(bkz:akp'yi ve ülkemizi yepyeni bir vizyonla geleceğe taşıyalım)
(bkz:gül davutoğlu ve babacan yuvanıza geri dönün)
#siyaset
zenginsozluk.com/foto
Ahmet Hamdi Çamlı'nın resmi Twitter hesabı üzerinden 7 Temmuz 2019 tarihinde attığı tweet'te geçen ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Ne zamanki pazar normal, cuma tatildi. İşte o asırlar boyunca 1 numara, hacet kapısı, medet kapısıydık. Hey gidi günler, hey. Olmaz mı, olur inşallah.”
zenginsozluk.com/foto
Burhan Kuzu'nun resmi Twitter hesabı üzerinden 6 Temmuz 2019 tarihli tweet'inde geçen ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Sayın Abdullah Gül, Sayın Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve birlikte hareket eden dava arkadaşlarım. Hep birlikte yola çıktık. Çok önemli işlere imza attık. Kendinize göre haklı gerekçeleriniz olabilir ama davamız hepsinin önündedir. Gelin yuvaya dönün beraber çalışalım. Bu davetim yürektendir.”
zenginsozluk.com/foto
Burhan Kuzu'nun resmi Twitter hesabı üzerinden 6 Temmuz 2019 tarihli tweet'inde geçen ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Ben, bu çağrıyı bir ağabeyiniz ve hocanız olarak yapıyorum. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde partimizi ve ülkemizi yepyeni bir vizyonla geleceğe taşıyalım. Taş yerinde ağırdır. Görüş ayrılıklarımızı kendi içimizde çözelim. AKP bizim evimiz, yuvamız. Partimize sahip çıkalım.”
(bkz:yenikapı meydanı)
(bkz:yenikapı meydanı)
zenginsozluk.com/foto
İstanbul'un Fatih ilçesindeki Yenikapı semtinde bulunan, 2 km uzunluğunda 1 milyon 300 bin ton kaya dolguyla 1'inci etap anroşman inşası yapılan bir projedir. 1 milyon 250 bin kişilik kapasiteye ve büyük hacimli 2 adet otoparka sahiptir. Genelde siyasiler tarafından miting alanı olarak kullanılmaktadır. [Kaynak: Nuhoğlu İnşaat]
zenginsozluk.com/foto
Sözcü Gazetesi yazarı Deniz Zeyrek'in 7 Temmuz 2019 tarihli “51 Günlük Kayyum Bilançosu: 3 Milyar 300 Milyon Yeni Borç, 1 Milyar 700 Milyon Harcama ve 2 Bin 500 Yeni İstihdam” başlıklı yazısıdır. Yazının tam hâli şu şekildedir: “31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra, mazbatanın seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilmesini tam 17 gün beklemiştik. Ekrem İmamoğlu, göreve gelir gelmez, 1 Ocak 2019 gününden itibaren yapılan işlemleri tespit etmek için belediye verilerini yedekleme talimatı vermişti. Kıyameti kopardılar. Sanki MİT'in verilerini kopyalıyormuş gibi hava yarattılar ve meseleyi bir ulusal güvenlik meselesine dönüştürdüler. Nihayetinde YSK son derece hukuksuz bir kararla mazbatayı iptal edip seçimlerin yenilenmesine karar verdi. O gün tarih 6 Mayıs 2019'u gösteriyordu. Ekrem İmamoğlu'nun görevdeki 18'inci günüydü. Ekrem İmamoğlu mazbatayı iade etti. Ankara'dan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya kayyum olarak İBB Başkanlığı'nı da yürütmekle görevlendirildi. 23 Haziran 2019 günü yapılan İstanbul seçiminde belediye geri alınacakmış gibi hareket etmeye başladılar. Genel Sekreter Hayri Baraçlı o öz güvenle Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı canlı yayına mesajlar gönderip açıktan kafa tuttu. İBB çalışanları itfaiyeci, imam, İŞPARK görevlisi kıyafetleriyle, parti militanı gibi belediyenin önünde Ekrem İmamoğlu aleyhine gösteri yaptılar. 23 Haziran 2019'da ne olduğunu yazmama gerek yok. 14 binden az olan fark 806 binin üzerine çıktı. İstanbul halkı bu karşılıksız öz güvene dersini verdi. Ekrem İmamoğlu, 6 Mayıs 2019 ile 23 Haziran 2019 arasında belediyedeki israfa dikkat çekip, makam aracı saltanatını anlatmıştı. Doğrusu Ekrem İmamoğlu'nun sözünü tutup o araçları Yenikapı Miting Alanı'nda sergilemesini bütün İstanbullular bekliyor. Peki, aradan geçen 51 günlük kayyum döneminde neler oldu? Halkın iradesi ile seçilmiş belediye başkanını beklemek yerine neler yaptılar? Biraz araştırınca gördüm ki boş durmamışlar. Örneğin 31 Mart 2019'da 82 bin olan İBB personel sayısı 23 Haziran 2019'dan önce 84 bin 500'e çıkmış. Yani apar topar 2 bin 500 kişi istihdam edilmiş. Belediyenin borçları toplamı 31 Mart 2019'da 26,7 milyar TL idi. 23 Haziran 2019 itibarıyla bu miktar 30 milyar TL'ye çıkmış. Yani arada 3 milyar 300 milyon lira daha borçlanılmış. Belediyenin gelir gider tablosuna bakıldığında anlaşılıyor ki, harcamalarda da frene basılmamış. 16 Haziran 2019'da belediye kasasından 1 kalemde 1,7 milyar TL çıkmış. Sadece yeni istihdam, borçlanma ve harcama miktarları bile İBB'nin kaynaklarından son ana dek yararlanıldığını gösteriyor. İnşallah, o paralar yandaşların çıkarı için değil, İstanbul halkına hizmet için harcanmıştır. Bu arada Ekrem İmamoğlu iyi ki o verileri yedeklemiş. Yoksa bu değişimleri bu kadar kısa sürede anlamak imkansız olurdu. Hükûmete yakın medyada, muhalefet partilerinden belediye başkanlarının göreve gelir gelmez yaptığı işten çıkarmalar ön plana çıkarılıyor. İlgili haberleri okuyunca, izleyince insan o başkanları ister istemez işçi düşmanı gibi görüyor. Ancak, yapılan işten çıkarılanların ortak özelliğine bakınca, çoğunun seçimlerin hemen öncesinde oy devşirme amaçlı, partizanca yapılmış işe alımlar olduğunu görüyorsunuz. Şahsen hiçbir işten çıkarmayı tasvip etmiyorum. Eğer mümkünse, oy devşirmek için, hatta partizanca yapılmış olsa dahi, alınanlar bankamatik çalışan değilse, ihtiyaç varsa, işe uygunlarsa o elemanları tutmaya çalışmaları son derece insani olur. İşsizliğin pençesinde hayata tutunmaya çalışan insanların oyunun rengine bakılmamalı.”
