doğal insan davranışı En büyük ihtiyaçlardan birisidir. Çocukluğumdan beri gece yatmasını bilmeyip sabah kalkmasını bilmediğim, insana bahşedilmiş en güzel eylem. Ölüme en yakın olduğumuz hatta araştırmalara göre yarı ölü olduğumuz durum. Uyku bozukluğu olan insanlarda hastalık düzeyine vardığı zaman, kişinin tüm bedensel ve ruhsal dengesini alt üst etmektedir. En az 6-7 saat öneriliyor. Ancak benim rekorum 28 saat asfadag
uyumak
"wang, rüyasında bir kelebek olduğunu görmüştü. çimenlerde, çiçeklerin üzerinde oturuyordu. bir yerden başka bir yere uçup duruyordu. sonra uyandı. kendisinin, rüyasında kelebek olduğunu gören wang mı; yoksa rüyasında wang olduğunu gören bir kelebek mi olduğunu artık bilemiyordu.
Uyuyabilenlere ne mutlu
Böyleleri sırf uyumak yoluyla unutmayı tecrübe edebilirler. Uyumak unutmaktır çünkü.
Gark-olmak. Dalmak. Bilincin derinliklerine. Bilincin dahi uyuduğu derinliklere.
Kayb-olmak. Varlığın en sessiz katmanlarında. En soğuk. En yalın. En sakin. Biçimde.
Kalb-olmak. Dönüşmek yani. Rüyalarında kendisinin Wang olduğunu gören bir kelebeğe.
Olmak, biraz da uykuda olmak demektir, ve dahî uykuyla olmak.
Unut(a)mamak nedir iyi bilirim. Ömrümün büyük bir kısmını, gece kaim, gündüz nâim bir surette geçirdim çünkü.
Gönlümce okuyabileyim diye az mı uykusuzluk dilemiştim rabbimden!
Uyumayayım diye. Acıkmayayım diye. Yorulmayayım diye.
Sonuç itibariyle yıllarca uyumadım, acıkmadım, yorulmadım.
Yanlış anlaşılmasın, mecazen değil, neredeyse hakikaten.
Evet, sanki hiç yorulmadım, adeta hiç acıkmadım, neredeyse hiç uyumadım.
Bir külçe gibi yatağıma yığılıverdim her defasında. Düşlerimde de okumayı sürdürdüm. Bıraktığım yerden hem de.
Sanki, adeta, neredeyse...
Bir hikaye gibi.
Kovalıyorlardı. Ben de koşuyordum.
Kaçmıyordum, çünkü ben beni kovalayanların arkasındaydım. Onları izliyordum sadece.
İnsomnia, yani uykusuzluk ve/veya uyku düzensizliği, bugün artık bir hastalık. Hastalık (illness) bile değil, bozukluk (disorder).
Modern çağda organizma'dan mekanizma'ya dönüşen insanın trajedisi.
Bilincin bir türlü kendini bırakamaması. Denetimi sürekli kendinde tutmak istemesi. Uyumaktan, kendinden geçmekten korkması, yani anne rahmine dönmekten.
Evet, uyumak gerçekte anne rahmine dönmek demektir. Cenin haline. En güvende olduğumuz yere. Varlığın kokusunu duyduğumuz andan itibaren kendimizi bir bütün halinde hissedebildiğimiz yegâne cennete.
Uyumak niçin huzur verir zannediyorsunuz?
Akıldan, hesaptan, kitaptan azad edildiğimiz için.
Hiç değilse bazen kendimizi bir kelebek olarak görebildiğimiz için.
Hayal edebildiğimiz için, ve hayal edebildiğimiz sürece.
Aşk gibi uyku da teslimiyet ister. Hesaptan kitaptan arınabilmek için aklı terketmek gerek. Bilincin kontrolünü.
Kolay mı?
Modern insan zor bela ayakta tutmaya çalıştığı beninin kontrolünü kolayca bırakır mı? Bırakabilir mi?
Kendinden geçmek (ser-mest olmak) ilâhî bir mevhibedir.
Hiç şüphe etmeyin, şayet sarhoş olabiliyor ve aklın hakimiyetinden hiç değilse geceleri vazgeçebilecek denli gözüpek davranabiliyorsanız, Hakkın size yardım elini uzattığına inanabilirsiniz.
Ana rahmine dönebiliyorsanız talihlisiniz demektir.
Uyuyabiliyorsanız.
Unutabiliyorsanız."
Uyuyabilenlere ne mutlu
Böyleleri sırf uyumak yoluyla unutmayı tecrübe edebilirler. Uyumak unutmaktır çünkü.
Gark-olmak. Dalmak. Bilincin derinliklerine. Bilincin dahi uyuduğu derinliklere.
Kayb-olmak. Varlığın en sessiz katmanlarında. En soğuk. En yalın. En sakin. Biçimde.
Kalb-olmak. Dönüşmek yani. Rüyalarında kendisinin Wang olduğunu gören bir kelebeğe.
Olmak, biraz da uykuda olmak demektir, ve dahî uykuyla olmak.
