geç kalmak

ontolojik sancilarimin merhemi
"insan bir kere birine geç kalır ve
bir daha hiç kimse için acele etmez."
yaşar kemal

Tipik umutsuzluk. Aynısı sabahattin ali'de de var. Ahmed arif'i severim bu konularda ben. Leyla'sına olan deli dolu duygularını. Beklemek, geç kalmak, erken gitmek demeksizin. Hayatı bir tek tecrübeyle ipotek olarak vermek mümkün mü sizce? O “biri” her zaman beklenen ve gidilen biri olmayabilir. Sanılabilir sadece. Bir aşkı tek başına yaşamak; ötekini buna dâhil etmeden yaşamak daha kolaydır. Kolaydan ziyade insanidir. Küllenip gider acılar. Bazen kader yolundan şaşabilir bilinci ve kalbi prangası altına alabilir. Ve insan, kendi marazili takıntılarını tipik bir şekilde yukarıdaki dizelerle mazur gösterebilir.
pasaklikontes
"İnsan bir kere birine geç kalır ve
bir daha hiç kimse için acele etmez."
Yaşar Kemal
Okudum . Durdum. Düşündüm. Döndüm bir daha okudum. Ağladım sonra. Dişlerimi sıktım. Düşündüm. Tekrar okudum. Salakça bir tebessüm. Sonra yine akan gözyaşları. Al sana koca bir hayatın özeti. ( gerçi benim hayatımın ancak ve ancak ilk sahnesi , ilk bölümü , ilk sayfası olabilir sadece ) neydi önemli olan ? Yaş mı ? Yaşamış olmak mı ? Ne demişti o adam yaaa .? Haaa : Olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu !
esdemirei
Bildim bileli yapamadığım bir şeydir. Geç kalıp bir şeyleri kaçırmaktansa karşımdakine ayıp etmektense erken gelip beklemeyi yeğliyorum. İstanbul gibi geç kalmaya elverişli bir ilde erken hazırlanmak gerekiyor. Etkinlik yeri yaşadığın yerden ne kadar uzaktaysa, imkânlar ve alternatifler ne kadar kısıtlıysa o kadar erken hazırlanıyorum. Sabahın erken saatlerindeyse bazen uykumu feda ettiğim de oluyor.
ontolojik sancilarimin merhemi
Kadınlara atfedilir. Kadınları ele alan gelenekselci incelemeler “geç kalan daima kadınlardır” der. Kendimden yola çıktığımda hak vermemek mümkün değil. Bendeki, Tamamen akış hâlinde gerçekleşen bir ritüele dönmüş görünüyor.
avni
"Sen bana geç kaldın ben sana erken
Tutuşsun gün yansın geceler vaktimiz varken
Sen bana yangın ol efendim ben sana rüzgar"

Dizeleriyle de tarif edilebilendir.
kombiwankenobi
bir sebepten ötürü veya keyfi olarak bir şeyleri ileri zamana ötelemek.
bu eylemi gerçekleştirirken hep aklıma bir daha geri dönüş olamayacağı gelir. bir buluşmaya geç kaldım belki o buluşmadan bir saat çaldım. o bir saat benim kaybım. bir mesaja geç kaldım belki o mesaj karşımdakinin anlık ruh hali. ben ona geç kaldım. birine geç kaldım, hayatına geç kaldım. çoğunlukla kalmamaya çalışırım kaybedeceğim zaman karşımdakine verdiğim değer çünkü. benim aramama, randevuma, mesajıma, ruh halime geç kalanlar da var. kaybedişlerini hüzünle seyrediyorum. o ruh halinin, mutluluğun, hüznün -geç kaldıktan sonra- hiçbir öneminin olmayacağının farkında değiller. ama ben farkındayım. ya çocukluk bu ya da olgunluk. bu şey her neyse benim için asla değişmeyecek.