Türkiye cumhuriyetinin temellerini atan yiğitler topluluğu.
- toplam entry 161
- takipçi 8
- puan 4310
Sigara dumanından sararmış duvarların arasında kitaplığıma bakıp rus edebiyatının en nadide eserlerini incelerken eski aşklarımı büyük bir duman bulutu arkasında düşünüyorum.
Hayat bir durak mı yoksa ara sıra istasyonlarında vedalaşmak zorunda kaldığımız insanlarla giden bir tren mi? En yüksek tepeye çıkılamayacağını varsaydığımız bir dağa tırmanırken aralardaki tepede kalıp manzara ile mutlu olan ve orada devam eden insanlar... arkalarındaki tepenin manzarasının daha güzel olduğu fikri yerleşmiyor mu akıllarına? Nasıl ellerindekiyle mutlu olup yukarıyı merak etmeden yaşıyorlar? Mutluluk bence böyle sürekli olan bir şey değil. Mutluluk bir an. Mutluluk bir amaç. O tepeye çıkınca edinilen fakat arkadaki tepeyi fark edince yeni bir hırsa dönüşen olgu.
Sanırım hayatım boyunca hiç mutlu olamayacağım. Belki bir an? Evet. O an mutluyum kesinlikle. Ama o kadar. Her gün aynı manzara ile nasıl mutlu olacağız? Acı da öyle. Her gün aynı şekilde acıtsalar canımızı bir süre sonra acımaz olur sanırım. Eşiği arttırmaları lazım. Eskiden zehirlenmekten korkan insanlar azar azar her gün arttırarak zehir içerlermiş. Bir süre sonra vücut bağışıklılık kazanıyor ve normal bir insanı öldürecek zehir size bir şey yapmıyor. Her şey böyle. İlk gün tatsız gelen çay bir ay sonra normal geliyor. 1 ay sonra Eskisi kadar şeker atınca çok tatlı diyoruz.
Mutluluk anlıktır kesinlikle ve yetinilmez. Yetinen insanlar huzuru bulmuştur diyebiliriz sanırım. Huzur farklı konu. Onu başka yerde incelemeliyiz. Çok daha derin. Var mı yok mu ondan bile emin değilim.
Hayat bir durak mı yoksa ara sıra istasyonlarında vedalaşmak zorunda kaldığımız insanlarla giden bir tren mi? En yüksek tepeye çıkılamayacağını varsaydığımız bir dağa tırmanırken aralardaki tepede kalıp manzara ile mutlu olan ve orada devam eden insanlar... arkalarındaki tepenin manzarasının daha güzel olduğu fikri yerleşmiyor mu akıllarına? Nasıl ellerindekiyle mutlu olup yukarıyı merak etmeden yaşıyorlar? Mutluluk bence böyle sürekli olan bir şey değil. Mutluluk bir an. Mutluluk bir amaç. O tepeye çıkınca edinilen fakat arkadaki tepeyi fark edince yeni bir hırsa dönüşen olgu.
Sanırım hayatım boyunca hiç mutlu olamayacağım. Belki bir an? Evet. O an mutluyum kesinlikle. Ama o kadar. Her gün aynı manzara ile nasıl mutlu olacağız? Acı da öyle. Her gün aynı şekilde acıtsalar canımızı bir süre sonra acımaz olur sanırım. Eşiği arttırmaları lazım. Eskiden zehirlenmekten korkan insanlar azar azar her gün arttırarak zehir içerlermiş. Bir süre sonra vücut bağışıklılık kazanıyor ve normal bir insanı öldürecek zehir size bir şey yapmıyor. Her şey böyle. İlk gün tatsız gelen çay bir ay sonra normal geliyor. 1 ay sonra Eskisi kadar şeker atınca çok tatlı diyoruz.
Mutluluk anlıktır kesinlikle ve yetinilmez. Yetinen insanlar huzuru bulmuştur diyebiliriz sanırım. Huzur farklı konu. Onu başka yerde incelemeliyiz. Çok daha derin. Var mı yok mu ondan bile emin değilim.
Merak edilen, bakımlı, hoş, güzel, tutulası ve falı bakılası eller.
Becerdiğim iş. 90ların son yarısında ekmeğimi beyoğlu ile cihangir arasındaki kafelerde el falı bakarak kazandım. İyi de parası vardı.
Hiç aranmamış yazar. Ulan insan bi merak eder, arada bir gelir bakar, bir iki entry oylar. Aylar sonra girdim sıfır duruyoruz. Çok vefasız çıktı bu sözlük. Sözlük kızlarına darılmam tabi ki söz konusu değil ama erkekler beni kırdı.
