"3 aydır en kötü günün çünkü" diyen adama gereken cevabı vermediği için kalbimin dışında düz koşulara devam etmektedir.
Film veya dizinin kısa tanıtımını içeren görüntü.
Mesela
Mesela
Diziyi izlemeyenlere anlatması, tanımlaması çok zor olan bana göre tüm zamanların en iyi dizisi.
Karakterlere yüklenen her şey kusursuza yakın. Mesela charlienin hobileri, fobileri, hayalleri..
Son iki sezonu hala izlemiş değilim. Zor zamanlar için saklıyorum.
Karakterlere yüklenen her şey kusursuza yakın. Mesela charlienin hobileri, fobileri, hayalleri..
Son iki sezonu hala izlemiş değilim. Zor zamanlar için saklıyorum.
demet akalın'ın nazar isimli şarkısında geçen söz. harika bir yıldı! bir parçası olduğunuz için teşekkürler!
ilk kez dün akşam arkadaşın arabayla gezerken dinledim. dinledim derken.. çok da bilinçli bir hareket bütünlüğü yoktu ortada. kulağıma çalındı diyelim.
-demet akalın mı bu?
+evet abi
-şarkıyı bildiğin için mi bu kadar emin cevapladın yoksa bilmeseydin de demet akalın olduğundan böyle emin olur muydun?
+yani demet akalın işte?
-ben gülşen'i karıştırıyorum en çok. sen kimleri karıştırıyosun?
cevap vermedi. sonra indim ben zaten.
dinlemeden önce, sağda solda demet akalın-nazar gördüğümde şarkının sözlerini tahmin ediyordum. bunu çoğu şarkıya da yapıyorum. beklentim şöyle bir şeydi:
dün gece biraz kızlarla konuştuk
erkekler aklımıza gelince buruştuk
ne oldu yoksa nazar mı değdi
gülüştük ahahaha gülüştük
ayna olsan bakmam sana diyor. nazar olsam bile değmem sana diyor ya. seviye atlamış. farkında değildim. kalbini mi kırdım afedersin:) yeni yeni mağlup edilebiliyor. buna hazır değiliz.
ilk kez dün akşam arkadaşın arabayla gezerken dinledim. dinledim derken.. çok da bilinçli bir hareket bütünlüğü yoktu ortada. kulağıma çalındı diyelim.
-demet akalın mı bu?
+evet abi
-şarkıyı bildiğin için mi bu kadar emin cevapladın yoksa bilmeseydin de demet akalın olduğundan böyle emin olur muydun?
+yani demet akalın işte?
-ben gülşen'i karıştırıyorum en çok. sen kimleri karıştırıyosun?
cevap vermedi. sonra indim ben zaten.
dinlemeden önce, sağda solda demet akalın-nazar gördüğümde şarkının sözlerini tahmin ediyordum. bunu çoğu şarkıya da yapıyorum. beklentim şöyle bir şeydi:
dün gece biraz kızlarla konuştuk
erkekler aklımıza gelince buruştuk
ne oldu yoksa nazar mı değdi
gülüştük ahahaha gülüştük
ayna olsan bakmam sana diyor. nazar olsam bile değmem sana diyor ya. seviye atlamış. farkında değildim. kalbini mi kırdım afedersin:) yeni yeni mağlup edilebiliyor. buna hazır değiliz.
Akıllara sinema tarihinin en iyi sahnelerinden birini getirir.
7 saat sonra gelen mesajlardan biri. Telefon hafızasının %68,3'ü bunlarla dolu.
-uyumuşum yaa
-Babam geldi de
-dayım yeni gömlek almış onu gösterecek bize
-annemle pazara gidiyoruz
-dedemle camideyim sonra konuşuruz
Bu ne böyle kardeşim? "Konuşmak istemiyorum. Bye." Yazalım bitsin.
