şair toplumun hisli yanıdır, merhamet kokar. en iyi mimardır, birkaç heceyle kalpten kalbe köprüler kurabilir. sır gibidir, sevilir ve çoğunlukla terk edilir. yalnızdır çoğu zaman, sayfalar gibi, satırlar gibi…
yaklaşık sekiz aylık bir serüveni olan azizgenç in ismini aziz şehr elazığdan almaktadır. isim kökenimiz el-aziz genç olan çalışmamız azizgenç olarak kökenine uygun şekilde anılmaktadır.
yaşadığım şehirde böyle yapılanmalar, üstelik kendi bünyesinde nazenin yazarları olan bir yapılanmanın olması beni aşırı onurlandırmış ve umutlandırmıştır.
yolunuz ve ufkunuz hep açık olsun...
www.azizgenc.com
Barbara Palvin, 8 Ekim 1993 tarihinde Budapeşte, Macaristan'da dünyaya gelmiş bir modeldir.
serenay sarıkaya ile reklam filminde oynayıp beni hayal kırıklığına uğratsa bile, oldukça başarılı bir mankendir.
1.75 boyu ve sade bir güzelliğe sahip manken model vesairedir.
serenay sarıkaya ile reklam filminde oynayıp beni hayal kırıklığına uğratsa bile, oldukça başarılı bir mankendir.
1.75 boyu ve sade bir güzelliğe sahip manken model vesairedir.
yeniler gündem keşfet butonlarının yanında bulunan aşağıyı gösteren buton sayesinde ulaşabileceğiz bölüm.
yazarlarımızın içinde kalanları erken zamanda aydınlatmanız dileğiyle.
yazarlarımızın içinde kalanları erken zamanda aydınlatmanız dileğiyle.
elazığ köfteciler sokağı klasiklerindendir.
köfte siparişi verdiğiniz zaman, çalışan kişinin size sorduğu sorudur.
garson: abi sizin ne olacak
kişi: bir tam, kızarmış olsun abi
garson: ketçap mayonez olsun mu?
kişi: yok abi ketçap ketçap olarak kalsın, mayonez olsun.
köfte siparişi verdiğiniz zaman, çalışan kişinin size sorduğu sorudur.
garson: abi sizin ne olacak
kişi: bir tam, kızarmış olsun abi
garson: ketçap mayonez olsun mu?
kişi: yok abi ketçap ketçap olarak kalsın, mayonez olsun.
gizemli zengin sözlük yazarı.
efsaneye göre, ya da evvel zaman içinde kalbur.
kendisi oldukça anlayışlı, bir o kadar gergin, oldukça bilgili ve azimli sözlük yazarıdır.
hukukumuz yıllara uzansa da yeni tanıma fırsatı bulduğum yazar.
topuklu ayakkabı ve kumaş pantolon sevdalısı, ayrıca memure olmak istemeyen bir anka kuşu kadar narin ve naif.
bizimle olmasına sevindiğim yazar.
hoş geldin.
efsaneye göre, ya da evvel zaman içinde kalbur.
kendisi oldukça anlayışlı, bir o kadar gergin, oldukça bilgili ve azimli sözlük yazarıdır.
hukukumuz yıllara uzansa da yeni tanıma fırsatı bulduğum yazar.
topuklu ayakkabı ve kumaş pantolon sevdalısı, ayrıca memure olmak istemeyen bir anka kuşu kadar narin ve naif.
bizimle olmasına sevindiğim yazar.
hoş geldin.
çok başkadır beşiktaş sevdası, o renklerin forma üzerine yansıyan asaleti ve duruşu.
takımın ruhu başkadır.
farklı bir heyecanı vardır, bir takımdan fazlası vardır.
taraftarı sevinmek için değil, ruhu için sever, efsane başkan ve futbolcuları vardır.
e unutmadan çarşı vardır, çarşı.
beşiktaş, efsane kulüp.
takımın ruhu başkadır.
farklı bir heyecanı vardır, bir takımdan fazlası vardır.
taraftarı sevinmek için değil, ruhu için sever, efsane başkan ve futbolcuları vardır.
e unutmadan çarşı vardır, çarşı.
beşiktaş, efsane kulüp.
bir ay çalışıp on iki ay yiyenlerden.her ramazan öncesi daha önce çıkmış sorulara hazırlanarak yayına başlayan insan kişisi.
efsane videolar mevcuttur.
