İçinde bulunduğum, her ay severek yazdığım sanat dergisi "Mono" artık basılmayacak. Ekonomik nedenlerden ötürü bir güzel dergiye daha veda ettik. Yakında elimizde hiç dergi kalmayacak. Ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Kelimeler kifayetsiz kalınca...
"Phantom Thread" bana bir kaç filmi birden çağrıştırdı... Filmin alt katmanında çok fazla detay, ironi ve atıf var. Bir çok anahtar kelimenin yan yana dizilmiş hali sanki... Çok basit ve sade gözükse de aslında sanıldığı kadar sade değil, tam tersine bir hayli didaktik... Filmi beğendim, ama bazı klişeler vardı, aklıma yer yer "Kingsman" geldi.
2012 yılında çok severek izlediğim Türk dizisi "Son" İspanyollar tarafından remake olarak yapıldı ve adı da "El accidente". Türk dizilerinin remake yapılacağı hiç aklımdan geçmezdi. Diziyi izleyeyim diye açtım ve çok tanıdık geldiğini düşündüm, doğruymuş meğer...
Not: Fatmagül'ün Suçu Ne? dizisi de dublajlı olarak İspanyol kanalında yayınlanıyor.
Not: Fatmagül'ün Suçu Ne? dizisi de dublajlı olarak İspanyol kanalında yayınlanıyor.
16 Şubat'ta vizyona giren harika bir yerli film. Yönetmeni anlatıyor:
http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/keyif/kalbe-giden-yol-mideden-gecince-40741723
http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/keyif/kalbe-giden-yol-mideden-gecince-40741723
Şu devirde var mı yok mu diye tartıştığım bir mevzu aşk... Aşkın yerine para geçti. Para uğuna aşk yaşıyoruz diyorlar. Menfaat ise başlı başına bir sorun...
Peki ya ego?
Bakın ne anlatacağım. Babamın bir arkadaşı öldü kısa zaman önce neden mi? Stresten... Karısının terfi edişine ve başarısına tahammül edemedi ve mezarı boyladı.
Böyle bir dünyada aşk olur mu? Siz cevap verin...
İlişkiler vıcık vıcık olmuş. Değerlerimizi yitirdik, yitirmeyenler arada kafayı yiyorlar.
Ne olacak bu işin sonu dostlar?
Peki ya ego?
Bakın ne anlatacağım. Babamın bir arkadaşı öldü kısa zaman önce neden mi? Stresten... Karısının terfi edişine ve başarısına tahammül edemedi ve mezarı boyladı.
Böyle bir dünyada aşk olur mu? Siz cevap verin...
İlişkiler vıcık vıcık olmuş. Değerlerimizi yitirdik, yitirmeyenler arada kafayı yiyorlar.
Ne olacak bu işin sonu dostlar?
hiç bağdaşamadığım ve içinden bilgilerin uçtuğu bir hard disk üreticisi... çok kısa süre içinde imha olan bir ürün gamı var.
üstelik bilgilerimi de kurtaramadım. çok değerli bilgilerim gitti. şimdilik seagate kullanıyorum. daha önce başka markaları da denemiştim ve yine sorun olmuştu.
hard disklere de güven olmuyor artık, güvenli diye piyasaya sürülüyor ama güven oldu kapitalizm.
üstelik bilgilerimi de kurtaramadım. çok değerli bilgilerim gitti. şimdilik seagate kullanıyorum. daha önce başka markaları da denemiştim ve yine sorun olmuştu.
hard disklere de güven olmuyor artık, güvenli diye piyasaya sürülüyor ama güven oldu kapitalizm.
Şu an bu şarkı ile huzur buluyorum.
Rus besteci. SSCB Yüksek Sovyet Milletvekili ve Lenin Nişanı sahibidir. 20. yüzyılın en önemli senfonilerini yazıp film müzikleri yapmıştır. Caz türünde de besteleri vardır
Netflix'in benzeri bir internet televizyonu. Bence dizileri Netflix'ten daha başarılı... Netflix popülerliğe oynuyor Hulu ise daha bağımsız... Üye olamıyoruz çünkü ne yazık ki Türkiye'ye gelmedi. Sanırım sallayan yok bu kanalı. Popülerliğe oynasa sallanır ama bence oynamasın. Huluyu o şekilde sevdim.
Bir Amerikan kanalı... En son Counterpart dizisini yayınlamıştır. Çok garip bir kanal. Tüm tuhaf dizileri yayınlıyor. Açıkçası bu kanal pek sarmadı beni... İsmini de sevmedim doğrusu...
Fransızcadan Türkçeye geçen terim, Yunancada “ötesinde” anlamına gelen “para”, psikoloji kelimesi ile birleşerek aklın bile tam olarak kavrayamadığı paranormal vakaları ve fenomenleri bünyesine alır. Parapsikoloji, Yunanca'da “ruh” ve “yaşam” anlamlarında kullanılan psikhe kelimesiyle de ilintilidir ve ilk kez 1889'da Alman psikolog Max Dessoir tarafından kullanılmıştır.
Şeytan Çıkartmaya ait 12 ritüel (faz) şu şekilde yer almaktadır:
-Başlama ritüeli (Şeytan çıkaran papaz ele geçirilen/sahip olunan kişiyi kutsal suya serpebilir)
-Azizlerin ayinleri
-İlahi şarkıların söylenmesi (Bir mezkurun okunması)
-İncilin okunması
-Ellerin uzatılması (Papaz inanca dayalı bir iyileşme için ele geçirilen kişinin kafasına dokunarak, kişiyi kutsar)
-İnanç çalışması
-Papazın duası
-Haç çıkarma, haç işareti yapma
-Üfleme (Sonuç elde etmek için papaz ayinden önce kişinin yüzüne nefesini üfler)
-Şeytan çıkarma formülü
-Şükran sunma
-Ritüeli sonlandırma
-Başlama ritüeli (Şeytan çıkaran papaz ele geçirilen/sahip olunan kişiyi kutsal suya serpebilir)
-Azizlerin ayinleri
-İlahi şarkıların söylenmesi (Bir mezkurun okunması)
-İncilin okunması
-Ellerin uzatılması (Papaz inanca dayalı bir iyileşme için ele geçirilen kişinin kafasına dokunarak, kişiyi kutsar)
-İnanç çalışması
-Papazın duası
-Haç çıkarma, haç işareti yapma
-Üfleme (Sonuç elde etmek için papaz ayinden önce kişinin yüzüne nefesini üfler)
-Şeytan çıkarma formülü
-Şükran sunma
-Ritüeli sonlandırma
Yıllarca yaptığım teatral dans... Bazen özlüyorum baleyi... Bazen insanlar anlayıp bale yaptın mı diye soruyorlar. Demek ki farkında olmadan bir şey yapıyorum.
Pyotr İlyiç Çaykovski, Romantik Dönem Rus klasik müzik bestecisidir. Senfoni, opera, bale, enstrümantal ve oda müziği ile şarkı gibi birçok eseri vardır. Sürekli dinlemek ister insan. Şu bestesi çok güzeldir:
Happy dizisinde fonda çalan müzik. Hep sevmişimdir. Biri yaramazlık yapınca çalan müziği andırıyor.
Beni gece gece şok eden yazar... Ertem Eğilmez'i hakkını veren nadide yazar... Her daim var olsun aramızda olsun. Hala Yeşilçam'ın ölmediğini gösteriyor bize.
hayat dalgalı bir denizdir, o dalgalarla yüzmeyi biliyorsan.
hayat bir okyanustur, eğer yüzmeye cesaretin varsa...
hayat bir okyanustur, eğer yüzmeye cesaretin varsa...
Yazmış olduğum La Casa de Papel yazısı...
http://www.hurriyet.com.tr/beklenmedik-ask-soygun-planini-bozarsa-40716414
http://www.hurriyet.com.tr/beklenmedik-ask-soygun-planini-bozarsa-40716414
Ölüm ve Yaşam Balansı…
Ölümün soğukluğu çok ağırdır, o ağırlığı tarif etmek zor…
Ağırlık birden üzerinize çöker bir bina misali….
Çöküşün hakimiyetinden kurtulmak sapasağlam ayakta durmak var oluşun en büyük göstergesidir.
İçi dolu bir var oluş mu, yoksa boşluktan destek olan bir canavar mı?
Bu ayrımı yapabilme için önce öze, yani ilk doğduğumuz ana dönmek gerek.
Her ne varsa, orada gömülü…
Oradan beri yaşananlar, soluk alışımızın temelini oluşturan bir hayat mekanizması sanki…
O mekanizma olumsuzluklarla daha da paslanıyor, lakin onu canlandırmak mümkün
Yağını ve suyunu koyarsak canlanır
O halde ne duruyoruz koyalım hemen!