Ben bi keresinde duşa gircem demiştim. Sonra baktım yazmaya devam ediyor. Ulan dedim anladı mı acaba girmediğimi? Anladı mı şu an pes oynadığımı? Baktım olmayacak gerçekten girdim, 45 dakika banyoda bekledim. Baya şey okudum ama. Her yüzeyde kökten temizlik. Hassas ciltlerde rahatlıkla kullanılabilir. Dolgun saçlar için etkin korunma. Beklenmeyen etki goruldugunde doktorunuza basvurunuz.
-uyumuşum yaa
-Babam geldi de
-dayım yeni gömlek almış onu gösterecek bize
-annemle pazara gidiyoruz
-dedemle camideyim sonra konuşuruz
Bu ne böyle kardeşim? "Konuşmak istemiyorum. Bye." Yazalım bitsin.
Ben bi keresinde duşa gircem demiştim. Sonra baktım yazmaya devam ediyor. Ulan dedim anladı mı acaba girmediğimi? Anladı mı şu an pes oynadığımı? Baktım olmayacak gerçekten girdim, 45 dakika banyoda bekledim. Baya şey okudum ama. Her yüzeyde kökten temizlik. Hassas ciltlerde rahatlıkla kullanılabilir. Dolgun saçlar için etkin korunma. Beklenmeyen etki goruldugunde doktorunuza basvurunuz.
Bu sene futbolu bırakan Roma kralı Francesco totti için taraftarların ürettiği sloganlardan biri.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
genelde resmi tatiller öncesinde gelen, sonunda soru işaretiyle karışık ":p" olan müdür sorusu.
ona küçük sürprizler yapın. mesela..
-yarın hasta olacağım
+nasıl yani?
-terli terli soğuk su içtim baya yarın kesin hastayım
+?
-yarın gelemem gibi görünüyor kısmet tabii
eee ":p" sırası sende. sal üstüne gitsin.
ona küçük sürprizler yapın. mesela..
-yarın hasta olacağım
+nasıl yani?
-terli terli soğuk su içtim baya yarın kesin hastayım
+?
-yarın gelemem gibi görünüyor kısmet tabii
eee ":p" sırası sende. sal üstüne gitsin.
4 yıl önce "hayaller barcelona hayatlar monaco" durumunu yaşamıştır. o yaz parası çok olan monaco'nun transferlerinden biri olması aslında sadece kendisi ve monaco'nun değil atletico madrid ve chelsea'nin de durumunu etkiledi.
diego costa-atletico madrid
diego costa-chelsea
falcao'yu gönderen aldı costa'yı, aldı şampiyonluğu. bu, diego costa'nın çok büyük futbolcu olmasıyla ilgili değil, tek başına değil en azından. görünen buydu.
ve falcao için 2016-2017'ye kadar kiralık-monaco geçişleri pek hayırlı olmadı. geride bıraktığımız sezondaki performansı, sezonun golleri arasına giren ceza sahası içi -kaleci ayaktayken- aşırtma golüyle futbol tarihindeki yerini değiştirdi.
diego costa-atletico madrid
diego costa-chelsea
falcao'yu gönderen aldı costa'yı, aldı şampiyonluğu. bu, diego costa'nın çok büyük futbolcu olmasıyla ilgili değil, tek başına değil en azından. görünen buydu.
ve falcao için 2016-2017'ye kadar kiralık-monaco geçişleri pek hayırlı olmadı. geride bıraktığımız sezondaki performansı, sezonun golleri arasına giren ceza sahası içi -kaleci ayaktayken- aşırtma golüyle futbol tarihindeki yerini değiştirdi.
90'lı yılların ortalarından itibaren, ta ki irrureta'nın deportivo'su (4-5-1), ferguson'un manu'su (4-2-3-1) ile tek forvet ve bir kişi fazla orta saha ile yeni bir oyun tarzı sunana kadar en popüler olan futbol dizilişiydi.
otto'nun yunanistan'ı saylanmaz. o 6 maçlık, kısa süreli bir plandı ve o turnuvada işe yaradı. hepsi bu kadar. turnuva bitti ve 5 yıl sonra yunanistan faroe adaları'na falan yenilen bir takıma dönüştü. ha pardon ben fifa 17'de hala öyle oynuyorum. ahaha.