Kimine göre para, kimine göre sağlık.
Ya da variyetli olmak.
Neye göre, kime göre soruları arasında dimağlarda yer bulan bir kelime.
Günümüzde daha ziyade parasal yönden diğerlerinden üstün olan kişilere denir.
Bana göre ise, insan en ulu zengindir.
Zira mucize bir doğum anı ve uzuvların mükemmeliyeti.
Yıllardır bilim adamlarının çalışmaları içinde hâlâ insan uzuvlarının benzerini ya da kopyasını yapamadılar.
insan baştan aşağı oldukça zengin bir varlıktır.
Temeli bu kadar zengin olan insanın bilgi ile kaplı olduğu zaman, haklı bir zenginliğe büründüğünü görürüz.
Kendine sürekli yeni bilgiler katıp zenginleşen bedenlerden olmanız dileğiyle.
Hep söylediğimiz ve sloganımız olan: "bilgi en büyük zenginliktir" buradan yola çıkılarak yazılmıştır.
Zaten her kapsamda zengin olan insana bilgi de işe koşulunca oluşan gayet tabii olan zenginlik...
Ya da variyetli olmak.
Neye göre, kime göre soruları arasında dimağlarda yer bulan bir kelime.
Günümüzde daha ziyade parasal yönden diğerlerinden üstün olan kişilere denir.
Bana göre ise, insan en ulu zengindir.
Zira mucize bir doğum anı ve uzuvların mükemmeliyeti.
Yıllardır bilim adamlarının çalışmaları içinde hâlâ insan uzuvlarının benzerini ya da kopyasını yapamadılar.
insan baştan aşağı oldukça zengin bir varlıktır.
Temeli bu kadar zengin olan insanın bilgi ile kaplı olduğu zaman, haklı bir zenginliğe büründüğünü görürüz.
Kendine sürekli yeni bilgiler katıp zenginleşen bedenlerden olmanız dileğiyle.
Hep söylediğimiz ve sloganımız olan: "bilgi en büyük zenginliktir" buradan yola çıkılarak yazılmıştır.
Zaten her kapsamda zengin olan insana bilgi de işe koşulunca oluşan gayet tabii olan zenginlik...
inanılmaz mantıklı bir durum, 'açken sen, sen değilsin' mantığı da bu konuyu destekler.
lakin bu ramazan oruç mevzularında mühim olan oruç olduğunuzu bile karşı tarafa hissettirmeden tutmak ve ibadeti yerine getirmektir.
sağa sola pıçak sallayacaksan, aile ve çevrendeki fertlerin huzurunu bozacak tutum ve davranışlar gözlemliyorsanız tutmayın efendim, salıverin gitsin.
lakin bu ramazan oruç mevzularında mühim olan oruç olduğunuzu bile karşı tarafa hissettirmeden tutmak ve ibadeti yerine getirmektir.
sağa sola pıçak sallayacaksan, aile ve çevrendeki fertlerin huzurunu bozacak tutum ve davranışlar gözlemliyorsanız tutmayın efendim, salıverin gitsin.
