremeyenler için: Twitter)

Okumak isteyenlere manşette geçen ifadeler için:

1- 10 yıllık Cumhuriyet şerefine fevkalade nüsha
2- “Her nevi kuvvet ve kudretin hakiki gerçek kaynağı milletin kendisi olduğuna kanaatim tamdır.” (Gazi Mustafa Kemal)
3- “Şahsi, saltanata ve onun temsil ettiği uğursuz yönetim şekline tevcih edilen doğrultulan her silah kutsaldır.” (Gazi Mustafa Kemal)
4- Cumhuriyetin Onuncu Yılı / “Devamlı kanunlar, nasıl sırf şahsi düşünce ve iradeleri değil, toplumun ruhsal ihtiyaçlarından doğma örfleri ifade eden kanunlarsa devam edebilen rejimler de milletlerin tarihi gelişiminden, önemli zorunluluklarından çıkan yönetim biçimleridir. Türkiye Cumhuriyeti, bazı yüzeysel görüşlerin vaktiyle zannettiği gibi şahsi hamlelerin ürünü değildir ve olamazdı. Cumhuriyet, Türkiye'de millet devriminden doğdu. Onu var eden, ona yaşama kuvveti, devam etme kudreti veren kutsal olay, Anadolu'da milletin, yabancı emperyalizmine, istilaya, zulme, esarete ve bu felaketlerle birlikte saltanata isyanı oldu. Millet, saltanata isyan etti. Çünkü nesiller süren uzun yıllar içinde vatanın başına gelen bütün felaketlerin sebebini, artık milletin ihtiyacına ve arzusuna uymayan bu yozlaşmış, ahlaksızlaşmış saray idaresinde gördü. Cumhuriyet, milletin çektiği ve her toplumsal yapının çekmeye, tahammül edemeyeceği acı, çok acı ıztırap sancılarının ürünüdür. Cumhuriyet, Türk milletine dışarıdan veya yukarıdan gelmedi. Varlığının en derin yapısından, kanından çıkıp doğdu. Milli isyanın zaferi, Cumhuriyetin ilanıydı. Millet Meclisi, Gazi Mustafa Kemal'i Türkiye'nin ilk Cumhurbaşkanı seçtiği gün, milletin aslında seçmiş bulunduğu yönetim sistemine bir şekil verdi. Milletin zaten başına geçirip, başında tuttuğu büyük lidere isim katmış oldu. O gece memleketin her tarafında atılan yüzbir parça toptan çok önce, Sakarya'da, Dumlupınar'da patlayan binbir parça top sesi, bütün bir milletin en yüce heyacanı içinde, Cumhuriyeti -ismini düşünmeye gerek duymadan- şehitlerin sıcak kanı üstünde ilan etmişti. Cumhuriyet, bunun için özmalımızdır. Bunun içindir ki hiçbir şefkatli ana, çektiği cefaları düşünerek, sevgili yavrusu üzerine, Türk milletinin Cumhuriyet üstüne titrediği kadar aklıyla, duygusuyla, varlığıyla titreyemez. Cumhuriyet, Anadolu'da vatanı kurtaran, Ankara'da yeni devleti kuran şanlı destanın temeli atılmış bir sonsuzluk ifadesidir. Cumhuriyet, Türk çocukları için kupkuru bir idare sistemi değil, ateşten hatıralar canlandıran yüce bir anıttır, muazzam milli savaşın tek kelimelik özetidir. Cumhuriyet onun için süreklidir.” (Necmettin Sadık)
5- Günleri Yıllara, Yılları Asırlara Çeviren Hız / “Onuncu senesi biten Cumhuriyetin ne kadar yaratıcı ve verimli bir kaynak olduğunu anlamak için on sene önceki durumumuzla bugünü göz önüne getirmek yeterlidir. Milletin ilerlemesine engel olan kötü alışkanlıkların, makanların, kurumların hepsi, Cumhuriyet sayesinde ortadan kaldırılarak kalkınmanın yolları açılmıştır. Milletimiz, kalkınma yolları üzerinde milli hedeflere doğru günleri yılları, yılları asırlara çeviren hızla ilerleyerek hayret verici bir yeteneğe sahip olduğunu göstermiştir. Bunu söylemek ve yazmaktan kıvanç duyuyorum.” (TBMM Başkanı)
6- Taklar, Bayraklar, Şehrin Manzarasını Tamamen Değiştirdi / “Büyük bayramı kutlamak için haftalardan beri yapılan hazırlıklar, dün akşam sona erdi. İstanbul, bu sabah erkenden baştan başa donanmıştı. En küçük binaya kadar her tarafta şanlı bayrağımız dalgalanıyordu. Şehrin bütün büyük caddeleri, hatta ara sokaklar bile zafer taklarıyla dolmuştur. Bütün bu taklar, kırmızılı beyazlı kumaşlar, yeşilliklerle çok güzel süslenmiştir. Zafer takları, her tarafta dalgalanan bayraklarımız, şehrin manzarasını büsbütün değiştirmiştir. Eski İstanbul, birdenbire gençleşmiş, tazeleşmiştir. Bu sabah şehir halkı, erkenden uyanmıştır. Saat yediden itibaren sokaklarda kalabalık görünmüştür. İstanbul, büyük bayramı büyük bir neşeyle kutlamaya hazırlanmıştır.”
7- “Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü şerefine gazetemiz, 32 sayfa olarak çıkıyor. Fiyatı, her zaman olduğu gibi her yerde yalnız 5 kuruştur. Fazla paraya satmak isteyecek satıcıların, polise teslim edilmekle birlikte, isim ve kimliklerini yönetimimize bildirilmesini değerli okuyucularımızdan rica ederiz.”