Yazar Fatih Tezcan'ın resmi Twitter hesabı üzerinden 6 Temmuz 2019 tarihinde paylaştığı tweet'lerdir. Tweet'ler tam hâliyle şu şekildedir: “'S-400'leri F-35'leri de almayalım. Gerek yok. 1920-1940 yılları arasındaki gibi barış ülkesi olalım.' CHP Danışmanı Necdet Saraç. 1920-1940 yılları arasında barış ülkesi değildik. Osmanlı Devleti'ne darbe yapan, barış iş birlikçisi bir subay yönetimindeydi ve Batı onun devleti ve milleti dinsizleştirmesini bekledi. (1) 1920-1940 yılları arasındaki Batı taşeronu pozisyonunuzu tekrar almak ve Batı'dan aldığınız izinle Türkiye'deki Müslüman halkı yine ezmek istediğinizi biliyoruz ama bu imkânsız. Bu millet bir daha Batı'ya da iş birlikçi, mezhepçi ve kemalist uzantılarına da boyun eğmek istemiyor. (2) S-400'leri zaten aldık. F-35'leri de alacağız. Biz de silah üreteceğiz. Orta Doğu konferans toplayarak değil, güçlü kalarak lider olunacak bir coğrafyadır. Öğreteceğiz. Bütün Filistin, Hicaz ve Halep'i 2 haftada İngilizlere peşkeş çekenler, millete akıl değil, hesap versinler. (3)”
Tweet'lerin silinmesine karşı alternatifler (Archive.org): 1, 1 (Video), 2, 3
İstanbul'da Avcılar Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin düzenlediği 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü anma etkinliğinde Mustafa Kemal Atatürk'ün adının anılmaması üzerine etkinliği terk eden, o zamanki görevi Avcılar Askerlik Şubesi Başkanı'yken Hatay'a sürgün edilen albay.
zenginsozluk.com/foto
Bu sürgünle ilgili Facebook hesabı üzerinden 4 Temmuz 2019 tarihinde attığı gönderide şu ifadeleri kullandı: “Kısmetse yarın Avcılar'da son mesaim. Ne bir yemek dahi düzenlendi, ne de hiçbir resmi kurum amiri hayırlı olsuna geldi. Sanırım ya talimat var ya da korktunuz. Beni tanıyanlar bilir. Fazla yemek yemem. Yani olay yemek değil. Ama kuru yemişçi Mehmet abinin, tekstilci Hasan Bey'in, lokantacı Mehmet Bey'in, şu siyasetçinin, bu tüccarın, bu bürokratın, ayrılan tüm daire amirlerinin yanında olan ve bununla ilgili paylaşım yapan Avcılar'ın mülki ve idari tüm amirlerine selam olsun. Dik durmak, taraf olmak kolay değil. Haklısınız. Herkesın çapı kadar bir yüreği var. Sağlık olsun. Ayrılırken tüm Avcılar halkına şükranlarımı sunuyorum. Sizinle olmak harikaydı. Kısmetse yine beraber olacağız. Ben varsa hakkımı helal ediyorum. Siz de ederseniz sevinirim. Memleket sevdasını bir bedeli varsa ben öderim rahat olun. Sizi seviyorum Avcılar.”
zenginsozluk.com/foto
interaktif sözlük ekşi sözlük'te 24 Haziran 2019 tarihinde açılan İŞKUR Genel Müdürü'nün Attığı Tweet adlı başlığa ic mania takma adlı bir yazarın girdiği entry bahsi geçen tweet'i atan Cafer Uzunkaya'nın isteği üzerine Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği'nin 1 Temmuz 2019 tarih ve 2019/4971 değişik iş kararı uyarınca silinmesiyle sözde fikir hürriyetimizi bir kere daha görmüş olduk.