Güldürdü yüzümüzü, tebrikler beşiktaş'ım.
telefon uygulaması ve kalitesi en iyi olan poker oyunu.
baştan söylemekte fayda var, bağımlılık söz konusu olabilir. chipleri fiyatını yüksek buluyorsanız bazı sitelerden daha ucuza alabilirsiniz, facebook şifrenizi vermek kaydıyla.
baştan söylemekte fayda var, bağımlılık söz konusu olabilir. chipleri fiyatını yüksek buluyorsanız bazı sitelerden daha ucuza alabilirsiniz, facebook şifrenizi vermek kaydıyla.
herhangi bir nedenden linkten dolayı girdiğiniz bu site sizi kolay kolay bırakmaz, ki eğer işiniz yoksa, sağ tarafta sürekli izlediğiniz videoya benzer, alakalı şeyler göstererek sizi sevk eder. buna biz pazarlama diyoruz.
bu da ilginizi çekebilir.
bu da ilginizi çekebilir.
her devrin en güzel yazısıydı ve her devir bunu bilerek yaşasaydı keşke...
"...yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. o da hırsızlıktır. onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir..."
...
bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. anlıyor musun?"
uçurtma avcısı.
"...yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. o da hırsızlıktır. onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir..."
...
bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. anlıyor musun?"
uçurtma avcısı.
ölmeden önce izlenmesi gereken filmlerin başında yer alır.kayser söze'nin türk olduğu söyleniyor.
filmin sonunda iki ihtimaliniz var:
1- bir şey anlamadım, tekrar izleyeyim.
2- oha lan,oha!
filmin sonunda iki ihtimaliniz var:
1- bir şey anlamadım, tekrar izleyeyim.
2- oha lan,oha!
Sabaha kadar şehirler ayakta olur, insanlar uyumaz genel olarak sabahları şekerleme yapan insanlarla karşılaşırsınız.
Bazen sinirler gerilir, tahammüller azalır.
Bazen iyilikler çoğalır, yardim elleri uzanır.
Akşam ezanının kıymeti daha bir anlaşılır.
Akşam ezanından sonra, toplu sigara içenlerle karşılaşılır.
Badem şekeri ve hurma gün yüzüne çıkar hatta ramazan pidesi.
Ramazan güzeldir.
Bazen sinirler gerilir, tahammüller azalır.
Bazen iyilikler çoğalır, yardim elleri uzanır.
Akşam ezanının kıymeti daha bir anlaşılır.
Akşam ezanından sonra, toplu sigara içenlerle karşılaşılır.
Badem şekeri ve hurma gün yüzüne çıkar hatta ramazan pidesi.
Ramazan güzeldir.
Doğan grubuna ait kanal.
tebrikler ve teşekkürler fenerbahçe!
bebek;
tanrı'm dünyaya gideceğim ve orada ne yapacağımı bilmiyorum.
ben senin için bir melek yarattım ve senin ile ilgilenecek.
tanrı'm onların dilini bilmiyorum. onlarla nasıl anlaşacağım. nasıl iletişim kuracağım.
senin için yarattığım melek, o sana sabırla onların dilini öğretecektir.
tanrı'm dünyada duyduğum kadarıyla çok kötülükler varmış.
- onlarla nasıl başa çıkacağımı bilemiyorum.
- senin için yarattığım melek, seni canı pahasına kötülüklerden koruyacaktır. merak etme.
- tanrı'm sana tekrar nasıl döneceğim?
- senin için yarattığım melek, bana nasıl döneceğini sana anlatacaktır.
derken
melekler gelir ve dünyaya gitme zamanının geldiğini söylerler ve çocuğu
tanrı'nın huzurundan götürürlerken bebek tekrar sorar.
tanrı'm benim için yarattığın meleğin adı ne?
- adının önemi yok ama sen ona anne diyeceksin.
-bir tek annem olsun bana bir şey olmaz-
çiçek sepeti başta olmak üzere bir çok yerde bugün verilen siparişler teslim edilmiyor, bunu duyduğumda önce anlam veremedim sonrasında ise inanılmaz bir mutluluk ruhumu sardı.
annelerimize bu kadar yoğun ilgi ve onların yüzünü güldürmek adına alınan bu kadar çiçek olması aşırı mutlu etti beni.
başta annem olmak üzere bütün annelerin bugün değil her gün değeri fazlaca bilinmesini yürekten isterim.
ayrıca onlara hediye olarak lütfen ev eşyası almayın, sade çiçek almayın mutlaka şahsına ait bir şeyler alın.
tüm annelere sevgiler.
tanrı'm dünyaya gideceğim ve orada ne yapacağımı bilmiyorum.
ben senin için bir melek yarattım ve senin ile ilgilenecek.
tanrı'm onların dilini bilmiyorum. onlarla nasıl anlaşacağım. nasıl iletişim kuracağım.
senin için yarattığım melek, o sana sabırla onların dilini öğretecektir.
tanrı'm dünyada duyduğum kadarıyla çok kötülükler varmış.
