confessions

esdemirei

2. nesil Düzeltmen - becerikli

  1. toplam entry 1278
  2. takipçi 6
  3. puan 12031

propaganda süreci çok kötü yönetiliyor

esdemirei

Bi De Bunu Dinle programına katılan Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doçent Doktor Ceren Sözeri'nin Hem 27 Mayıs 2019 Ekrem İmamoğlu Habertürk Canlı Yayını hem de 28 Mayıs 2019 Ekrem İmamoğlu'nun Vatandaşla Diyaloğu olayına atıfta bulunarak kullandığı ifadedir. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Seçime çok az bir süre kaldı. Çok yakın bir süreçte yapılabileceğinin maksimumunu yapmaya çalışan bir grup var. Özellikle de iktidar medyası içinde küçük bir grubun ciddi bir propaganda çalışması var. Bunun maksimum derecede yayılması için çaba sarf ediyorlar. Ortada bir gazetecilik faaliyeti yok, bunu yayan, altına imzasını atan bir gazeteci yok. Çok kötü yönetilen bir propaganda süreci.”
(Videoda 01:07:12 itibariyle konuşmaya giriş yapılmaktadır)

ütü yapmak

esdemirei
bayburt'ta askerlik yapanların çarşıya çıkmadan önceki bir saat kırış kırış kıyafetlerini jilet gibi yapmasını sağlayan, çarşıya çıkınca da 9/5 mesaisi şeklinde aylak aylak gezinmesi karşısında bir hiç olan eylemdir. Yapmada sıkıntı yoktur. Adım adım yapıldığında kıyafeti jilet gibi yaparsınız. Sıkıntı yaptığınız odanın havadar olup olmaması ve ütünün dışarı saldığı su buharı miktarı. Bu ikisi absürtse yaparken pişmemek elde değildir.

23 mayıs 2019 suriyeli iki grubun kavga etmesi

esdemirei

İstanbul'da Esenyurt'un Merkez Mahallesi'nde 1105 Sokak'ta aralarında alacak verecek meselesi olan iki Suriyeli grup arasında çıkan tartışma sonucu kavga etmeleri olayıdır. Kavga sırasında 300 lira borcunu ödemediği Suriyeli 4 yerinden bıçaklandı. Yaralı bir şekilde sokakta bulunan kasaba giren başka Suriyeli ise, kasaptan aldığı satırla dışarı çıkarak kavga ettiği kişileri bir süre kovalanırken bir kişi, kovalanan Suriyelinin kafasına sandalye ile vurdu.

Kaynaklar:
1- Sputnik Türkiye: “İstanbul Esenyurt'ta Suriyeli iki grup arasında kavga: Bıçak, satır ve sandalye kullanıldı” (28 Mayıs 2019)

28 mayıs 2019 ekrem imamoğlu'nun vatandaşla diyaloğu

esdemirei
27 Mayıs 2019 Ekrem İmamoğlu Habertürk Canlı Yayını olayında gazeteci Mehmet Akif Ersoy'un “PKK'ya FETÖ'ye ve özellikle yabancı basının Türkiye ve İstanbul seçimleri üzerinden tartıştığı meselelere ilişkin bir mesajınız olur mu?” sorusuna CHP İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nun “Ne olabilir ki? Gelin Türkiye'yi hep beraber yönetelim” cevabının montajlanarak sosyal medyaya servis edilmesi üzerine 28 Mayıs 2019 tarihinde Arnavutköy Ömerli Mahallesi'nde esnaf ziyareti sırasında kendisine tepki gösteren Doğukan Keskin adlı bir esnafla ve Kanal 7 muhabiriyle yaşadığı diyalogtur. İmamoğlu'nun sosyal medya hesapları üzerinden 28 Mayıs 2019 tarihinde 'Kimse bizi bölemeyecek' ve 'Terör örgütlerinin sözlerine asla itibar etmem' başlığıyla attığı iki videoda bu görülmektedir.

