Prens, Floransalı yazar Niccolo Machiavelli tarafından yazılmış politika hakkında bilimsel bir incelemedir. Asıl adı "De Principatibus" olup 1513 yılında yazılmasına rağmen 1532'ye kadar, yani Machiavelli'nin ölümünden 5 yıl sonrasına kadar basılamamıştır.
Vikipedi ön bilgisi.
Günümüz devlet yapılarını ve devlet işleyişlerini anlamak için okunması gereken kitap. machiavellist Düşünce ve hükümdarların nasıl daha iyi hükümdar olacağını geçmişten örneklerle anlatılmıştır kitapta. Yanlış hatırlamıyorsam dönemin floransa prensi mediciye hediye olarak yazılmıştır.
Kısaca machiavellist düşünce şunu anlatır, devletin bekası ve kendi koltuğun için her şeyi yapabilirsin. Amaç uğruna giden yolları meşrulaştırır. Devlet asla ve ne olursa olsun sorgulanamaz.
- toplam entry 161
- takipçi 8
- puan 4310
Turuncu gemi için gelsin
“Chaos isn't a pit. Chaos is a ladder...”
Şeklinde geçen bir replik game of thronesun en efsane repliğidir benim için. Bir zamanlar ben de çok severdim kaostan beslenmeyi de büyüdükçe insan yoruluyor.
Şeklinde geçen bir replik game of thronesun en efsane repliğidir benim için. Bir zamanlar ben de çok severdim kaostan beslenmeyi de büyüdükçe insan yoruluyor.
İskoçyaya hayran eden dizi. İçimde orta asya ve afrikayı görme sevdasına bir de bu eklendi. Oyunculuklar, sahneler ve kostümler her iki dönem için de çok iyi ayarlanmış denebilir.
Dostoyevskiden güzel bi eser. Bi ara online bahis olayına tutulan arkadaşlarımı da gözümün önüne getirdi anlatırken. Mükemmel gözlem yeteneği denebilir. O “bir daha kazanıyım kalkacam”. O işte.
Kelebek, Henri Charriere tarafından 1968 yılında yayımlanan ve yazarının başından geçenleri anlatan otobiyografik romandır. Hiç işlemediği bir suçtan müebbet kürek mahkûmu olan Henri Charriere isimli Kelebek lakaplı Fransız vatandaşının mahkûmluğu sırasında yaşadığı olayları anlattığı kitaptır.
Vikipedi bilgisi.
Henri abimiz tarafından bence gereksiz uzatılan, biraz da zorlama gibi gözüken ama bitirip baktığınızda ulan be! Dedirten kitap. Shawshank redemption filminin sonundaki o “remember red! Hope is a good thing, Maybe the best of things and no good things ever die” repliği ile uyuşan bir kitap. En çıkmazlarda bile çabalamanın gerekliliğini anlatıyor diyebiliriz.
Vikipedi bilgisi.
Henri abimiz tarafından bence gereksiz uzatılan, biraz da zorlama gibi gözüken ama bitirip baktığınızda ulan be! Dedirten kitap. Shawshank redemption filminin sonundaki o “remember red! Hope is a good thing, Maybe the best of things and no good things ever die” repliği ile uyuşan bir kitap. En çıkmazlarda bile çabalamanın gerekliliğini anlatıyor diyebiliriz.
Kaşıkçı elması ile kapışır kıhkıhkıh
Babamdan kadın erkek ilişkileri üzerine pek ders almadım. Bizde muhabbet genelde kısadır. Seviyoruz birbirimizi ama ikimiz de soğuk insanlarız. Aldığım az derslerden biri budur.
İstanbula ilk geldiğim dönemde babamla gezerken travesti muhabbeti geçti. “Bazılarının erkek olduğunu anlaman imkansızdır. Benim taktiğim adem elmasıdır.” Demişti.
Babamdan kadın erkek ilişkileri üzerine pek ders almadım. Bizde muhabbet genelde kısadır. Seviyoruz birbirimizi ama ikimiz de soğuk insanlarız. Aldığım az derslerden biri budur.
İstanbula ilk geldiğim dönemde babamla gezerken travesti muhabbeti geçti. “Bazılarının erkek olduğunu anlaman imkansızdır. Benim taktiğim adem elmasıdır.” Demişti.
Contranon 2018de çıkardığı şarkı
2005 yılında dinlemeye başladığım türkçe rape bir gün gelecek ve böyle klip çekecekler dense inanmazdım. Şarkı da kaliteli, klibi de efsane.
Muadili olarak; mikrofona konuşmak, flütü üflemek, zurnayı çalmak gibi deyimler de kullanılabilecek, argoda erkek cinsel organı olan penisi bir kişinin eline tutturmak şeklinde kullanılan söz.
Ulan yine çok resmi ve bilgilendirici yazdım bee.
Ulan yine çok resmi ve bilgilendirici yazdım bee.
Erkekler? Ne yapıyorlar da kupa düzenlenmiş acaba. Aklıma kötü kötü şeyler geldi.
Bu işi sevmiyorum. Toplamda 4 sevgililer gününde sevgilim vardı. Onlar da ben gibi sevmedikleri için hiç kutlamadık ama sevgilim olmadığında da içimde bi ukte kalıyor. Yani sevgilim olsa da kutlamasam yine keşke. Hani inisiyatif bende olsa. Şimdi sevgililer günü gereksiz yea desem bile kendimi ikna edemiyorum. İçimden hee hee kesin öyledir sevgilin yoksa anca salla amk diyorum kendime.
Devlet bahçeliyi bizden önce gören adam. Mekanı cennet olsun.
Mevlana ile şemsin hikayesine farklı bir bakış açısı. Olay ahmet ümit olunca tabi işin içine yine bir polisiye sokulmuştu yanlış hatırlamıyorsam.
Ağır monte kristo kontu içerir. Olsun. Yine de bu kendisinin tarihin en iyi türk dizisi olduğu gerçeğini değiştirmez.
İnstelada vardı sanırım. Yanlış hatırlamıyorsam bayramyeri ile bir bağlantısı vardı. O ise çyle tabi.
Yaklaşık bi 10 senelik ardından ilk eserini 2018 yılında tekrar bizlerle paylaştı. Kendisine hoşgeldin demek istiyorum. Dedikodu kazanını kaynatarak miraya giren keoleorea bu adamı bitirmişti. Leş gibi şarkılar yaptı 10 yıl boyunca. Şimdikiler ise güncel tarz ile birlikte çok güzel diyebiliriz.
Ayrıca açıklasa da öğrensek sahtiyan resepsiyonist babasının bilmesini istemediği ne yaptı maslak yalısında?
Ayrıca açıklasa da öğrensek sahtiyan resepsiyonist babasının bilmesini istemediği ne yaptı maslak yalısında?
Çin kaynaklarında 3,5 satır civarında bahsedilen bir ihtilali hüseyin nihal atsızın ölümsüz eser haline döndürdüğü kitap. İhtilalde birkaç değişiklik olsa da çin kaynaklarıyla uyuşmaktadır. Kür şad ismi nihal atsızın kendi bulduğu bir isimdir. Kaynaklarda chieh-she-shuai olarak geçmektedir. Atsız bunu kür şad şeklinde türkçeleştirmiştir.
7. Yüzyılda bölünen parçalanan ve daha sonrasında esir düşen doğu göktürk devletinin anlatıldığı kitap. Türkler 10 yıllıl esaretin sonucunda kürşad ve 40 arkadaşı ile bir ihtilal planlar. İhtilalin amacı çin kağanını esir almak ve ölen son kağanlarının (kara kağan) oğlu karşılığında fidye olarak kullanmaktır.
Plan her gece tedbiri kıyafet saraydan çıkıp şehri gezen kağanı bir noktada kaçırmaktır fakat o gün yağan yağmurdan dolayı çin kağanı sarayından çıkmaz. Kür şad ve arkadaşları bunu fark edip artık dönüşü olmayan bi yolda olduklarını anlayıp yine de binlerce asker olan saraya baskın düzenlerler. İhtilalciler yüzlerce çinliyi öldürüp dört aşamayı geçip kağanın kapısına kadar gelirler fakat demir kapıyı kıramazlar.
Çinlilerse sürekli artmaktadır. Kür şad kağanı alamayacaklarını anlayıp kalan 17 arkadaşına geri çekilme emri verir. Samanlığa gidip at kuşanıp vey ırmağına doğru yola çıktıklarında arrık kür şad ve 13 kişi kalmıştır. Vey ırmağı kıyısına geldiklerinde köprülerin yağmurdan dolayı taşan ırmaktan yıkılmış olduklarını görürler ve kılıçlarını çekip artık çinlileri beklerler. Son kalan 12 yiğit ve kür şad ırmağın kenarında korkusuzca çarpışıp can verirler.
Son kalan kür şad da ölmüştü fakat attan düşmemişti. Ölmüş fakat yenilmemişti. Ruhları tanrı dağına, başında alp er tunganın olduğu yüzbinlerce şehidin yanına yürümüştür.
Kür şadın açtığı yol çinlilere korku salmış, türkleri kendine getirmiştir. 40 yıl içinde 5 ihtilal daha planlayıp başarısız olan türkler 40 yıl sonra ilteriş kağan ve tonyukuk önderliğinde kurt başlı sancağı yine ötükende sallandıracaktır. Bu da ikinci kitap olan bozkurtlar diriliyorda anlatılır.
Delinse yer; çökse gök, yansa, kül olsa dört yan
Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan.
Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan;
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli türkleriz!
7. Yüzyılda bölünen parçalanan ve daha sonrasında esir düşen doğu göktürk devletinin anlatıldığı kitap. Türkler 10 yıllıl esaretin sonucunda kürşad ve 40 arkadaşı ile bir ihtilal planlar. İhtilalin amacı çin kağanını esir almak ve ölen son kağanlarının (kara kağan) oğlu karşılığında fidye olarak kullanmaktır.
Plan her gece tedbiri kıyafet saraydan çıkıp şehri gezen kağanı bir noktada kaçırmaktır fakat o gün yağan yağmurdan dolayı çin kağanı sarayından çıkmaz. Kür şad ve arkadaşları bunu fark edip artık dönüşü olmayan bi yolda olduklarını anlayıp yine de binlerce asker olan saraya baskın düzenlerler. İhtilalciler yüzlerce çinliyi öldürüp dört aşamayı geçip kağanın kapısına kadar gelirler fakat demir kapıyı kıramazlar.
Çinlilerse sürekli artmaktadır. Kür şad kağanı alamayacaklarını anlayıp kalan 17 arkadaşına geri çekilme emri verir. Samanlığa gidip at kuşanıp vey ırmağına doğru yola çıktıklarında arrık kür şad ve 13 kişi kalmıştır. Vey ırmağı kıyısına geldiklerinde köprülerin yağmurdan dolayı taşan ırmaktan yıkılmış olduklarını görürler ve kılıçlarını çekip artık çinlileri beklerler. Son kalan 12 yiğit ve kür şad ırmağın kenarında korkusuzca çarpışıp can verirler.
Son kalan kür şad da ölmüştü fakat attan düşmemişti. Ölmüş fakat yenilmemişti. Ruhları tanrı dağına, başında alp er tunganın olduğu yüzbinlerce şehidin yanına yürümüştür.
Kür şadın açtığı yol çinlilere korku salmış, türkleri kendine getirmiştir. 40 yıl içinde 5 ihtilal daha planlayıp başarısız olan türkler 40 yıl sonra ilteriş kağan ve tonyukuk önderliğinde kurt başlı sancağı yine ötükende sallandıracaktır. Bu da ikinci kitap olan bozkurtlar diriliyorda anlatılır.