- onlarla nasıl başa çıkacağımı bilemiyorum.
- senin için yarattığım melek, seni canı pahasına kötülüklerden koruyacaktır. merak etme.
- tanrı'm sana tekrar nasıl döneceğim?
- senin için yarattığım melek, bana nasıl döneceğini sana anlatacaktır.
derken
melekler gelir ve dünyaya gitme zamanının geldiğini söylerler ve çocuğu
tanrı'nın huzurundan götürürlerken bebek tekrar sorar.
tanrı'm benim için yarattığın meleğin adı ne?
- adının önemi yok ama sen ona anne diyeceksin.
-bir tek annem olsun bana bir şey olmaz-
çiçek sepeti başta olmak üzere bir çok yerde bugün verilen siparişler teslim edilmiyor, bunu duyduğumda önce anlam veremedim sonrasında ise inanılmaz bir mutluluk ruhumu sardı.
annelerimize bu kadar yoğun ilgi ve onların yüzünü güldürmek adına alınan bu kadar çiçek olması aşırı mutlu etti beni.
başta annem olmak üzere bütün annelerin bugün değil her gün değeri fazlaca bilinmesini yürekten isterim.
ayrıca onlara hediye olarak lütfen ev eşyası almayın, sade çiçek almayın mutlaka şahsına ait bir şeyler alın.
tüm annelere sevgiler.
Hasta olduğunuz zaman ya da olacağınıza dair endişlendiğiniz zaman sizi iyileştirmek için kamu ya da özel bir yerde para ya da ünvan için çalışan kişiyi dövmek.
çok mantıksız geliyor değil mi doktor dövmek, evet öyle.
fakat farklı açılardan da düşünmek lazım.
eşin doğum haneye aldıkları zaman ve sen dışarıda her şeyden bir haber beklerken doğum sonrasında sırf fazla para almak için sezeryan yaptıklarını düşünsene..
ve sen onlara neden bunu yaptınız normal olabilirdi dediklerinde 'doktor sen misin ben miyim' dediklerini duyduğunda.
ya da, hiç alakasız bir sebepten doktora gittikten sonra 'sen kansersin' deyip hemen tahliller başka yerlere sevkler ve psikolojik sorunlarla karşı karşıya kaldığın an da başka bir doktora gittiğinde 'yav kardeşim ne kanseri?' bir şeyin yok senin dediğini duyduğunda..
her şeyi geçsek hayatında hiç ağzına et,tavuk ve balık sürmeyen biri olarak hastaneye kontrol amaçlı gittiğinizde 'sen yapmışsın, böyle giderse kendini öldürürsün acilen diyet yazacağım sana, kesinlikle et, tavuk yemeyeceksin'
dediklerini duyduğunuzda?
doktorlar neden dayak yer biliyor musunuz? işlerini doğru yapmadıkları için ve insan hayatını ticari birer kaynak olarak gördükleri için.
zaten hayatta herkes dayak yer yanlış bir şey yaparsa, ki bu insan hayatıysa kaçınılmaz olur.
sağlık şakaya gelmez, insanlar sırf daha çok ilaç alsın daha çok doktora gelsin diye kandırılıp doktorlar tarafından korkutuluyor.
Ve bir de bunların tatil,hediyelik bir takım şeyler karşılığında yazdıklari ilaçlar var.
Tabi asla genellemem.
