sokağı edebiyata taşıyan yazar .
eserleri;
iki hödüğün seyahati
cadı
gulyabani
ben deli miyim ?
şıpsevdi
iffet
metres
tesadüf
şık
mürebbiye
hakka sığındık
kokotlar mektebi
kadın erkekleşince
katil buse
nimetşinas
çare quares , sloganıya aranızda bulunacağım .
vaatlerim ;
vaatlerim ;
koraç kupasından günümüze türkiyenin basketbol lokomotifidir .
"amcanın inlemelerini duydum işerken. benim tuvalete dahi geliyorsa, bulunduğu odayı inletiriyordu demek ki.
"duyma," dedim, "yatsın geçer." şimdi mühim olan sophokles'tir. onun üzerine bir iki kelam ederim belki yarın belki öbür gün derste, adam yerine koyarlar. odaya geldim, amcanın inlemesi sanki benim düşüncelerimi okumuş gibi peşimden geldi. duymayayım diyorum, yine duyuyorum. ne okuduğumdan bir şey anlıyorum ne not aldığımdan. en sonunda amcanın iniltileri öyle bir yükseldi ki içimde inlemeye başladı sanki. amca içimde inleyince, içimdeki eski serseri, "senin dersini, kitabını sikerim," dedi yeni gayretkeş bene.
tragedya bitişik evde yatıyor şu an. sophokles'in son tragedyası, yokuştan düşen amca. sisifos'tan bile zor durumda şu an. sisifos'un gücü kuvveti yerindeydi en azından, yokuştan düşen o değildi, çıkardığı kayaydı. sisifos'un sıfırdan başlayacak gücü vardı her zaman.
gittim kapılarını çaldım..."
emrah serbes -müptezeller
"duyma," dedim, "yatsın geçer." şimdi mühim olan sophokles'tir. onun üzerine bir iki kelam ederim belki yarın belki öbür gün derste, adam yerine koyarlar. odaya geldim, amcanın inlemesi sanki benim düşüncelerimi okumuş gibi peşimden geldi. duymayayım diyorum, yine duyuyorum. ne okuduğumdan bir şey anlıyorum ne not aldığımdan. en sonunda amcanın iniltileri öyle bir yükseldi ki içimde inlemeye başladı sanki. amca içimde inleyince, içimdeki eski serseri, "senin dersini, kitabını sikerim," dedi yeni gayretkeş bene.
tragedya bitişik evde yatıyor şu an. sophokles'in son tragedyası, yokuştan düşen amca. sisifos'tan bile zor durumda şu an. sisifos'un gücü kuvveti yerindeydi en azından, yokuştan düşen o değildi, çıkardığı kayaydı. sisifos'un sıfırdan başlayacak gücü vardı her zaman.
gittim kapılarını çaldım..."
emrah serbes -müptezeller
"böyle olmasını istemezdim ama hep olurdu. dünyanın bütün kızılderilileri yenilir, spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, sadri alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. o ağladıkça ben de ağlardım. nedenimi bilmez ağlardım. ağladıkça sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum. üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine."
fakat müzeyyen bu derin bir tutku - ilhami algör
fakat müzeyyen bu derin bir tutku - ilhami algör
Bir gün baksam ki gelmişsin...
Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar.
Gözlerinde bir bitmez, bir tükenmez güzellik
Saçlarında ilkbahar...
Bir gün baksam ki gelmişsin...
Gülüşünde taze serin bir rüzgar
Ellerin yine eskisi kadar güzel
Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar...
Bir gün baksam ki gelmişsin...
Hasretin içimde sonsuzluk kadar.
Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz.
Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar.
Bir gün baksam ki gelmişsin...
Ne yüzünde bir gölge, ne dilinde sitem var.
Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm
Benim olmuş dünyalar...
yavuz bülent bakiler
Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar.
Gözlerinde bir bitmez, bir tükenmez güzellik
Saçlarında ilkbahar...
Bir gün baksam ki gelmişsin...
Gülüşünde taze serin bir rüzgar
Ellerin yine eskisi kadar güzel
Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar...
Bir gün baksam ki gelmişsin...
Hasretin içimde sonsuzluk kadar.
Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz.
Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar.
Bir gün baksam ki gelmişsin...
Ne yüzünde bir gölge, ne dilinde sitem var.
Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm
Benim olmuş dünyalar...
yavuz bülent bakiler
gelen olursa haber versin .
t: balıkesir körfezini canlandıran organizasyon .
t: balıkesir körfezini canlandıran organizasyon .
barış akarsu da güzel söylerdi ...
at murattır , yeşillik de ottur .
at yarışı sırasında dünyada bir ilk yaşanır ve at ters koşar . tüm veliefendi şoktadır .
t:efsane film .
t:efsane film .
küçükken poseidonculuk oynardım . evet evet yanlış duymadınız poseidonculuk . denizle konuşur dalgaları oluşturup denize hüküm ettiğimi düşünürdüm hahahahahah
abi ne zeki oyunlar bulup oynuyormuşum lan vay be .
abi ne zeki oyunlar bulup oynuyormuşum lan vay be .
t: yılmaz erdoğan'ın tek kişilik gösterisi .
not: youtube da gösterinin tamamını bulabilirsiniz .
not: youtube da gösterinin tamamını bulabilirsiniz .
devlet bahçeli sayesinde gerçekleşmiştir bu da tarihe not düşülsün .
yakında başkan yardımcısı bile olabilir izleyip görücez ...
yakında başkan yardımcısı bile olabilir izleyip görücez ...
zamanın en büyük fetöcülerinden .
tdk'de bir çok küfürün karşılığı !
tdk'de bir çok küfürün karşılığı !