diziliş, oyun anlayışını belirlemez. oyun anlayışı, dizilişi belirler bana göre. bugün en önemli teknik direktörler bile bunun ikilemi içerisinde. guardiola'nın manchester city'deki denemeleri malumunuz.
her şey bir tarafa öyle somut bir şey var ki elimizde. futbol tarihinde en çarpıcı iki uzun soluklu başarı var. leicester city ve atletico madrid'in şampiyonlukları. futbolu bıraktıktan sonra laboratuvarda incelenmesi gereken messi'nin takımını, premier lig'de milyar dolarlık takımları geçip lig şampiyonu olan takımlar bunlar.
ortak yanları: 4-4-2.
atletico madrid son maçta nou camp'a david villa-diego costa ikilisiyle çıktı. leicester city, okazaki-vardy ikilisini neredeyse hiç bozmadı. çift forvetli oyunlarıyla, ciddi bir defansif başarı yakalayarak, rakiplerinden çok daha az gol yiyerek şampiyon oldular.
nasıl? simeone ve ranieri gelip sabaha kadar anlatırlar. bunu bulan, bunun yapılabilirliğini sunan adamlar onlar. özet: stoperler ve kaleciye baskı. barcelona'nın hakim futbolundaki en önemli etkenlerden birinin kaleci ve stoperlerinin rakip takımın orta saha oyuncuları kadar iyi top tekniğine sahip olduğunu biliyoruz.
burada tamamız, burada bazı şeyler oluştu. okazaki ve diego costa gibi iki inatçı, kovalamayı seven forvet söz konusu olduğunda rakip stoperin rahat edebilmesi imkansız!
peki ya monaco? 107 gol atarak şampiyon oldular.. şampiyonlar liginde yarı finale kadar yükseldiler.. ben monaco'yu izlerken zevkten eridim, yok ettiler beni. sahte 4-3-3 ağırlıklı oynanan ligue 1'de 4-4-2 ile yaptıkları şey inanılmazdı. 4-4-2'nin kusursuz halini ben monaco'da gördüm! oyuncularının pozisyonları, yer değiştirmeleri bir görsel şölen gibiydi. 4-5 gol attıkları çoğu maçta rakip artık "tamam sizsiniz. gelin atın tamam:(" diyerek diz çöktü. nasıl bir sezon öncesi geçirdiklerini, jardim'in takımı nasıl çalıştırdığını çok ama çok merak ediyorum. ve aklıma fenerbahçe'nin bu takımı neredeyse eleyeceği geldikçe çıldırıyorum. işte onunla karşılaşsam, bir fenerbahçeli olsam bile, futbolun adaleti yoktur diye bağırarak yerlerde yuvarlanırdım.
falcao.. senden özür diliyorum. 2 yıl önce futbolu bırakman gerektiğini düşünüyordum. şimdi ise heykelinin dikilmesi gereken takımda yeniden doğuşunu izlemek, topsuz oyundaki ustalığına şahit olmak beni şaşırttı, mutlu etti, utandırdı.
otto'nun yunanistan'ı saylanmaz. o 6 maçlık, kısa süreli bir plandı ve o turnuvada işe yaradı. hepsi bu kadar. turnuva bitti ve 5 yıl sonra yunanistan faroe adaları'na falan yenilen bir takıma dönüştü. ha pardon ben fifa 17'de hala öyle oynuyorum. ahaha.
diziliş, oyun anlayışını belirlemez. oyun anlayışı, dizilişi belirler bana göre. bugün en önemli teknik direktörler bile bunun ikilemi içerisinde. guardiola'nın manchester city'deki denemeleri malumunuz.
her şey bir tarafa öyle somut bir şey var ki elimizde. futbol tarihinde en çarpıcı iki uzun soluklu başarı var. leicester city ve atletico madrid'in şampiyonlukları. futbolu bıraktıktan sonra laboratuvarda incelenmesi gereken messi'nin takımını, premier lig'de milyar dolarlık takımları geçip lig şampiyonu olan takımlar bunlar.
ortak yanları: 4-4-2.
