dürmek kelimesinden türemiştir.
bir recep tayyip erdoğan sözü.
bir vine fenomeni, cumali ceber filminin baş oyuncusu, iğrençliklerle dolu bir film ve bu adam.
insani hayretler içerisinde, utanç içerisinde bırakan durumdur.
şimdiden alay konusu olmaya başladık.
şimdiden alay konusu olmaya başladık.
5 ağustos 2017 günü söz konusu olan gündem maddesi ' yeni bir devlet kuruyoruz ' sözü üzerine twitter üzerinden bir takım yazdığı yazılar.
Bir kez daha sesleniyor, sorumluluk sahiplerini uyarıyorum: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe… Ya devlet ya zillet; ya millet ya da illet…
nizamülmülk, devlet herkese nasip olmayacak büyük nimettir, diyordu. Bu nimete son nefes, son nefer, son damla kana kadar sahip çıkacağız.
Mağduriyetler artıyor, ülke çalkalanıyor, yine bazı cemaat ve tarikatlar oluk oluk kurum ve kuruluşlara yuvalanıyor. Ve devlet tartışılıyor!
türkiye'ye İdlip'te tuzak kuruluyor, Ortadoğu kaynıyor,ABD, YPG'ye silah yağdırıyor,Avrupa'yla ilişkiler geriliyor, FETÖ davaları sulanıyor.
İnanıyorum ki, bu olanlardan, sürekli kösteklenen Cumhurbaşkanı da rahatsız ve memnuniyetsizdir. Aksini düşünmek ise milli bir felakettir.
Milli Mücadele'yi 15 Temmuz'la kıyaslamak, fırsattan istifade Türkiye'yi budamak ihanettir, niyet sahipleri karşılarında MHP'yi bulacaktır.
Devlet; kutlu zaferin meyvesi, müstevlilere karşı mücadelenin müjde ve methiyesidir. Türk devletini yıkacak henüz anasından doğmamıştır.
İbn-i Haldun der ki: “Milletler,devleti çalışarak ve isteyerek elde ederler. İstemenin ve çalışmanın ulaştığı son nokta zafer ve devlettir.”
1923, 1299 Söğüt mirasından bir kopuş değil,bilakis ve bilahare daha güçlü bir eklemleniştir. Devletle oynamak küresel devlere yem olmaktır.
Rota aynıdır.Kaynak aynıdır.Kurucu kahramanlar isim isim farklı olsa da cephe cephe, dalga dalga büyüyen Türk devletinin şeref payeleridir.
Türk devletinin yenisi, eskisi olmaz. Türkiye Cumhuriyeti mesela Göktürklerin, mesela Büyük Selçuklunun devamı, bu çağdaki adıdır.
15 Temmuz'u basamak yaparak, 16 Nisan'ı bahane ederek yeni devlet, yeni kurucu amacında olan varsa, aklını başına, ayağını da denk alsın.
Devlet; milletin namusuna emanet edilmiş yaşayan, milli hafızayı taşıyan, milli haysiyeti savunan şuur, gurur ve ruhtur. Hainler anlayamaz.
15 Temmuz'da devlet yıkımdan kurtarılmıştır. Millet işgalden mahfuz tutulmuştur.Yeni devlet kuruyoruz lafı FETÖ'ye uzatılmış zeytin dalıdır.
Devlet birdir, milletin siyasi ve idari mecmuudur, Türk tarihinin şeref mahsulüdür, ismi Türkiye Cumhuriyeti'dir. Öyle de kalacaktır.
15 Temmuz'da paralel devlet yapılanmasının hain emelleri deşifre olmuştu.Yeni devlet; paralel devlet hasretini çeken köksüzlerin çağrısıdır.
Yeni bir devlet kuruyoruz ağzı kirli bir FETÖ ağzı, aynı zamanda manda ve himaye arayan ihanet ortaklarının karanlık bir arayışıdır.
15 Temmuz'da Türk devletinin bekası korunmuş, 16 Nisan Halkoylamasıyla hükümet etme sistemi değiştirilmiş, devlet güçlendirilmiştir.
Yeni bir devlet kuruluyor demek, ortada bir eskinin varlığını önce kabul,ardından da hedefteki devletin yıkıldı yıkılıyor ilanını yapmaktır.