t: ulu önder gazi mustafa kemal atatürk'ün annesi .
zübeyde hanım'a laf edenlerin soyları , istanbula ingilizler gelince evlerine ingiliz bayrağı asan şerefsizlerden geliyor .
zübeyde hanım'a laf edenlerin soyları , istanbula ingilizler gelince evlerine ingiliz bayrağı asan şerefsizlerden geliyor .
mm( milli müdafaa) örgütünün kurucusu . kurtuluş savaş'ı kahramanı .
gazi mustafa kemal atatürk'ü istanbul da koruma görevide kendisine verilmiştir , mustafa kemal paşa bandırma gemisine binene kadar kendisine eşlik etmiştir .ve ayrıca
topkapılı mehmet cambaz İstanbul'u işgal etmiş olan İngiliz Kuvvetlerinin Komutanı General Harrington'un makam otomobilini de çalmış. Aksehir'e kadar sürmüş ve orada Mareşal Fevzi Çakmak'a teslim etmişdir. Bu otomobil, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya verilir.
gazi mustafa kemal atatürk'ü istanbul da koruma görevide kendisine verilmiştir , mustafa kemal paşa bandırma gemisine binene kadar kendisine eşlik etmiştir .ve ayrıca
topkapılı mehmet cambaz İstanbul'u işgal etmiş olan İngiliz Kuvvetlerinin Komutanı General Harrington'un makam otomobilini de çalmış. Aksehir'e kadar sürmüş ve orada Mareşal Fevzi Çakmak'a teslim etmişdir. Bu otomobil, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya verilir.
hannibal cevdet
hayatımın , yazı yazmak , karikatür çizmek ve ygs sınavına çalışmak mottosuyla sürekli kendini devir daim ettiği bir zaman dilimindeydim . ygs sınavına çalışmak bi süre sonra sıkınca kendimi düzensiz bir şekilde yazdığım absürt ve saçma yazıların içinde bulmuştum , aslında bu yazılarım ailemi ve yakın çevremdeki insanları güldüren cinstendi . ama artık değişik bir şeyler yazmak ve ciddi manada ses getirmek istiyordum , mesela bir kitap yazıp izzet altınmeşeye ithaf edip ünlü olmak da planlarım arasındaydı ama ben daha farklı olmayı seçtim . delirdim , yok yok cidden delirmedim ama delirmiş kadar oldum , en son kendimi marmariste turist kızlara mustafa keserin türk sanatı için önemini anlatırken buldum , bi sarsıldım kendimi toparlamaya çalıştım , ulan napıyordum sahi ben , ne işim vardı burada diye düşündüm , kızlarda şaşkın şaşkın bana bakıyor , ortamda makaram sarı bağlar çalıyor diğer turistler halay çekiyor , allahım istanbuldan hangi kafayla marmarise kadar gelip böyle bir ortama düştüm lan ben diyorum kendi kendime , 1 gün sonra gerisin geri istanbula geliyorum ve her şey öyle başlıyor , benim bakırköy sinir hastalıklarında tedavi görmemi istiyor ailem , ilk başta kabul etmiyorum , hayır deli değilim ben keserist bir insanım sadece (keserist=mustafa keser sevdalası) diyorum , tabi keserizim felsefesini anlamadıklarından dolayı beni hastaneye yatırma fikrinden vazgeçiremiyorum onları , ve bir gün beni hastaneye bırakıp çekip gidiyorlar , biz seni sık sık ziyarete gelicez burada belli bir süre kalıcaksın zaten temelli burada yaşamayacaksın diyerek de motive etmeyi ihmal etmiyorlar . ama ben hayatımın en güzel günlerini bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde geçiriyorum , hannibal cevdet abiylede ordan tanışıyorum , cevdet abi tarihe çok ilgi duyan bi insan , cidden sorsalar hani üniversitede ki hocaları cebinden çıkarır , öyle bilgili bir insan . ilk kaldığım haftalarda şöyle bir olaya şahit oluyorum , gece yatağımda müzik dinlerken paldır küldür 4 5 kişi giriyor , en öndeki adamın elinde bir sopa , biz buna deliler birliği olarak kılıç deriz , kalk ulan kalk ülke elden gitti sen hala yatıyorsun diye bağırıyor , kalkıyorum , odadan çıkıyoruz beraber 5 kişi başımızda da komutanımız hannibal cevdet abi koşuyoruz amansız bir şekilde , karanlık koridorda koşuyoruz , cevdet abi kahrolsun roma yaşasın tam bağımsız kartaca ülkesi diye bağırıyor falan , ulan bi bakıyorum karşı koridordanda ellerinde kılıç yani sopa , 5 deli bize doğru koşuyor yaşasın roma diye bağırıyor , hafif esmer olanlarına afrikalı scipio deyip gaz vermişler , adamın gözü dönmüş , lime lime edicek bizi , yarın yokmuş gibi koşuyor , tam birbirimize yaklaştık dalıcaz , bizim komutan iki tarafa da durun diye bağırıyor , saatine bakıyor , ezan vakti savaş olunmaz diyor , biraz bekliyoruz , biraz dediğim bi 1 saat ezanın bitmesini bekliyoruz , ulan ses gelmiyorki zaten hiç bir yerden , neyse ayağa kalkıyor bizim komutan tam saldırıcaz , hop duruyoruz tekrar , melihcim bu savaşı kim kazandı yahu diye soruyor cevdet abi karşı takımın komutanına , adam yanında getirdiği kitabı açıyor 3. pön savaşına bakıyor ciddi bir araştırma halindeyiz ,biz kazanıyoruz cevdet bey diyor , tamam o zaman biz gidelim diyerek götün götün geri dönüyoruz , cevdet abinin yanına gidiyorum , yahu kartacalı hannibal savaş meydanını terk eder mi hiç diyorum , ne kartacası ne hannibalı yavrum delirdin mi sen diyerek beni tersliyor , lan unuttunuz