atletico madrid son maçta nou camp'a david villa-diego costa ikilisiyle çıktı. leicester city, okazaki-vardy ikilisini neredeyse hiç bozmadı. çift forvetli oyunlarıyla, ciddi bir defansif başarı yakalayarak, rakiplerinden çok daha az gol yiyerek şampiyon oldular.
nasıl? simeone ve ranieri gelip sabaha kadar anlatırlar. bunu bulan, bunun yapılabilirliğini sunan adamlar onlar. özet: stoperler ve kaleciye baskı. barcelona'nın hakim futbolundaki en önemli etkenlerden birinin kaleci ve stoperlerinin rakip takımın orta saha oyuncuları kadar iyi top tekniğine sahip olduğunu biliyoruz.
burada tamamız, burada bazı şeyler oluştu. okazaki ve diego costa gibi iki inatçı, kovalamayı seven forvet söz konusu olduğunda rakip stoperin rahat edebilmesi imkansız!
peki ya monaco? 107 gol atarak şampiyon oldular.. şampiyonlar liginde yarı finale kadar yükseldiler.. ben monaco'yu izlerken zevkten eridim, yok ettiler beni. sahte 4-3-3 ağırlıklı oynanan ligue 1'de 4-4-2 ile yaptıkları şey inanılmazdı. 4-4-2'nin kusursuz halini ben monaco'da gördüm! oyuncularının pozisyonları, yer değiştirmeleri bir görsel şölen gibiydi. 4-5 gol attıkları çoğu maçta rakip artık "tamam sizsiniz. gelin atın tamam:(" diyerek diz çöktü. nasıl bir sezon öncesi geçirdiklerini, jardim'in takımı nasıl çalıştırdığını çok ama çok merak ediyorum. ve aklıma fenerbahçe'nin bu takımı neredeyse eleyeceği geldikçe çıldırıyorum. işte onunla karşılaşsam, bir fenerbahçeli olsam bile, futbolun adaleti yoktur diye bağırarak yerlerde yuvarlanırdım.
falcao.. senden özür diliyorum. 2 yıl önce futbolu bırakman gerektiğini düşünüyordum. şimdi ise heykelinin dikilmesi gereken takımda yeniden doğuşunu izlemek, topsuz oyundaki ustalığına şahit olmak beni şaşırttı, mutlu etti, utandırdı.
özdemir asaf şiiri.
twitter mervelerinin, kopyala yapıştır canavarlarının eline düştü mü? bilmiyorum. ben bunu bilmiyorum ama siz kafa tuttuğunuz bahçeleri bilin.
kendi bahçesinde dal olamayanın biri
girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor
twitter mervelerinin, kopyala yapıştır canavarlarının eline düştü mü? bilmiyorum. ben bunu bilmiyorum ama siz kafa tuttuğunuz bahçeleri bilin.
kendi bahçesinde dal olamayanın biri
girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor
bir kamyon yazısı olabilir, hak ediyor.
şu da iyi gibi:
entry; direkt kopyalanamıyorsa güzelim, fark etmez sonuna bir nokta daha eklerim.
şu da iyi gibi:
entry; direkt kopyalanamıyorsa güzelim, fark etmez sonuna bir nokta daha eklerim.
alaeddin özdenören kendisiyle şöyle bir hatırasını anlatmış:
"bir keresinde ziyaretine gitmiştim, suadiye'de içte bir kahve var, meşhur bir kahve. cem nerede dedim, işte şurada dediler. cahit dersek tanımıyorlar. oturduk, konuştuk, tabii tatlı bir sohbet var aramızda, yahu dedim sen bu insanlarla nasıl bir arada oluyorsun, bunlarla olmaktan haz ediyorsun.. bunlar seni tanımıyorlar, dedim. bana dedi ki; sizin dedi, o entelektüel ortamınız bana sıkıntı veriyor. ben dedi, o sıkıntıdan kaçıyorum, siz hep aynı şeyleri tekrar ediyorsunuz, onlar ise burada capcanlı yaşıyorlar."
gerçekten zarif adammış, vesselam.
vallahi alıntıdır.