Diyalog gidişatı şu şekildedir:
(G1: Genç, G2: Muhabir, E.İ.: Ekrem İmamoğlu)

G1: Gazetecinin size sormuş olduğu soruda aynı şeyi söylediniz. 'Biz onlarla beraber yönetiriz, neden olmasın' dediniz.
E.İ.: Kim, ne demiş mesela?
G1: Siz.
E.İ.: Ne demişim?
G1: Siz dediniz ya.
G2: 'PKK, HDP ve dış ülkelere mesajınız var mı?' diye sordular size.
E.İ.: Tamamını okudun mu sen? Dinledin mi tamamını? (...) Al, bir dinle bakayım.
G1: Herkes dinlesin.
E.İ.: Bir dinle sen. (...) Arkadaşım dinlemiyorsun.
G1: Sizin zihniyetinizi de biliyoruz, hepinizi biliyoruz. (...) Dinlemek istemiyorum.
E.İ.: Tamam haydi. (...) İftira atıyorsun. Ben diyorum ki bak, konuyu dinlemiyorsun bile, tamamını izle. Dinle bak, sen evli misin?
G1: Evliyim.
E.İ.: Çoluğuna çocuğuna sana kim iftira atabilir? Biri atabilir mi?
G1: Kimse atamaz.
E.İ.: Bana da atamaz.


G2: Peki efendim, PKK'nın son açıklamasına ne diyeceksiniz? İmamoğlu'nun desteklenmesi.
E.İ.: Bana ne. (...) Terör örgütünü çok mu dinledin sen bugüne kadar? Bugüne kadar dinledin mi sen terör örgütünü?
G2: Hayır efendim. (...) PKK'nın açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
E.İ.: Bana ne, terör örgütünün lafından, senin için kıymeti var mı? Benim için yok. Senin için var mı? Var mı senin için kıymeti?
G2: Yok.
E.İ.: Benim için de yok.
G2: Peki, çok teşekkür ederim.
E.İ.: Tamam mı kardeşim?

iftiracıları vicdanlara ve allah'a havale ediyorum

esdemirei
Bahsi geçen ifadeyle ilgili gazeteci Mehmet Akif Ersoy 28 Mayıs 2019 tarihinde 'Ekrem İmamoğlu Ne Söyledi?' başlığıyla yayınladığı yazısını kaleme aldı.