mu hepimiz deliyiz lan , lan daha demin koridorda savaş yaptık ya romalılarla diyorum , sen onu bunu geçte real maçı üst olur mu bi kupon dolduralım da yolumuza bulalım diyor koskoca kartacalı hannibal , olur abi tabi diyorum oturuyoruz bi kupon yapıyoruz , ortada gazate ve maç yok he , o kafasından bi takım uyduruyor yandaki deli kafasından bi takım uyduruyor , ben tahminde bulunuyorum , bunlar bilek güreşi yapıyor kazananın takımı yeniyor , ortada dönen bir parada yok zaten , yani kaybedeni olmayan bir oyun oynuyoruz , böyle haftalar , aylar geçiyor , kendini balık zandedeni mi dersin , fottbol manager oyununa kendini kaptırıpta kendini morinho zandedeni mi dersin cins cins deli dolu etraf, bizim örgüt iyiydi ama kartacalı cevdet abi , kendini yazar zandeden deli olarak nitelendirdikleri kişi ben , fosil ahmet , tilki gökhan ve hiç konuşmayan bir deli . bahçede toprak üstünde çizilen planlar ve ortak düşman roma , ve hızlıca düşman üstüne koşmak , cevdet abinin ezan numarası , bu taktikle sürekli savaş kazanmamız . yine bir gün plan yapıyoruz , hastahaneden kaçıcaz ekipmanları topluyoruz , mandal ve sopalarımız hazır , mandalın niye hazır olduğunu ve nasıl ne şekilde nerden tedarik ettiğimizi ve ne için kulanacağımızı bende bilmiyorum ama ceplerimi görseniz boydan boya renk renk mandal dolu , planımızı yapıyoruz , bahçe izninde diğer delilerden biri fenalaşma numarası yapıyor , biz inceden yavaş yavaş uzuyoruz , bi taksi çeviriyoruz , atlıyoruz taksiye , tabi öne komutan cevdet abi biniyor , yanımda ki tilki gökhan taksiciye şurdan 3 öğrenci diyerek mandal uzatıyor , cevdet komutan bağırıyor, burada komutanınız varken siz mi ödeyeceksiniz lan , bu sefer de cevdet abi mandallarını çıkartıyor , taksici de dumur olmuş bir şekilde bizi izliyor tabi o sıra , bende mandaları niye yanımızda aldığımızı anlıyorum , meğer mandalllar bizim para birimimizmiş , doların türk lirasına karşı kurundan hallice bence iyi bir para birimiydi aslında mandal , taksiden inip yoldan geçen bi dolmuşa atlıyoruz , cevdet komutan yine rahat durmuyor , şuradan 3 roma diyor , söför efendim abi diyerek saf saf bize bakıyor ve bende müdehale etme gereği hissediyorum artık , cebimde sakladığım on lirayı veriyorum , biz kafamız nerde eserse orda inicez diyorum , yahu düşünsenize deli olmak ne kadar güzel bi şey , istediğimiz karakter olabiliyoruz , istediğimiz yerde minibüsten inebiliyoruz , bi yere bağlı değiliz , sorumluluklarımız yok , bizden bir şey bekleyen insanlar yok , neyse biz beğendiğimiz güzel bi yerde inme hayali kurarken minibüsün polis karakolunun önünde durduğunu fark ediyorum , ve gerisin geri bakırköy sinir hastalıklarına geri dönüyoruz , olan da benim on lirama oluyor ve böyle günler geçiyor , artık hastahanenin güvenliğini falanda artırmışlar , kaçmak imkansız , bi ara kendini vasco de gama zandeden nejdet abi vardı , adam açın kapıları bi yeri keşf etmem lazım dedi , ona bile açmadılar kapıyı yahu , ayıp değil mi koskoca vasco de gama nejdet abiye kapı açmamak , neyse günler geçiyor ve biz yine saldırı ve ezan taktiğimizle toprak feth etmeye devam ediyoruz , yine bir gruba saldırıyoruz , annemle babam da uzaktan beni izliyormuş bizim saldırdığımız o sıra , tabi cevdet komutanın bana verdği gazla arkamda hiç kimse olmamasına rağmen arkamı dönüp benimle misiniz irlandalılar diye bağırıyorum falan ,uzaktan göz göze geldik annemle , hayatımın en anlamsız bakışını orda annemden gördüm , sen ne yapıyorsun der gibi bakıyordu , sahi napıyordum ben , keserist bi insana yakışırmıydı bu yaptıklarım , annem ve babam beni çıkartmak için uğraştı o hastahaneden çıkardılar da 1 haftaya kalmadan , ordumdan kopardılar beni , halbu ki ben kartaca ordusunun birer sıra neferiydim . neyse 1 2 hafta sonra zorda olsa normal yaşantıma döndüm , sadece mandal görünce taksi anımız aklıma gelir gülümserdim bazen , aradan 2 yıl geçtikten sonra ziyaretlerine gidiyim dedim , elim boş gitmiyim bi hediye de alıyım dedim , oyunçak kılıç aldım 3 tane , hediye paketi yaptırdım hastahanenin yolunu tuttum , içeri almadılar ilk başta , sonradan aldılar , ve malesef ki cevdet komutanın öldüğü haberiyle sarsıldım , evet cevdet komutanın yaşamı boyunca örnek aldığı kişi kartacalı hannibal nasıl gebzede intihar etttiyse , bizim cevdet komutanda onu örnek alarak intihar etmişti , gözüm yaşardı , deli işte ne beklersin ki diye teskin etmeye çalışıyordum kendimi ama olmuyordu , ağladım o zamana kadar 1 yada 2 kere ağlayan ben hıçkıra hıçkıra ağladım ve hastahaneden çıktım , elimde ki kılıçlara baktım , yerde bi mandala takıldı gözüm , yahu delilik ne kadar zordu be cevdet komutan , atladım bi taksiye , zamanında paramızın olmadığından binemediğimiz taksiye binip gözlerim yaşlı bir şekilde evin yolunu tuttum ...
