confessions

sos

1. nesil Yazar - samimi

  1. toplam entry 1400
  2. takipçi 25
  3. puan 26950

okul alışverişi

sos
mis gibi defter kokusu barındıran alışveriştir.

- oğlumuz okusun da büyük adam olsun
(12 yıl sonra)
+ ya sizin bi oğlunuz vardı ne oldu ona?
- astronot oldu...
+ ooo... tebrik ederiz. nasa'ya mı alındı?
- yoo...
+ ee nerede?
- çanak anten tamir ediyor. sonuçta o da uzay ile ilgili ya hani...
+ neyse çaylarımızı da içtik biz kalkalım artık.
- yine bekleriz.
+ kısmet...

öğrenci evi

sos
kimsenin kimseye kimsin? diye sormadığı evdir. tanımadığınız bir öğrenci evinin zilini çalıp sorgusuz sualsiz içeriye buyur edilme ihtimaliniz epey yüksek. çünkü kapıyı açan kişinin size kimsin? sorusunu sorma ihtimali çok düşük. duruma göre yatıya bile kalabilme ihtimaliniz var. kimsenin sizin onları tanımadığınızdan haberi olmaz.

hayatımda hiç öğrenci evinde kalmadım. fakat birkaç kez misafir olarak öğrenci evine gittim. manzarayı gördüm.

belli bir disiplini olan öğrenci evleri de var fakat öğrenci evlerinin geneli kontrolsüz, düzensiz, insanların karambol yaşadığı bir ortamdan oluşuyor. bir de kalabalık oluyor. kalabalık olması ile düzensiz olması doğru orantılıdır. ne kadar kalabalıksa o kadar düzensizdir.

benim kesinlikle kalamayacağım bir ortam var. lise sonrası olur da bir yerleri kazansaydım çok zor şartlarda okurdum.

zengin61

sos
aslen trabzonlu olan "zenginsozluk.com" admininin isimlendirdiği zengin sözlük'ün bot hesabı.

şaka tabi. bir an böyle bir çağrışım estirdi bende.

hoş gelmiş yazar...

risk budur

sos
her ne kadar yaygınlaşmış bir hikaye olsa da, duyunca "vayy" dedirtse de aslında biraz geniş düşününce anlaşılır ki; risk o öğrencinin yaptığı değildir. yani kağıda "risk budur" yazıp vermek risk değildir. önce bir risk kelimesinin tam olarak ne manaya geldiğine bakmak gerekli.

2018 ekonomik krizi

sos
ekonomik politika; vasıfsız damadın, siyasi politika; başta, damadını ekonomi bakanı yapan ve saray üstüne saray yapan reisin ve diğer reise biat eden tüm yiyicilerin elindeyken pek durulacak gibi gözükmeyen krizdir.

sifre alzeimeri

sos
bir modern çağ sendromu. son yıllarda birçok kişi yakalanmıştır diye düşünüyorum bu sendroma. sitelerin zorla karmaşık şifre girmeyi kullanıcıya dikte etmeleri sonucunda oluşan bir sendrom. önceden pek önem arz etmeyen sitelere 123456 şifresi ile kaydolurdum. şimdi en basit bir forum sitesi dahi en az bir büyük harf, özel karakter vs. istiyor. banka bilmem kaç aya bir zaten karmaşık olan şifreyi başka bir karmaşık şifre ile değiştirmeni istiyor.

buna bir nebze çare olarak her sitenin kabul edebileceği cinsten karmaşık bir şifre oluşturup ezberledim. eğer kaydolduğum yer pek önem arz etmiyor fakat yine de azıcık da olsa güvenli ise bu şifreyi kullanıyorum. e-posta ve online bankacılık şifrem dışında neredeyse her sitede şifrem aynıdır. çok güvensiz bir siteyse veya tek kullanımlık bir siteyse sallar geçerim şifreyi.