Yazının tam hâli şu şekildedir: “Dün gece Millet İttifakı'nın CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu Habertürk ekranlarında Didem Arslan Yılmaz'ın konuğuydu. Biz de meslektaşlarım Deniz Zeyrek ve Nagehan Alçı ile birlikte kendisine pek çok konuya ilişkin sorular sorduk. Öncelikle, İstanbul gibi bir kentin belediye başkan adaylığı aynı zamanda politik bir pozisyondur. Buna talip olan kişinin memlekete ilişkin vizyonu, küresel meselelere nasıl baktığı, ne düşündüğü, gazeteciler ve vatandaşlar tarafından doğal olarak merak edilir. Londra'nın Müslüman belediye başkanına röportajlarında onlarca politik soru sorulduğu gibi, İstanbul adayına da her şey sorulabilir. Bu Binali Yıldırım için de Ekrem İmamoğlu için de böyledir. Dolayısıyla İmamoğlu'na; 'FETÖ, PKK, Avrupa'nın Türkiye perspektifi, S-400'ler, ABD-Türkiye ilişkileri, hatta Guaido mu Maduro mu?' diye sormak bile pek çok anlam iktifa eder. Sosyal medyada bunun üzerinden tartışma başlatan ve bizleri hedef alan paylaşımları anlamak zor. Sürekli basın özgürlüğünden bahsedip, sonra bir gazeteci soru sorduğunda 'Viyana Kuşatması'nı da sorsaydınız' diye istihza etmek, 'neden bu konulara girdiniz' baskısı yapmak, 'yandaş' diye yaftalamak ikiyüzlü bir tutum. Gazeteci sizin işinize geleni sorduğunda iyi güzel, diğer türlü 'sorunlu' oluyor. Sosyal medyadaki ahlaksızlıklara dikkat çekenler, önce sosyal medya ahlaksızlığından uzak durmalı. Kendimize yapılmasını istemediğimizi başkalarına yapa yapa duygudaşlık yoksunu bir memleket olacağız vesselam. Bu çerçevede biz de dün (27 Mayıs 2019) Sayın İmamoğlu'na Habertürk yayınında dilediğimiz gibi, merak ettiğimiz, düşündüğümüz şeyleri sorma fırsatı bulduk. Vakit kısıtlıydı, çok fazla farklı başlığımız da vardı, onları da yayın sonrası konuştuk. Sosyal medya bazen oldukça kirli bir alana dönüşüyor. Orada başlayan kirlilik süratli bir şekilde evlerimizi, sokak ve meydanlarımızı kuşatabiliyor. Şimdi, İmamoğlu yayınından daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi yemek menüsü üzerinden başlayan tartışmalar ve dün akşam kendisine sormuş olduğum 'terör örgütleri'ne dair sorunun, ulusal ve sosyal medyada bulduğu karşılık ve çarpıtılmış-yarım haberciliğin yaratmaya çalıştığı algıya ilişkin birkaç cümle edeceğim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki ilk mesai gününde mutfak personeli ile İmamoğlu arasında geçen 'menüde musakka var, size antrikot' diyaloğu, pek çok gazete, haber kanalı ve internet sitesinde 'kurgu, yalan, piyes' olarak lanse edilmeye çalışılmıştı. O gün Habertürk'te Nedir Ne Değildir programının canlı yayınındaydık. Bir konuğum İmamoğlu'nun bu videosunun 'kurgu' olduğunu iddia ettiğinde, tarafıma büyükşehir belediyesinde yöneticilik yapan AKP'li bir dostumdan gelen mesaj üzerine; 'İmamoğlu'nun mutfakta konuştuğu kişi, söylentinin aksine Beylikdüzü Belediyesi'nden getirilmiş biri değil; daha önce de büyükşehir belediyesi özel kalem mutfağında çalışan bir personel. İkili menü ve sonrasında talep edilen menü eşitliği meselesi de kurgu değil gerçek' açıklamasını yapmıştım. Günün sonunda, süreç boyunca 'AKP'li görünen' ve gerçek kişilerce yönetilmeyen sosyal medya hesaplarınca ve dahi gerçek kişi ve basın kurumlarınca yapılan pek çok haberin 'sözü özden ayrıştırarak ve gerçekliğin çok uzağına taşıyarak' yapıldığı, yazıldığı ve yayıldığı anlaşıldı. Gerçeğinden çarpıtılarak yapılan haberlerin bir seçim propagandası aracı olamayacağının-olmaması gerektiğinin tecrübe edilmesi gerekirken, benzer bir ikinci durum da dün akşam gerçekleşen programda tekrarlandı. İmamoğlu, 'PKK'ya FETÖ'ye ve özellikle yabancı basının Türkiye ve İstanbul seçimleri üzerinden tartıştığı meselelere ilişkin bir mesajınız olur mu?' soruma karşılık: 'Ne olabilir ki, gelin Türkiye'yi hep beraber yönetelim. Sayın Cumhurbaşkanı, sayın 24 Haziran'da yetki alan AKP'li yetkililer…' diye yanıt verirken 'Gelin Türkiye'yi hep beraber yönetelim' çağrısını esasında 'Cumhurbaşkanı ve AKP yöneticilerine' yapıyordu. İmamoğlu'nun cümleye girişi, yayın sırasında beni de şaşırttı. 'Acaba yanlış mı anladı?' diye müdahale edip; 'FETÖ-PKK' diye araya girmek üzereydim ki, tamamladığında; soruyu doğru anladığı, cevaben de; 'tüm terör örgütlerine karşı Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte omuz omuza mücadele edelim' dediği ortaya çıktı. Herkesin bildiği eski bir fıkradır: Bektaşi'ye "Neden namaz kılmıyorsun?" diye sormuşlar, "Allah Kur'an'da namaza yaklaşmayın buyuruyor" demiş. Dün gece biz, tam da böyle bir fıkra yaşadık. Yayın esnasında ve sonrasında telefonuma gelen yüzlerce mesaj ve gönderi, bazı troll hesapların bu konuşmayı yarısında keserek, İmamoğlu sanki FETÖ ve PKK'ya 'Gelin Türkiye'yi birlikte yönetelim' demiş gibi paylaşmaya başladı. Sosyal medya kesmedi, haber siteleri ve bazı 'gazeteci' dostlarımız da işin aslını hiç araştırmadan gelen video üzerinden haberler, paylaşımlar yaptı. Bir defa bu durum, öncelikle o yayını yöneten moderatör arkadaşımıza ve bizlere hakarettir. Orada oturan hiç kimse, 'Türkiye'ye karşı ihanet içerisinde olanları, ülkemizde terör eylemi yapanları destekleyecek' bir açıklama karşısında sessiz kalmaz. İmamoğlu'nu farklı şekilde eleştirmek, çelişkilerini tespit etmek, gerçek veri ve sebeplerle ifadelerine şerh düşmek mümkünken, böylesine yanlış bir yöntemle bunları paylaşmanın, AKP'ye negatif yansımaları oluyor. Bu hareketler belki bir-iki gün puan kazandırmış gibi görünebilir. Ama hakikat ortaya çıktığında, bunu yapanlar da sessiz kalanlar da vicdanlarda mahkum olur. Zira İmamoğlu ve ekibi, konuşmanın tamamını paylaştığında ve gerçekte ne olduğu gün yüzüne çıktığında, yaklaşık 12 saatlik bu çirkin çabanın aslında karşılığı olmayan-toplumsal olarak da karşılık bulmaması gereken bir durum olduğu anlaşılıyor. AKP'nin, seçim kampanyası sürecinde hakikatsiz ithamlarla ve troll hesaplarla süreci yöneten kişilerle ilişkisini kesmesi ve parti imajını korumak adına, lehine zannedilen asılsız haberlerin aleyhine dönmesine müsaade etmemesi gerekiyor. Aksi halde, yanıltılmaya ve bir tarafa çekiştirilmeye çalışılan toplum er ya da geç hakikatle yüzleştiğinde, ilk olarak kendisini çekiştiren tarafın güvenilirliğinden şüpheye düşecek ve hatta bu kez inandığı diğer doğruların da yalan olabilme ihtimali üzerine düşünecektir.”