https://eksisozluk.com/entry/19575568
"bir keresinde ziyaretine gitmiştim, suadiye'de içte bir kahve var, meşhur bir kahve. cem nerede dedim, işte şurada dediler. cahit dersek tanımıyorlar. oturduk, konuştuk, tabii tatlı bir sohbet var aramızda, yahu dedim sen bu insanlarla nasıl bir arada oluyorsun, bunlarla olmaktan haz ediyorsun.. bunlar seni tanımıyorlar, dedim. bana dedi ki; sizin dedi, o entelektüel ortamınız bana sıkıntı veriyor. ben dedi, o sıkıntıdan kaçıyorum, siz hep aynı şeyleri tekrar ediyorsunuz, onlar ise burada capcanlı yaşıyorlar."
gerçekten zarif adammış, vesselam.
vallahi alıntıdır.
https://eksisozluk.com/entry/19575568
Bakkala gidiyorum
Ekmek alacağım bakkaldan
Bugün hava çok sıcak olduğu için
Terliklerimle mi gitsem diyorum
Üşeniyorum da Aslında
Ama Kardeşim okulda
Bakkala gidiyorum
Bakkala
Ekmek alacağım bakkaldan
Bugün hava çok sıcak olduğu için
Terliklerimle mi gitsem diyorum
Üşeniyorum da Aslında
Ama Kardeşim okulda
Bakkala gidiyorum
Bakkala
Genellikle saat 16:00 sonrası yaşanan hadise.
Ama bu aralar öğlen arası planım. Denize araçla 3 dakikalık mesafedeyim. Bunu neden yapmıyorum Selim? Şu odadan bir gün olsun slip mayomla çıkmazsam bana yazıklar olsun.
Ama bu aralar öğlen arası planım. Denize araçla 3 dakikalık mesafedeyim. Bunu neden yapmıyorum Selim? Şu odadan bir gün olsun slip mayomla çıkmazsam bana yazıklar olsun.
https://eksisozluk.com/entry/740773
17 yıl önce bir ekşi sözlük yazarı şu an hala geçerli olan sanrıyı dile getirmiştir.
Kendini ifade edemeyen, küfür etmeden iki satır yazamayan, ezbere konuşan, bilmediklerini kabullenemeyen birinin ayar vermek şöyle dursun herhangi bir konuda konuşabiliyor olması bile onun için şanstır. Şansını iyi degerlendirenler bir süre sonra en azından susmayı becerirler.
Ayrım yapma kabiliyeti gelişmiş kişilerin hiç var olmamış bir şeyi inkar etmesidir. Normal gibi he?
17 yıl önce bir ekşi sözlük yazarı şu an hala geçerli olan sanrıyı dile getirmiştir.
Kendini ifade edemeyen, küfür etmeden iki satır yazamayan, ezbere konuşan, bilmediklerini kabullenemeyen birinin ayar vermek şöyle dursun herhangi bir konuda konuşabiliyor olması bile onun için şanstır. Şansını iyi degerlendirenler bir süre sonra en azından susmayı becerirler.
Ayrım yapma kabiliyeti gelişmiş kişilerin hiç var olmamış bir şeyi inkar etmesidir. Normal gibi he?
Fikirlerini -varlığından emin değiliz görmedik ama olduğunu düşünüyoruz- küfür etmeden belirtemedigi için çaylak oldu.
Sonra küstü herhalde silin beni diye haykırıyordu en son. Muhtemelen yazdığı her şeyi kendisi sildi.
burası sadece 3-5 arkadaşının girdiği bir site değil. Uydurarak, bilmediğin şeyleri küfür ederek biliyormuş gibi göstererek devam edemezsin. Umarım gerekli dersleri çıkarıp önce üslup, Sonra bilgi edinmeye başlarsın. Umudum var mı? Pek yok.
Sonra küstü herhalde silin beni diye haykırıyordu en son. Muhtemelen yazdığı her şeyi kendisi sildi.
burası sadece 3-5 arkadaşının girdiği bir site değil. Uydurarak, bilmediğin şeyleri küfür ederek biliyormuş gibi göstererek devam edemezsin. Umarım gerekli dersleri çıkarıp önce üslup, Sonra bilgi edinmeye başlarsın. Umudum var mı? Pek yok.