hayatımın , yazı yazmak , karikatür çizmek ve ygs sınavına çalışmak mottosuyla sürekli kendini devir daim ettiği bir zaman dilimindeydim . ygs sınavına çalışmak bi süre sonra sıkınca kendimi düzensiz bir şekilde yazdığım absürt ve saçma yazıların içinde bulmuştum , aslında bu yazılarım ailemi ve yakın çevremdeki insanları güldüren cinstendi . ama artık değişik bir şeyler yazmak ve ciddi manada ses getirmek istiyordum , mesela bir kitap yazıp izzet altınmeşeye ithaf edip ünlü olmak da planlarım arasındaydı ama ben daha farklı olmayı seçtim . delirdim , yok yok cidden delirmedim ama delirmiş kadar oldum , en son kendimi marmariste turist kızlara mustafa keserin türk sanatı için önemini anlatırken buldum , bi sarsıldım kendimi toparlamaya çalıştım , ulan napıyordum sahi ben , ne işim vardı burada diye düşündüm , kızlarda şaşkın şaşkın bana bakıyor , ortamda makaram sarı bağlar çalıyor diğer turistler halay çekiyor , allahım istanbuldan hangi kafayla marmarise kadar gelip böyle bir ortama düştüm lan ben diyorum kendi kendime , 1 gün sonra gerisin geri istanbula geliyorum ve her şey öyle başlıyor , benim bakırköy sinir hastalıklarında tedavi görmemi istiyor ailem , ilk başta kabul etmiyorum , hayır deli değilim ben keserist bir insanım sadece (keserist=mustafa keser sevdalası) diyorum , tabi keserizim felsefesini anlamadıklarından dolayı beni hastaneye yatırma fikrinden vazgeçiremiyorum onları , ve bir gün beni hastaneye bırakıp çekip gidiyorlar , biz seni sık sık ziyarete gelicez burada belli bir süre kalıcaksın zaten temelli burada yaşamayacaksın diyerek de motive etmeyi ihmal etmiyorlar . ama ben hayatımın en güzel günlerini bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde geçiriyorum , hannibal cevdet abiylede ordan tanışıyorum , cevdet abi tarihe çok ilgi duyan bi insan , cidden sorsalar hani üniversitede ki hocaları cebinden çıkarır , öyle bilgili bir insan . ilk kaldığım haftalarda şöyle bir olaya şahit oluyorum , gece yatağımda müzik dinlerken paldır küldür 4 5 kişi giriyor , en öndeki adamın elinde bir sopa , biz buna deliler birliği olarak kılıç deriz , kalk ulan kalk ülke elden gitti sen hala yatıyorsun diye bağırıyor , kalkıyorum , odadan çıkıyoruz beraber 5 kişi başımızda da komutanımız hannibal cevdet abi koşuyoruz amansız bir şekilde , karanlık koridorda koşuyoruz , cevdet abi kahrolsun roma yaşasın tam bağımsız kartaca ülkesi diye bağırıyor falan , ulan bi bakıyorum karşı koridordanda ellerinde kılıç yani sopa , 5 deli bize doğru koşuyor yaşasın roma diye bağırıyor , hafif esmer olanlarına afrikalı scipio deyip gaz vermişler , adamın gözü dönmüş , lime lime edicek bizi , yarın yokmuş gibi koşuyor , tam birbirimize yaklaştık dalıcaz , bizim komutan iki tarafa da durun diye bağırıyor , saatine bakıyor , ezan vakti savaş olunmaz diyor , biraz bekliyoruz , biraz dediğim bi 1 saat ezanın bitmesini bekliyoruz , ulan ses gelmiyorki zaten hiç bir yerden , neyse ayağa kalkıyor bizim komutan tam saldırıcaz , hop duruyoruz tekrar , melihcim bu savaşı kim kazandı yahu diye soruyor cevdet abi karşı takımın komutanına , adam yanında getirdiği kitabı açıyor 3. pön savaşına bakıyor ciddi bir araştırma halindeyiz ,biz kazanıyoruz cevdet bey diyor , tamam o zaman biz gidelim diyerek götün götün geri dönüyoruz , cevdet abinin yanına gidiyorum , yahu kartacalı hannibal savaş meydanını terk eder mi hiç diyorum , ne kartacası ne hannibalı yavrum delirdin mi sen diyerek beni tersliyor , lan unuttunuz mu hepimiz deliyiz lan , lan daha demin koridorda savaş yaptık ya romalılarla diyorum , sen onu bunu geçte real maçı üst olur mu bi kupon dolduralım da yolumuza bulalım diyor koskoca kartacalı hannibal , olur abi tabi diyorum oturuyoruz bi kupon yapıyoruz , ortada gazate ve maç yok he , o kafasından bi takım uyduruyor yandaki deli kafasından bi takım uyduruyor , ben tahminde bulunuyorum , bunlar bilek güreşi yapıyor kazananın takımı yeniyor , ortada dönen bir parada yok zaten , yani kaybedeni olmayan bir oyun oynuyoruz , böyle haftalar , aylar geçiyor , kendini balık zandedeni mi dersin , fottbol manager oyununa kendini kaptırıpta kendini morinho zandedeni mi dersin cins cins deli dolu etraf, bizim örgüt iyiydi ama kartacalı cevdet abi , kendini yazar zandeden deli olarak nitelendirdikleri kişi ben , fosil ahmet , tilki gökhan ve hiç konuşmayan bir deli . bahçede toprak üstünde çizilen planlar