(bkz:meb)
Gazeteci (?) Emre Erciş'in Twitter hesabı üzerinden 2 Temmuz 2019 tarihinde attığı “Ekrem İmamoğlu neden ulusal güvenlik sorunu?” başlıklı tweet serisidir. Tweet'ler tam hâliyle şu şekildedir: “Bugün Ekrem İmamoğlu tarafından yapılan atama sonucu Yavuz Saltık, İBB Özel Kalem Müdürlüğüne getirildi. Artık Ekrem İmamoğlu'nun yurt dışı ve yurt içi tüm programı, görüşmeleri, randevularını Yavuz Saltık organize edecek. (1) Ekrem İmamoğlu ve Yavuz Saltık ilişkisi, Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu döneme uzanıyor. Yavuz Saltık, Beylikdüzü Belediyesi'nde de Ekrem İmamoğlu'nun Özel Kalem Müdürü olarak çalışıyordu. Belediyenin resmi web sayfasının geçmiş yılları tarandığında karşınıza iki Yavuz Saltık çıkıyor. (2) Belediyenin resmi web sayfasında yer alan Yavuz Saltık'a ait ilk biyografide, Arı Hareketi'nin yanında "İnternational Republican İnstitute" ve "National Democratic İnstitute" olarak 2 kuruluşun daha adı geçerken ikinci biyografide bu 2 kuruluşun adı çıkartılıyor. (3) Peki, bir anda Yavuz Saltık'ın biyografisinden çıkartılan kısa adı İRİ ve yine kısa adı NDİ neden önemli? Bu kuruluşlar hangi alanda faaliyet yürütüyor ve menşei hangi ülke? (4) Bu soruların cevabı ve NDİ ile İRİ'nin faaliyetlerine geçmeden önce, ABD'nin eski Başkanı Harry S. Truman'ın 'Amerika Birleşik Devletleri'nin dış ülkelerdeki açık eylemleri, örtülü operasyonlarla desteklenmelidir' sözünü şöyle kenarda tutalım ve turnusol olarak kullanalım. (5) Vaclav Havel, Aralık 1989'da "Yurttaşlık Forumu" tarafından gerçekleştirilen 'Kadife Devrim'in ardından 29 Aralık 1989'da Çekoslovakya devlet başkanlığı görevine getirildi. Vaclav Havel, başkanlık koltuğuna oturduğunda ülkesi, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti olarak henüz ikiye bölünmemişti. (6) Vaclav Havel, başkanlık koltuğuna oturur oturmaz yardım istemek için NDİ'nin kapısını çaldı ve 'Seçim yasaları konusunda sizin gibi deneyimli profesyonellerin bilgilerine ihtiyacımız var' dedi. (7) Vaclav Havel'in bu isteği elbette geri çevrilmedi. Devreye National Endowment for Democracy girdi ve uzmanları tarafından hazırlanan yeni seçim taslağıyla birlikte 1990'da yapılan ilk serbest seçimlerin ardından Vaclav Havel, Cumhurbaşkanı oldu. (8) Hâlihazırda şu an NED'nin teşvik fonu başkanı olan Carl Gershman, ABD Açık Diplomasi Danışma Komisyonu'nun Ocak 1994 toplantısında, Vaclav Havel ve ülkesinin bölünme operasyonunu 'Çekoslovakya'daki seçim sürecine derinden katkı sağladık' şeklinde tanımladı. (9) ABD'nin 'Demokrasi Projesi' meyvesini toplarken NED, 1991'de kongre üyesi Dante Fascell'in elinden Vaclav Havel'e 'Demokrasi Ödülü'nü vermeyi de ihmal etmedi. Çekoslovakya, 1993'te bölünürken Vaclav Havel, 'Demokrasi Kahramanı' olarak, NDİ'nin resmi web sayfasında yerini aldı. (10) Vaclav Havel-NDİ-NED üçgeni anlaşılmadan Ekrem İmamoğlu-Yavuz Saltık ilişkisi de anlaşılamaz. ABD'nin hayata geçirdiği 'Demokrasi Projesi'nin amacı, yabancı devletlerin iç işlerine, siyasal ortamına,doğrudan ABD yetkililerinin ya da gizli servisi CİA'nın karışması sakıncalıdır ve kabul edilemez. (11) Dolayısıyla yabancı bir devlete yönelik operasyon yapılacaksa, hedef seçilen devlete yönelik örgütleme, dolaylı yönetme, kamplara bölme ve çatışma zemini, Sivil Toplum Hareketleri, dernekler, vakıflar ve kitlesel katılımın olduğu platformlar üzerinden sağlanmaya çalışılır. (12) İşte bu sebeplerle ABD Kongresi, CİA ile birlikte hareket ederek, 1983 yılının sonlarında bu faaliyeti yürütecek bir fon oluşturdu. Kısa adı NED olan bu fon, ABD Kongresi tarafından alınan bu kararla birlikte hayata geçirildi. (13) Vietnam, Laos, Myanmar gibi Hindiçin ülkelerinde 25 yıl CİA adına görev yapan Ralph Mcgehee, CİA'dan emekli olduktan sonra anılarını, 'Deadly Deceit My 25 Years in the CİA' isimli kitabında paylaşırken, ABD Kongresi tarafından kurulan NED hakkında şu değerlendirmede bulundu: (14) 'CİA, yabancı ülkelerde iç karışıklığa yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarda birçok işlevi, NED fonuna transfer ederken örtülü yürütülen operasyonlara ek olarak 'United States Agency for İnternational Development' (USAİD) ve 'United States İntelligence Community'yi (USİC) de NED ile koordineli çalıştırdı.' (15) NED, 25 yıl CİA'da görev yapmış Ralph Mcgehee'nin beyanına göre 'demokrasi yayma' adı altında CİA'nın örtülü operasyonlarına yardımcı olmak için kurulmuştu. Siyasal örgütlenmeyi sağlamak için NED'e bir de örnek model gerekiyordu. Aranan örnek, Federal Almanya Cumhuriyeti'nde bulundu. (16) Almanlar tarafından uygulanan 'Stiftung/Vakıf' modeli, NED tarafından da uygulandı. 