person of interest izleyenlerin kalbini fethetmiş efsanevi bir pink floyd şarkısı.
#tv
yamulmuyorsam ortaokulda 2007-2010 yılları arasında bir tarihte görünce kalbimin küt küt atmasını sağlayan, çilleri olan bir kızla kavak yelleri dizisinin artık hangi müziğiyse o müziğiyle ilgili yazışmasını yaptığımı hatırladığım döneminde zirve yapmış bir mesajlaşma programıydı. o dönemdeki nesle bunun kadar etki bırakmış başka bir program var mı diye sorarsanız garanti yok cevabını alırsınız gibime geliyor.
zenginsozluk.com/foto
22 ekim 2019 20:00'da babylon'da 35 lira bilet fiyatıyla yayınlanacak olan 140journos'un belgeselinin adı.
belgeselin açıklaması olarak biletix'te “140journos'un yeni hikayesi osmanlı torunu, şanlı ecdad söylemlerinin duygu dünyasını şekillendirdiği 5 çocuk annesi muhafazakâr bir motokurye ve ecdadın bugünkü gerçek temsilcilerinden bir şehzade ve bir sultan üzerinden toplumun osmanlı'ya duyduğu tuhaf özlemi inceliyor. topluma aşılanan osmanlı anlatısının sıra dışı dünyasında bir yolculuğa çıkıyoruz” ifadelerini kullanmışlar.
(bkz:gravity falls)
an itibariyle bitirdiğim bittiği için içimde bir boşluk bir burukluğa yol açan çizgi dizi. dizi çocuklara hitap ediyor gibi gözükse de yetişkinlere de hitap etmektedir. ilişkileri, zor durumda verilecek kararlarda öncelikleri, bilim kurgudan yana hayal gücü, özgün karakterleriyle izlettiriyor. İlk sezonu 20, ikinci sezonu 21 bölümle toplam 41 bölümde Gizemli Kulübe'de yaşayan Pines ailesine ve Esrarengiz Kasaba'da yaşayan insanlara bağlanıyorsunuz. Benim gibi arkadaşlığın verdiği sıcak duyguyu dolu dolu hissedememiş birisi olarak beni benden almıştır.
Uğur Dündar, Korcan Karar, Kadir Çankaya ve Atilla Köprülüoğlu gibi isimlerin yer aldığı iddia edilen yeni bir televizyon kanalı. [K]
Türkiye'yi anlamak üzerine belgesel üreten 140journos'un 21 Temmuz 2018 tarihinde resmi YouTube hesabı üzerinden “komünist başkan” başlığıyla “Anadolu'da 'bir hayalet dolaşıyor, komünizmin hayaleti.' 88 bin nüfuslu bir Anadolu şehrine belediye başkanı seçilen Fatih Mehmet Maçoğlu, Ovacık'ta kurduğu hayali büyütüyor: Yeni bir siyaset mümkün mü?” açıklamasıyla yayınladığı videodur.
Yeni Akit Gazetesi'nden Hakkı Bilir'in kaleme aldığı ve 24 Temmuz 2019 tarihinde Netflix İslamofobiyi körüklüyor başlığıyla yayınlanan haberidir. Yazıda online dizi ve film platformu Netflix için LGBTİ'li ahlaksızların gönüllü propagandasını yaptığı, Müslümanları aşağılayarak İslamofobinin körüklediği, bünyesindeki Homeland, Elite, Bodyguard, Collateral, Black Mirror dizileriyle The Dictator, Brid Box, The Promise filmleri gibi niceleri sayesinde bunu gerçekleştirdiği ifadeleri geçmektedir.