ve ortak düşman roma , ve hızlıca düşman üstüne koşmak , cevdet abinin ezan numarası , bu taktikle sürekli savaş kazanmamız . yine bir gün plan yapıyoruz , hastahaneden kaçıcaz ekipmanları topluyoruz , mandal ve sopalarımız hazır , mandalın niye hazır olduğunu ve nasıl ne şekilde nerden tedarik ettiğimizi ve ne için kulanacağımızı bende bilmiyorum ama ceplerimi görseniz boydan boya renk renk mandal dolu , planımızı yapıyoruz , bahçe izninde diğer delilerden biri fenalaşma numarası yapıyor , biz inceden yavaş yavaş uzuyoruz , bi taksi çeviriyoruz , atlıyoruz taksiye , tabi öne komutan cevdet abi biniyor , yanımda ki tilki gökhan taksiciye şurdan 3 öğrenci diyerek mandal uzatıyor , cevdet komutan bağırıyor, burada komutanınız varken siz mi ödeyeceksiniz lan , bu sefer de cevdet abi mandallarını çıkartıyor , taksici de dumur olmuş bir şekilde bizi izliyor tabi o sıra , bende mandaları niye yanımızda aldığımızı anlıyorum , meğer mandalllar bizim para birimimizmiş , doların türk lirasına karşı kurundan hallice bence iyi bir para birimiydi aslında mandal , taksiden inip yoldan geçen bi dolmuşa atlıyoruz , cevdet komutan yine rahat durmuyor , şuradan 3 roma diyor , söför efendim abi diyerek saf saf bize bakıyor ve bende müdehale etme gereği hissediyorum artık , cebimde sakladığım on lirayı veriyorum , biz kafamız nerde eserse orda inicez diyorum , yahu düşünsenize deli olmak ne kadar güzel bi şey , istediğimiz karakter olabiliyoruz , istediğimiz yerde minibüsten inebiliyoruz , bi yere bağlı değiliz , sorumluluklarımız yok , bizden bir şey bekleyen insanlar yok , neyse biz beğendiğimiz güzel bi yerde inme hayali kurarken minibüsün polis karakolunun önünde durduğunu fark ediyorum , ve gerisin geri bakırköy sinir hastalıklarına geri dönüyoruz , olan da benim on lirama oluyor ve böyle günler geçiyor , artık hastahanenin güvenliğini falanda artırmışlar , kaçmak imkansız , bi ara kendini vasco de gama zandeden nejdet abi vardı , adam açın kapıları bi yeri keşf etmem lazım dedi , ona bile açmadılar kapıyı yahu , ayıp değil mi koskoca vasco de gama nejdet abiye kapı açmamak , neyse günler geçiyor ve biz yine saldırı ve ezan taktiğimizle toprak feth etmeye devam ediyoruz , yine bir gruba saldırıyoruz , annemle babam da uzaktan beni izliyormuş bizim saldırdığımız o sıra , tabi cevdet komutanın bana verdği gazla arkamda hiç kimse olmamasına rağmen arkamı dönüp benimle misiniz irlandalılar diye bağırıyorum falan ,uzaktan göz göze geldik annemle , hayatımın en anlamsız bakışını orda annemden gördüm , sen ne yapıyorsun der gibi bakıyordu , sahi napıyordum ben , keserist bi insana yakışırmıydı bu yaptıklarım , annem ve babam beni çıkartmak için uğraştı o hastahaneden çıkardılar da 1 haftaya kalmadan , ordumdan kopardılar beni , halbu ki ben kartaca ordusunun birer sıra neferiydim . neyse 1 2 hafta sonra zorda olsa normal yaşantıma döndüm , sadece mandal görünce taksi anımız aklıma gelir gülümserdim bazen , aradan 2 yıl geçtikten sonra ziyaretlerine gidiyim dedim , elim boş gitmiyim bi hediye de alıyım dedim , oyunçak kılıç aldım 3 tane , hediye paketi yaptırdım hastahanenin yolunu tuttum , içeri almadılar ilk başta , sonradan aldılar , ve malesef ki cevdet komutanın öldüğü haberiyle sarsıldım , evet cevdet komutanın yaşamı boyunca örnek aldığı kişi kartacalı hannibal nasıl gebzede intihar etttiyse , bizim cevdet komutanda onu örnek alarak intihar etmişti , gözüm yaşardı , deli işte ne beklersin ki diye teskin etmeye çalışıyordum kendimi ama olmuyordu , ağladım o zamana kadar 1 yada 2 kere ağlayan ben hıçkıra hıçkıra ağladım ve hastahaneden çıktım , elimde ki kılıçlara baktım , yerde bi mandala takıldı gözüm , yahu delilik ne kadar zordu be cevdet komutan , atladım bi taksiye , zamanında paramızın olmadığından binemediğimiz taksiye binip gözlerim yaşlı bir şekilde evin yolunu tuttum ...
Metin Tekin'in başından geçen ilginç olay şöyle gelişir: 80'li yılların sonların bir Beşiktaş - Boluspor maçı sırasında hakem Beşiktaş'ın net 2 golünü vermez, Boluspor'a ise tartışmalı bir penaltı verir. Maç çığrından çıkmıştır. Beşiktaşlılar neredeyse sahayı terketmeyi düşünürler. Boluspor 2. golü de atar. Metin Tekin santrayı yapmaz bekler. Hakem düdüğü bir daha çalar,ama Metin hala topa dokunmaz. - Hakem, "Metin neden başlamıyorsun, bak kart çıkartırım" der. - Metin cevap verir:
"HOCAM SAHANIZA GEÇİN DE BAŞLAYALIM..."