iftiracıları vicdanlara ve allah'a havale ediyorum

esdemirei

27 mayıs 2019 ekrem imamoğlu habertürk canlı yayını olayında gazeteci Mehmet Akif Ersoy'un “PKK'ya FETÖ'ye ve özellikle yabancı basının Türkiye ve İstanbul seçimleri üzerinden tartıştığı meselelere ilişkin bir mesajınız olur mu?” sorusuna CHP İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nun “Ne olabilir ki? Gelin Türkiye'yi hep beraber yönetelim” cevabının montajlanarak sosyal medyaya servis edilmesi üzerine İmamoğlu'nun sosyal medya hesapları üzerinden attığı gerçek görüntülerle birlikte attığı açıklamada geçen ifade. Açıklamanın tam hâli şu şekildedir: “Mübarek Ramazan ayında yeni iftiralar ve kumpaslarla bana kara çalmaya çalışıyorlar. Montajlanan konuşmamın tamamını yayınlıyorum. İftiracıları da vicdanlara ve Allah'a havale ediyorum.”

Videoda geçen konuşmanın tamamı şu şekildedir: “Sayın Cumhurbaşkanı, sayın 24 Haziran'da yetki alan AKP'li yetkililer, nasıl ki Türkiye'nin birçok büyükşehrini CHP kazandı, İstanbul'u da kazandı. Ne bekası? Kim daha vatansever? 82 milyon vatanseveri var bu ülkenin. 16 milyon vatanseveri var bu ülkenin. Bakınız, terör örgütlerine karşı hep beraber dimdik ayaktayız. Ama işin altından başka kuyular kazıp, uydurma bahaneler üretip, yok FETÖ'cü METÖ'cü başka bahaneler. Vallahi, onlara ne diyorum biliyor musunuz? Gidin aynaya bakın. Suçladığınız iftiranızla karşı karşıya gelirsiniz. Ben o değilim. Hiç kusura bakmasınlar. Ne bekası? Bu ülkenin bekasını, bana göe benden çok düşünen olmaz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin evladı 48 yaşını bitirmiş bir adam yönetecek. Nasıl ki Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın olduğu gibi. Ne bekası? İstanbul'da kol kola bu ülkeye hizmet etsek, biz bu şehrin sorunlarını çözsek, siz de o sorunlarla uğraşırken omuz omuza olsak. Yani şu mu bekayı çözecek? Her yeri aynı siyasi parti yönetecek. Bu ülkenin yarısı terörist mi? Nereden çıkıyor bunlar? Yapmayın.”