1992'de Bill Clinton'ın kampanyasını yürüten ve Bill Clinton hükûmetini temsilen Dominik Cumhuriyeti büyükelçisi olan Charles Taylor Manatt, neden Alman modelini seçtiklerini şu şekilde açıkladı: (17) 'Düşüncelerimiz ve önerilerimiz birçok insana yabancı gelmeyecektir. Federal Almanya Cumhuriyeti'nin vakıflaşmasını ve 3'üncü dünya ülkelerindeki etkinliklerini model olarak seçtik. Artık yalnız değiliz. Yarım düzine ülke, vakıf olarak finanse edilen bu kurumlaşmayı benimsiyor.' (18) Kendisine Alman 'Vakıf' modelini örnek olarak alan NED, ABD hazinesi ve ABD Dışişleri Bakanlığının finansörlüğünde faaliyetlerine başlarken, küreselleşerek sınır ötesine yayılabilmek için kendi bünyesinde çekirdek örgütler kurdu. (19) Yabancı ülke insanlarına ve siyasi partilerine sağ ideolojiden yaklaşmak için Ekrem İmamoğlu'nun Özel Kalem Müdürü Yavuz Saltık'ın da bir dönem kadrosunda yer alıp eğitim verdiği, ABD'nin Cumhuriyetçi Partisi tarafından İRİ, liberal ve sol ideolojiye yanaşmak için de NDİ kuruldu. (20) İş ve ticaret dünyasıyla ilişki için, 'Center for İnternational Private Enterprise' (CİPE) kurulurken, sendikal hareketleri kontrol altına alabilmek üzere 'anti-komünist' sendikacılığın merkezi olarak 1977'de devreye sokulan, 'Free Trade Union İnstitute' (FTUİ) yeniden güncellendi. (21) Böylece ABD Kongresi, ABD Dışişleri Bakanlığı ve CİA tarafından NED çatısı altında finans ağı tamamlandı. 'United States National Security Council' NED'i, NED ise bünyesindeki İRİ, NDİ, CİPE ve FTUİ'yi fonlayarak yayılmaya başladı. (22) Bu silsile yolu ile 'demokrasi' adı altında operasyonlara başlayan NED, Türkiye'ye yönelik ilk yardımını 1986 yılında 'Türkiye'nin Amerikan Dostları Cemiyeti'ne 83 bin 500 dolar olarak yaptı ve günümüzde hâlâ örtülü veya açıktan faaliyetlerine devam etmekte. (23) İşte bugün Ekrem İmamoğlu tarafından İBB Özel Kalem Müdürlüğüne atanan Yavuz Saltık, ABD Kongresi, ABD Dışişleri Bakanlığı ve CİA tarafından kurulan NED'in alt kolları NDİ ve İRİ'nin çalışmalarında yer alan bir isim. (24) Dünyanın hiç bir devleti, yabancı bir gizli servis tarafından kurulan ve amacı kuruluşunda etkisi olan gizli servis için çalışmak ve kurulduğu ülkenin ulusal çıkarlarını korumak olan bir kuruluşta görev almış bir şahsı, getirip en önemli şehrinin belediyesinde müdür yapmaz. (25) Normal koşullarda belediyenin kapısından içeriye alınmaması gereken bir şahıs, CİA tarafından kurulduğu, yine CİA elemanları ve eski ABD Büyükelçileri tarafından defalarca bir kuruluşta çalıştığını açığa vurduğu hâlde maalesef Özel Kalem Müdürü olabiliyor. (26) Bugünden itibaren Ekrem İmamoğlu'nun tüm randevularını, yurt içi ve yurt dışı tüm gezilerini, görüşmelerini, katılacağı programları belirleyecek olan Yavuz Saltık'ın NDİ ve İRİ macerası ortada. Onu atayan ise Ekrem İmamoğlu. Üzerine basa basa söylüyorum. Ekrem İmamoğlu, ulusal güvenlik sorunudur. (27)”
zenginsozluk.com/foto
Ekşi Sözlük'ün kurucusu Sedat Kapancıoğlu'nun resmi Twitter hesabı üzerinden 3 Temmuz 2019 tarihinde attığı tweet'tir. Tweet'e konulan eklerden birinde Büyükşehir Çalışıyor adlı bir Twitter hesabı üzerinden 1 Temmuz 2019'da attığı “Ekrem İmamoğlu: Bazı mahallelere giriyorsunuz tabelalarını okuyamıyorsunuz. Burası Türkiye, burası İstanbul” tweet'inin ekran alıntısı varken ötekinde Apple'ın Beşiktaş'taki Zorlu Center'ın dıştan çekildiği fotoğraf var.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Yeni Akit Gazetesi yazarı Güngör Büyükçınar'ın 2 Temmuz 2019 tarihinde yayınladığı “İstanbul'un kaybettiği seçim imtihanı” başlıklı yazısıdır. Yazının tam hâli şu şekildedir: “Her 31 Mart günü geldiğinde içimde bir korku bir ürperti başlar. Çünkü 31 Mart sonrası herkesin bildiği gibi Osmanlı Devleti'nin 600 sene gibi kanla canla kazandıkları toprakları ittihat ve terakkiciler dediğimiz o insanlar 9 yıl gibi bir zaman içinde din düşmanlarımıza adeta peşkeş çeker gibi bedavadan satıvermişlerdi. O karanlık günler içinde işte yine bir korku bir ürperti başlar içimde. İstanbul'da yapılan 23 Haziran seçimleri ile birlikte neden mi? Hepimizin bildiği gibi. Ülkemizin dört bir yanı sanki bir ateş çemberi iken İstanbul'un seçmenleri düşünmüşler taşınmışlar sanki her biri bir akıl tutulmasına uğramışlar gibi. Doğruyu ve yanlışı bile ayırt edemeden 23 Haziran bir sıcak pazar günü CHP'den Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul'a