"HOCAM SAHANIZA GEÇİN DE BAŞLAYALIM..."
üniversitede ilk yılım , daha 2 ay geçmiş , arkadaşlarla tanışma evresi daha , ama erzurumlu bi arkadaşım var haldun , ve izmirli bir arkadaşım var kemal . herneyse dersteyiz yine bir gün , hiç dinlemiyorum hocayı , tek amacım yan tarafta bazen göz göze geldigimiz kıza bakmak . bir anda haldunun kolumu kırarcasına beni çekiştirmesine kız da gülüyor , halduna dönüyorum . noldu diyorum , hoca kısa film çekilecek üçlü gruplara bölünücekmişiz dedi duymadın mı ?
diyor , ders bitiyor , kemal ve haldunla niyeyse göz göze geliyoruz ve ben kıza yöneliyorum , pardon düşerken canınız acıdımı diye soruyorum ? kız nerden diyor , cennetden diyorum :) klasik taktik , kız gülümsüyor , bu kötü şakayada güldüyse zaten tamamdır diyorum ve hocanın dedigi 3 kişilik film ekibi için kız ve kızın yanındaki arkadaşını buluyorum . anlaşıyoruz . dışarda haldun ve kemali görüyorum , olum bi kız için arkadaşlarını sattın değer miydi lan diyor . ben değmez diyip koşa koşa kızın yanına giderek film ekibinden ayrıldığımı söylüyorum , ve arkadaşlarımıda alarak filmi çekmek istedigim yere doğru bir araştırma yapmak için yola çıkıyorum .
arkadaşlarım onları çok sevdiğimi zandediyor ama alakası yok ben pavyon kültürünü yansıtacak bir film çekmeyi düşünüyorum e kızla ilk hafta laps diye pavyona gitsek hiç hoş bişey degil ve ben hayatımda hiç pavyona gitmedim .ama yerlerini bilirim , aslında bilmemde , taksimde vardır allah büyük bulucaz artık bi tane pavyon ilk olarak gözlem yapıcaz diyorum . arkadaşlarımla okuldan çıkıp taksime doğru gidiyoruz . istiklal caddesi üzerinde sağa sola bakınarak şaşkın şaşkın yürüyoruz , haldun namaz saati geldi diyor bu yakınlarda bi cami varsa ben bir camiye gidiyim diyor , haldun biz pavyon arıyoruz ne camisi diyorum , tövbe bilmem ne diyerek beni geri savuşturuyor . firüzağa camine gidip ikindi namazını kılıyor , ben ile izmirli arkadaşım kemal da dışarda onu beklerken yarım ekmek döner yiyoruz , haldun geliyor , allah kabul etsin deyip , cami aman ne camisi pavyon aramaya devam ediyoruz . bir iki pavyon buluyoruz da kapalıyız bu saate diyor , bazıları bana sen çocuksun deyip kimlik sorunca , kimligimi yanıma almadığım aklıma geliyor ,kapıda abi bi arkadaşa bakıp çıkıcaz deyip şaka yapıyorum ama kimse gülmüyor :((( biz yolumuza devam ediyoruz ve havada kararıyor , iyice akşam oluyor , istiklal caddesi boyut degiştiriyor resmen , insanlar açılıp şaçılıyor , haldunun tövbeyle geri püskürtme çabalarıda yaramıyor istiklal caddesine . herneyse en sonunda bir pavyon buluyoruz ama , keşke bulmasaydık diyorum , bilen bilir çilem diye bir mekan var istiklalde , sahibini sonradan öğreniyorum , içeri giriyoruz bir masa kuruluyor falan hayatımda ilk defa görüyorum , içerisi yaşlı amca kokuyor ama , resmen 8 hanzoya 1 konsomatris düşüyor , neyse biz azar azar içmeye başlıyoruz , hemde gözlem yapıyoruz , fazla alkol almayan birisiyim hatta hiç içmem neredeyse ama bende içmeye başlıyorum , uzaktan 55 60 yaşlarında bi dayıyla göz göze geliyoruz , ulan ben bu dayıyı bi yerden hatırlıyorum diyorum ama nerden , dayıda bize doğru yavaştan yavaştan yaklaşmaya başlıyor ve bana çok dikkatli bakıyor , ulan benim kafam ne ara bu kadar güzel oldu diye gözlerimi ovmaya başlıyorum , gelen dayı vayy querescim hoşgeldin sefa geldin mekanı şereflendirdin diyor , bu gelen dayı babamın çocukluk ve lise döneminden arkadaşı , ali abi sen pavyon köşelernine nasıl düştün güzel abim diyorum , ali abi kahkahayı patlatıyor , aslanım ben buranın sahibiyim , o denyo baban söylemedimi sana diyor , yoo diyebiliyorum sadece , içimdende ulan baba 19 yaşına gelmişiz pavyon sahibi arkadaşın var oğluna nasıl söylemezsin diye babama