Bir kez daha sesleniyor, sorumluluk sahiplerini uyarıyorum: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe… Ya devlet ya zillet; ya millet ya da illet…
nizamülmülk, devlet herkese nasip olmayacak büyük nimettir, diyordu. Bu nimete son nefes, son nefer, son damla kana kadar sahip çıkacağız.
Mağduriyetler artıyor, ülke çalkalanıyor, yine bazı cemaat ve tarikatlar oluk oluk kurum ve kuruluşlara yuvalanıyor. Ve devlet tartışılıyor!
türkiye'ye İdlip'te tuzak kuruluyor, Ortadoğu kaynıyor,ABD, YPG'ye silah yağdırıyor,Avrupa'yla ilişkiler geriliyor, FETÖ davaları sulanıyor.
İnanıyorum ki, bu olanlardan, sürekli kösteklenen Cumhurbaşkanı da rahatsız ve memnuniyetsizdir. Aksini düşünmek ise milli bir felakettir.
Milli Mücadele'yi 15 Temmuz'la kıyaslamak, fırsattan istifade Türkiye'yi budamak ihanettir, niyet sahipleri karşılarında MHP'yi bulacaktır.
Devlet; kutlu zaferin meyvesi, müstevlilere karşı mücadelenin müjde ve methiyesidir. Türk devletini yıkacak henüz anasından doğmamıştır.
İbn-i Haldun der ki: “Milletler,devleti çalışarak ve isteyerek elde ederler. İstemenin ve çalışmanın ulaştığı son nokta zafer ve devlettir.”
1923, 1299 Söğüt mirasından bir kopuş değil,bilakis ve bilahare daha güçlü bir eklemleniştir. Devletle oynamak küresel devlere yem olmaktır.
Rota aynıdır.Kaynak aynıdır.Kurucu kahramanlar isim isim farklı olsa da cephe cephe, dalga dalga büyüyen Türk devletinin şeref payeleridir.
Türk devletinin yenisi, eskisi olmaz. Türkiye Cumhuriyeti mesela Göktürklerin, mesela Büyük Selçuklunun devamı, bu çağdaki adıdır.
15 Temmuz'u basamak yaparak, 16 Nisan'ı bahane ederek yeni devlet, yeni kurucu amacında olan varsa, aklını başına, ayağını da denk alsın.
Devlet; milletin namusuna emanet edilmiş yaşayan, milli hafızayı taşıyan, milli haysiyeti savunan şuur, gurur ve ruhtur. Hainler anlayamaz.
15 Temmuz'da devlet yıkımdan kurtarılmıştır. Millet işgalden mahfuz tutulmuştur.Yeni devlet kuruyoruz lafı FETÖ'ye uzatılmış zeytin dalıdır.
Devlet birdir, milletin siyasi ve idari mecmuudur, Türk tarihinin şeref mahsulüdür, ismi Türkiye Cumhuriyeti'dir. Öyle de kalacaktır.
15 Temmuz'da paralel devlet yapılanmasının hain emelleri deşifre olmuştu.Yeni devlet; paralel devlet hasretini çeken köksüzlerin çağrısıdır.
Yeni bir devlet kuruyoruz ağzı kirli bir FETÖ ağzı, aynı zamanda manda ve himaye arayan ihanet ortaklarının karanlık bir arayışıdır.
15 Temmuz'da Türk devletinin bekası korunmuş, 16 Nisan Halkoylamasıyla hükümet etme sistemi değiştirilmiş, devlet güçlendirilmiştir.
Yeni bir devlet kuruluyor demek, ortada bir eskinin varlığını önce kabul,ardından da hedefteki devletin yıkıldı yıkılıyor ilanını yapmaktır.
nasıl güzel nasıl güzel anlatamam. içtikçe içesi geliyor insanın. ne insan mı dedim evet.
münferit durumlar için enfes bir içecek, bununla ilgili çok yorum yapmak isterdim. ayrıca içki olarak en beğendiğim diye bilirim. yalnızlıklar için bire bir.
içindekileri okumaya başladım sonra vazgeçtim. 14.4 shot nedir ne değildir diye merak ediyordum aldıktan sonra merakım bitip kafam başladı.
fiyat olarak da çok ucuz geldi bana yani. neyse rakam konuşmayalım içelim serin serin.
