Hemen hemen herkesin başından geçmiş olan, yapıldığında 'yer yarılsa da içine girsem' denilen durumlardır.
sözlük yazarlarının yaptıkları mallıklar
sene bilmem ne zaman... üniversite zamanları. şuursuzca bir gece geçirilmiş, sıvılar tüketilmiş, tüm ahali en yakın yuvalarına dağılmış. bendeniz olacak o kadar da arkadaşıyla bir arkadaşının evine gider. evde biraz daha goygoy yapıldıktan sonra uyku moduna geçilir. neyse efendim, ev sahibesi olan şahıs erkenden evden çıkar ve anahtarı bize bırakır. biz uyandık. kahvaltı ıvır zıvır derken arkadaşım da evden çıktı. ben ise ağır işsizlikten ötürü sıvı tüketmeye devam ettim. bir müddet sonra evden çıktım. lakin anahtar evde kaldı. ben bunu fark ettikten sonra yusuf yusuf bir düşünce ile çilingiri aldım, eve geldim. ancakkkk bazen göze, beyine perde iner ya hah işte o perde bir indi, inmez olaydı. çilingire saldır emri verilir. fakat sıvının vermis oldugu mallıga dayanılarak hedef no 3 yerine no 4 olarak işaret edilmistir. kapı açılır ve o sahne kaplumbağa terbiyecisi tablosunun altında, 40'lı yaşlardaki iki yetişkin birbirleriyle deney yapıyorlardı. elim, ayağım, beynim yandı.
gerisi kısaca, hem çilingirin durumdan istifade 90 tl lik pavyon hesabı çıkarması ve amca ve teyzeyle olunulan adli olay...
(bkz: god damn it) sözcüğünü abraham lincoln benden daha iyi telaffuz edemezdi o an. siz canlandırın kafanızda.
neyse ben bi' yüzümü yıkayayım...
gerisi kısaca, hem çilingirin durumdan istifade 90 tl lik pavyon hesabı çıkarması ve amca ve teyzeyle olunulan adli olay...
(bkz: god damn it) sözcüğünü abraham lincoln benden daha iyi telaffuz edemezdi o an. siz canlandırın kafanızda.
neyse ben bi' yüzümü yıkayayım...
yaklaşık 20 saat önce bilerek fakir oldum.
bence konu kapansın.
bence konu kapansın.
Bir insanın ya da bir platformun gelişimi için hiçbir mecburiyetim olmadığı halde canla başla uğraşmak. Evet, bu, tam anlamıyla mallık tanımına dahildir. Bunu 246147 sefer yapar, dersimi acı acı alır, ama yine de 246148. seferinde de boy gösteririm.
Kimi o şekil mal olur kimi bu şekil, mallığının mahiyeti ne olursa olsun insanoğlu iflah olmaz bir maldır.
Kimi o şekil mal olur kimi bu şekil, mallığının mahiyeti ne olursa olsun insanoğlu iflah olmaz bir maldır.
İnsan kendi arabasını başka birininkiyle karıştırır mı ? Karıştırır. Kendi arabam diye başka birinin arabasına gidip oturdum. Aynadan, arka koltukta kucağında bebeğiyle oturmuş kadınla göz göze geldiğimiz o anı unutmuyorum.
Her gün sürdüğü servisi karıştıran malın hikayesini barındırır, dikkat!