çok mantıksız geliyor değil mi doktor dövmek, evet öyle.
fakat farklı açılardan da düşünmek lazım.
eşin doğum haneye aldıkları zaman ve sen dışarıda her şeyden bir haber beklerken doğum sonrasında sırf fazla para almak için sezeryan yaptıklarını düşünsene..
ve sen onlara neden bunu yaptınız normal olabilirdi dediklerinde 'doktor sen misin ben miyim' dediklerini duyduğunda.
ya da, hiç alakasız bir sebepten doktora gittikten sonra 'sen kansersin' deyip hemen tahliller başka yerlere sevkler ve psikolojik sorunlarla karşı karşıya kaldığın an da başka bir doktora gittiğinde 'yav kardeşim ne kanseri?' bir şeyin yok senin dediğini duyduğunda..
her şeyi geçsek hayatında hiç ağzına et,tavuk ve balık sürmeyen biri olarak hastaneye kontrol amaçlı gittiğinizde 'sen yapmışsın, böyle giderse kendini öldürürsün acilen diyet yazacağım sana, kesinlikle et, tavuk yemeyeceksin'
dediklerini duyduğunuzda?
doktorlar neden dayak yer biliyor musunuz? işlerini doğru yapmadıkları için ve insan hayatını ticari birer kaynak olarak gördükleri için.
zaten hayatta herkes dayak yer yanlış bir şey yaparsa, ki bu insan hayatıysa kaçınılmaz olur.
sağlık şakaya gelmez, insanlar sırf daha çok ilaç alsın daha çok doktora gelsin diye kandırılıp doktorlar tarafından korkutuluyor.
Ve bir de bunların tatil,hediyelik bir takım şeyler karşılığında yazdıklari ilaçlar var.
Tabi asla genellemem.
Bir umudunuzun olmama hali.
umutsuzluk...
bu kavram hep mutsuzlukla ya da ani çöküşler, hayal kırıklıkları ile geliyor. ve umutsuz olmak çok zor bir durum.
bir sonraki nefesin muhasebesini yapıyorsun, kaçmak istiyorsun ya da neden böyle diye haykırmak istiyorsun...
çaresizlikle birleşiyor bir süre sonra, elinizden bir şey gelmediği zamanlar sizi en çok acıtan zamanlara tekabül ediyor...
çaresizliğin umutsuzlukla yüzleştiği an kendinizden korkmanız gerekiyor zira kaybedecek pek bir şeyiniz kalmıyor...
bin kez bağırsam bu evrene ve bin kez tekrar söylesem sana hayat?
değişecek pek bir şey bulamayacağıma emin olduğumdan umutsuzum hayat...
ne diyordu şair, ' ezberin bozulmadan kaderin değişmez ' .
toplum baskısı ve sorumluluklarımızı bir kenara atıp, aldığımız ilk nefeste sadece kendimizi düşündüğümüz an belki gülümseyecek kararlar alabiliriz kendimiz için...
sessizce susuyorum...
umutsuzluk...
bu kavram hep mutsuzlukla ya da ani çöküşler, hayal kırıklıkları ile geliyor. ve umutsuz olmak çok zor bir durum.
bir sonraki nefesin muhasebesini yapıyorsun, kaçmak istiyorsun ya da neden böyle diye haykırmak istiyorsun...
çaresizlikle birleşiyor bir süre sonra, elinizden bir şey gelmediği zamanlar sizi en çok acıtan zamanlara tekabül ediyor...
çaresizliğin umutsuzlukla yüzleştiği an kendinizden korkmanız gerekiyor zira kaybedecek pek bir şeyiniz kalmıyor...
bin kez bağırsam bu evrene ve bin kez tekrar söylesem sana hayat?
değişecek pek bir şey bulamayacağıma emin olduğumdan umutsuzum hayat...
ne diyordu şair, ' ezberin bozulmadan kaderin değişmez ' .
toplum baskısı ve sorumluluklarımızı bir kenara atıp, aldığımız ilk nefeste sadece kendimizi düşündüğümüz an belki gülümseyecek kararlar alabiliriz kendimiz için...
sessizce susuyorum...