“bisküvi” ve “pezevenk” kelimeleri görülünce aklıma direkt şu soru diyalogunu getirmiş bir birleşik kelime:
+ Abi, elinde hangi yörenin bisküvileri var?
- ETİ'nin pötibör'ü var, tutku var, negro var, albeni var, hanımeller var. Sanki hangisinden vereyim koçum?
+ Negro bana oradan göz kırpıyor bir de fazla kararmış. Ye beni ye beni diyor.
- Dikkat et de sen onu yiyeceğine o seni gece vakti yemesin.
+ Nasıl yani? (Negro aslında siyahi bir travestidir)

zenginsozluk.com/foto
derleyen wef ve görselleştiren doğru veriʼye göre izlanda, norveç, Finlandiya gibi ülkelerin ilk 20ʼde bulunduğu, ancak Türkiyeʼnin bu listenin dışında kaldığını gösterir ülkelerdir.

zenginsozluk.com/foto
Japon halk bilimine göre çıktığınız doğa yürüyüşlerinde onunla karşılaşıldığında korkmak yerine yanı sıra getirdiğiniz yemeği (bizim deyimimizle azık) paylaşırsanız minnet göstergesi olarak ağır yükleri taşıyacak olan bir yaratık/yokai.

zenginsozluk.com/foto

zenginsozluk.com/foto
Japon halk bilimine göre hayatı boyunca kötü olan kişinin ölür ölmez karşısına çıkan ve o kişiyi arkasındaki yanan iki tekerlekli arabayla cehenneme götürdüğü iddia edilen bir şeytan/yokai.

zenginsozluk.com/foto
Kiki benim için çok güzel özetlemiş.

Yukarıdaki video ekinde görüldüğü üzere İstanbul Bakırköyʼdeki Küba Kafeʼnin sunduğu nargile hizmetinde görülen olaydır.

üstteki video klibinde rahmetli mustafa kemal Atatürkʼün sarf ettiği cümlelerle anlam ve önemi ne denli fazla olan bir gün.

özellikle seçim zamanları dillendirilen her partici belediyede görülen bir kitle.