Üniversitenin son senesi boş durmayalım, ailemize yük olmayalım diye çalışmaya başaldım. İş bildiğiniz öğrenci, işçi servisi şoförlüğü. Başlarda zorlansam da alıştıktan sonra ortadoğu ve balkanların en haşin şoförü olmayı başardım tabiki. Yer yalova ve araç j9 bu arada. 3 ay boyunca sürdüğüm servis elim ayağım olmuştu resmen. Bisiklet sürer gibi kolay geliyordu bana. Daracık sokaklarda basarken milletin kalbi hopluyordu ama benana! Neyse uzatmayayım 3. Ayın Sonunda benim servisi değiştirdi patron ama verdiği servis leş! Direksiyon hidrolik değil, fren tutmaz, gaza bassan gitmez, vitese geçmez öyle bir araç. Ben araç değişikliğini akşam yaptım ve hiç bilmediğim bir araçla 25 kişiyi evine dağıttım (Akşamları da tekstilci cıbırları evlerine dağıtıyorum servisle). Servis bitti evin önüne geldim her zamanki gibi yer yok amk! Park edecek yer bulabilmek için 5 apartman ilerideki kaldırımı bulabilmiştim anca. Neyse sabah oldu elimi yüzümü yıkadım çıktım apartmandan geçtim servisin kapısına anahtarı soktum kapı açılmıyor. Ulan noldu yine mi sıkıştın falan filan derken yok açılmıyor kapı. Zaman aleyhime işliyor her dakika. Çünkü "servis bekletilmez beklenir" mantığını aşıladığım cıbırlar beni bekliyor. Ben uğraştıkça sinirlenmeye başlıyorum tabiki. O ara adamın biri geldi yanıma
+kardeş hayırdır noldu?
-abi kapı açılmıyor ya.
+bunların kapısı hep böyle çekil bakayım. Deyip başladı kapıyı kastırarak açmaya.
Kapı yine de açılmadı. Amk kapısının da arabasının da deyip orta kapıdan girdim içeri geçtim direksiyonun başına. Soktum anahtarı kontağa bu seferde kontak dönmüyor. Lan noluyor amk? Deyip duruyorum bir yandan uyku sersemiyim zaten. Yok çıkdıracam arabayı bir türlü çalıştıramıyorum. Anahtar kırılacak nerdeyse! Her şeyi bıraktım arkama yaslandım sakinleşmeye çalıştım. Ben sakinleşmeye başladıkça durumu idrak etmeye başladım. Ulan diyorum bu servisde teyip var mıydı? Ben akşam niye görmedim? Diyorum kendi kendime. Sonra torpidonun üstüne bir baktım süslü püslü bir örtü. Zaten o örtüyü gördüğüm anda dank diye aklım başıma geldi. Bindiğim servis benim servisim değildi! Benim servis 5 apartman ileride görünüyor ama! Baba hemen orta kapıdan çıkar koşar kendi servisine ve kendisini bekleyen cıbırları toplayıp işine devam eder. Bu arada şunu belirtmek isterim j9 larda orta kapı genellikle açıktır. Kilitleyeni görmedim daha.
Üniversitenin son senesi boş durmayalım, ailemize yük olmayalım diye çalışmaya başaldım. İş bildiğiniz öğrenci, işçi servisi şoförlüğü. Başlarda zorlansam da alıştıktan sonra ortadoğu ve balkanların en haşin şoförü olmayı başardım tabiki. Yer yalova ve araç j9 bu arada. 3 ay boyunca sürdüğüm servis elim ayağım olmuştu resmen. Bisiklet sürer gibi kolay geliyordu bana. Daracık sokaklarda basarken milletin kalbi hopluyordu ama benana! Neyse uzatmayayım 3. Ayın Sonunda benim servisi değiştirdi patron ama verdiği servis leş! Direksiyon hidrolik değil, fren tutmaz, gaza bassan gitmez, vitese geçmez öyle bir araç. Ben araç değişikliğini akşam yaptım ve hiç bilmediğim bir araçla 25 kişiyi evine dağıttım (Akşamları da tekstilci cıbırları evlerine dağıtıyorum servisle). Servis bitti evin önüne geldim her zamanki gibi yer yok amk! Park edecek yer bulabilmek için 5 apartman ilerideki kaldırımı bulabilmiştim anca. Neyse sabah oldu elimi yüzümü yıkadım çıktım apartmandan geçtim servisin kapısına anahtarı soktum kapı açılmıyor. Ulan noldu yine mi sıkıştın falan filan derken yok açılmıyor kapı. Zaman aleyhime işliyor her dakika. Çünkü "servis bekletilmez beklenir" mantığını aşıladığım cıbırlar beni bekliyor. Ben uğraştıkça sinirlenmeye başlıyorum tabiki. O ara adamın biri geldi yanıma
+kardeş hayırdır noldu?