özellikle redbulla içilmesi gerekenlerdendir. yanında yer fıstığı iyi gider.
bira zannetmeyin şarap karışımıdır. seks öncesi içilmesi iyidir.
münferit durumlar için enfes bir içecek, bununla ilgili çok yorum yapmak isterdim. ayrıca içki olarak en beğendiğim diye bilirim. yalnızlıklar için bire bir.
içindekileri okumaya başladım sonra vazgeçtim. 14.4 shot nedir ne değildir diye merak ediyordum aldıktan sonra merakım bitip kafam başladı.
fiyat olarak da çok ucuz geldi bana yani. neyse rakam konuşmayalım içelim serin serin.
özellikle redbulla içilmesi gerekenlerdendir. yanında yer fıstığı iyi gider.
bira zannetmeyin şarap karışımıdır. seks öncesi içilmesi iyidir.
Ya orgazm olmamışsınız ya da ne olduğunu anlamamışsınız.başka bir açıklamasi olamaz orgazmdan daha zevkli bir anın.
32 yaşındaki öğretmen Necmettin Yılmaz şehit olacağını birçok kez babasına söylemiş. PKK'nın şehit ettiği öğretmen bu yaz nişanlanacaktı.
Şanlıurfa'dan memleketi Gümüşhane'ye dönerken Tunceli-Pülümür karayolunda 16 Haziran tarihinde bölücü terör örgütü mensupları tarafından yolu kesilip aracı yakılan öğretmen Necmettin Yılmaz'ın (23) doğduğu topraklarda hüzün hakim.
Gümüşhane'nin Torul ilçesine bağlı Demirkapı köyünde doğup büyüyen, ilkokulu da burada okuyan öğretmen Yılmaz, geçtiğimiz Ekim ayında atandığı Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlı Çifçibaşı köyünde sınıf öğretmeni olarak görev yapıyordu.
Okulların kapanmasının ardından ata toprağına kavuşmak için aracıyla yola çıkan Yılmaz'ın önü Tunceli-Pülümür karayolunda kesilmiş, aracı yakılmış ve o günden beri kayıptı. Geçtiğimiz günlerde Pülümür deresinde bulunan erkek cesedinin ardından aile bireylerinden alınan kan örnekleriyle DNA uyuşması yaşanınca umutlar tükenmiş ve öğretmen Yılmaz'ın şehit edildiği anlaşılmıştı.
'Vatan görevi nedeye gitsek yapacağız'
Ortaokul ve liseyi Gümüşhane'de okuduktan sonra Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun olan ve bir yıl sonra görevine atanan Yılmaz, buraya giderken çevresindekilerin tüm ısrarlarına rağmen “Vatan görevi, nereye gitsek yapacağız” diyerek Siverek'e gitti.
İnşaatlarda çalışarak çocuklarını büyüttü
Dört çocuğuna inşaatlarda çalışarak bakan ve onları okutan baba Hamit Yılmaz, il merkezine 46, Torul ilçe merkezine 25 kilometre uzaklıkta bulunan Demirkapı köyü Merkez Mahallesindeki evinde taziyeleri kabul ediyor. Etrafı Türk bayraklarıyla donatılan evin önünde 112 Acil Servis görevlileri hazır bekletilirken, köyden ağıt sesleri yükseliyor.
15 Ekim'de göreve başlamıştı
Oğlu sınıf öğretmen Necmettin Yılmaz'ın mezun olduktan bir yıl sonra 15 Ekim'de Şanlıurfa'nın Siverek ilçesi Çiftçibaşı köyüne atandığını kaydeden baba Yılmaz, “Allah'a teslim ettik, o da bize böyle nasip etti. Rabbim böyle diledi. Yapacak bir şey yok. İlk görev yeriydi” dedi.
'Sık sık şehit olacağım derdi'
Öğretmen Yılmaz'ın sık sık “şehit olacağım” ifadelerini kullandığını ifade eden Yılmaz, “İnançlı birisiydi. Şehit olacağını en az 3 kez bana söyledi. Baba ben şehit olacağım derdi devamlı. Ben öyle bir çocuk yetiştirdiğim için çok gururluyum, Allah'a hamd ediyorum. Vatanımıza bağışladım, vatanım sağolsun, devletimiz var olsun. Benim de bayrağımızda bir damla kanım oldu. Allah böyle diledi, böyle de oldu” diye konuştu.