Güç mü kaldı ki, koyalım. Çok doğru uzun süredir ruhumuzda ne var ne yoksa uzaklara gitti.
Geri getirmek lazım! Rengimiz soldu adeta…
Renksiz bir biz ve renksiz bir dünya çok tatsız, kim yemek ister ki?
Bazen tatsız bir yemek yerken, tatlı yemeğin farkına varıyoruz.
Ölüm ve yaşam arasındaki denge de böyle…
Ölüm gelene kadar yaşayacağız, ama nasıl olacak bu?
Bizi biz yapan duyguları öldürmeden!
İç ölüm bir kez gerçekleşti mi, onu durdurma için bütün çabanızı ona vermeniz gerek, o zaman ne yapıyoruz?
Yaşamın her türlüsüne “evet” diyoruz. Adı üzerinde yaşam.
Yaşam hep güllük gülistanlık olmaz, arada dalgalar da olmalı ki, güzelliklerin farkı ortaya çıksın.
Farkında mısınız, farkında olmadığınız kendinizden?
Sorunun yanıtı bilinç altınızın bir köşesinde…
Ölümün soğukluğu çok ağırdır, o ağırlığı tarif etmek zor…
Ağırlık birden üzerinize çöker bir bina misali….
Çöküşün hakimiyetinden kurtulmak sapasağlam ayakta durmak var oluşun en büyük göstergesidir.
İçi dolu bir var oluş mu, yoksa boşluktan destek olan bir canavar mı?
Bu ayrımı yapabilme için önce öze, yani ilk doğduğumuz ana dönmek gerek.
Her ne varsa, orada gömülü…
Oradan beri yaşananlar, soluk alışımızın temelini oluşturan bir hayat mekanizması sanki…
O mekanizma olumsuzluklarla daha da paslanıyor, lakin onu canlandırmak mümkün
Yağını ve suyunu koyarsak canlanır
O halde ne duruyoruz koyalım hemen!
Güç mü kaldı ki, koyalım. Çok doğru uzun süredir ruhumuzda ne var ne yoksa uzaklara gitti.
Geri getirmek lazım! Rengimiz soldu adeta…
Renksiz bir biz ve renksiz bir dünya çok tatsız, kim yemek ister ki?
Bazen tatsız bir yemek yerken, tatlı yemeğin farkına varıyoruz.
Ölüm ve yaşam arasındaki denge de böyle…
Ölüm gelene kadar yaşayacağız, ama nasıl olacak bu?
Bizi biz yapan duyguları öldürmeden!
İç ölüm bir kez gerçekleşti mi, onu durdurma için bütün çabanızı ona vermeniz gerek, o zaman ne yapıyoruz?
Yaşamın her türlüsüne “evet” diyoruz. Adı üzerinde yaşam.
Yaşam hep güllük gülistanlık olmaz, arada dalgalar da olmalı ki, güzelliklerin farkı ortaya çıksın.
Farkında mısınız, farkında olmadığınız kendinizden?
Sorunun yanıtı bilinç altınızın bir köşesinde…
Bir çok sözlük admini ile konuşmuş ve analiz etmiş biri olarak diyorum ki bu admin adam gibi adamdır. Bizden biridir, samimidir ve haksızlıklara karşı savaşmayı kendine misyon edinmiştir. Kibar ve anlayışlı olduğu için hiç bir insanı kıracağıni düşünmüyorum. Bir gün umarım tanışma fırsatımız olur. Saygıyı iyi bilen ve sözlük için uğraşan adminimiz hep bizimle olsun ve onun frekansında olmayan insanları hiç kafasına takmasın. Biz her daim buralardayız.
Sanskritçe selamlaşma anlamına gelir ve Yoga'da kullanılır.
Şudur mantığı;
“İçimdeki Öz, içindeki Öz'ü selamlar…”
“Ruhum, Ruhunu onurlandırır.”
“İçsel Işığım, Işığını selamlıyor.”
“İçinde tüm evrenin hayat sürdüğü o kutsal yeri onurlandırıyorum.”
Şudur mantığı;
“İçimdeki Öz, içindeki Öz'ü selamlar…”
“Ruhum, Ruhunu onurlandırır.”
“İçsel Işığım, Işığını selamlıyor.”
“İçinde tüm evrenin hayat sürdüğü o kutsal yeri onurlandırıyorum.”