Öyle bir entry idi ki başlığın medcezir olduğunu unutup 93 yılı sandım. Nerden nereye bağlandı. Öyle kötü olaylar anlatıldı. Ben de gelip kendi güzel hayatımı, 93 yılında doğan ikinci çocuğumu yazmaya niyetlenmiştim.
Aklımda mine tugaylı diziyle kaldı. Bir de cezanın şarkısı.
Aklımda mine tugaylı diziyle kaldı. Bir de cezanın şarkısı.
Ben değilim. Çok kişiyle tanıştım ama söylemeye korkuyorum. Zira buraya gelip ben yazmayanı dövüyorlar gibi bir hisse kapıldım.
Girip yazıp çıkan yazardır. Gelsin tanış olalım.
Girip yazıp çıkan yazardır. Gelsin tanış olalım.
Mesajlaşırken emojisi olan sözlük. Sözlük kızlarıyla daha rahat iletişim kurmanıza yardımcı. Sırtımı sıvazlayıp cebime bi 50 lira atsa al hadi lazım olur diye bu kadar iş yapmış olamaz.
Ben geldiğimden beri zaten olan etkinlik. Farklı bir şey mi olacak yoksa?
Eşyaların da duygularının olduğunu gösteren durum.
Akşam eve geliyorsun, sıcak, nem, baskı bi yandan ilk iş sütyeni çıkarıp bi rahat oh bee diyorsun. Sabaha kadar o ferahlıkla uyuyorsun. Sabah kalkıp hazırlanırken sütyeni giyiyim diyorsun ama yok. Gel diyon gelmiyor. Kızıyon bağırıyon falan daha da ters tepiyor. Ağlıyor köşede. Sen beni kullanıyorsun eve gelince de bi köşeye atıyorsun falan diyor.
Neyse allahtan eşyaların duyguları yok da kurtuluyoruz. Yoksa hepimiz katil olurduk.
Akşam eve geliyorsun, sıcak, nem, baskı bi yandan ilk iş sütyeni çıkarıp bi rahat oh bee diyorsun. Sabaha kadar o ferahlıkla uyuyorsun. Sabah kalkıp hazırlanırken sütyeni giyiyim diyorsun ama yok. Gel diyon gelmiyor. Kızıyon bağırıyon falan daha da ters tepiyor. Ağlıyor köşede. Sen beni kullanıyorsun eve gelince de bi köşeye atıyorsun falan diyor.
Neyse allahtan eşyaların duyguları yok da kurtuluyoruz. Yoksa hepimiz katil olurduk.
Zamanında itü sözlük adlı kurumda bu çığır açan fikri ortaya sunmuştum. O zamanlar kimse ses etmemişti.
Bu fikirle birlikte yine entrylere yorum yapılabilmesini (ki böylelikle başlık altına birbirlerine cevap vermek goy got yapmak zorunda kalmasın insanlar) ve birkaç bildirim ile alakalı daha önerim olmuştu. Sene 2013 falan. Noldu? Bunların hepsi geldi ama tekelciye bir teşekkür edilmedi.
Değerimiz bilinmiyor azizim.
Bu fikirle birlikte yine entrylere yorum yapılabilmesini (ki böylelikle başlık altına birbirlerine cevap vermek goy got yapmak zorunda kalmasın insanlar) ve birkaç bildirim ile alakalı daha önerim olmuştu. Sene 2013 falan. Noldu? Bunların hepsi geldi ama tekelciye bir teşekkür edilmedi.
Değerimiz bilinmiyor azizim.
Aşk risalesi şiiri ile sevdiğim adam.
Ama sen uzaklardaydın ey kalbim
Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı
Ayın yıldızların çağlayarak
Berrak şelaler yaparak
Coşku içinde aktığı
Bir yerlerdeydi.
Hani bir gün bir çobana rastlamıştık
Adı Ferhat mıydı neydi
Koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin
Sadakatten mest oldukları
Herbirinin gözlerinde
Kaybolur gibi kayar gibi
Dalıp gittiğimiz o saadet evreni
Kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç
Bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan
Yaslan göğsüme sevdiğim
Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
Toprak gibidir
Sen ki bulut gibisin
Ay gibisin güneş gibi bazen
Usul usul inen
Yağmur tıpırtılarını
Dinler gibi
Dalıp gitmiştik
Sen konuşuyordun
İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun
Onlar ki konuklarımızdı
Adları Keremdi,Yusuftu, Kaystı
Hepside ezelden tanıdıktı dosttu.
