pasaklikontes

Babamla şiddetli geçimsizlik sonucu yollarımızı ayırdığımız yıllardı. Bir zaman sonra bu program yayınlanmaya başladı. Orda hep babamı beni çağırırken hayal ederdim. Arka fonda ki Gülpembe.. Bizim şarkımızdı.. Ne tesadüf .
O kapının açılışında o müzik sesinde ona koşuşum, heyecandan bıçak gibi kesilen nefesim, kuacağına aldığında onun kokusunu ciğerlerime çekişimm içler acısıydı.. (hayal etmeme rağmen) Her çağırılmadığım program kesin geldiler evde yoktuk derdim. Her sabah evden sürüklenerek okula gönderilirdim. En son acaba ben kendim mi gitsem dedim. Belki benim onu aramamı bekliyordur diye. Yıllar sonra öğrendim o da her o şarkıyı dinlediğinde hıçkıra hıçkıra ağlarmış... Yani demem o ki güz yağmurlarıyla birgün göçtün gittin. İNANAMADIK GÜLPEMBE ...

Zülal, Arapça kökenli bir isimdir. Zülal, soğuk, akıcı ve tatlı su demektir. Zülal, her şeyin katkısız ve saf olanı demektir

İki büyük kaza geçirdim Diego.
Tramway ve sen
En kötüsü sendin.

''Atlatacaksın.''
''İyileşeceksin.''
''Emin ol iyileşeceksin.''
''İyileşmek mi?'' dedi Frida. Ama ben hasta değilim ki. Kırık döküğüm. Aynı şey değil, anlıyor musunuz?''

"Sen gülersin ve dünya tam ortadan ikiye ayrılır. Ben terkedilmiş gezegenlere mahcup olurum ve anlamını yitirir bütün intihar mektupları.."

*Ben sana 2 cihanda da yaranamam. Sen de 2 cihanda kendini bana derman etmezsin.*
Dediğim ve yanıtını alamamam sonucunda , sağlamasıyla onayladığım cümledir.

Hiçbir şeye değişmem yalnız olmayı , yalnız kalmayı ; kendi kendimi dinleyip ruhumu kaostan almayı.. ama bazen o kadar yalnız kalıyorsun ki kuşlar bile ötmüyor sana , gökyüzü sana aydınlanmıyor sanki. Ay ışığı vurmuyor pencerene , bulutlar geçmiyor çatından.. gök delinse düşmüyor bir damla damağına yapışan diline. Gözlerimi kapatınca gözbebeklerimin nasıl da yuvalarından çıkmak için kıvrandığını hissediyorum göz kapaklarımda. Burnumun direği keskin bir asitle kırılıyor. Herşeyi anlatıyorsun yazıyorsun da şu göğsündeki sancıııı ahhhh ahhhh... sadece elini üstüne koyup duraksıyorsun. Bırak nefes almayı yutkunabilmek hak getire ! Bir koku değiyor burnuna ama senin evinde pişmiyor o sevgi. Senin demliğinde demlenmiyor o huzur. Öyle komşu da pişer bana da düşer durumlarına benzemiyor. Sana düşse düşseeeeee ... yok yok o bile yook payında.

Bul beni kaybolmuşum ; gecem günüme karışmış bir hoşum..

Yaptığı kafayı yaşatamayanlar utansın. Net !

Dostuna hayallarini anlatırsın, arkadaşına olayları..
Tuttum bunu

Kadın derin ; adam yüzme bilmiyor.

sahiden kuruyor değil mi mürekkepler ? Anısızlık uyutmuyor sancılarla kıvrandırıyor. Sen savrul dur diyor hayat ; ben nasıl olsa eteğimdeki taşarı kafana kafana atmaya devam edecemm !

Nerden aklıma geldi bilmiyorum; Herşey olup bittikten tam 24 yıl sonra. . . Mazide tamamlanmamış ödev kalmasın diye herhalde.. hakkatten ya tam da 24 yıl sonra

Söz meclisten dışarısını hedef alıyorsa bundan içerdekilerine ne ki ?

Kafam güzel; kafam kadar güzel misin ? Kafam bir milyon ; sen 1 milyon eder misin ?
Not : Eski parayla tabikisi ..

İnsanın içini içinden çeken bir kuple de benden ;
Öğlen kahvede söylediler,
Rıza öldü, dediler
Ne kolay söylediler!
Sanki dev bir taş ocağını
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!

Erkeklere satacak bir şey arayıp tarayıp böyle bir şey bulmuş işte dış mihraplar. Yakayı , bağırı , kıllı döşü kapatmayı becerin de bir ; aman kol düğmesi de kusur kalsın. Hayır yani bir erkek önündeki kıl yumağıyla nasıl daha çekici, temiz ve yahut yakışıklı görünebileceğini sanır ki ? Zannımca; o düğmelere , o kadar para verdikten sonra beynin mantıklı düşünme fonksiyonu devre dışı kalıyor. Boşalan cüzdandan , karttan sonra içi yanıyor açıyor nefes almak için. Yapmayın. Gerçekten yapmayın. Hiç şık hareketler değil...

Bir ayrılığın ilk günü ölmeyenler , bir daha ölmezler bilirim..

Bir yerde okumuştum. Aynen aktarıyorumm ;
-*50 yaşından sonra harfleri yakından seçemiyorsunuz. Fakat dangalakları uzaktan bile seçebilirsiniz . *
Bukowski

Kendime ve kayıplarının yükünden dibe vuranlara armağan ediyorum...
Sahii neydi büyümek ?

Sen hiçbir annenin; öz ve ya üvey oğluna kızına , hiçbir gelinin; kaynanasına ve kaynananın gelinine , teyzenin halanın yeğenine , ablanın bacısına ve ya bacının ablaya herhangi bir taciz , tecavüz olayını duydun mu ? Ya da % ye vurduğudunda bunların herhangi birini gerçekleştiren kaç tane kadın gördün, duydun ? Mesela ben annemin sütü çok acı diyen ve ağzına boşalırken bebeğini boğan bir anne görmedim mesela. Komşunun oğlunu kızını merdiven boşluğunda kıstırıp elleyen bir kadınla da karşılaşmadım. Sırf erkeksizlikten , parası yok ve çirkin olduğunu düşündüğü için hiçbir erkek yüz vermiyor diye mahalledeki bir çocuğu şekerle evine çağırdıktan sonra tecavüz ederken bağırmasın diye ağzını kapatırken boğan bir kadının haberini de izlemedim. Teyzesiyle ablasının ırzına geçtiği için 13 14 yaşında hamile biri de var diyebilir misin bana ? Bir dünyayı otostopla gezipte Türkiye ye geldikten sonra kadınlar tarafından tecavüze uğrayıp öldürülen bir insan evladı gördün mü? Kocasını satmak isterken yatağın altındaki silahla vurulan bir erkek göster bana. 40 yıllık eşini sahurda masadaki yoğurdu kim yedi diye vazoyla çaydanlıkla başını parçalayıpta hızını alamayıp bıçakla delik deşik eden hangi kadın var ? Karısının kardeşini doğuran bir adam çıkar karşıma. Okulda müdüre hanım tarafından tecavüz edilmiş bir öğrenci.. Yüz vermedi diye hangimiz bir erkeğin yüzüne kezzap attık ? Ya benimsin ya toğrağın diye hangi erkeği güpegündüz market ordasında bıçakladık ? Hangi erkek aldatıldığında bir Allah ın kulu *Kadındır yapar amaaaan yapmayan mı var canım ? Suç senindir oğlum kızın gözünü dışarda bırakmışsındır ? * dedi?? Millet ne der korkusunda hangi baba oğlunun saçını başını yoldu ya da hangi adama tecavüz ettik gece sokakta gezdi haketmiştir diye ? Hangi erkek kadını tahrik etti diye apartman girişinde kendi evinin bahçesinde ağzı kapatılarak bıçak tehtidiyle tecavüze uğradı? 4 kadın tarafından istismara uğramış adı altında 4 5 ameliyat geçirmesine rağmen oturamayan birini göster bana . Çocuğunun hangi arkadaşının annesi bayram günü oynamaya gelen yavruyu içeri çekipte ırzına geçtikten sonra bir elektrik direğinin dibine gömdü ? Bir kadın söyle bana bebeğin içine girmeye çalıştığı bölgeyi paramparça edip spermlerinin vücudunun içine akması sonucu iltihaptan ölmüş olsun...
Dil , din , ırk ve cinsiyet ayrımına ayrıca şiddete karşıyım ama şu başlığı savunan zihniyetle aynı havayı solumak.. sabah aynı cümleyi 4 sayfa açıklamayla paylaşan bir arkaşıma gözü yaşlı ellerim titreye titreye yazdığım doğrudur. Allah size beyin vermiş, akıl vermiş ama kullanma yetkisini vermemiş. Çünkü siz beyin çalıştırmak için harcayacağınız zamanı vakit kaybı diye değerlendirip ancak koca parası yemek, altın günlerinde hava atmak , bir ailenin 3 aylık mutfak masrafı yapılacak paraya aldığınız son model eşarbınızı , ayakkabınızı ve ya yeni boyattığınız saçlarınızı konuşmaya tercih edersiniz. Üzgünüm sevgili arkadaşlar. Evet böyleleri varlar , hayattalar ve daha da korkuncu şu an bir kaçı belki bu yazıyı okuyup kendilerinden bahsettiğimi anlamadan, kendi kendilerine demediklerini bırakmıyorlar ...

Ayakkabı kutusuna saklarım.

(__Tabii ayakkabı kutumun olması için önce ayakkabı almam gerek. Ayakkabı alacak param olmadığı için, (mecburen) gidip ayakkabı dükkanlarının önüne atılan boş kutuları toplamam gerekecek. (bkz:fakir edebiyatı) insanın parasının olması çok zor. Üzülüyorum şu zenginlere. İki dakika hayalini kurdum, bir ton zahmete soktum kendimi. Ne dolar ola ne adı ola. Pardon ya o laf öyle değildi. __)

Bahçeli yi bile hüngür hüngür ağlatan videodur; nasıl benden daha iyi hesap yaparlar diye ...

Sigmund Freud'un Kızına Mektubu
Sevgili Anna,
En güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre: Sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok.
(bkz:sigmund freud)

Asla gerektiği yerde becemediğim eylem. Bakın altını çiziyorum; asla. !