Yazının tam hâli şu şekildedir: LGBTİ'li ahlaksızların gönüllü propagandasını yapan Netflix'in, İslam'ı ve Müslümanları kötüleyen bir yayın politikası benimsediği ortaya çıktı. İnternet üzerinden yayın yapan ve hiçbir sansüre uğramayan Netflix'in Müslümanları aşağılayan ve kötü gösteren dizi ve filmleri milyonlarca kullanıcısına ulaştırarak İslamofobinin körüklenmesinde büyük pay sahibi olduğu belirlendi. Hiçbir denetime tabi tutulmamanın verdiği rahatlıkla Müslümanlara saldıran Netflix'in, Homeland, Elite, Bodyguard, Collateral, Black Mirror dizileri ile The Dictator, Brid Box, The Promise filmlerinde kutsal değerlerimize hakaret içeren sahnelere yer verildiği saptandı. Şehvetperest eşcinsellerin hamiliğine soyunan yeni nesil TV ekranı Netflix, yeryüzünde 2 milyara yakın inananı bulunan mukaddes dinimiz İslam'a en ağır ithamlarla saldırmaktan geri durmuyor. Sahne geçişleri başta olmak üzere alakalı alakasız birçok yerde İslamofobiyi körükleyen doneler kullanan Netflix'in birçok dizi ve filmi ise aleni şekilde İslam düşmanlığı içeriyor. Geçtiğimiz aylarda Netflix bünyesinde gösterime giren Elite dizisi anti İslam sahneleriyle dikkat çekiyor. İspanya'daki bir lisede geçen dizide başörtülü bir karaktere önce örtüsü çıkarttırılıyor ve Müslüman kimliğiyle dalga geçiliyor. Gayri ahlaki sahnelerin sıklıkla gösterildiği dizide Müslümanlar ikinci sınıf vatandaşlar olarak lanse ediliyor. Black Mirror dizisinin birçok bölümünde de Müslümanları kötü gösteren sahnelere yer veriliyor. Netflix'te yayınlanan Homeland dizisi de baştan sona İslamofobik öğeler içeriyor. Dizinin tanıtım afişinde bile tesettürlü kadınlar arasında kalan bir kadının yüzündeki dehşet ifadesi seçilebiliyor. ABD'nin işgal ettiği ülkelerde akıttığı kanı görmeyen Netflix, toprakları emperyalistlerin eline geçmiş Müslümanları vahşi ve kan dökücü insanlar olarak tasvir ediyor. ABD'nin katliamlarını adeta meşrulaştıran dizi sanat adı altına aleni ırkçılık yapıyor. Yine bir Netflix yapımı olan Bodyguard isimli dizide de Amerikan kumpasları legalize edilirken, Müslümanlar vahşi olarak ekrana yansıtılıyor. Netflix'in mini dizisi Collateral'de de cennet vatanımız üzerinden İslamofobi düşmanlığı körükleniyor. Dizi karakterlerinden biri çocukluğunun Kırıkkale'de geçtiğini söyleyerek, “dünyanın en berbat şehri' olduğu iddiasına bulunuyor. Netflix'te yayınlanan filmlerde de durum pek farklı değil. The Dictator isimli komedi filminde, baskıcı bir Arap yönetici karakteri üzerinden İslam'a saldıran Netflix, Müslüman ahaliyle de dalga geçiyor. Brid Box filminin sahne geçişlerinden birinde ise ülkemizde gerçekleşen bir kaza görüntüsü ekrana aktarılarak subliminal mesaj veriliyor. The Promise isimli rezil filmde ise sözde Ermeni soykırımı işlenerek ülkemiz hedef alınıyor.”
Yazının silinmesine karşı: Wayback Machine
Yazının tam hâli şu şekildedir: LGBTİ'li ahlaksızların gönüllü propagandasını yapan Netflix'in, İslam'ı ve Müslümanları kötüleyen bir yayın politikası benimsediği ortaya çıktı. İnternet üzerinden yayın yapan ve hiçbir sansüre uğramayan Netflix'in Müslümanları aşağılayan ve kötü gösteren dizi ve filmleri milyonlarca kullanıcısına ulaştırarak İslamofobinin körüklenmesinde büyük pay sahibi olduğu belirlendi. Hiçbir denetime tabi tutulmamanın verdiği rahatlıkla Müslümanlara saldıran Netflix'in, Homeland, Elite, Bodyguard, Collateral, Black Mirror dizileri ile The Dictator, Brid Box, The Promise filmlerinde kutsal değerlerimize hakaret içeren sahnelere yer verildiği saptandı. Şehvetperest eşcinsellerin hamiliğine soyunan yeni nesil TV ekranı Netflix, yeryüzünde 2 milyara yakın inananı bulunan mukaddes dinimiz İslam'a en ağır ithamlarla saldırmaktan geri durmuyor. Sahne geçişleri başta olmak üzere alakalı alakasız birçok yerde İslamofobiyi körükleyen doneler kullanan Netflix'in birçok dizi ve filmi ise aleni şekilde İslam düşmanlığı içeriyor. Geçtiğimiz aylarda Netflix bünyesinde gösterime giren Elite dizisi anti İslam sahneleriyle dikkat çekiyor. İspanya'daki bir lisede geçen dizide başörtülü bir karaktere önce örtüsü çıkarttırılıyor ve Müslüman kimliğiyle dalga geçiliyor. Gayri ahlaki sahnelerin sıklıkla gösterildiği dizide Müslümanlar ikinci sınıf vatandaşlar olarak lanse ediliyor. Black Mirror dizisinin birçok bölümünde de Müslümanları kötü gösteren sahnelere yer veriliyor. Netflix'te yayınlanan Homeland dizisi de baştan sona İslamofobik öğeler içeriyor. Dizinin tanıtım afişinde bile tesettürlü kadınlar arasında kalan bir kadının yüzündeki dehşet ifadesi seçilebiliyor. ABD'nin işgal ettiği ülkelerde akıttığı kanı görmeyen Netflix, toprakları emperyalistlerin eline geçmiş Müslümanları vahşi ve kan dökücü insanlar olarak tasvir ediyor. ABD'nin katliamlarını adeta meşrulaştıran dizi sanat adı altına aleni ırkçılık yapıyor. Yine bir Netflix yapımı olan Bodyguard isimli dizide de Amerikan kumpasları legalize edilirken, Müslümanlar vahşi olarak ekrana yansıtılıyor. Netflix'in mini dizisi Collateral'de de cennet vatanımız üzerinden İslamofobi düşmanlığı körükleniyor. Dizi karakterlerinden biri çocukluğunun Kırıkkale'de geçtiğini söyleyerek, “dünyanın en berbat şehri' olduğu iddiasına bulunuyor. Netflix'te yayınlanan filmlerde de durum pek farklı değil. The Dictator isimli komedi filminde, baskıcı bir Arap yönetici karakteri üzerinden İslam'a saldıran Netflix, Müslüman ahaliyle de dalga geçiyor. Brid Box filminin sahne geçişlerinden birinde ise ülkemizde gerçekleşen bir kaza görüntüsü ekrana aktarılarak subliminal mesaj veriliyor. The Promise isimli rezil filmde ise sözde Ermeni soykırımı işlenerek ülkemiz hedef alınıyor.”
Yazının silinmesine karşı: Wayback Machine
Asena Onur Çakmak'ın kullandığı sahne ismi.
serkan burak tektaş'ın kullandığı sahne ismi.