kedilere selam vermek

esdemirei
insanlara vermeye çekindiğim selamı sık sık kedilere veriyorum. benden kaçmıyorlarsa bir fotoğraflarını çekip hem galerimde hem de sosyal medyada ölümsüzleştiriyorum ki ileride baktığımda kendime “Böyle bir kediyle selamlaşmıştım” diyerek o zamanları anıyorum.

zümrüt apartmanı

esdemirei

zenginsozluk.com/foto

zenginsozluk.com/foto
Bahsi geçen kitap yazarı Abdullah Şevki ve kitap yayıncısı Kurgu Kültür Merkezi hakkında 24 Mayıs 2019 tarihinde suç duyurusunda bulunan Avukat Müjde Tozbey Erden soL Haber Portalı'nda bulunduğu değerlendirmelerde “Bir müvekkilimin bana bu kitabı ulaştırması üzerine 24 Mayıs 2019 tarihinde Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet dilekçesini Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği adına vermiştik. Şikâyet dilekçemizde hem kitabın yazarı Abdullah Şevki hakkında hem de kitabın basılmasını, dağıtılmasını ve satışını sağlayan Kurgu Kitap Merkezi Sorumlu Müdürü, editörü, genel yayın yönetmeni hakkında suç duyurusunda bulunduk. Dilekçemizde kitabın içeriğinde anlatılan çocuğa yönelik cinsel istismar eylemlerinin şehvetli ve pornografik bir dille anlatılmasının Türk Ceza Kanunu'nun 226'ncı Maddesi gereği 'müstehcenlik' suçunu oluşturduğunu ve basın kanununa aykırı olduğu gerekçesiyle şikâyetçi olduk” ifadesini kullanırken “Kitaplarda böyle bölümlerin olması ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Düşünce özgürlüğü müdür bu?” sorusu üzerine “Ülkemizde insanlar tabii ki görüşlerini söyleme hakkına sahip olmalılar. Ancak bu görüş ve düşüncelerin faşizan, başkasına zarar verici, küçük çocukların kullanıldığı, ayrıştırıcı, suça teşvik edici vb. olmaması gerekmektedir. Söz konusu kitap içeriğini okuduğumda da, romandaki bir erkeğin çocuk parkında bulunan bir çocuğa cinsel olarak dokunuşlarını, koklamasını, öpmesini, orgazmını detaylı ve şehvet uyandıracak bir şekilde anlatmakta, yani pornografiyi küçük bir çocuğu kullanarak yapmaktadır. Bu anlatım tarzı ve konu, çocuğun cinsel istismarı suçunu özendirdiği gibi; istismar suçunu doğrulayan, meşru gösteren ve her istendiğinde, çocuk parkına giderek çocuğun velisinden uzaklaşmasını bekleyerek yapılabileceğinden bahsetmektedir. Bu tarz bir anlatım düşünce özgürlüğü içerisine tabii ki giremez. Suçu övdüğü gibi; genel ahlaka aykırı suçlar arasında olan basın ve yayın yoluyla müstehcenliği yayma suçunu oluşturmaktadır.” ifadelerini kullandı.

zümrüt apartmanı

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
Bahsi geçen kitapla ilgili Kurgu Kültür Merkezi Yayınları İnstagram hesabı üzerinden (ancak sonradan kaldırdığı) bir gönderide Kurgu Kültür Merkezi Müdürü Alaattin Topçu “Sizin o karga beyniniz Abdullah Şevki'yi Alaattin Topçu'yu ve kurguyu kaldıramaz. O nedenle sizin linç kültürünüz tarihin her döneminde yenilgiye ve zavallılığa mahkumdur” ifadelerini kullandı.