Belediye Başkanı seçivermişler. Fakat işte görüyorsunuz bir tarafta Recep Tayyip Erdoğan yani AKP, diğer tarafta ise 60-70 sene gibi ülkemizin zamanını boşa harcayan sözde koskoca bir CHP partisi yıllarca ülkeyi oyalamış da oyalamış ve her seçimde yenilmiş de yenilmiş. Oysa ülkemizin geleceği için, güvenliği için yıllarca ne silah sanayilerine el atmış, ne uçak ne tank ne de Milli Otomobil için bile bir adım atmamış ve CHP daima teknolojilerden uzak bir siyaset içersinde oyalanmış durmuş. İşte CHP sadece seçim günü geldiğinde vatandaşa dedikleri şu 'Her şey çok güzel olacak' diye konuşmuş da konuşmuş. Bazen de konuşurken mangalda kül bile bırakmamış. Oysa konuştukları da hep kalıplaşmış birkaç söz. Laiklik, demokrasi, cumhuriyet sözleri gibi sözler. Tabii bir de CHP'nin ana sözlerinden olan yıllardan beri bugüne kadar hep savuna geldiği başörtüsü yasağı söylemleri var. Tabii her seçim önceleri hariç. Bakın oysa AKP ve Recep Tayyip Erdoğan hiç durmamış. Başörtü yasağını kaldırdığı gibi bir de “Su uyur düşmanlar uyumaz. Bu maksatla savunma sanayini güçlendirmemiz gerekir” diyerek kollarını sıvamış, ülkemizde 60-70 senedir hiç yapılmayan hatta mantar tabancasını bile yapmayan iktidarlar gibi yan gelip yatmamış. Bakın Balıkesirli bir hacının şöyle özlü bir sözü var o söz şu: “Öyle günler gelecek ki nükleer silahlar bir ülkenin namusu olacak.” Belki de AKP bu sözden yola çıkarak hemen kısa zamanda milli savunma sanayimiz bünyesinde başta İHA'ları SİHA'ları ve tanklar, uçaklar, helikopterler, çeşit çeşit füzeler ve yakında yola çıkacak milli otomobiller. En önemlisi de dünya denizlerinde yüzecek düşmana korku salacak uçak gemilerimiz yakında denizlere inecek. İşte görüyorsunuz bir taraf da her türlü silahları yapan AKP'nin İstanbul Belediye Başkan Adayı varken diğer yanda mantar tabancası bile yapmayan CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu o 23 Haziran çok sıcak bir günde İstanbullu kardeşlerimiz Ekrem İmamoğlu'nu seçivermesi inşallah hayırlara vesile olmuş olur.”
Yazının silinmesine karşı: Alternatif 1 (Archive.org)
Yazının silinmesine karşı: Alternatif 1 (Archive.org)
13 Haziran 2019 Habertürk Bülent Arınç Canlı yayını olayında Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Bülent Arınç'ın kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Şimdi sosyal medyaya bakıyorum. 'Kaç para aylık alacaklar?' (Evet, çok tartışılıyor) Allah, Allah. Birisi diyor ki '13 bin küsür alacak' ama öbürleri '19 bin küsür alacak' diyor. Şimdi yorumlara bakıyorum. 'Vah, vah, vah, vah. Bülent Arınç'ı gene zulmetmişler. Niye az alıyor? Öbürleri niye çok alıyor?' (Ne kadar alacaksınız Bülent Bey? Belli oldu mu?) O ayrı bir şey. Bu kimseyi ilgilendirmez ki. Ama size yazılanları söylüyorum. Bir başka gün '54 bin lira alacakmış.' Hayda. Onun üstüne gene bir sürü yorumlar. Ahlak dışı, edep dışı, sadece hakaret edinmeyi amaçlayan bir takım şeyler. Geçen birisi söylediği şeyle asabımı bozdu. 'Yanlış söylüyorlar. 554 bin lira alacaklar.' Ama 'Sakın yazma. Onun üzerine de bir sürü yorum yapacaklar.' Böyle saçma şey olur mu? Yani bir ücret alacaksak biz onu hiçbir zaman konuşmadık ki. Konuşmaya değer mi? Cumhurbaşkanımız bunları konuşurken biz 'Efendim. Biz meclis başkanlığı yaptık. Meclis başkanlığı bize araç tahsis etti. Bana dört koruma verdi. Bu korumalarla birlikte ben günümü geçiriyorum. Ayrıca protokolde belli bir yerimiz var. Yine meclis başkanlığı dönemimden kalan arkadaşlarımızın bir kısmına meclis başkanlığı ana binasında yer verdiler. Bizim sizden hiçbir talebimiz yok' dedik. Yani emekli maaşımızı alıyoruz. Ofimizde oturuyoruz. Meclis başkanlığında bir yerim, benim ayrıca kendi ofisim var. Ara buluculuk yapıyorum. Benim de ekmek param oradan geliyor. Şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz. 'Buna bakalım. Bize yakın bir yerde çalışma imkânı olur ya da bulunduğunuz yerde katkı sağlarsınız' dedi. Şimdi benim ne alacağımı ben düşünmüyorum ki nitekim bir takım edepsizler bunun üzerine yorum yapsın. (Sosyal medyadaki tartışmalardan bağımsız olarak kamuoyunun bilgi edinme hakkı açısından soruyorum. Çünkü bizim vergilerimizle alınıyor diye...) Amenna ama Bilgi Edinme Kanunu var. Bu kanun benim dönemimde çıktı. Ama bu kanunda özlük haklarıyla ilgili konularda hiç kimse sorunun karşılığını vermez. Meclis başkanlığı bütçesinin nasıl uygulandığını sorana cevap verebilirsiniz. Ama milletvekili ne kadar alıyor, emeklisi ne kadar alıyor, seni ne ilgilendiriyor kardeşim?”
