Olumsuz eki almamış hali "patavat"ın tdk'de kendine yer bulamadığı sözcük. ilginç bulduğum bir durum efem.
Şaire Didem Madak'ın 2007 senesinde basılan şiir kitabı. İçerisinde 15 adet şiir vardır. Şairenin 2011'de ölümünden sonra kitabın 2012 basımında "ardından" bölümü eklenmiştir.
Bu bölümde şairenin kitaplarında yer almamış 4 adet şiiri ve yazdığı son şiir olan "128 dikişli şiir" yer almaktadır.
Ayrıca kitabın giriş sayfasında "bu kitap ısrar üzerine yazılmıştır." İbaresi vardır.
Bu bölümde şairenin kitaplarında yer almamış 4 adet şiiri ve yazdığı son şiir olan "128 dikişli şiir" yer almaktadır.
Ayrıca kitabın giriş sayfasında "bu kitap ısrar üzerine yazılmıştır." İbaresi vardır.
Kaçınılmaz bir gerçektir. Dönüşü olmayan bu zamandan pişman olmamak için şu şiire bir göz atmalı vesselam:
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ÖLÜYORUM...
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ÖLÜYORUM...
Yalnızca yaşanmışa, sevilmişe ve artık yanında olmayana değil hiç bilinmeyene de duyulabilen histir.
Hiç yaşamadığım mutlu ve huzurlu sabahları özlüyorum ben mesela.
Hiç yaşamadığım mutlu ve huzurlu sabahları özlüyorum ben mesela.
Bir konu, olay veyahut kişi hakkında kuruntu sahibi olma, işkillenme, şüphe duyma. Yersiz olanına vehmetmek, evhamlanmak da denir.
Belli bir seviyede olanı gayet makul ve ihtiyaçtır ama takıntılı hale geldiği zaman kişi kendisinden bile birçok noktada kuşkulanmaya başlıyor, işte o zaman leş olay.
Belli bir seviyede olanı gayet makul ve ihtiyaçtır ama takıntılı hale geldiği zaman kişi kendisinden bile birçok noktada kuşkulanmaya başlıyor, işte o zaman leş olay.
"vasiyet etme" anlamına gelen arapça kökenli sözcük. Aynı zamanda vesayet kelimesi ile de ortak kökenlidir.
bir işin sonucunun süreçte harcanan zahmete değmeyeceği denklemi anlaşıldığında çabanın ve çalışmanın durup işten vazgeçilmesi. Kesinlikle tembellikle alakası yoktur. Tembel olsan işe hiç başlamazsın. yarım bırakmak başta olmayıp da sonradan gelişen etkenler yüzünden olur.
Kimi rivayetlere göre kökeni homoseksüel şair sappho'nun doğduğu "lesbos" adasından gelen sözcük.
Zayıf bir tanımla, Hem cinsine ilgi duyan kadın birey anlamına gelir.
Zayıf bir tanımla, Hem cinsine ilgi duyan kadın birey anlamına gelir.
Memleketim. Erciyes Dağı, pastırması, mantısı, sucuğu ile meşhurdur. Ayrıca milli mücadele döneminde mustafa Kemal'in 19 Aralık'ta uğradığı şehirdir.
İskender Pala'nın deyimlerin ortaya çıkış hikayeleri anlattığı kitabı. İçeriği zaten okuyucu ilgisini çekecek nitelikteyken üstüne bir de muazzam bir üslup eklenince çok hoş bir eser çıkmış ortaya. Çerez niyetine alıp okunası.
"Sıçıp sıvamak" deyişinin biraz daha kibar halidir. Yalnız her iki durumda da sıvamaktan ve tüy dikmekten kastedilen şey aynıdır.
Terim anlamı dışında bir de "ne biçim isim lan bu" manasında kullanılan söz öbeği.
Örneğin:
-Selam ben Aşkım Kapışmak.
+Hönk. Ne cins isim yahu.
Örneğin:
-Selam ben Aşkım Kapışmak.
+Hönk. Ne cins isim yahu.
Acı veren hadisedir. Fakat yarı tırnak kırılmasından daha acı verici değildir. Acısı kişiyi Geri kalan kısmı el yordamıyla sökmeye iter. (bkz:küçük harakiri)
Küçükken bağlamayı hiç beceremediğim için beni hep cırt cırtlı ayakkabılara yönlendiren bağcık.
Bir Calia Read romanı.
sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı, canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
"bir insanı sevmekle başlıyordu her şey"
ve boşanmak için
en az iki şahit gerekiyordu
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı, canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
"bir insanı sevmekle başlıyordu her şey"
ve boşanmak için
en az iki şahit gerekiyordu
kişinin alacağı cevaptan korkması yahut daha da beteri hiç cevabı olmayışından ürkmesi gibi nedenlerle kendine sormaktan çekindiği sorudur.
anlayışsız beyinlerle yapılınca monolog tarza dönüşen eylem. Sırayla cümleler kuruyorsunuz yalnızca bazen, o kadar. Kimse kimsenin umrunda değil.
(bkz:vasat)
Uzun vadede kullanmak için 5 litrelik su şişesi.
Alırsın şişeyi ortasından kesersin güzelce, saksı vaziyeti alır. Dibinde bir miktar su bırakırsın, kullanıma hazır. Haftalarca izmarit birikir orda.
(bkz:öğrenci evi vazgeçilmezleri)
Alırsın şişeyi ortasından kesersin güzelce, saksı vaziyeti alır. Dibinde bir miktar su bırakırsın, kullanıma hazır. Haftalarca izmarit birikir orda.
(bkz:öğrenci evi vazgeçilmezleri)
Bakanı bullshit diyen cumhurbaşkanının sarfettiği sözler. (bkz:"this is bullshit")
Muazzam bir Mevlüt Çavuşoğlu beyanıdır. Kendileri Uluslararası Berlin Turizm Fuarında turist tutuklamaları ile ilgili soru soran yabancı bir gazeteciye "i am sorry but this is bullshit" diyerek alemin en kral diplomatik hareketini yapmıştır.
Bu videoda görülen sarıklı sakallı kişidir. Hucurat suresinde geçen "Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin bütün sırlarını bilir ve bütün yaptıklarınızı görür" ayetini bbg evi yahut güvenlik kamerası ölçüsünde idrak etmiş olsa gerek kamera görünce fena triplere girmiştir.