sitem dolu sözler söylüyorum , herneyse biz ali abiyle biraz muhhabet ediyoruz , çocukların sıkıldığını fark edip , hadi biz kalkalım diyorum , ali abi bırakmıyor , bidaha davranıyorum oturun ve bekleyin diyor , cansu diye içeri bağırıyor , allah sizi inandırsın içerden biri çıkıyor varya off yok böyle bişey , bizim koyu müslüman halduna 1 haftada das kapitalı ezberletir , öyle bir hatun , sonra selma ve adı aklımda olmayan bir kız ismi ama biraz değişik bağırıyor , bu kızlar geliyor otuyuor yanımıza , ismi değişik olan kız da bana düşüyor , kızın ismi şvaştuyrean gibi birşey , ama güzel kız lakin ismini söyleyemeyince sohbeti açamıyorum , resmen pavyona gidip konsematrisin ismini teleffuz edemiyorum diye eli boş dönücem , ama bendeki heyecanı bir görseniz varya , birde lisede ilk gün teoman komutan biz kimiz diye sorunca bu kadar kekelemiştim , neyse kız bana sude de diyor ve gülümsüyor , tamam diyorum bir sessizlik olşuyor ikimiz arasında , ama yan masayı bir görseniz varya kızları götürdü bunlar , bizim aramızdaki sessizliğide çalan telefonum bozuyor , uzaktan da ali abinin pis pis sırıtışını görüyorrum , arayan babam , kıza sen burda bekle diyorum dışarı sesiz bir ortam arıorum babama telefonu açmak için , alo baba demeden babam , vayyy kerata büyümüşde karıya kıza mı gidermiş diyor , yok baba oraya film çekmek için gittik diyorum , ooo oğlumuz porngrafig fimlerde de oynuycak he helal aslanıma diyor , iş ters tarafa gidiyor , tamam baba ben seni sonra arasam mı diyorum , olur tabi başarılar aslanıma diyor ve telefonu kapıyor , askeri okul sınavına girşimde yanımda olmayan babam ilk pavyon denememde yanımda oluyor , kızın yanına tekrar geliyorum bu beni bekliyor orada sessiz sessiz , sen niye burada çalışıyorsun diyorum bi anda , kız şaşırıyor ve evlenelim o zaman diyor , gülümsüyorum çünkü o gün başka biri yine bana şunları demişti , sanki evlenicez he ilerde unutursun zaten beni , hala unutamıyorum bu sözleri söyleyen gözleri ama neyse ,kızla uzun uzun konuşuyoruz , ama saçma şeyler , kıza emek sömürüsünden bahsederken durduruyorum kendimi , yanımdakilere hadi kalkın gidelim bu kadar senaryo bize yeter diyorum , olum dur eğleniyoruz işte diyorlar , hem selma bize gelicekmiş siz bugün otelde kalın diyor haldun , olum haldun 2 saat önce camide allaha bunun için mi dua ettin müptezel pezevenk kalk lan diyorum , kalkıyoruz , sude ( şvaşsteynhdg) ile vedalaşıp ayrılıyoruz , yanağımdan öpüp hafif tebessüm ediyor , yeniden gel diyor , tamam deyiip çıkıyorum , tam çıkarken de ya sen çocukmuşsun resmen ay ne kadar tatlı ya , karanlıkta fark edememişim yaşın kaç seni buraya nasıl aldılar diyor :( arkadaşlar gülmekten çatlıyor tabi , bende hızlı adımlarla çıkıyorum , ali abi üçret falan almıyor , şu kızıda kovmasını söylüyorum ve bidaha uğramamak üzere çıkıyorum mekandan . çıkarkende bizim çocuklara , eğer gülen olursa vururum diyorum , bunlar kendileniri tuta tuta gülüyorlar kızın söylediklerine ama olsun :) neticede güzel ve komik bir kısa film çekip sınıf birincisi oluyoruz .
diyor , ders bitiyor , kemal ve haldunla niyeyse göz göze geliyoruz ve ben kıza yöneliyorum , pardon düşerken canınız acıdımı diye soruyorum ? kız nerden diyor , cennetden diyorum :) klasik taktik , kız gülümsüyor , bu kötü şakayada güldüyse zaten tamamdır diyorum ve hocanın dedigi 3 kişilik film ekibi için kız ve kızın yanındaki arkadaşını buluyorum . anlaşıyoruz . dışarda haldun ve kemali görüyorum , olum bi kız için arkadaşlarını sattın değer miydi lan diyor . ben değmez diyip koşa koşa kızın yanına giderek film ekibinden ayrıldığımı söylüyorum , ve arkadaşlarımıda alarak filmi çekmek istedigim yere doğru bir araştırma yapmak için yola çıkıyorum .