Videonun silinmesine karşı: Alternatif 1 (Streamable)
zenginsozluk.com/foto
Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Bülent Arınç'ın Twitter hesabı üzerinden 2 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanan tweet'lerdir. Tweet'ler tam hâliyle şu şekildedir: “Önceden kararlaştırdığımız bir program çerçevesinde 24 Haziran-2 Temmuz 2019 tarihleri arasında eşimle ve dostlarımla birlikte 5 ülkeyi kapsayan Balkan seyahatine çıkmıştık. Bugün yurda döndük. (1) Gezimizle ilgili güzel hatıra ve notları sizlerle ayrıca paylaşacağım ancak yurt dışında bulunduğum süreçte son günlerde sosyal medya kaynaklı kamuoyunu etkilemeye yönelik yalan ve iftiraların ulaştığı çirkin seviyeyi görünce bir açıklama yapmaya ihtiyaç duydum. (2) Habertürk'te Sayın Kübra Par ile geçmişte yaptığım bazı programlardaki sözlerimin günler sonra kasıtlı montajlarla çarpıtıldığını üzülerek izledim. (3) Kasıtlı olarak programdan günler sonra dolaşıma sokulan bu montaj eseri video, bu polemikten çıkar sağlamaya çalışan kişi veya kişilerin ürünüdür. (4) Bu orijinal videoda görüleceği üzere “insanî ve islâmî görevim” olarak tanımladığım kavram, eleştiri hakkıdır. Çünkü benim İslâm ve demokrasi anlayışımda eleştirinin yeri ve payı büyüktür. (5) Montajlı olarak dolaşıma sokulan bu video ile oluşturulmaya çalışılan algı ise Cumhurbaşkanımızın yanında olmamı 'insanî ve islâmî görev' olarak gösterme çabasıdır. (6) Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu'nun yaptığı toplantı, Cumhurbaşkanımızın başkanlığında ve G20 Zirvesi için yurt dışına çıkmasından hemen önce yapılmıştır. O günlerde önceden planlanmış bir yurtdışı seyahatim nedeniyle de o toplantıya katılamadım. (7) Toplantı sonrasında tarafıma yapılan bilgilendirme ile toplantıda YİK'in çalışma usul ve esaslarının istişare edildiği öğrendim. (8) Yapılan toplantıda YİK üyelerinin maaş konusunun gündeme gelmediğini ve üyelerin kendi maaşlarını belirleme gibi bir tasarrufları olmadığını belirtmek isterim. Bu konuda tek yetkili makam Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisidir. (9) Montajlanmamış bu videoda da belirttiğim üzere bizlere devlet tarafından gerekli imkanlar sağlanmaktadır. TBMM'de bir odamız, sekretarya ve koruma ihtiyacımızı sağlayan personelimiz ve bir de emekli maaşımız mevcut. (10) Yukarıdaki videoda görüleceği üzere 'edepsizler' tanımını kesinlikle vatandaşlarımız ve iyi niyetli insanlar için değil, sahte kimliklere sığınarak hayali rakamlar uydurup, sosyal medyadan nefret kusan, hakaret eden troller için kullandım. Bu tanımlamanın da halen arkasındayım. (11) Ekte bulunan, soru ve cevabını bağlamdan koparan, montaj videolarla yalan ve iftiraların peşine siyasetçilerin de takılmasını üzüntüyle karşılıyorum. Belki yakın bir zamanda bir televizyon programında daha geniş bir şekilde bu konuyu enine boyuna görüşeceğiz. (12) Bu ithamların sadece şahsıma yöneltilmiş olmasının tek sebebi, şahsımı itibarsızlaştırmak ve yıpratmaktır. (13) Bülent Arınç ile para konusu hiçbir zaman yan yana gelmemiştir. İkincisi AKP'den ayrılarak yeni parti kurma iddialarının konuşulduğu bu ortamda AKP'yi ve onun liderini savunan Bülent Arınç'ı yıpratmak istiyorlar. (14) Kamuoyuna saygı ile duyurulur. (15)”
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı'na gönderdiği tasarruf tedbirleri gereği bin 750 çalışanın işten çıkartılması talimatı vermesi olayıdır. İmzalı talimatta “Toplu sözleşme uyarınca çalışanlara yapılan ücret zammı dikkate alındığında, personel giderleri bütçenin %32,34'ünü oluşturacaktır. Yasal sınır %2,34 aşılacak olup, bu fazlalık bin 750 personele karşılık gelmektedir. Bu sayıda personel azaltılmalı” ifadeleri geçmektedir. Olayla ilgili MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız “Başkan Karalar, belediye çalışanı 456 Ülkücünün işine son verdi. Toplu sözleşmeyle çalışanlar lehine yapılan ücret artışı CHP belediyeciliğinde işten çıkarma gerekçesi yapıldı. Adana Barosu'na bağlı milliyetçi-ülkücü avukatları görevlendirdik. Ücret almadan hukuka aykırı şekilde işten atılanlar adına adli ve idari davalar başlatıldı” ifadelerini kullanırken Zeydan Karalar “Onlar bankamatik memuruydu” ifadelerini kullandı. [K]
Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç'ın 27 Haziran 2019 tarihinde yayınladığı ve Ekrem İmamoğlu'nun Mal Varlığı Beyannamesi olayına değindiği Büyük Mal başlıklı yazısıdır. Yazının tam hâli şu şekildedir: “Ekrem İmamoğlu mal varlığını açıkladı. Kendisine oy veren bazı solcu 'malları' kastetmiyoruz, sahip olduğu serveti açıkladı. Ziraat Bankası'nda 979 bin lirası varmış. İmamoğlu İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi'nin, yani şahıs şirketinin yüzde 60'ına sahip. SSB Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin de tamamı kendisinin. Beylikdüzü'nde değeri 302 bin liralık dükkân, Beylikdüzü'nde 911 bin liralık ev, Beylikdüzü'nde 120 bin liralık arsa, Büyükçekmece'de 248 bin liralık dükkân, Beylikdüzü'nde 26 bin liralık arsa, Beylikdüzü'nde 71 bin liralık dükkân, Çanakkale/Eceabat'ta 30 bin liralık ev, Balıkesir/Edremit'te 204 bin liralık arsa, Balıkesir/Edremit'te 256 bin liralık arsa. Bitmedi: Balıkesir/Edremit'te 52 bin liralık arsa, Çanakkale/Eceabat'ta 15 bin liralık dam (bu da ne demek?), Balıkesir/Edremit'te 313 bin liralık arsa, Balıkesir/Edremit'te 165 bin liralık arsa, Nevşehir/Ortahisar'da 210 bin liralık arsa, Balıkesir/Edremit'te 772 bin liralık arsa. 8 bin liralık Sig Sauer tabancası da varmış (televizyonda çıkarıp İsmail Küçükkaya'ya göstermedi.) Herhâlde Karadeniz yapımı değil, 'hakikidir'. Bir de 'hanımın üstüne yaptıkları' var tabii. Beylikdüzü'nde 145 bin liralık dükkân, Beylikdüzü'nde 185 bin liralık arsa, Büyükçekmece'de 572 bin liralık ev, Muğla'da 500 bin liralık ev, 254 bin liralık bir otomobil, 418 bin liralık nakit, 841 bin liralık pırlanta set, altın bilezik, tam altın, muhtelif altın falan. 'Mustafa Kemal Atatürk'ün arkadaşının' serveti bu kadarcıkmış. Şu ölümlü dünyada zaten mal mülk neyine. Adam halk için çalışıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, 'seçimi Mustafa Kemal'in arkadaşları kazandı' demişti ya. Sevinin çocuklar, övünün büyükler, memleket ne kadar kalkınmış. Devrimcilerimiz bile milyoner. Nurettin bedava süt dağıtıyor, sabah beşten yediye kadar da gecekondu mahallelerinden bedava otobüs kaldırıyordu. Neyse ki Hilmi yanındaydı da Beyoğlu'na küçük burjuvalar için nostaljik tramvay geldi. Ekrem İmamoğlu da halktan aldığını halka verecek, kendisine solcu diye oy yağdıran avanak solcuları belediye otobüsüne ucuza bindirecek. Reklamını yapan uyanık solcular da kendi özel arabalarına binip gezecekler. Geç kaldınız, 'ateistin iftar yemeğinde' düşünecektiniz. Daha bunlar iyi günleriniz. Hele şu zafer yaygarası dinsin, daha neler göreceksiniz. Beş sene sürecek 'film' yeni başlıyor. Otuz altı kısım tekmili birden İstanbul sinemasında.”
Yazının silinmesine karşı: Alternatif 1 (Archive.org)
Yazının silinmesine karşı: Alternatif 1 (Archive.org)
Bahsi geçen olayla ilgili Aziz Nesin'le yapılan röportajda şu ifadeleri kullanmıştır: “O adamları yakmak mı gerekir? Bakın. Bir delik bulmuşlar. Oradan kaçmaya çalışıyorlar. Karşıda sakallı, ellerinde sopalı adamlar. Kadınlar, sabahlara kadar oynayan küçük, genç ve güzel kızlar 'Biz yanıyoruz' diyorlar. 'Orospular yanın' diyerek karşı geliyorlar. Bunlar Müslüman. Neyin Müslüman'ı? Hiçbir dinde böyle bir olay yoktur. Ve bunları mazur gören bir devlet adamı ve bakan bu dünyada yoktur. Bu bir alçaklık modelidir. Türkiye'de bir ildeki bir otelin içinde mahsur kalmış 60-70 insanı devletin kurtaramaması çok ilginç bir olaydır. Bu utancı duymuyorlar. Bütün devlet adamlarına söylüyorum. 'Şeriat isteriz' diyen insanlara tahkikat açtıklarını söylemeyip yazdırmıyorlar. Ama 'Aziz Nesin'in tahriki nedeniyle' diyorlar. Burada tahrik ön plana geçiyor. Orada yığınlarca insan 8,5 saat 'Şeriat isteriz' diye bağırdılar. Hiçbir bakan bunu dikkate almıyor. Arkadaşlar, Türkiye bir felakete gitmektedir. Ben bunu başıma bu olaylar geldi diye ilk kez söylemiyorum. Ben bunu yıllardır yazıyorum. Son kez de içimde bulunduğum, mensubu olduğum gazetede her gün baş makalede yazıyorum. Bu yığın 'Şeriat isteriz' diye bağırıyor. Ve devlet sesini çıkarmıyor. 'Aziz Nesin suçludur' diyor. Bu açık açık söylüyorum ki alçaklıktır. Bunu yazın, beni mahkûm etsinler. Bu adamlar için sözcüklerde hangisi layıksa onları söylemeniz gerekir. Basın olarak sizler de sorumlusunuz ve suçlu olacaksınız. Devlet adamı da, hükûmet adamı da, bakanı da, başbakanı da, cumhurbaşkanına da inandınız. Hepsi bu olayla ilgili yalan söyledi. Burada dikkat edilecek en önemli nokta, 'İslamlık istiyoruz. Şeriat istiyoruz' diye 8,5 saat gırtlakları patlayana kadar bağıran insanlardır.