Delinse yer; çökse gök, yansa, kül olsa dört yan
Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan.
Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan;
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli türkleriz!
Sevgilim, hayat arkadaşım, oğullarımın annesi, bir yastıkta kocayasım.
Temel insan ihtiyacı. Yemek yemek, su içmek, uyumak, seks ve bu. Hepimizde var olan bir bug. Bunu daha önce keşfeden adam twitterı buldu, instagramı yaptı. Burada olma sebebimiz bile bu. Biriyle konuşurken onun ne anlattığını yarım yamalak dinleriz. O sırada aklımızda ona vereceğimiz cevap vardır. Onu düşünürüz. Şunu daha önce keşfetsek parayı kırabilirdik.
Bir turgut uyar şiiri. Her okuduğumda farklı anlamlar çıkardığım, en sevdiğim şiir. Şarap eşliğinde okunmasında fayda var.
Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
Her şey naylondandı o kadar
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı.
Ama geyikli geceyi bulmadan önce
Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk.
Geyikli geceyi hep bilmelisiniz
Yeşil ve yabanî uzak ormanlarda
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan
Hepimizi vakitten kurtaracak
Bir yandan toprağı sürdük
Bir yandan kaybolduk
Glâdyatörlerden ve dişlilerden
Ve büyük şehirlerden
Gizleyerek yahut döğüşerek
Geyikli geceyi kurtardık
Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza
Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları
Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk
Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz
Bilir bilmez geyikli gece yüzünden
"Geyikli gecenin arkası ağaç
Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü
Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı"
İster istemez aşkları hatırlatır
Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş
Şimdi de var biliyorum
Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz
Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli
Hiçbir şey umurumda değil diyorum
Aşktan ve umuttan başka
Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı
Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.
Biliyorum gemiler götüremez
Neonlar ve teoriler ısıtamaz yanını yöresini
Örneğin Manastır'da oturur içerdik iki kişi
Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek
Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı
Koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi
Geyikli gecenin karanlığında
Aldatıldığımız önemli değildi yoksa
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak
Gümüş semaverleri ve eski şeyleri
Salt yadsımak için sevmiyorduk
Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz
Ne iyiydik ne kötüydük
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa
Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı
Ama ne varsa geyikli gecede idi
Bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan
Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda
Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında
Büyük otellerin önünde garipsiyorduk
Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte
Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız
Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
Yahut bir adam bıçaklasak
Yahut sokaklara tükürsek
Ama en iyisi çeker giderdik
Gider geyikli gecede uyurduk
"Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede
İmdat ateşleri gibi ürkek telâşlı
Sultan hançerleri gibi ayışığında
Bir yanında üstüste üstüste kayalar
Öbür yanında ben"
Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım
Eskimiş şeylerle avunamıyoruz
Domino taşları ve soğuk ikindiler
Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık
Gölgemiz tortop ayakucumuzda
Sevinsek de sonunu biliyoruz
Borçları kefilleri ve bonoları unutuyorum
İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada
Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum
Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum
İyice kurulamıyorum saçlarını
Bir bardak şarabı kendim için içiyorum
"Halbuki geyikli gece ormanda
Keskin mavi ve hışırtılı
Geyikli geceye geçiyorum"
Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.
Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
Her şey naylondandı o kadar
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı.
Ama geyikli geceyi bulmadan önce
Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk.
Geyikli geceyi hep bilmelisiniz
Yeşil ve yabanî uzak ormanlarda
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan
Hepimizi vakitten kurtaracak
Bir yandan toprağı sürdük
Bir yandan kaybolduk
Glâdyatörlerden ve dişlilerden
Ve büyük şehirlerden
Gizleyerek yahut döğüşerek
Geyikli geceyi kurtardık
Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza
Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları
Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk
Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz
Bilir bilmez geyikli gece yüzünden
"Geyikli gecenin arkası ağaç
Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü
Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı"
İster istemez aşkları hatırlatır
Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş
Şimdi de var biliyorum
Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz
Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli
Hiçbir şey umurumda değil diyorum
Aşktan ve umuttan başka
Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı
Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.