zümrüt apartmanı

esdemirei

zenginsozluk.com/foto

zenginsozluk.com/foto
Abdullah Şevki tarafından yazılıp 2013 yılında Kurgu Kültür Merkezi etiketiyle yayınlanan 25 öykü barındıran öykü derleme kitabı. Kitap arka kapağında “Küçük balkonun pürtüklü duvarına yaslanıp akşam rüzgârının ılık ve okşayıcı etkisine bıraktım kendimi. Salınırken yaprakları alt katların pencere pervazlarına zarifçe dokunan yaşlı incir ağacının dallarının ucundan göğe bakarken dalıp gitmişim. Gençlik yıllarımın geçtiği peyzajın bir bölümüne bakıyorum yeniden. Evlerin yüzleri tanıdık ama hiçbir şey eskisi gibi değil. Oturup söyleştiğimiz, gelip geçenlere baktığımız duvarlar, yol, elektrik direkleri. Eski tatlar yok artık gerçekten” alıntısı bulunurken “Bu kitapta yer alan yirmi beş öykü, Kirli Gerçekçilik akımı bağlamında 'ben' anlatıcı bakış açışından yazılmış, bireysel yaşam kesitlerine değin ruh çözümsel kurgulamaları içeren, bir bölümü çeşitli edebiyat dergilerinde yayımlanmış öykülerdir. Bu çerçevede 'Kelebek ve Hasta' adlı kısa öykü, İkinci Eskişehir öykü yarışmasında birincilik ödülüne değer görülmüştür. Diğer öykülerden 'Orospu Müşerref'in Çiçekleri' İzmir'de yayımlanan ve hâlen kapanmış bulunan Agora edebiyat dergisi öykü yarışmasında 'yayımlanmaya değer öykü' olarak değerlendirilmiş ve adı geçen dergide yayımlanmıştır. Aynı şekilde 'Vakıf' adlı öykü, 2005 yılında Üçüncü Gila Kohen öykü yarışması seçkisinde yayımlanmaya değer görülürken, 'Uzak Bir Ülkeye Sevişmeye Giden Kadının Hikayesi' adlı öykü 2005 yılı Ümit Kaftancıoğlu, 'Derviş' adlı öykü ise Yağmur Dergisi birinci öykü yarışmasında mansiyonla ödüllendirilmiştir” açıklamaları bulunmaktadır. 24 Mayıs 2019 tarihinde içerisinde pedofili üzerine satırların barındırdığı ifadele sosyal medyada paylaşılınca kamuoyunda yankı uyandırdı.


zenginsozluk.com/foto
Sosyal medyada yankı uyandıran pedofili üzerine satırlardan kesit şu şekildedir: “Kadının ardından baktım. Bir çırpıda merdivenleri çıktı ve gözden kayboldu. Çevreye bakındım. Kimse yok. Çocuğun yanağını, saçlarını okşadım. Defalarca öptüm yanaklarından. Yüzümü değdirdim. Bana gülüyor. Arabaya iyice yaklaştım. Pantolonumun düğmelerini açtım. İrileşmiş organımı ayıyla birlikte çocuğun eline verdim. Ayı arabaya düştü. Çocuk organımı tutuyor şimdi. Ayısıyla oynar gibi oynamaya başladı. Küçük elleriyle sıkıyor. Sıktıkça, elledikçe, ağzına götürüp dişsiz çeneleriyle ısırdıkça nasıl fena oluyorum. Gülüyor. Nefesim sıklaşıyor, sesler çıkarıyorum. Çocuğu sırtından bastırarak biraz daha organıma yaklaştırdım. Bir yandan da tedirginlikle çevreye bakıyor, kadının gelip gelmediğini kontrol ediyorum. Tanrım. Sırf haz. Sadece su sesleri duyuluyor. Hafif bir rüzgâr. Çocuk tükürüğüyle ıslatıyor. Emiyor, ısırıyor. Oyun oynuyor, gülüyor da. Dişsiz ağzı, dudakları, dili. Oh. Kendimden geçiyorum. Son kertesine geldim. Çocuğu kendime doğru daha da çektim. O an hiç kimse, çevre ne derler; insanlık, ahlak, hiçbiri umurumda değil. Boşalıyorum. Çocuk öksürdü, kustu, sıvı ağzının kenarlarından boşaldı sonra. Sesi çıkmıyor. Bakmıyorum ona. Gözlerimi kapatarak hazzı sürdürdüm. Çocuğun hareketleri durdu. Tamamen boşaldıktan sonra hemen çocuğa baktım. Nefes almıyordu. Kolları iki yana düşmüş, mavi gözleri açık ve hareketsizdi. Çok korktum. Kadın ya da biri, bir güvenlik memuru her an gelebilirdi. Hemen üstümü başımı düzelttim. O çocuğu kollarından tutup biraz sıkıcı sarsaladım. Ağzındakiler, nefes borusundan boşalsın diye baş aşağı tuttum. Sırtına vurdum, ağzından burnundan sarı ve beyazımtırak boşalsın diye...”