zenginsozluk.com/foto
CHP'li Belediyelerin LGBTİ'ye Destek Tweet'leri olayı için KADEM'in resmi Twitter hesabı üzerinden 30 Haziran 2019 tarihinde atılan tweet'te geçen ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Sosyal medyada CHP belediyeleri tarafından eş cinselliği öven ve meşrulaştıran mesajlar yayınlanmaya başlandı. Tek bir elden hazırlandığı ve planlı bir işaretle başlatıldığı fark edilen bu eylemler kabul edilemez. Eş cinsellik övgüsü, varoluş gerçekliği dışındaki sapkın yönelimlerin meşrulaştırılması demektir. Dolayısıyla söz konusu paylaşımlar, neslin devamına, toplumun inanç ve değerlerine saldırmaktır. KADEM olarak milli ve manevi değerlerimizin referansıyla sağlıklı nesillerin korunması konusunda hassasiyetle çalışıyoruz. Aileyi tehdit eden her türlü fikir ve oluşuma karşı mücadele edeceğiz.”
ODTÜ'nün 30 Haziran 2019 tarihinde üniversite içinde yer alan Devrim Stadyumu'nda düzenlenen mezuniyet töreninde mezun olan öğrenciler tarafından gösterilen pankartlardır.
Pankartların içerikleri şu şekildedir:
- Oraya 806 Bin 429 Oy Daha Yazmanızı Rica Edeceğim,
- Geç Oldu Güç Oldu, Bir Çift Mavi Gözün Işığında Her Şey Çok Güzel Oldu,
- Hiçbir Şey Olmasa Bile Kesinlikle Bir Şey Oldu,
- Geçen Sene 13 Bin Farkla Mezun Etmediniz, Bu Sene 813 Bin Farkla Diplomayı Almaya Geldik,
- Mezun Oluyor Musunuz? Ben Ne Bileyim Kardeşim,
- Hoçça Ğalın Ğidiyos Biz,
- Bu Pankartın Dörtte Biri Sahte,
- 13 Saattir AA'dan Diploma Bekliyoruz,
- Hep Denedim Hep Yenildim, Olsun Ğine Dener Ğine Yenilir Daha İyi Yenilirim,
- 10 GB İnternetle Vikipedi'ye Girebiliyor Muyduk?
- Hayaller Altın Sarısı, Hayatlar Kömür Karası
- Kanıksamayacağız (#tavizvarsesçıkar, #çocuksusarsensusma, #hayvanaşiddetsuçtur #transcinayetleripoli, #rabianazaneoldu, #şuleçetiçinadalet, #özgecanaslan #neviniçinadalet, #iyikivarsıneren, #homofobiöldü, #şiddetehayır, #10EkimAnKARA, #Adaletİstiyoruz, #SansürsüzTürkiye, #Gezi6Yaşında, #AklımızKalbimizSomada, #KYKBorçlarıSilinsin, #İşKazasıDeğilCinayet, #KavaklıkDireniyor, #CinsiyetçiliğeIrkçılığaHayır, #İşYokKekVar
- En Güzel Birinci Sınıftı, Ne Biz Hocaları Anlıyorduk Ne De Hocalar Bizi Anlıyorduk,
- O Eski Halinden Eser Yok Şimdi (#PVC, #Mermer, #Beton, #SüngerBob),
- Liberte, Egalite, Fraternite (Eşitlik Özgürlük Kardeşlik),
- Bu Diploma Adama, Kişiye, Kişilere, Gruplara, Cemaatlere, Vakıflara, Derneklere Hizmet İçin Kullanılmayacaktır.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Pankartların içerikleri şu şekildedir:
- Oraya 806 Bin 429 Oy Daha Yazmanızı Rica Edeceğim,
- Geç Oldu Güç Oldu, Bir Çift Mavi Gözün Işığında Her Şey Çok Güzel Oldu,
- Hiçbir Şey Olmasa Bile Kesinlikle Bir Şey Oldu,
- Geçen Sene 13 Bin Farkla Mezun Etmediniz, Bu Sene 813 Bin Farkla Diplomayı Almaya Geldik,
- Mezun Oluyor Musunuz? Ben Ne Bileyim Kardeşim,
- Hoçça Ğalın Ğidiyos Biz,
- Bu Pankartın Dörtte Biri Sahte,
- 13 Saattir AA'dan Diploma Bekliyoruz,
- Hep Denedim Hep Yenildim, Olsun Ğine Dener Ğine Yenilir Daha İyi Yenilirim,
- 10 GB İnternetle Vikipedi'ye Girebiliyor Muyduk?
- Hayaller Altın Sarısı, Hayatlar Kömür Karası
- Kanıksamayacağız (#tavizvarsesçıkar, #çocuksusarsensusma, #hayvanaşiddetsuçtur #transcinayetleripoli, #rabianazaneoldu, #şuleçetiçinadalet, #özgecanaslan #neviniçinadalet, #iyikivarsıneren, #homofobiöldü, #şiddetehayır, #10EkimAnKARA, #Adaletİstiyoruz, #SansürsüzTürkiye, #Gezi6Yaşında, #AklımızKalbimizSomada, #KYKBorçlarıSilinsin, #İşKazasıDeğilCinayet, #KavaklıkDireniyor, #CinsiyetçiliğeIrkçılığaHayır, #İşYokKekVar
- En Güzel Birinci Sınıftı, Ne Biz Hocaları Anlıyorduk Ne De Hocalar Bizi Anlıyorduk,
- O Eski Halinden Eser Yok Şimdi (#PVC, #Mermer, #Beton, #SüngerBob),
- Liberte, Egalite, Fraternite (Eşitlik Özgürlük Kardeşlik),
- Bu Diploma Adama, Kişiye, Kişilere, Gruplara, Cemaatlere, Vakıflara, Derneklere Hizmet İçin Kullanılmayacaktır.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto