confessions

ontolojik sancilarimin merhemi

1. nesil Yazar - melek gibi

  1. toplam entry 1315
  2. takipçi 54
  3. puan 41037

hans holbein

ontolojik sancilarimin merhemi
1497-1498 augsburg'da bir ressamın çocuğu olarak doğar. basel 'de hans herbst'in atölyesine girer. 1517 de bir bıçaklama olayına karışır. 1519'da evlenir ve basel'de hans herbst'in aktif üyesi olur. 1521'de erasmus von rotterdam'la tanışır ve londra'ya taşınır. daha sonra ingiliz kralı henry viii'nin saray ressamı olur. 1543'de vebadan ölür.

aton

ontolojik sancilarimin merhemi
ra'nın bir veçhesi sayılan aton, güneş kursu tanrı taçlarında sık yer alan bir unsurdu. yeni krallık döneminde aton, ayrı bir güneş tanrısına dönüştü. daha sonra insan biçimli tüm simgelerden sıyrıldı ve hayat verici ışınları dışarıya doğru uzanan güneş kursu biçiminde bir simgeye dönüştü.

roma mithras kültü

ontolojik sancilarimin merhemi
kayalık bir mağarada doğduğu söylenen mithras'a tapınılan yeraltı mabetlerine mithrae denirdi. sıkı sıkıya gizli tutulan gizem ayinlerine yalnız erkekler katılabilirdi. mithras'a inananların çeşitli kabul törenlerinden geçmesi gerekirdi. romalı askerler anadolu'da tanıdıkları bu kültü beraberlerinde avrupa'ya götürdü. mithras 3.yüzyılda roma'nın resmi güneş tanrısı olarak ilişkilendirildi. bu tanrı'ya dönük ibadet uzun bir süre hristiyanlıktan daha güçlü kaldı.

odin

ontolojik sancilarimin merhemi
hem dünyanın hem de insanların yaratıcısı sayılırdı. bir savaş tanrısı olmakla birlikte, büyüye, şiire ve güzel sanatlara dönük ilgisiyle tanınırdı. efsaneye odin'in kuzgunları huginn ve muninn evrenin her yanında uçup ona haberler toplarlardı. havada gidebilen sekiz bacaklı bir at olan sleipnir adlı binek hayvanı da kendisine eşlik ederdi.

anubis

ontolojik sancilarimin merhemi
mumya sargılarının tanrı'sıydı ve cenaze törenleriyle bağlantılıydı. osiris kültünün önem kazanmasıyla birlikte anubis ve osiris efsanesinin içine alındı. ölülerin yargılanışına yardım ettiği ve erdemli kişileri osiris'e götürdüğüne inanılırdı.

nazım hikmet ran

ontolojik sancilarimin merhemi
''bugün pazar.
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna
şaşarak
kımıldamadan durdum.

sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
toprak, güneş ve ben
bahtiyarım..."

zeki kadın

ontolojik sancilarimin merhemi
Aklını kullanmayı bilen kadındır. Diğer kadınlara nazaran da Şanslı kadındır. Bir de buna fiziksel üstünlüğü de eşlik ediyorsa nadide bir çiçektir. Tabii Zekasını kötüye kullanmadığı sürece.. ondan bir şeyler öğrenmek erkeklere zor gelir çoğunlukla. zeki kadın da kendinden daha az zeki erkeği sever mi emin değilim. hani korunma sığınma iç güdüleri ne derece tatmin olur bilemem. ve bitmek tükenmek bilmeyen çatışmalar elbette, erkek egosu vs.. çekici gelir zeki kadın, ama zekasını sana yöneltip yamuğunu saçmalığını önüne serdi mi, ya kaçarsın ya da öfkelenir itersin onu. yani zeki olsun da bana olmasın gibi bir şey var benim erkeklerde gördüğüm bu.

sevmek

ontolojik sancilarimin merhemi
seviyoruz diyenleri görüyoruz; genelde öpüyorlar sevemediklerinden. derrida'nın söylediği singularitee (tekillik) ortaya çıkmadan kimse kimseyi sevemez sevişirler, o ayrı. iki insanın derinlerinde sakladıkları tekilliklerin birleşmesi gerekir ki inanılmaz acılı ve dehşet verici bir süreçmiş gibi gelir hep bana bu.

bilmece

ontolojik sancilarimin merhemi
kendini bildirmek isteyen. fakat şu çözme arzusu tüketmiyor mu içimizdeki cevheri? wittgenstein bu yüzden "bilmece yoktur." demiştir belki de. hep üzerinde düşünmüşümdür, "neyi anlatmak istemiş acaba bu dünyanın en kısa aforizmasında?" diye..

hayat

ontolojik sancilarimin merhemi
bir fikir olarak gayet estetik şeyler vaat ediyor; ancak aynı hayat, yaşamak şeklinde zuhur ettiği zaman hiç hoş olmuyor. ben işin hayat kısmıyla ilgileniyor gibiyim; zaten yaşayıp ölmüş ve bir düşünceden bile hafif bir varlık olan hayat üzerinde düşünüp çalışan, yaşayan mevta gibi. hiç acınacak bir yanı yok; bilakis, alabildiğine kasvetli, gösterişli.
23 /