Ama sen uzaklardaydın ey kalbim
Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı
Ayın yıldızların çağlayarak
Berrak şelaler yaparak
Coşku içinde aktığı
Bir yerlerdeydi.
Hani bir gün bir çobana rastlamıştık
Adı Ferhat mıydı neydi
Koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin
Sadakatten mest oldukları
Herbirinin gözlerinde
Kaybolur gibi kayar gibi
Dalıp gittiğimiz o saadet evreni
Kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç
Bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan
Yaslan göğsüme sevdiğim
Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
Toprak gibidir
Sen ki bulut gibisin
Ay gibisin güneş gibi bazen
Usul usul inen
Yağmur tıpırtılarını
Dinler gibi
Dalıp gitmiştik
Sen konuşuyordun
İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun
Onlar ki konuklarımızdı
Adları Keremdi,Yusuftu, Kaystı
Hepside ezelden tanıdıktı dosttu.
Bu hafta bi arkadaşımın sevgilisi ile kullandığını gördüğüm hat. Ben böyle romantizme karşı insanım arkadaşlar. Doğu ekspresi maalesef bu ülkenin yüz karasıdır. Aaay ne güzel manzara falan boş hikaye. İnsanlar o treni mecbur kaldığı için, uçağa parası yetmediği için kullanıyorsu daha yakın zamana kadar. Doğu ekspresi o çekilen çilenin resmidir yani.
Haaa bunu kim için anlattım? Demiryolcu bir aileden gelen biri olarak hayatında o eski trene binmemişler için. Üniversitenin ilk yıllarında istanbula giderken tren kullanmış biri olarak anlattım. Haa bizimki parasızlıktan değil gelenektendi. Bizde nereye gidilecekse trenle gidilirdi. Öyle alıştık. Sonra zaten tatar ramazan gibi ben bu oyunu bozarım diyip bozdum ama ajsmgk tren yolculuğu iyi güzel falan filan ama rahat değil. Özellikle pusetli kısmı. Kalabalık değilseniz ve kompartman kapatmıyorsanız gayet rahatsız yani. Tek güzel yanı canınız istediğinde sigara içebiliyorsunuz, lokantada bira vs vardı. Yoksa otobüsle bile 8 saat olan yolu 15 saattr gittiğim oldu.
Neyse arkadaşımın sevgilisiyle yolculuğa çıktığını gördüm. Romantizme karşıyız falan filan ama ne yalan söyleyim kıskandım ahskfksl karsa gittiler. Oradan bir şekilde artvine geçmişler. Bir dağın tepesinde fotoğrafları vardı bulutların üzerindeler. Kamp falan yapıyorlar.
Şu öksüz ruhuma arada romantizm lazım sanırım. Özlemişim öyle heyecanları.
Haaa bunu kim için anlattım? Demiryolcu bir aileden gelen biri olarak hayatında o eski trene binmemişler için. Üniversitenin ilk yıllarında istanbula giderken tren kullanmış biri olarak anlattım. Haa bizimki parasızlıktan değil gelenektendi. Bizde nereye gidilecekse trenle gidilirdi. Öyle alıştık. Sonra zaten tatar ramazan gibi ben bu oyunu bozarım diyip bozdum ama ajsmgk tren yolculuğu iyi güzel falan filan ama rahat değil. Özellikle pusetli kısmı. Kalabalık değilseniz ve kompartman kapatmıyorsanız gayet rahatsız yani. Tek güzel yanı canınız istediğinde sigara içebiliyorsunuz, lokantada bira vs vardı. Yoksa otobüsle bile 8 saat olan yolu 15 saattr gittiğim oldu.
Neyse arkadaşımın sevgilisiyle yolculuğa çıktığını gördüm. Romantizme karşıyız falan filan ama ne yalan söyleyim kıskandım ahskfksl karsa gittiler. Oradan bir şekilde artvine geçmişler. Bir dağın tepesinde fotoğrafları vardı bulutların üzerindeler. Kamp falan yapıyorlar.
Şu öksüz ruhuma arada romantizm lazım sanırım. Özlemişim öyle heyecanları.
Şeytan. Lucifer adlı dizide gayet karizma bir abimiz canlandırıyor. İngiliz aksanıyla lusifı moğningstaağ
Sevilen kişi ile yapılanına sevişmek deniyor.
Kimin düşürdüğünü görmediysem çatır çutur yerim. Affetmem. Başkasının parası kul hakkı falan. Yok arkadaşlar. Siz de düşürmüşünüzdür ya da düşüreceksiniz illa bir gün. Dengelenecek oradan.
Kameradan korksak mobeselerle dost olmazdık.
[email protected]
Kameradan korksak mobeselerle dost olmazdık.
[email protected]
Hayatım boyunca en çok kullandığım 10 cümleden birine konu olan şehir.
"yok burda doğdum büyüdüm de aslen kayseriliyiz. Hı hı. Yok develi değil incesu. Hayır babam sıvacı değil. Aynen kayserililer sıvacı olurmuş. Niğdeliler de hurdacı ehehe :) yok yok bizimki değil. Dedemler zamanında göçmüş zaten, babam da burda doğmuş. Akraba var tabi, arada yazları gideriz, düğün, ölüm vs. Bi ayağımız orda sayılır yani. Ahahahah aynen kayserililer zeki çocuklarını okutmazlar :) bizi okuttular artık ışık görememişler herhalde :)"
"yok burda doğdum büyüdüm de aslen kayseriliyiz. Hı hı. Yok develi değil incesu. Hayır babam sıvacı değil. Aynen kayserililer sıvacı olurmuş. Niğdeliler de hurdacı ehehe :) yok yok bizimki değil. Dedemler zamanında göçmüş zaten, babam da burda doğmuş. Akraba var tabi, arada yazları gideriz, düğün, ölüm vs. Bi ayağımız orda sayılır yani. Ahahahah aynen kayserililer zeki çocuklarını okutmazlar :) bizi okuttular artık ışık görememişler herhalde :)"
Daha yeni game of thrones s7e3 hakkında 500 oranlı bir bahse 100 kağıt attım. Bekliyorum. Olursa küçük çaplı zengin olabilirim.
Olasılık hesabı manyağıyım. Hayatta karşıma gelen her mevzuda tüm olasılıkları hesaplamayı düstur edindim. En büyük korkum hazırlıksız yakalanmak. Karşılaşacağım her olayı rn az 2 kere kafamda oynarım. Biriyle mi görüşecem 2 kere kafamda görüşmüşümdür. Toplantı mı olacak. En az 2 kere. Anlık tepki veremiyorum çünkü. Bu da benim sıkıntım. En sevmediğim şey kendime laf söyletmek. Kimse bana laf söylemesin. Buna göre tüm plan programımı yaparım. Bahane uydurmayı da uyduran insanları da sevmem. Hiçbir mazaret başarının yerini tutmaz çünkü. O gün bir şeyin yetişmesi gerekiyorsa gerekirse sabaha kadar çalışır bitiririm. Ölmediğim hastanelik olmadığım sürece bahanelere sığınamam.
Hatta öyle bir olasılık manyaklığı ki şaşırma güdümü kaybettim. İnsanların ölebileceğini bile kabullenip her türlü şeklini düşündüm. Ona bile alıştım. İnsanlar şimdi hayatta karşılarına gelen bazı şeylere üzülünce falan şaşırıyorum. E abi olabilir yani niye bu kadar üzüldün ki diyorum içimden. Ben ise sadece planını yapmadığım, olmaması gereken bir konu beni bulduğunda üzülüyorum.
Bunun dışında çok da rahat 1 insanım. Şaşırtıcı. Kendimle alakalı her şeyde rahatım. Kimsenin bana laf söyleme lüksü yok ya. Ondan herhalde. Bir şekilde hallolur ya gelir geçer yaparız kafası. Allah büyük önüm de açılıyor genelde.
En sevmediğim şey bana bağlı olmayan işlere benim bağlı olmam. Yukarda dediğim, tek üzüldüğüm, evham yaptığım konu bu. Kontrol manyaklığı olabilir bu. Kontrolümde olmayan işlerde de tepkisiz kalıyorum. Direkt pes ederim. Mezun oldum, işsiz kaldım zamanında. Mezun olana kadar iş bulma konusunda haddinden fazla bağlantıya ulaştım, istediğim işe girmek için elimden gelen her şeyi yaptım ve gerçekten hak ettiğimi düşünüyorsum okurken ama okul bitince 7 ay iş bulamadım. Son 3 ayında iş aramayı bıraktım. Sadece bekliyordum. Bi arkadaşım vasıtasıyla buldum sonradan da geçtik çok şükür ama hala istediğim şirket değil. Kader kısmet burada devreye giriyor sanırım. Geçen instagramda dünyanın en patavatsız, afedersin boş okumuş kendini geliştirmemiş birinin olmak istediğim şirkete gittiğini gördüm görüşmeye. Kahroldum ahsmfk üzüldüm yani içim cız etti. Hani platonik aşkınızı sizden gömlek gömlek altta biriyle görürsünüz ya onun gibi. Hayır yakıştıramadığım kıskandığım için değil yahu. Bunlar salt gerçekler.