Güldüren şiirler. Pazartesi sendromumu alan bi kalitetesizlik.
bazı tarihçiler kurtuluş savaşı'nda savaşta şehit olanlar kadar savaştan kaçanlar ve kaçtığı için öldürülenler olduğunu söylüyorlar. savaşın süresi, düşmanların askeri gücü, 90 yıl öncesinin şartları düşünüldüğünde gayet mantıklı da geliyor. bu da bize kurtuluş savaşı'nın, türk halkına -önemli bölümü- rağmen kazanıldığını gösteriyor. mustafa kemal atatürk, fevzi çakmak, kazım karabekir, fahrettin altay gibi cesur, bilgili ve iyi yetişmiş askerler sayesinde kazanılmıştır.
bu "vatanlarını savunsaydılar. biz olsak var ya ohooo" lafları tamamen yalandan, rahatlığın getirdiği güvenden söylenen şeyler. terör saldırılarından sonra twitter'den "ölüyoruz.. yavaş yavaş ölüyoruz.." yazıp götünü devirerek yatmaya benzemez, 90 yıl önceki cesur adamlar hakkında goygoy yaparak övünmeye hiç benzemez. iki sokak öteniz bombalandıktan, çocukluk arkadaşınızın cesedi önünüze düştükten sonra konuşalım bunları.
90 yıl boyunca suriyeliler yoktu. ne yaptınız? yok sahiden soruyorum. türkiye neydi de suriyeliler gelince ne oldu? çoğunluğu tahammülsüz, saygısız, saldırgan ve cahil olan halk suriyeliler gelince mi ortaya çıktı? ben her sokağa çıktığımda türkiye doğumlu en az bir denyo görüyorum. akşam üstü iki nefesleneyim diye çıktım. trafik yine çile. iki araba önümüzde çok ciddi bir kaza kıl payı atlatıldı. suriyeliler?
öpüp kokladığınız bir toprak da değil ki. içine sıçıp duruyorsunuz. köprü ve havalimanı için istanbul'daki ağaçların üçte biri yok edildi. suriyeliler?
bu boş vatan millet, hak hukuk, vergilerimizzz geyikleri bırakılsın. suriyeliler olmasa o paraların kimin cebine gireceğini biliyoruz. tatava yapmaya gerek yok.
bu "vatanlarını savunsaydılar. biz olsak var ya ohooo" lafları tamamen yalandan, rahatlığın getirdiği güvenden söylenen şeyler. terör saldırılarından sonra twitter'den "ölüyoruz.. yavaş yavaş ölüyoruz.." yazıp götünü devirerek yatmaya benzemez, 90 yıl önceki cesur adamlar hakkında goygoy yaparak övünmeye hiç benzemez. iki sokak öteniz bombalandıktan, çocukluk arkadaşınızın cesedi önünüze düştükten sonra konuşalım bunları.
90 yıl boyunca suriyeliler yoktu. ne yaptınız? yok sahiden soruyorum. türkiye neydi de suriyeliler gelince ne oldu? çoğunluğu tahammülsüz, saygısız, saldırgan ve cahil olan halk suriyeliler gelince mi ortaya çıktı? ben her sokağa çıktığımda türkiye doğumlu en az bir denyo görüyorum. akşam üstü iki nefesleneyim diye çıktım. trafik yine çile. iki araba önümüzde çok ciddi bir kaza kıl payı atlatıldı. suriyeliler?