saadet partisi'nin ekonomi düzelir mi videosu

esdemirei


Hem Saadet Partisi'nin YouTube kanalı hem de Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun resmi Twitter hesabı üzerinden “Ülkemizin asıl gündemi olan ekonomik buhran, şahısların kendi siyasi kaygılarına kurban ediliyor. Herkesin aklında bir soru var: 'Ekonomi düzelir mi?' Evet, düzelir. Ancak bugüne kadar yürütülen politikalar değişirse” açıklamasıyla yayınlanılan videodur. Videoda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 06 Mart 2015, 02 Aralık 2016, 28 Eylül 2017, 27 Kasım 2017, 19 Haziran 2018, 10 Ağustos 2018, 08 Şubat 2019, 19 Mart 2019 tarihli konuşmalarından ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın 19 Mart 2019 tarihli konuşmasından kesitler varken video sonunda bu konuşma kesitleri için “16,5 yılda geldiğimiz bu 'ekonomik buhranın' esas müsebbini Sayın Cumhurbaşkanı itiraf etti. 'Benim' dedi. Düzeltmeye kalkar mı bundan sonra? Bazen soruyorlar; 'Düzelir mi?' Düzelir. Ama bugüne kadar izlenen bütün politikalar değişirse düzelir.” açıklaması yapılmaktadır.

amerika'nın başında aygır gibi birisi bulunuyor

esdemirei

22 Mayıs 2019 tarihinde Saadet Partisi'nin haftalık gündem değerlendirmesi üzerine konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ABD Başkanı Donald Trump için kullandığı ifade. İfadenin geçtiği yerden bir alıntı: “Amerika'nın başına bir adam geldi. Yani kovboy. Yani bazen bazıları tarif ediyor, bir devlet başkanına bunu söylemek doğru değil ama Amerika'nın başına affedersiniz terbiye edilmemiş aygır gibi birisi geldiğinde sadece tekmeliyor ve yıkıyor.”

Alternatif:
1- Saadet Partisi YouTube kanalında 22 Mayıs 2019 tarihinde “Haftalık Gündem Değerlendirmesi - Temel Karamollaoğlu - 22.05.2019” başlığıyla yayınlanan video. (Videoda 24:14 itibariyle iifadeye giriş yapılmaktadır)

kafede yalnız oturan insanlar

esdemirei
1,5 yıllık bir arkadaşlık ilişkim bittikten sonra bir umut o kişiyi görürüm umuduyla yaşadığı yerin civarındaki AVM'nin kafesinde bekleyerek arasında yer aldığım bir grup türü. O zaman o ilişkiye beslediğim umutlardan dolayı kıvranmıştım. Bu olayın üzerinden yaklaşık 4-5 yıl gibi bir süre geçerek boşuna para ve zamanımı harcadığımı bu giriyi yazarken fark ediyorum.

vatandaşlarımız zevkten kendilerini asıyor yakıyor

esdemirei

İlave TV resmi YouTube kanalının 26 Mayıs 2019 tarihinde “AKP'yi Topa Tuttu” başlığıyla yayınladığı videoda muhabirin bir vatandaşa sorduğu “Son dönemlerde işsizlikten dolayı kendini yakan vatandaşlarımız, asan vatandaşlarımız, atanamayan genç öğretmen kızlarımız kendilerini asmaya başladı. Sizce ülkenin ekonomisi kötüye gidiyor mu?” soru üzerine vatandaşın “Yok, gitmiyor”; “Neden asıyorlar, yakıyorlar kendilerini?” sorusunu yenilemesi üzerine de vatandaşın “Kendilerini mi? Zevkine.” demesinden çıkan ifade.
(Videoda 08:11 itibariyle soruya giriş yapılmaktadır)
34 /