-abi kapı açılmıyor ya.
+bunların kapısı hep böyle çekil bakayım. Deyip başladı kapıyı kastırarak açmaya.
Kapı yine de açılmadı. Amk kapısının da arabasının da deyip orta kapıdan girdim içeri geçtim direksiyonun başına. Soktum anahtarı kontağa bu seferde kontak dönmüyor. Lan noluyor amk? Deyip duruyorum bir yandan uyku sersemiyim zaten. Yok çıkdıracam arabayı bir türlü çalıştıramıyorum. Anahtar kırılacak nerdeyse! Her şeyi bıraktım arkama yaslandım sakinleşmeye çalıştım. Ben sakinleşmeye başladıkça durumu idrak etmeye başladım. Ulan diyorum bu servisde teyip var mıydı? Ben akşam niye görmedim? Diyorum kendi kendime. Sonra torpidonun üstüne bir baktım süslü püslü bir örtü. Zaten o örtüyü gördüğüm anda dank diye aklım başıma geldi. Bindiğim servis benim servisim değildi! Benim servis 5 apartman ileride görünüyor ama! Baba hemen orta kapıdan çıkar koşar kendi servisine ve kendisini bekleyen cıbırları toplayıp işine devam eder. Bu arada şunu belirtmek isterim j9 larda orta kapı genellikle açıktır. Kilitleyeni görmedim daha.
eski sevgilimin annesine yaranayım diye yaşından genç gösterdiğini belirtmek için bi hareket çekeyim dedim ama "teyze nasılsın?" gibi bir cümle kurunca kadının da suratı büzüşünce yerin dibine girdim. neyse ki 'teyze deme lazım olur' gibi bir cevap vermedi, buna da şükür.
Üniversiteye başladığımda İngilizce hazırlık sınavına girmiştim. Nasıl olsa hazırlığı atlayamayacaktım ama hedefim belliydi : en iyi hazırlık sınıfına girmek. Çünkü en iyi sınıf daha az gün daha az kitap daha rahat bir hazırlık yılı demekti. Sınavlardan erken çıktım ama yetip yetmeyeceğinden de tedirgindim. Okulun ilk günü geldi çattı, hazırlık binasına geldim, panoda asılı sınıf listelerine bakmaya başladım. Birinci seviye listesini çift dikiş kontrol ettim ama ismim yoktu. O zaman ikinci seviyedeydim, orayı taradım orada da yoktu.. kendime güvenmenin bedelini eşek gibi İngilizce çalışacak olmayla ödeyeceğimi düşünerek üçüncü seviyeye baktım, ama ismim orada da yoktu.. bölüm sekreterlfiije gittim sınıfımı öğrenmek için, adam listelere baktı,, sınav sonuçlarını kontrol etti ve :
-Oğlum sen hazırlığı atlamışsın, ne işin var burada?
- atlamış mıyım, bir yanlışlık olmasın ?
- hayır sınır 60 sende 60 la geçmişsin.
- ne yapacağım şimdi ben?
- ders kayıt dönemini geçmişsin, git mazereti ders kaydını yap da dersine gir.
Üniversite hazırlık yılının stresini atmak hayalleri kurarken elime serway fiziği verdiler..
-Oğlum sen hazırlığı atlamışsın, ne işin var burada?
- atlamış mıyım, bir yanlışlık olmasın ?
- hayır sınır 60 sende 60 la geçmişsin.
- ne yapacağım şimdi ben?
- ders kayıt dönemini geçmişsin, git mazereti ders kaydını yap da dersine gir.
Üniversite hazırlık yılının stresini atmak hayalleri kurarken elime serway fiziği verdiler..
tam 1 sene önce bugün yaptığım mallıktır.
öyle büyük bir mallıktır ki hala etkisini üzerimden atamadım. hangi akla hizmet böyle bir şey yaptım, o an ne düşündüm en ufak fikrim yok.
öyle büyük bir mallıktır ki hala etkisini üzerimden atamadım. hangi akla hizmet böyle bir şey yaptım, o an ne düşündüm en ufak fikrim yok.
Profesyonele yakın derecede yaptığım sporu bir anda hiçbir sebep olmaksızın bırakmış olmam, hayatımın mallığıydı.
Mallığın neresinden dönülse kâr olduğunu düşünerek dün yeniden başladım. Mallık; bir kere yapılırsa mallık, ilk tekrarında geri zekâlılık, ikinci tekrarında ise ırıspı çıcıklığıdır.
Mallığın neresinden dönülse kâr olduğunu düşünerek dün yeniden başladım. Mallık; bir kere yapılırsa mallık, ilk tekrarında geri zekâlılık, ikinci tekrarında ise ırıspı çıcıklığıdır.
Birini sevmek.
Ayrıntıya gerek olmadığını düşünüyorum hepimiz bu mallığa düşmüşüzdür.
Ayrıntıya gerek olmadığını düşünüyorum hepimiz bu mallığa düşmüşüzdür.
Sevdiğim yani sevebileceğim bir mühendislik bölümüne gitmemekti. Aslında onca fırsat çıktı ama niyeyse hep başka yollar çizdim. Hayatımdan memnunum, şükür fakat bazen düşünüp duruyorum diğer seçenekleri deneseydim nasıl olurdu diye. Oyunlardaki gibi ölünce yeniden başlama durumu olsa ne acayip olurmuş.
(bkz:bir kez yaşayacak olmak)
(bkz:bir kez yaşayacak olmak)
3 hafta önce sokakta basketbol oynarken beni izleyen bir antrenör tarafından 2. lig takımı için aldığım teklifi düşünüyorum.
2006' larda üniversite sınavına gireceğime 5 dk'lık bir video çekip abd'de bir koleje gönderseydim büyük ihtimalle çok farklı bir noktada olurdum.
Bir azeri atasözünü anımsattı bana bu mallık...
2006' larda üniversite sınavına gireceğime 5 dk'lık bir video çekip abd'de bir koleje gönderseydim büyük ihtimalle çok farklı bir noktada olurdum.
Bir azeri atasözünü anımsattı bana bu mallık...
Soğuk bir ankara sabahı yerler jilet gibi ama görünmüyor bilen bilir ankara'nın kışını hele bir de sabah saatiyse buz pisti gibidir ankara yolları. Neyse o zamanlar altımda şimdi başıma bela olan murat 131 marka arabam var modifiyeli tabiki egzoz falan o biçim. Sabah işe gidecem ana yoldan tali yola geçrecem ve döneceğim tali yol direkt yokuş. Sabah sabah beni ne dürttüyse dönerken yanlayayım (bkz:cavlamak) dedim. Dönüşü beklerken yol bir anda boşaldı ben de ara gazını vere vere bir anda kalktım ve yanlamaya başladım ama dediğim gibi jilet gibi olan yol fark edilmiyor. Arabayı toparlayamadım ve kendimi diğer şerite geçmiş ve ters halde buldum. İşin garip yanı bildiğiniz park eder gibi kaldırıma sıfır yanaştım. Etraftakiler mala bak demesin diye sanki bilerek yapmış gibi arabadan indim ve 5 metre ilerideki bakkaldan bisküvi aldım. Bu olayı bilerek yapsaydım ankara'da namım olurdu kesin. Cavlayan kaptonur diye. Lol.
Daha ilkokuldaydım, eve telefonla su sipariş edilecekti. Ben hemen gönüllü oldum, o yaştaki bir çocuk için telefonla sipariş vermek falan hep önemli meseleler ya hani. Telefonun ucundaki adama, evimizin zaten güç bela ezberlediğim adresini söylerken sonuna şehir detayını da ekledim. Annem günlerce dalga geçti benimle. Çok pis utanmıştım be.
Hâlâ ara ara anımsatır bana, artık eşşşek kadar olduğum için birlikte gülüyoruz tabii.
Hâlâ ara ara anımsatır bana, artık eşşşek kadar olduğum için birlikte gülüyoruz tabii.
Öğrencilik zamanı üniversite kampüsündeyim tabiki kampüs demeye bin şahit o da ayrı mesele. Yalova myo neyse olaya gelelim. Kış ayı hava çok soğuk bizde ne alakaysa myo girşindeki fotosel kapı nın iç tarafında 4-5 kişi muhabbet ediyoruz. Hayır yani başka yer mi yok amk? Gelen geçen sürekli rahatsız oluyor bizden ama biz lord gibi duruyoruz aynı yerde! Fotosel kapının dış tarafında da 3-4 eleman konuşuyor. Bildiğiniz girişi işgal etmişiz. Dışarıdaki elemanın biri sigara çıkardı o ara kapıdan birisi giriyordu kapı açıldı haliyle. Eleman kapının açıldığını görünce benden ateş istedi. Benimde pis bir huyum var zippo çakmağımı kimseye veremiyorum illa ben yakacam sigarasını kim olursa olsun. Çakmağı çaktım ve eleman sigarasını yaksın diye uzattım. Bir yandan da fotosel kapının kapanma zamanını hesap ediyorum. Ulan fotosel kapı kapanmaya başladı ben hala bekliyorum eleman sigarasını yakacak diye. Ama Bir yandan da fotosel kapı elimi algılar tekrar açılır diye hesap ediyorum. O fotosel kapının amk! Oç hiç durmadı geldi kapandı benim beden içeride kolum dışarıda kaldı. O an bildiğiniz zippoda titreyen alev üşüyordu! Zaman durdu ve ben hala kapının açılmasını bekliyorum millet gülüyor bir yandan. Bildiğiniz rezil oldum amk bir daha da O fotosel kapının orda durmadım.lol
sevgiliyle telefonda konuşurken odada beş dakika boyunca telefon aramışlığım var. en son "nerede ulan benim bu telefon" dediydim. kız da "fyodor salak mısın sen yaa." demişti. orada çaktım köfteyi.
edit: eski sevgili.
edit: eski sevgili.
Gecenin köründe karargah kapısından tam çıkmışken yolumu kesen tabur komutanına , o karanlıkta rütbesini farketmeyip " kimsin lan sen karargahın önünde bu saatte " demiştim.
Sonra kapişonunu çıkarıp da tanıyınca , anlamsız bir huzur çöktü içime göt korkusunun verdiği.
Allah'tan olgun adamdı da anlamıştı farketmediğimi ,muhatap bile olmadı.
Sonra kapişonunu çıkarıp da tanıyınca , anlamsız bir huzur çöktü içime göt korkusunun verdiği.
Allah'tan olgun adamdı da anlamıştı farketmediğimi ,muhatap bile olmadı.
Şimdi biz ona mallık demeyelim de...
Sürekli gözünüze gözünüze soktuğum üzere benimle aynı evi paylaşan bir kedim var. Henüz birlikte çok zaman geçirmediğimiz için çok da tecrübeli sayılmam. Tamam tamam hiç tecrübeli değilim. Geçenlerde iki seksen sırt üstü uzandı yanıma, karnını sevdirdi. severken elime minik bir sertlik geldi göğüs kısmında. Tüylerini araladım, baktım koyu renkli bir et beni. Sırtımdan sıcak sıcak terler boşandı. Daha önce kedilerin de kansere çok yatkın oldukları hakkında çok şey okumuştum. Kesin cilt kanserine çevirecek, kızım ölecek derken Google'ın beni sürüklediği bir forum sitesinde de bir kullanıcının aynısını sorduğunu gördüm. Gelen açıklama beni son derece tatmin ederken ben çoktan yerin dibine girmiştim bile. Meme ucuymuş!