öpüp kokladığınız bir toprak da değil ki. içine sıçıp duruyorsunuz. köprü ve havalimanı için istanbul'daki ağaçların üçte biri yok edildi. suriyeliler?
bu boş vatan millet, hak hukuk, vergilerimizzz geyikleri bırakılsın. suriyeliler olmasa o paraların kimin cebine gireceğini biliyoruz. tatava yapmaya gerek yok.
böyle bir kelime henüz yok.
zahir, zahar ya da zağar'ın yanlış yazılmış ve şivelerde yer etmiş hali olabilir belki.
zahir; kuşkusuz öyle, herhalde ki, göründüğü şekilde gibi anlamları taşıyor. bu da o niyetle söyleniyor genellikle.
arapça kökenlidir.
not: tatlı su arabıyım.
zahir, zahar ya da zağar'ın yanlış yazılmış ve şivelerde yer etmiş hali olabilir belki.
zahir; kuşkusuz öyle, herhalde ki, göründüğü şekilde gibi anlamları taşıyor. bu da o niyetle söyleniyor genellikle.
arapça kökenlidir.
not: tatlı su arabıyım.
tdk'ye göre: acı veya tuzlu olmayan, içilebilen su.
tdk, çabucak aradan çıksın diye tanımlamaları kısa tutmuş gibi görünüyor. 650 yaşındaki adamları bile bezdirmiş bu heyecanlı üniversite öğrencileri.
kullanımı: tatlı su solcusu, tatlı su müslümanı.
şey demek istiyorlar burada da. sen tam solcu değilsin. tam solcu neyse artık. biliyor ama tam ve yarım solcunun ne demek olduğunu. sadece anlatabilecek yeterliliğe sahip değil. çok çok küçük de olsa böyle bir sorunu var. neden? çünkü türkçe öğretmeni dilber ay'dı.
tdk, çabucak aradan çıksın diye tanımlamaları kısa tutmuş gibi görünüyor. 650 yaşındaki adamları bile bezdirmiş bu heyecanlı üniversite öğrencileri.
kullanımı: tatlı su solcusu, tatlı su müslümanı.
şey demek istiyorlar burada da. sen tam solcu değilsin. tam solcu neyse artık. biliyor ama tam ve yarım solcunun ne demek olduğunu. sadece anlatabilecek yeterliliğe sahip değil. çok çok küçük de olsa böyle bir sorunu var. neden? çünkü türkçe öğretmeni dilber ay'dı.
tdk'ye göre: Birtakım bitkilerden elde edilen mavi boya maddesi.
kullanım şekli: ergen turnusolü, arap turnusolü, mal turnusolü.
ben söyleyeyim ne demek istediklerini. mal demek istiyorlar mesela. ama türkçe öğretmenleri izmirli taylan'dı sanırım. doğru kullanımı tutturanı görmedim. bilmiyor. bilmiyor ama yazıyor işte. mal turnusolü yazmasıyla hkhkoçöol yazması arasında bir fark yok. ikisinin de bir anlamı, karşılığı yok.
aziz sancar da bunlar üzülmesin diye hala seviye düşürüyor. hallerini bilmiyor ki. bunları görse asit banyosu yapar adamcağız.
kullanım şekli: ergen turnusolü, arap turnusolü, mal turnusolü.
ben söyleyeyim ne demek istediklerini. mal demek istiyorlar mesela. ama türkçe öğretmenleri izmirli taylan'dı sanırım. doğru kullanımı tutturanı görmedim. bilmiyor. bilmiyor ama yazıyor işte. mal turnusolü yazmasıyla hkhkoçöol yazması arasında bir fark yok. ikisinin de bir anlamı, karşılığı yok.
aziz sancar da bunlar üzülmesin diye hala seviye düşürüyor. hallerini bilmiyor ki. bunları görse asit banyosu yapar adamcağız.
kankacılığı tanımlayalı 24 saat bile olmadı ve net bir örnekle karşı karşıyayız.
(bkz:#25993)
hiçbir hakaret ve küfür edilmemesine rağmen burayı hakaret ve küfürleriyle şenlendiriyor. sadece bana da değil küfürleri. baya rahat rahat sövüyor. ve kankacıdan gelen şey: "bence ımm bence karşısındakine göre üslubu:ppp siz ona ne kadar giderseniz size o kadar gelir. atara atar gidere gider ehehe. ayrıca nihal atsız benceee."
türkiye bunlarla dolu. ne bekliyorsunuz?