arkadaşlarım onları çok sevdiğimi zandediyor ama alakası yok ben pavyon kültürünü yansıtacak bir film çekmeyi düşünüyorum e kızla ilk hafta laps diye pavyona gitsek hiç hoş bişey degil ve ben hayatımda hiç pavyona gitmedim .ama yerlerini bilirim , aslında bilmemde , taksimde vardır allah büyük bulucaz artık bi tane pavyon ilk olarak gözlem yapıcaz diyorum . arkadaşlarımla okuldan çıkıp taksime doğru gidiyoruz . istiklal caddesi üzerinde sağa sola bakınarak şaşkın şaşkın yürüyoruz , haldun namaz saati geldi diyor bu yakınlarda bi cami varsa ben bir camiye gidiyim diyor , haldun biz pavyon arıyoruz ne camisi diyorum , tövbe bilmem ne diyerek beni geri savuşturuyor . firüzağa camine gidip ikindi namazını kılıyor , ben ile izmirli arkadaşım kemal da dışarda onu beklerken yarım ekmek döner yiyoruz , haldun geliyor , allah kabul etsin deyip , cami aman ne camisi pavyon aramaya devam ediyoruz . bir iki pavyon buluyoruz da kapalıyız bu saate diyor , bazıları bana sen çocuksun deyip kimlik sorunca , kimligimi yanıma almadığım aklıma geliyor ,kapıda abi bi arkadaşa bakıp çıkıcaz deyip şaka yapıyorum ama kimse gülmüyor :((( biz yolumuza devam ediyoruz ve havada kararıyor , iyice akşam oluyor , istiklal caddesi boyut degiştiriyor resmen , insanlar açılıp şaçılıyor , haldunun tövbeyle geri püskürtme çabalarıda yaramıyor istiklal caddesine . herneyse en sonunda bir pavyon buluyoruz ama , keşke bulmasaydık diyorum , bilen bilir çilem diye bir mekan var istiklalde , sahibini sonradan öğreniyorum , içeri giriyoruz bir masa kuruluyor falan hayatımda ilk defa görüyorum , içerisi yaşlı amca kokuyor ama , resmen 8 hanzoya 1 konsomatris düşüyor , neyse biz azar azar içmeye başlıyoruz , hemde gözlem yapıyoruz , fazla alkol almayan birisiyim hatta hiç içmem neredeyse ama bende içmeye başlıyorum , uzaktan 55 60 yaşlarında bi dayıyla göz göze geliyoruz , ulan ben bu dayıyı bi yerden hatırlıyorum diyorum ama nerden , dayıda bize doğru yavaştan yavaştan yaklaşmaya başlıyor ve bana çok dikkatli bakıyor , ulan benim kafam ne ara bu kadar güzel oldu diye gözlerimi ovmaya başlıyorum , gelen dayı vayy querescim hoşgeldin sefa geldin mekanı şereflendirdin diyor , bu gelen dayı babamın çocukluk ve lise döneminden arkadaşı , ali abi sen pavyon köşelernine nasıl düştün güzel abim diyorum , ali abi kahkahayı patlatıyor , aslanım ben buranın sahibiyim , o denyo baban söylemedimi sana diyor , yoo diyebiliyorum sadece , içimdende ulan baba 19 yaşına gelmişiz pavyon sahibi arkadaşın var oğluna nasıl söylemezsin diye babama sitem dolu sözler söylüyorum , herneyse biz ali abiyle biraz muhhabet ediyoruz , çocukların sıkıldığını fark edip , hadi biz kalkalım diyorum , ali abi bırakmıyor , bidaha davranıyorum oturun ve bekleyin diyor , cansu diye içeri bağırıyor , allah sizi inandırsın içerden biri çıkıyor varya off yok böyle bişey , bizim koyu müslüman halduna 1 haftada das kapitalı ezberletir , öyle bir hatun , sonra selma ve adı aklımda olmayan bir kız ismi ama biraz değişik bağırıyor , bu kızlar geliyor otuyuor yanımıza , ismi değişik olan kız da bana düşüyor , kızın ismi şvaştuyrean gibi birşey , ama güzel kız lakin ismini söyleyemeyince sohbeti açamıyorum , resmen pavyona gidip konsematrisin ismini teleffuz edemiyorum diye eli boş dönücem , ama bendeki heyecanı bir görseniz varya , birde lisede ilk gün teoman komutan biz kimiz diye sorunca bu kadar kekelemiştim , neyse kız bana sude de diyor ve gülümsüyor , tamam diyorum bir sessizlik olşuyor ikimiz arasında , ama yan masayı bir görseniz varya kızları götürdü bunlar , bizim aramızdaki sessizliğide çalan telefonum bozuyor , uzaktan da ali abinin pis pis sırıtışını görüyorrum , arayan babam , kıza sen burda bekle diyorum dışarı sesiz bir ortam arıorum babama telefonu açmak için , alo baba demeden babam , vayyy kerata büyümüşde karıya kıza mı gidermiş diyor , yok baba oraya film çekmek için gittik diyorum , ooo oğlumuz porngrafig fimlerde de oynuycak he helal aslanıma diyor , iş ters tarafa gidiyor , tamam baba ben seni sonra arasam mı diyorum , olur tabi başarılar aslanıma diyor ve telefonu kapıyor , askeri okul sınavına girşimde yanımda olmayan babam ilk pavyon denememde yanımda oluyor , kızın yanına tekrar geliyorum bu beni bekliyor orada sessiz sessiz , sen niye burada çalışıyorsun diyorum bi anda , kız şaşırıyor ve evlenelim o zaman diyor , gülümsüyorum çünkü o gün başka biri yine bana şunları demişti , sanki evlenicez he ilerde unutursun zaten beni , hala unutamıyorum bu sözleri söyleyen gözleri ama neyse ,kızla uzun uzun konuşuyoruz , ama saçma şeyler , kıza emek sömürüsünden bahsederken durduruyorum kendimi , yanımdakilere hadi kalkın gidelim bu kadar senaryo bize yeter diyorum , olum dur eğleniyoruz işte diyorlar , hem selma bize gelicekmiş siz bugün otelde kalın diyor haldun , olum haldun 2 saat önce camide allaha bunun için mi dua ettin müptezel pezevenk kalk lan diyorum , kalkıyoruz , sude ( şvaşsteynhdg) ile vedalaşıp ayrılıyoruz , yanağımdan öpüp hafif tebessüm ediyor , yeniden gel diyor , tamam deyiip çıkıyorum , tam çıkarken de ya sen çocukmuşsun resmen ay ne kadar tatlı ya , karanlıkta fark edememişim yaşın kaç seni buraya nasıl aldılar diyor :( arkadaşlar gülmekten çatlıyor tabi , bende hızlı adımlarla çıkıyorum , ali abi üçret falan almıyor , şu kızıda kovmasını söylüyorum ve bidaha uğramamak üzere çıkıyorum mekandan . çıkarkende bizim çocuklara , eğer gülen olursa vururum diyorum , bunlar kendileniri tuta tuta gülüyorlar kızın söylediklerine ama olsun :) neticede güzel ve komik bir kısa film çekip sınıf birincisi oluyoruz .