Neyse, Anlık tepki, anı kurtarma konusunda kendimi geliştirmem gerekiyor. Böyle olmuyor.
Hatta öyle bir olasılık manyaklığı ki şaşırma güdümü kaybettim. İnsanların ölebileceğini bile kabullenip her türlü şeklini düşündüm. Ona bile alıştım. İnsanlar şimdi hayatta karşılarına gelen bazı şeylere üzülünce falan şaşırıyorum. E abi olabilir yani niye bu kadar üzüldün ki diyorum içimden. Ben ise sadece planını yapmadığım, olmaması gereken bir konu beni bulduğunda üzülüyorum.
Bunun dışında çok da rahat 1 insanım. Şaşırtıcı. Kendimle alakalı her şeyde rahatım. Kimsenin bana laf söyleme lüksü yok ya. Ondan herhalde. Bir şekilde hallolur ya gelir geçer yaparız kafası. Allah büyük önüm de açılıyor genelde.
En sevmediğim şey bana bağlı olmayan işlere benim bağlı olmam. Yukarda dediğim, tek üzüldüğüm, evham yaptığım konu bu. Kontrol manyaklığı olabilir bu. Kontrolümde olmayan işlerde de tepkisiz kalıyorum. Direkt pes ederim. Mezun oldum, işsiz kaldım zamanında. Mezun olana kadar iş bulma konusunda haddinden fazla bağlantıya ulaştım, istediğim işe girmek için elimden gelen her şeyi yaptım ve gerçekten hak ettiğimi düşünüyorsum okurken ama okul bitince 7 ay iş bulamadım. Son 3 ayında iş aramayı bıraktım. Sadece bekliyordum. Bi arkadaşım vasıtasıyla buldum sonradan da geçtik çok şükür ama hala istediğim şirket değil. Kader kısmet burada devreye giriyor sanırım. Geçen instagramda dünyanın en patavatsız, afedersin boş okumuş kendini geliştirmemiş birinin olmak istediğim şirkete gittiğini gördüm görüşmeye. Kahroldum ahsmfk üzüldüm yani içim cız etti. Hani platonik aşkınızı sizden gömlek gömlek altta biriyle görürsünüz ya onun gibi. Hayır yakıştıramadığım kıskandığım için değil yahu. Bunlar salt gerçekler.
Neyse, Anlık tepki, anı kurtarma konusunda kendimi geliştirmem gerekiyor. Böyle olmuyor.
Geçenlerde yaparken baya eğlendiğim.
Bir muhabbet esnasında bir hukuk öğrencisi ile tanıştım. Ne zaman avukat oluyosun diye sorduğumda ağustosta dedi. Ben de nasıl yaaa o mevsimde avukat yetişmezki dedim.
Ahahahaahahahahh mi mi mi mizah şooov
Şimdi düşündüm de baya eğlendim yine. Kimse gülmüyor ama ben eğlendim arkadaşlar.
Bir muhabbet esnasında bir hukuk öğrencisi ile tanıştım. Ne zaman avukat oluyosun diye sorduğumda ağustosta dedi. Ben de nasıl yaaa o mevsimde avukat yetişmezki dedim.
Ahahahaahahahahh mi mi mi mizah şooov
Şimdi düşündüm de baya eğlendim yine. Kimse gülmüyor ama ben eğlendim arkadaşlar.
Fırsat buldukça kullandığım keyifli, hoş, edebi olmasa da iyi mizah yaptıran bitki çeşidi.
Kimyasala hayır!
Kimyasala hayır!
Bir şaşırma ifadesi.
Kurusunun kilosu 3 4 sene önce 100 lirayı buluyordu. Tazesini pek sevmem ama kurusundan etli bamya çorbası yapılır konya'da ki efsanedir.
Konua düğünlerinde yoğurt çorbası-pilav üstü kavurma- pilav üstü kavurma- bamya-pilav üstü kavurma şeklinde bir sıralama ile gelir. Yeni yetmeler için pilav daha cazip gelse de işini bilen adam bamyayı bekler.
Konua düğünlerinde yoğurt çorbası-pilav üstü kavurma- pilav üstü kavurma- bamya-pilav üstü kavurma şeklinde bir sıralama ile gelir. Yeni yetmeler için pilav daha cazip gelse de işini bilen adam bamyayı bekler.
(bkz:inanma sikecek)