(bkz:the incredible turk)
(bkz:the incredible turk)
(bkz:the incredible turk)
1958 yılında Amerika Prudential Insurance Şirketi tarafından hazırlanan, yapımcılığını Burton Benjamin'in, senaristliğini Lael Wertenbaker'ın, sunuculuğunu Walter Cronkite'ın, kurgusunu Aram Boyajian'ın müziğini Alan Hovhaness'in üstlendiği Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki 25 dakikalık renksiz belgesel filmdir. Filmde Osmanlı İmparatorluğu, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet devrimleri konu edilmektedir. Sırasıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun son durumu; Çanakkale zaferi; İstanbul'un İngiliz ve Fransızlar tarafından, İzmir'in Yunanlar tarafından işgali; Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı başlatması ve başarıya ulaşması; cumhuriyetin ilanından sonra yapılan, Ankara'nın başkent ilan edilmesi, soyadı kanunu, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi, şapka kanunu, alfabe değişikliği, sanayi ve ekonomik alandaki gelişmeler, anayasanın kabulü, dış ticaret ve dış ilişkiler gibi devrimler işlenmiştir. Filmin önemi, Mustafa Kemal Atatürk'ün en belirgin konuşmasını içermesidir. Daha önceleri nutuk ve birkaç kısa konuşması dışında görüntülü ses kaydı bulunmayan Atatürk'ün, ABD elçisi Joseph Clark Grew ile birlikte Çankaya Köşkü bahçesinde yaptığı konuşmaya bu filmde rastlanmaktadır. Bu kayıt, Atatürk'ün sesinin daha gür ve tok olduğunu kanıtlamıştır. Hem bu belgeselin yapılmasını ilk olarak teklif eden hem de Atatürk'ün bu ses kaydını film yapımcılarına gönderen kişi Türk gazeteci Altemur Kılıç'tır. Bu konuşmada Atatürk şunları söylemiştir: “Türk milleti tab'en (yaratılıştan/doğası gereği) demokrattır. Bu yüksek gayede zaten çok yükselmiş bulunan Amerika milletinin, Türk milletiyle beraber olduğundan hiç şüphem yoktur. Bu kadarla da kalmayacaktır. Belki bütün beşeriyeti; birbirini sevmeye, eski husumetleri unutmalarına ve sulh içinde bir arada yaşamalarına medar (yardımcı) olacaktır.” [K]
29 Mayıs 2019 tarihinde ilk gösterime giren Amerikan dram türündeki televizyon dizisi. Bu dizide Cassie Bedford adında doğuştan gelen ölülerin ruhlarını görme ve onlarla konuşmak gibi bir özelliğe sahip bir kadın var. Bu özelliğini isteksiz bir şekilde teşkilatta görevli olan babası Dedektif Tom Hackett ve yeni ortağı eski FBİ ajanı Damien Asante'nin aldığı esrarengiz kafa karıştırıcı türden cinayetlerde kullanıyor. Şu anda Pilot, Made of Stone, Where the Shadows Fall, Kiss Them for Me ve Another Broken Morning olmak üzere ilk 5 bölümü yayınlandı. Hikâyede sahne geçişleri çok hızlı. Criminal Minds'deki şaşalı kanıt bulma olayları falan yok. Cassie'nin saf görünen yapısı biraz sinir bozucu gelebilir. "Bu kadar fazla saf olunur mu abi ya" türden bir yapısı var. Dizide Tom ile bunun kocası Brian Currie var. Netflix'te görülen eş cinsel teması, dizi bu yerden çıkmasa da nasiplenmiş ve göze fazla sokulmasa da bazı izleyicileri rahatsız ettiği söylenebilir.
Dizinin hikâyesi Nielsen, Kahnwald, Doppler, Tiedemann ailelerinin 1920, 1953, 1986 ve 2019 yıllarında bağlantı kurarak gelişmektedir. Dizi her ne kadar Netflix izleyicileri tarafından abartılsa da öyle abartılacak bir yapıya sahip değildir. Sakin bir kafayla izlenilmeli, yavaş ilerleyen hikâyesine soğuk kanlılıkla yaklaşılması gerekmektedir. Kahnwald ailesinin kaderi Nielsen ailesine bağlanması da ayrı bir olaydır.
Aydın'ın Efeler ilçesindeki Özmenderes Pide adlı restoranın hazırlamış olduğu üçüncü reklamıdır. Şaka maka reklam bildiğin 'Sizin de evlilik gibi derdi olmayan kardeşiniz, çocuğunuz varsa bu öz tahinli pideden yedirin gari' dedirten türde.
Üçüncü sezonu 19 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanacak İspanyol dizisi. Oyuncu kadrosundan Rodrigo de la Serna Palermo şehrini, Luka Peros Marsilya şehrini ve Hovik Keuchkerian Bogota şehrinin adını alırken önceki sezonlarda polis Raquel Murillo karakterini canlandıran İtziar İtuno ise Lizbon şehrinin adını kullanacak.
ABD'li fast food restoranı zinciri McDonalds'ın 5 Temmuz 2019 tarihinde yayınladığı üç farklı konuya sahip reklamlardır.
Birincisi “6 TL Farkla Üzerine İsim Yazabilirdik” konusuna sahiptir.
İkincisi “6 TL Farkla Üzerine Çiçek Çizebilirdik” konusuna sahiptir.
Üçüncüsü “6 TL Farkla Hipster Sakalı ve Gözlüğüyle Servis Edebilirdik” konusuna sahiptir.
Birincisi “6 TL Farkla Üzerine İsim Yazabilirdik” konusuna sahiptir.
İkincisi “6 TL Farkla Üzerine Çiçek Çizebilirdik” konusuna sahiptir.
Üçüncüsü “6 TL Farkla Hipster Sakalı ve Gözlüğüyle Servis Edebilirdik” konusuna sahiptir.
Evinin banyosunda düşerek yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 235 gündür tedavi gören komedyen.
zenginsozluk.com/foto
Ölümünün 19'uncu yıl dönümüne girdiğimi görünce bir kez daha bize kattığı kazanımlarla andığım değerli tiyatro ve sinema oyuncusu. Onu Burak Ağdemir'in şu çalışmalarının derlediği derlemeyle anıyorum:
Kanal D'de yayınlanan 2. Sayfa programının 2 Temmuz 2019 tarihli yayınında seyircilere yönelik düzenlenen “Türkiye'nin en yakışıklı 5 erkeği kim” konulu ankettir. Ankete göre 1'inci Sen Anlat Karadeniz yerli televizyon dizisinin oyuncusu Ulaş Tuna Astepe, 2'nci Hercai yerli televizyon dizisinin oyuncusu Akın Akınözü, 3'üncü Burak Özçivit, 4'üncü Erkenci Kuş yerli televizyon dizisinin oyuncusu Can Yaman ve 5'inci Kıvanç Tatlıtuğ.
zenginsozluk.com/foto
Netflix yapımı The Magnificent Turk'te Mustafa Kemal Atatürk rolü için düşünülen aktörler arasında Mahershala Ali, Michael Bakari Jordan, Don Cheadle, David Oyelowo gibi isimler varmış. İşin ilginç tarafı ekran alıntısındaki tweet'te de görüldüğü üzere bu isimler siyahi.
zenginsozluk.com/foto
Yerli televizyon kanalları Beyaz TV ve 24 TV'de ortak yayınında 19 Haziran 2019 tarihinde saat 21:30'da yayınlanan ve Ferda Yıldırım'ın sunuculuğundaki Binali Yıldırım Seçim Özel programına AKP İstanbul Adayı Binali Yıldırım'ın katılması olayıdır.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Gazeteci Ünsal Ünlü'nün 18 Haziran 2019 tarihinde Twitter hesabı üzerinden 18 Haziran 2019 Ekrem İmamoğlu TRT Canlı Yayını olayında CHP İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nun 'Beni niye davet etmediniz?' sorusuna yayını sunan sunucu Fatih Er'in 'Biz başvuranları yayına çıkarttık, siz başvurmadınız' yanıtına atıftan bulunarak attığı tweet'lerdir. Tweet'lerde geçen ifadeler tam hâliyle şu şekildedir: “1982 yılında Radyo Çocuk Saati'nden TRT'ye girdim. 1989 yılında gazeteciliğe TRT Haber Merkezi'nde başladım. Kurumu bilirim. 'Beni seçim dönemi niye ekrana çıkarmadınız?' diye soran İmamoğlu'na verilen 'Biz başvuranları yayına çıkarttık, siz başvurmadınız' yanıtı düz yalandır. (1) Haber merkezleri konuk listesini hazırlar ve muhataplarına başvuru yapar. 'Merhaba, ben geldim. Beni yayına alın' diye ekrana çıkılamaz. Talimatla iş yapan, muktedirlerin inayetiyle TRT'ye paraşütle indirilenler bilmez ama işin namusu bunu gerektirir. (2)”