ösym başkanı halis akgün'ün kullandığı ifade. ifadenin tam hâli şu şekildedir: “Başkanlığımızca her yıl yaklaşık 50 sınav yapılmakta ve bu sınavlarda yaklaşık 200 ayrı test uygulanmaktadır. Başkanlığımız tarafından gerçekleştirilen sınavlarda kesinlikle kâr amacı güdülmemektedir. ÖSYM sınavları maliyetine yapıyor, kâr etmiyor. Sınavların özelliğine göre de bu maliyetlerde çeşitli artışlar oluşuyor.”

ertem eğilmez'in yönetmenliğini üstlendiği 1989'de vizyona giren komedi türünde bir yerli film. filmin şaşalı bir yanı var mıdır diye sorarsanız yok diyebilirim. ancak sonlara doğru şener ve müjde'yi mutlu mesut bir şekilde şarkı söylerken gören gazinocular kralı rolüyle uğur yücel'in ağlayarak yol boyu yürümesi ve bu ikilinin nikâhında kör kurşunla ölmesi bu filmin onca absürtlüğüne rağmen en can alıcı sahnelerinden biridir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün 7 Şubat 1923 Çarşamba günü öğle vakti, Balıkesir şehrindeki Zağnos Paşa Camii'nde okunan mevlidden sonra minbere çıkarak yaptığı konuşma/hutbe. Atatürk hutbesinde Allah'ın birliğinden, şanının yüceliğinden ve İslam dininin son, buna bağlı olarak da kusursuz bir din olduğundan bahsetmiştir. Camilerin itaat ve ibadet ile birlikte din ve dünya için ne yapmak gerektiğini düşünmek için yapıldığını belirtmiştir. Atatürk hutbeden sonra minberden aşağıya inmiş ve çeşitli kişiler tarafından sorulan yirmiyi aşkın sorunun cevaplarını vermiştir. Hutbelerin amacının halkı aydınlatmak ve uyarmak olduğunu söylemiş, hutbelerin tamamen Türkçe ve zamanın gereklerine uygun olması gerektiğini belirtmiştir. [K]

(bkz:wikipedia)

Karabük'ün MHP'li belediye başkanı. Bu başlığı açmamda vesile olan olay 8:30'dan sonra gelen işçi ve memurların belediye binasına alınmaması yönünde güvenlik görevlilerine talimat vermesi. Bu olayla ilgili başkan İHA'ya “Geçen hafta bütün birim müdürlerine gerekli uyarıları yaptım. Ciddiye alınmadı. Bundan sonra belirli bir saatten sonra gelen memur ve işçilerin iş yerine girişini yasakladım ve haklarında gerekli işlemleri yapacağım” ifadelerini kullanmış. İHA da bunu trajikomik şeklinde haber yapmış. Olması gereken şeyi trajikomik diye nitelendirmek ülkemizde görülebilecek bir habercilik anlayışı olsa gerek.

“Seçimle gelmiş olmak bir adama suç işleme özgürlüğü verir mi? Vermez. Vatandaş 'hizmet et' diye seçti bizleri. 'Yolumuzu, alt yapımızı yap' diye bana oy verdiler. 'Git suç işle', 'Devletin parasını çal', 'milletimin katillerini koru' diye mi oy verdiler?” ifadelerini kullanan kişi.

(bkz:galatasaray)

(bkz:galatasaray)

(bkz:galatasaray)

bizim evde görülen bir döngüdür. şöyle ki diyelim bugün 4 ekmek aldık, 2'sini yedik, yarına da bu 2 ekmek bitmeden 3 ekmek aldık. böyle böyle tazeler bitmeden bayatları tüketme eğilimindeyiz. bundaki başlıca etkenler eve olası misafir gelmesi, sabahın erken saatinde olası bir yere gitme girişimi gibi nedenler. bu etkenler de olmayınca hâliyle bayat ekmek yeniliyor.

kamu ve özel sektör olmak üzere ulaşımdan alışverişe kadar çeşitli alanlarda bir şey talep etmek karşılığında girilen sıranın ülkemizde olmamaması durumudur.

Olması için eylemin hem yapan hem yaptıran hem bu süreçte yapılacak adımların mantık çerçevesinde izahı olması gerektiren ve bu üçlüde tutar söz konusunda ortaya çıkan bir eylem. Basit bir örnek verilirse bir sınavda 100 üzerinden 70 alabilmeniz için tabi olacağınız konularda 100 üzerinden 70'lik bilgi birikiminiz, bu bilgi birikiminde gerekli materyallerin hem öğretmence hem de diğer kaynaklarca senkronlu olması gerekiyor. Örnek dışına çıkılırsa bu eylemin doğru bir şekilde kullanıldığı ülkemizde görülmüş değildir.