(bkz:#25993)
hiçbir hakaret ve küfür edilmemesine rağmen burayı hakaret ve küfürleriyle şenlendiriyor. sadece bana da değil küfürleri. baya rahat rahat sövüyor. ve kankacıdan gelen şey: "bence ımm bence karşısındakine göre üslubu:ppp siz ona ne kadar giderseniz size o kadar gelir. atara atar gidere gider ehehe. ayrıca nihal atsız benceee."
türkiye bunlarla dolu. ne bekliyorsunuz?
bunu unuttum. özellikle internette iyi bir dayanak olan parti.
nasıl?
söyleyecek bir şey kalmayınca ak troll, akpli deme modası hala geçmiş değil. konunun akp ile en ufak bir ilgisi yok, cehaletini gazete kağıdına sarıp yüzüne yüzüne vuruyorsun ve gelen cevap: "ak it."
ben çok iyi niyetliyim. bunları tespit edip ezmek yeterli değil. toplumdan tamamen izole edilmeleri gerekiyor. bir hayal ama para falan toplayıp ada alalım, bunların hepsini toplayıp salalım oraya. sabah akşam bitlerini ayıklasınlar. kurtarabileceğimiz bir avuç insan var, bulaştırmalarını engellemeliyiz.
nasıl?
söyleyecek bir şey kalmayınca ak troll, akpli deme modası hala geçmiş değil. konunun akp ile en ufak bir ilgisi yok, cehaletini gazete kağıdına sarıp yüzüne yüzüne vuruyorsun ve gelen cevap: "ak it."
ben çok iyi niyetliyim. bunları tespit edip ezmek yeterli değil. toplumdan tamamen izole edilmeleri gerekiyor. bir hayal ama para falan toplayıp ada alalım, bunların hepsini toplayıp salalım oraya. sabah akşam bitlerini ayıklasınlar. kurtarabileceğimiz bir avuç insan var, bulaştırmalarını engellemeliyiz.
cehalet tek başına tehlikeli değildir. eğer -yine mi sen- yanına cesareti, heyecanı ya da saldırganlığı alırsa krampa dönüşür. ps'de resident evil oynarken mermi ve tabancayı kombine etmek gerektiğini göstermek için at kadar "combine" yazar. bunu, mermi ve tabanca ayrı ayrı resimlerle gösterilmesine rağmen oyuncular arasında heyecanlı üniversite öğrencileri olduğunu varsayarak yapmışlardır. japon yapıyor abi.
heyecanlı üniversite öğrencilerinin başlıca problemleri; bilmediğini kabullenmemek, yanlışa fazla güvenmek, heyecanına yenik düşmek, bir adım geri çekilip düşünememek, ezbere konuşmak gibi şeylerdir.
kısacası ortadoğu halklarının temelindeki tüm özellikleri gururla taşırlar. mesela buna "sensin o arap sıçmığı" gibi bir cevapla gelirler.
tespit etmekte saydığım emareler netleşmediği takdirde "viral, x sevici, x turnusolü, overrated" kullanımının sıklığı sizi heyecanlı üniversite öğrencisine götürecektir.
düzeleceklerine dair umudum var mı? tabii ki yok. müdahale için çok geç.
ne yapmak gerekiyor? gördüğünüz yerde ezmekten çekinmeyin.
heyecanlı üniversite öğrencilerinin başlıca problemleri; bilmediğini kabullenmemek, yanlışa fazla güvenmek, heyecanına yenik düşmek, bir adım geri çekilip düşünememek, ezbere konuşmak gibi şeylerdir.
kısacası ortadoğu halklarının temelindeki tüm özellikleri gururla taşırlar. mesela buna "sensin o arap sıçmığı" gibi bir cevapla gelirler.
tespit etmekte saydığım emareler netleşmediği takdirde "viral, x sevici, x turnusolü, overrated" kullanımının sıklığı sizi heyecanlı üniversite öğrencisine götürecektir.
düzeleceklerine dair umudum var mı? tabii ki yok. müdahale için çok geç.
ne yapmak gerekiyor? gördüğünüz yerde ezmekten çekinmeyin.