Evham denen şey böyle. ne kadar şalter varsa hepsini indirtiyor, puding gibi kalıyorsunuz öylece.
Sürekli gözünüze gözünüze soktuğum üzere benimle aynı evi paylaşan bir kedim var. Henüz birlikte çok zaman geçirmediğimiz için çok da tecrübeli sayılmam. Tamam tamam hiç tecrübeli değilim. Geçenlerde iki seksen sırt üstü uzandı yanıma, karnını sevdirdi. severken elime minik bir sertlik geldi göğüs kısmında. Tüylerini araladım, baktım koyu renkli bir et beni. Sırtımdan sıcak sıcak terler boşandı. Daha önce kedilerin de kansere çok yatkın oldukları hakkında çok şey okumuştum. Kesin cilt kanserine çevirecek, kızım ölecek derken Google'ın beni sürüklediği bir forum sitesinde de bir kullanıcının aynısını sorduğunu gördüm. Gelen açıklama beni son derece tatmin ederken ben çoktan yerin dibine girmiştim bile. Meme ucuymuş!
Evham denen şey böyle. ne kadar şalter varsa hepsini indirtiyor, puding gibi kalıyorsunuz öylece.
Listeye üst sıralardan gireceğim mallıklardır. Üç gün önce liseden arkadaşımla buluşmaya karar verdik. Vizyonda olan avengers'a gidelim diye tutturdu. Daha önceki iki filmi izlememiş olan ben istemesem de ısrarlar sonucu kabul ettim. Biletleri internetten aldı ve sonunda sinemada buluştuk. Filme 5-10 dakika kala güzelce geçip yerimize oturduk. Salon hemem hemen dolu, insanlar merakla filmi bekliyor görünürde hiçbir sorun yok. O arada yanımdaki adam 3d gözlük taktı. Onu görüp içimden "allah allah mala bak niye gözlük takıyor?" diye düşünüyorum.
Neyse film başladı. Başladı ama altyazılar bir garip, okunmuyor. O an beynimi evde bırakmış ben ise hala olayı anlamadan mal mal arkadaşıma niye böyle falan diyorum. İkimiz de olanlara anlam veremiyoruz. Arkadaşımın sinirle "bu film niye böyle? Başlayacağım altyazınıza." bağırışını duyup arkama döndüm. Ve bingo herkesde gözlük var. 3d filme gözlüksüz girip üstüne serzenişte bulunan iki mal olarak salonun ortasında oturduğumuz gerçeğiyle yüzleştim. O an arkadaşıma mı küfretsem kendi salaklığıma mı karar veremedim ve gülmeye başladım. İki salak insanları rahatsız ede ede çıkıp dışarıda attık kahkahalarımızı. Sonra aldık gözlüğümüzü hiçbir şey olmamış gibi girdik salona ve filme devam ettik.
Neyse film başladı. Başladı ama altyazılar bir garip, okunmuyor. O an beynimi evde bırakmış ben ise hala olayı anlamadan mal mal arkadaşıma niye böyle falan diyorum. İkimiz de olanlara anlam veremiyoruz. Arkadaşımın sinirle "bu film niye böyle? Başlayacağım altyazınıza." bağırışını duyup arkama döndüm. Ve bingo herkesde gözlük var. 3d filme gözlüksüz girip üstüne serzenişte bulunan iki mal olarak salonun ortasında oturduğumuz gerçeğiyle yüzleştim. O an arkadaşıma mı küfretsem kendi salaklığıma mı karar veremedim ve gülmeye başladım. İki salak insanları rahatsız ede ede çıkıp dışarıda attık kahkahalarımızı. Sonra aldık gözlüğümüzü hiçbir şey olmamış gibi girdik salona ve filme devam ettik.
sigarayı bıraktıktan sonra tekrar başlamak. en büyük mallık budur benim gözümde.