Bazen bir sınav, bazen keyif alanı, bazen ise dramlar silsilesi.
Bazen aşk, bazen hüzün, bazen başlangıç.
Bunların tamamı hayat.
tüm bu yazılanların, anlatılanların ve dramların sonucu insan yaşıyor...
bu kadar zor olan ve güzel olan bir yer daha olabilir mi acaba, kim bilir...
notalar gibiydi hayat, bir melodi gibiydi...
ve hayat kendini tekrar eden bir döngüydü, çoğalmanın aslında kendini yeniden keşfetmek olduğunu göstermişti ve evrenin sana en büyük oyunuydu çoğalmak...
iki bedenin meşru bir birleşmesi sonucu ortaya çıkan o güzellik!
evet, aslında bu sendin ve yeniden kendini keşfetme fırsatı buldun, ve inanmasan da yıllara yaşlandığını ortaya çıkardı...
bu döngüydü ya da bir sıraydı. zaman geçince sıranı bırakacağın biriydi...
hayat bir şarkı notları gibiydi, bir ağıt gibiydi ya da bir senfoniydi...
herkesin kendi kuralları olduğu ama kimsenin kuralsız olmadığıydı, aslında vardı evrenin kuralları...
sabah güneşi ile herkes mutlu olurdu mesela ya da yağmurda ıslanırken herkes mutlu olurdu.
herkesin kuralları ve kaidelerini bozmak ahmakça gelse de, herkes tek bir kural çevresinde yaşıyordu...
hayat.
Bazen aşk, bazen hüzün, bazen başlangıç.
Bunların tamamı hayat.
tüm bu yazılanların, anlatılanların ve dramların sonucu insan yaşıyor...
bu kadar zor olan ve güzel olan bir yer daha olabilir mi acaba, kim bilir...
notalar gibiydi hayat, bir melodi gibiydi...
ve hayat kendini tekrar eden bir döngüydü, çoğalmanın aslında kendini yeniden keşfetmek olduğunu göstermişti ve evrenin sana en büyük oyunuydu çoğalmak...
iki bedenin meşru bir birleşmesi sonucu ortaya çıkan o güzellik!
evet, aslında bu sendin ve yeniden kendini keşfetme fırsatı buldun, ve inanmasan da yıllara yaşlandığını ortaya çıkardı...
bu döngüydü ya da bir sıraydı. zaman geçince sıranı bırakacağın biriydi...
hayat bir şarkı notları gibiydi, bir ağıt gibiydi ya da bir senfoniydi...
herkesin kendi kuralları olduğu ama kimsenin kuralsız olmadığıydı, aslında vardı evrenin kuralları...
sabah güneşi ile herkes mutlu olurdu mesela ya da yağmurda ıslanırken herkes mutlu olurdu.
herkesin kuralları ve kaidelerini bozmak ahmakça gelse de, herkes tek bir kural çevresinde yaşıyordu...
hayat.
10 mart bostancı gösteri merkezinde yapılan inanılmaz konser.
hayata bir daha başlarsam eğer asla kaçırmayacağım konserdir, zira o tarihlerde askerlik görevini icra ediyordum ama hayatımın en büyük keşkesi oldu.
düşünsene, şebnem ferah konseri var askerdesin ve bu konser öyle böyle değil, yıllardır videolarını izlerim, 10yıl olacak fakat daha iyisi ne görüldü ne duyuldu.
10 mart 2007 şebnem ferah konseri diyorum ve susuyorum...
hayata bir daha başlarsam eğer asla kaçırmayacağım konserdir, zira o tarihlerde askerlik görevini icra ediyordum ama hayatımın en büyük keşkesi oldu.
düşünsene, şebnem ferah konseri var askerdesin ve bu konser öyle böyle değil, yıllardır videolarını izlerim, 10yıl olacak fakat daha iyisi ne görüldü ne duyuldu.
10 mart 2007 şebnem ferah konseri diyorum ve susuyorum...
bir insanın başına gelecek en kötü şeylerin başında yer alır.