'Çocuğumu görür görmez tanıdım'
Geçtiğimiz günlerce Pülümür çayında bulunan erkek cesedini teşhis için gittiğinde çocuğunu görür görmez tanıdığını anlatan baba Yılmaz, “Otopsi sürecinde çocuğumu görür görmez tanıdım. Dişinde de beyazlık vardı. Onu da gördük. Ben kendimden emindim. Savcı bey DNA sonuçlarını beklememiz istedi. Bizde döndük geldik. Bizler ümitliydik, belirli girişimlerde bulunduk. 27 gündür İstanbul, Ankara, Tunceli hatta Erzincan'dan girişimlerde bulunduk” ifadelerini kullandı.
'Bu yaz nişan yapacaktık'
Öğretmen Yılmaz'ın Adıyaman'da sevdiği ve görüştüğü bir kız arkadaşı olduğunu, bu yaz tatilinde gidip nişan yapacaklarını ifade eden Yılmaz, “Nasip değilmiş” diyerek şunları söyledi: “Ben çocuğumu inançlı bir çocuk olarak yetiştirdim. Rabbime şükrolsun ki o inancını sağlam bir şekilde teslim etti. Duası da kabul edildi.”
Olaydan bir kaç saat önce telefonda görüştük
Öğretmen Yılmaz'ın annesini 27 gündür oyaladığını sürekli “gelecek” diye teselli ettiğini kaydeden Yılmaz, Necmettin öğretmenin olaydan birkaç saat önce kendisi, ağabeyi ve yengesiyle konuştuğunu da sözlerine ekledi.
gazete vatan dan alıntıdır.
Şanlıurfa'dan memleketi Gümüşhane'ye dönerken Tunceli-Pülümür karayolunda 16 Haziran tarihinde bölücü terör örgütü mensupları tarafından yolu kesilip aracı yakılan öğretmen Necmettin Yılmaz'ın (23) doğduğu topraklarda hüzün hakim.
Gümüşhane'nin Torul ilçesine bağlı Demirkapı köyünde doğup büyüyen, ilkokulu da burada okuyan öğretmen Yılmaz, geçtiğimiz Ekim ayında atandığı Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlı Çifçibaşı köyünde sınıf öğretmeni olarak görev yapıyordu.
Okulların kapanmasının ardından ata toprağına kavuşmak için aracıyla yola çıkan Yılmaz'ın önü Tunceli-Pülümür karayolunda kesilmiş, aracı yakılmış ve o günden beri kayıptı. Geçtiğimiz günlerde Pülümür deresinde bulunan erkek cesedinin ardından aile bireylerinden alınan kan örnekleriyle DNA uyuşması yaşanınca umutlar tükenmiş ve öğretmen Yılmaz'ın şehit edildiği anlaşılmıştı.
'Vatan görevi nedeye gitsek yapacağız'
Ortaokul ve liseyi Gümüşhane'de okuduktan sonra Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun olan ve bir yıl sonra görevine atanan Yılmaz, buraya giderken çevresindekilerin tüm ısrarlarına rağmen “Vatan görevi, nereye gitsek yapacağız” diyerek Siverek'e gitti.
İnşaatlarda çalışarak çocuklarını büyüttü
Dört çocuğuna inşaatlarda çalışarak bakan ve onları okutan baba Hamit Yılmaz, il merkezine 46, Torul ilçe merkezine 25 kilometre uzaklıkta bulunan Demirkapı köyü Merkez Mahallesindeki evinde taziyeleri kabul ediyor. Etrafı Türk bayraklarıyla donatılan evin önünde 112 Acil Servis görevlileri hazır bekletilirken, köyden ağıt sesleri yükseliyor.
15 Ekim'de göreve başlamıştı
Oğlu sınıf öğretmen Necmettin Yılmaz'ın mezun olduktan bir yıl sonra 15 Ekim'de Şanlıurfa'nın Siverek ilçesi Çiftçibaşı köyüne atandığını kaydeden baba Yılmaz, “Allah'a teslim ettik, o da bize böyle nasip etti. Rabbim böyle diledi. Yapacak bir şey yok. İlk görev yeriydi” dedi.
'Sık sık şehit olacağım derdi'
Öğretmen Yılmaz'ın sık sık “şehit olacağım” ifadelerini kullandığını ifade eden Yılmaz, “İnançlı birisiydi. Şehit olacağını en az 3 kez bana söyledi. Baba ben şehit olacağım derdi devamlı. Ben öyle bir çocuk yetiştirdiğim için çok gururluyum, Allah'a hamd ediyorum. Vatanımıza bağışladım, vatanım sağolsun, devletimiz var olsun. Benim de bayrağımızda bir damla kanım oldu. Allah böyle diledi, böyle de oldu” diye konuştu.
