türk polis teşkilatı

hanc deil yolcu
ankara emniyet genel müdürlüğü dış cephesinde,
herkesin görebileceği bir büyüklükte
"herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır." yazar.
sonuna kadar katılıyorum.
sizin bahsettiğinizin bir benzeride ahmet türkün iddaasıydı.
hanc deil yolcu
şimdi yakınlığa girersek orada iş değişir. ben inandığımı söyledim herzaman ve bundan asla şaşmadım. sadece en iyi ihtimalle hırsızlık olduğunda bile polisten başka gidecek yerimiz yok bu ülkede. siz başka ne için orada oluyorsunuz bilmiyorum. sansaryanı bildiğimden emin olabilirsiniz bu arada yıl 2019.
saygılarımla.
avni
Güvenilir kurumlar Anketlerinde son sıralarda olması teşkilatın suçu değil kanımca. Teşkilatı hunharca kullanan iktidar ne kadar suçluysa teşkilatı kullanan iktidarları belirleyenler de suçludur.
E zaten boşuna dememiş filozof; "her toplum layık olduğu gibi yönetilir."
Güvenilmemesi kuruluş yıldönümlerini kutlamama engel değil. Gitmesek de görmesek de ve dahi sevmesek de misalidir hasılı.
rene
hükümetlere göre değişen bir yapısı vardır, çünkü polis dediğimiz kurum hükümetlerin vatandaşın gözü önündeki gölgesidir. Buna "polis devleti" deriz. Son on senede hiç protesto olmamasının nedeni çok demokratikleştiğimizden değil tabi ki. aksine bu tarz toplumsal tepkilere, vatandaşın en doğal hakkı olan protestolara polisin kullandığı orantısız güçtür. Şöyle düşünün, baştakiler ne kadar kontrolsüz ve nobran olursa polis de bir o kadar rahat ve nobran oluyor, birbirleriyle hep bağlantılıdırlar.

Buna ek olarak toplumsal olaylarda polislerin aldığı canların hesabını da sormayan bir ülke olduğumuz için güvensizliğin olması normaldir. Geçmişte yaşadığımız bir çok toplumsal vaka da, polisler bilinçli veya orantısız güç kullanırken vatandaşları vurmuş, yaralamış, sakat bırakmış ve öldürmüştü. Bu olayların failleri en fazla görevden alındı veya sürüldü. Yargılanmaları da göbekten bağlı oldukları hakim iktidarın hukuğuyla oluyor yani. Örneğin, paris'de sarı yeleklilerin eyleminde, ki uzun zamandır sürüyor, gezi gibi kısa süren bir direnişte yaralanan, ölen, sakat kalan kadar insan kaybedilmemiştir.

Bu durumu demokrasinin içselleşmediği ülkelerde sık görürsünüz. Demokrasinin içselleştirilmediği ve hukuğun birilerine göre yorumlandığı ülkelerde polis vatandaştan önce rejimi ve ona bağlı kanalları korumakla görevlidir. Onların garantörüdür. düzenden ve düzülenden memnunsanız polise sempati beslemeniz normal. Ha siz demokrasi ve özgürlük diyorsanız, adalet diyorsanız, eşit şart eşit imkan, hukuk ve kanun herkese lazım diyorsanız bir yerlerde mutlaka bu sempatiyi yitireceğiniz kesin.
keskin nisanci
polis her dönem iktidarın kolluk kuvvetidir. dün başörtülüleri yerlerde sürüklerlerken iyilerdi ama şimdi solcu kovalıyorlar diye kötüler. yani birilerinin iyi veya kötü olması tamemen dünya görüşümüzle alakalı olmuş ki bence bu çok bağnazca bir tutum.

ayrıca her yıl yüzlerce polis şehit oluyor, birinin bile adını zikretmezler ama hasbelkader bir kişi polis eliyle öldüğünde meseleyi temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp servis ederler. polis de gösterici de insan, derdiniz insanların hayatlarını kaybetmesini istememekse dünya görüşünüzden sıyrılıp, ayrımcılık yapmadan olaylara bakın.
miyesmikcih
polis hükumetin asker devletin diye öğrettiler bize. ancak şimdi asker de hükumetin oldu, sadece gariban erker ücretsiz askerliğe devam ediyor bilmem kaç ay.