Biliyorum gemiler götüremez
Neonlar ve teoriler ısıtamaz yanını yöresini
Örneğin Manastır'da oturur içerdik iki kişi
Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek
Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı
Koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi
Geyikli gecenin karanlığında
Aldatıldığımız önemli değildi yoksa
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak
Gümüş semaverleri ve eski şeyleri
Salt yadsımak için sevmiyorduk
Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz
Ne iyiydik ne kötüydük
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa
Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı
Ama ne varsa geyikli gecede idi
Bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan
Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda
Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında
Büyük otellerin önünde garipsiyorduk
Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte
Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız
Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
Yahut bir adam bıçaklasak
Yahut sokaklara tükürsek
Ama en iyisi çeker giderdik
Gider geyikli gecede uyurduk
"Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede
İmdat ateşleri gibi ürkek telâşlı
Sultan hançerleri gibi ayışığında
Bir yanında üstüste üstüste kayalar
Öbür yanında ben"
Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım
Eskimiş şeylerle avunamıyoruz
Domino taşları ve soğuk ikindiler
Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık
Gölgemiz tortop ayakucumuzda
Sevinsek de sonunu biliyoruz
Borçları kefilleri ve bonoları unutuyorum
İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada
Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum
Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum
İyice kurulamıyorum saçlarını
Bir bardak şarabı kendim için içiyorum
"Halbuki geyikli gece ormanda
Keskin mavi ve hışırtılı
Geyikli geceye geçiyorum"
Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.
Aşırı kalabalık ve istanbuldaki her meşhur yer gibi çok kötü çaya sahip. Sevgiliyle gidilecek yerlerden biriydi benim için. Birkaç sene öteledim o yüzden gitmeyi ama sonunda gittim. Birkaç defa hem de. Pierro lotiyi değil de ben dönüşünde haliç boyu yürüyüp, arada balatı gezip eminönünden karaköy ve ordan galataya varmayı seviyorum sanırım. Bu tespiti de şu an yaptım.
Polisiye dizileri çok sevdiğim halde kitap konusunda tam ısınamadım. Birkç denemem oldu ama o kadar. Ahmet ümitin mevlana ile alakalı kitabını okumuştum. Bab-ı esrar sanırım. Hiçbir kitabın ve filmin adını ve içeriğini hatırlayamıyorum. Neden okuyorum acaba. Neyse klasikleri bitirmedim daha. Bitince okurum belki.
Yazarların aldığı yanda ettiği, orijinal, kullanılabilecek iltifatlar silsilesi.
Sen gülünce yüzü gülüyor denizdeki balığın
Ve şeref veriyor kainata varlığın.
Söz bana ait tamamlayamadığım bir şiirden alıntı. Kendinizin gibi kullanabilirsiniz. Bu satırlarla kaç sözlük kızı tavladığımı tahayyül edemezsiniz. İtüde, uluda, ekşide hep işe yaramıştır. Burda ben yazdım artık kullanılmaz ama oralarda deneyin.
Sen gülünce yüzü gülüyor denizdeki balığın
Ve şeref veriyor kainata varlığın.
Söz bana ait tamamlayamadığım bir şiirden alıntı. Kendinizin gibi kullanabilirsiniz. Bu satırlarla kaç sözlük kızı tavladığımı tahayyül edemezsiniz. İtüde, uluda, ekşide hep işe yaramıştır. Burda ben yazdım artık kullanılmaz ama oralarda deneyin.
Patronun sıçtığı, Fuatın eh işte performansı sergilediği, sansarın dinleme sebebi yaptığı şarkı. Haftada bir gideri var.