tayland

sos
mağarada mahsur kalan çocuklar ve antrenörü hadisesinden önce gelişmemiş bir uzak doğu ülkesi sandığım yerdi. fakat baya baya ülkeymiş ya. hem de muhteşem bir şekilde organize olabilen ve profesyonel bir ülke. son bir haftada tay dili ve tabiatını az çok öğrendi dünya.

beni bilen bilir

sos
kendisini bilenin kendisini ?bileceğini iddia eden kişi söylemi. "beni bilenler bilir" şeklinde de kullanılır.

hayatımda en nefret ettiğim söylem budur. bu söylemi kullanan kişiyi kaile alamam. kaile alamadığım gibi artık o kişi benim için bitmiştir. birçok itici söz var ama bu söz tüm itici sözlerden daha itici. overrated itici. nefret timsali. kavga sebebi bile olabilir...

beni bilen bilir ne amk? bu neyin egosu? bu neyin tribi? veya bu neyin ispatı? sen bilirkişi misin? sen kimsin lan!!??

mustafa destici

sos
bbp'li olup, akp'den milletvekili adayı gösterilen 18 isim arasında tek kendisi milletvekili olabilmiştir. doğrudan akp'ye senkronize oldukları için ödül olarak ankara 2. bölge 1. sıradan gösterildi kendisi.

tarlalardaki tek ağaç

sos
ilk başlarda ben bu ağacın dikildiğini sanıyordum. hatta her tarlada armut ağacı olur; sebebi muhtemelen meyve vermesi, susuzluğa dayanıklı olması ve uzun yaşaması falan demiştim. atalarımızın armut ağacında hemfikir olduklarını düşünmüştüm. fakat araştırdım ki öyle değilmiş. tamam o ağacın uzun yaşadığı, susuzluğa dayanıklı olduğu doğru. o ağaç öncelikle dikilmiyor, kendiliğinden yetişiyormuş ve tabii ki; armut ağacı değilmiş. tarladaki yalnız ağaç; ahlat ağacı imiş. benim armut ağacı sanmamdaki sebep; verdiği meyvenin tadı ve şekli armuda çok benziyor. zaten yaban armudu veya yabani armut diyorlar meyvesine de.

bu ağaç çok seyrek yetişiyor. yani ortalama olarak her ayrı tarlaya 1 veya 2 adet ahlat ağacı düşüyor. bu da gölgelenmeye yetiyor. ayrıca arı sokması gibi durumlarda (ki doğada bir arı ile karşılaşma ihtimali şehirde betonarme binalar arasında bir arıyla karşılaşma ihtimalinden kat kat kat daha fazla) yaban armudu meyvesini kesip arının soktuğu bölgeye sürmek tavsiye ediliyor.

dindar nesil

sos
tam olarak kimler olduğunu algılayamadığım nesildir.

dindar kelimesi bana oldum olası içi boş bir kelime olarak gelmiştir. azalsa da hala öyle inanılmakla beraber bu zamana kadar toplumda dindar insan aynı zamanda ahlaklı, dürüst bilinmiş, öyle algılanmış. sanki dindar olununca otomatik olarak ahlak loading ediliyor insana... şu an bu ülkenin bu durumda olmasının sebebinin %70'i maalesef bu algı yüzündendir. şimdi bir google'lasam kaç tane imamın tecavüz haberini görürüm. bu algı epey yıkılmıştır diye düşünüyorum fakat çökmüş değil.

bence tümden kalkmalı bu kelime. çünkü değerliyse bile değeri yitmiş. hala dindar = ahlaklı zihniyeti var. bu kelimenin tam olarak bir karşılığı yok. mesela ben her yıl tutabildiğim kadar oruç tutarım, her gün cumaya giderim. şaka şaka... her cuma cumaya giderim. aksattığım da olur... bazı tanıdıklarım hiç namazını terketmez. şimdi hangimizin ahlaklı olduğunu yaptığımız ibadet mi belirliyor? toplum ne zaman kişiyi ibadetine göre değil kişiliğine göre puanladı işte o zaman düzelir.
12 /