'Çocuğumu görür görmez tanıdım'
Geçtiğimiz günlerce Pülümür çayında bulunan erkek cesedini teşhis için gittiğinde çocuğunu görür görmez tanıdığını anlatan baba Yılmaz, “Otopsi sürecinde çocuğumu görür görmez tanıdım. Dişinde de beyazlık vardı. Onu da gördük. Ben kendimden emindim. Savcı bey DNA sonuçlarını beklememiz istedi. Bizde döndük geldik. Bizler ümitliydik, belirli girişimlerde bulunduk. 27 gündür İstanbul, Ankara, Tunceli hatta Erzincan'dan girişimlerde bulunduk” ifadelerini kullandı.
'Bu yaz nişan yapacaktık'
Öğretmen Yılmaz'ın Adıyaman'da sevdiği ve görüştüğü bir kız arkadaşı olduğunu, bu yaz tatilinde gidip nişan yapacaklarını ifade eden Yılmaz, “Nasip değilmiş” diyerek şunları söyledi: “Ben çocuğumu inançlı bir çocuk olarak yetiştirdim. Rabbime şükrolsun ki o inancını sağlam bir şekilde teslim etti. Duası da kabul edildi.”
Olaydan bir kaç saat önce telefonda görüştük
Öğretmen Yılmaz'ın annesini 27 gündür oyaladığını sürekli “gelecek” diye teselli ettiğini kaydeden Yılmaz, Necmettin öğretmenin olaydan birkaç saat önce kendisi, ağabeyi ve yengesiyle konuştuğunu da sözlerine ekledi.
gazete vatan dan alıntıdır.
gayet bilgili bir yazar, ayrıca samimi ve içten bir hoş geldinizi eksik etmeyen yazar.
iyi ki var, hep yazsın.
iyi ki var, hep yazsın.
hunili arkadaşlarımızın dilinden karikatürler yayınlayan facebook sayfası.
https://www.facebook.com/hunilisozluk/
https://www.facebook.com/hunilisozluk/
1969 yılında Elazığ'da doğmuştur.lise de dahil olmak üzere temel eğitimini elazığ'da
tamamlamıştır. 1986 yılında gazi üniversitesi eğitim fakültesi beden eğitimi ve spor
bölümünü 1990 yılında tamamlayarak bitirmiştir.
1991'de Beden eğitimi öğretmeni olarak mesleğini yapmaya başlamıştır.
1993 yılında fırat üniversitesi beden eğitimi ve spor bölümünde araştırma
görevlisi oldu.
1996 yılında, “Fırat Havzasındaki Mahalli İdarelerin Spora Yaklaşımlarının Analizi” adlı yüksek lisans çalışmasını bitirdi.
1998'de, Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalında Doktora eğitimine başladı.
2002 yılında "Spor Hizmetleri Konusunda Halkın Belediyelerden Beklentileri" adlı çalışma ile doktorasını bitirdi.
2002 yılından beri Fırat Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulunda Yardımcı Doçent kadrosunda görev yaptı hâlâ doçent olarak görevine devam etmektedir.
başarılı bilim insanı olmasının yanı sıra mhp'den Elazığ Belediye başkan adayıdır.
tamamlamıştır. 1986 yılında gazi üniversitesi eğitim fakültesi beden eğitimi ve spor
bölümünü 1990 yılında tamamlayarak bitirmiştir.
1991'de Beden eğitimi öğretmeni olarak mesleğini yapmaya başlamıştır.
1993 yılında fırat üniversitesi beden eğitimi ve spor bölümünde araştırma
görevlisi oldu.
1996 yılında, “Fırat Havzasındaki Mahalli İdarelerin Spora Yaklaşımlarının Analizi” adlı yüksek lisans çalışmasını bitirdi.
1998'de, Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalında Doktora eğitimine başladı.
2002 yılında "Spor Hizmetleri Konusunda Halkın Belediyelerden Beklentileri" adlı çalışma ile doktorasını bitirdi.
2002 yılından beri Fırat Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulunda Yardımcı Doçent kadrosunda görev yaptı hâlâ doçent olarak görevine devam etmektedir.
başarılı bilim insanı olmasının yanı sıra mhp'den Elazığ Belediye başkan adayıdır.