Unut(a)mamak nedir iyi bilirim. Ömrümün büyük bir kısmını, gece kaim, gündüz nâim bir surette geçirdim çünkü.
Gönlümce okuyabileyim diye az mı uykusuzluk dilemiştim rabbimden!
Uyumayayım diye. Acıkmayayım diye. Yorulmayayım diye.
Sonuç itibariyle yıllarca uyumadım, acıkmadım, yorulmadım.
Yanlış anlaşılmasın, mecazen değil, neredeyse hakikaten.
Evet, sanki hiç yorulmadım, adeta hiç acıkmadım, neredeyse hiç uyumadım.
Bir külçe gibi yatağıma yığılıverdim her defasında. Düşlerimde de okumayı sürdürdüm. Bıraktığım yerden hem de.
Sanki, adeta, neredeyse...
Bir hikaye gibi.
Kovalıyorlardı. Ben de koşuyordum.
Kaçmıyordum, çünkü ben beni kovalayanların arkasındaydım. Onları izliyordum sadece.
İnsomnia, yani uykusuzluk ve/veya uyku düzensizliği, bugün artık bir hastalık. Hastalık (illness) bile değil, bozukluk (disorder).
Modern çağda organizma'dan mekanizma'ya dönüşen insanın trajedisi.
Bilincin bir türlü kendini bırakamaması. Denetimi sürekli kendinde tutmak istemesi. Uyumaktan, kendinden geçmekten korkması, yani anne rahmine dönmekten.
Evet, uyumak gerçekte anne rahmine dönmek demektir. Cenin haline. En güvende olduğumuz yere. Varlığın kokusunu duyduğumuz andan itibaren kendimizi bir bütün halinde hissedebildiğimiz yegâne cennete.
Uyumak niçin huzur verir zannediyorsunuz?
Akıldan, hesaptan, kitaptan azad edildiğimiz için.
Hiç değilse bazen kendimizi bir kelebek olarak görebildiğimiz için.
Hayal edebildiğimiz için, ve hayal edebildiğimiz sürece.
Aşk gibi uyku da teslimiyet ister. Hesaptan kitaptan arınabilmek için aklı terketmek gerek. Bilincin kontrolünü.
Kolay mı?
Modern insan zor bela ayakta tutmaya çalıştığı beninin kontrolünü kolayca bırakır mı? Bırakabilir mi?
Kendinden geçmek (ser-mest olmak) ilâhî bir mevhibedir.
Hiç şüphe etmeyin, şayet sarhoş olabiliyor ve aklın hakimiyetinden hiç değilse geceleri vazgeçebilecek denli gözüpek davranabiliyorsanız, Hakkın size yardım elini uzattığına inanabilirsiniz.
Ana rahmine dönebiliyorsanız talihlisiniz demektir.
Uyuyabiliyorsanız.
Unutabiliyorsanız."
insanın mükemmel olmadığını ispatlayan bir özelliktir. uykuya ihtiyaç duymasaydık eğer Dünya nasıl bir yer olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Ya bu durumu kullanarak Dünya'yı daha hızlı bir şekilde yok oluşa götürürdük ya da en az ihtimalle güzel bir gelecek yaratmak adına kendimizi geliştirebilirdik.
yarı ölüm halidir, vücut için mutlak suretle olması gerekendir. az uyuyan insanlara hep gıpta etmişimdir.
uzmanlara göre 5-6 saat yetmesi gerekirken ben ne zaman, kaç saat uyusam uykusuz halde uyanıyorum.
genel olarak ölü zaman olarak düşünsem de az uyumayı başaramadığım doğrudur.
uzmanlara göre 5-6 saat yetmesi gerekirken ben ne zaman, kaç saat uyusam uykusuz halde uyanıyorum.
genel olarak ölü zaman olarak düşünsem de az uyumayı başaramadığım doğrudur.
Sadece insan gibi yapıldığında değil hayvan gibi şey edildiğinde de anlamlıdır.
Dün akşam 20.30'da uyuyakalıp bu sabah 07.30'da uyanmışlığın neşesini ofis masalarının ellerinden tutup onları dansa kaldırarak yaşamak istiyorum mesela şu an. Keşke birer elleri olsa.
Ey beynimi uyuşturan migren ilaçları! Sizi seviyore!
Dün akşam 20.30'da uyuyakalıp bu sabah 07.30'da uyanmışlığın neşesini ofis masalarının ellerinden tutup onları dansa kaldırarak yaşamak istiyorum mesela şu an. Keşke birer elleri olsa.
Ey beynimi uyuşturan migren ilaçları! Sizi seviyore!
dertli kişilerin asla yapamadığı.
uykusuzluktan ve düşünmekten beyninizin uyuşmasını beklersiniz ki ancak uyuyasınız.
uykusuzluktan ve düşünmekten beyninizin uyuşmasını beklersiniz ki ancak uyuyasınız.
hava kararınca kaçan, sabahın ilk ışıkları ile üzerime üzerime çöken lanet pislik eylem.
sabah 9 da uyuyup öğlen 3buçukta uyanır mı bir insan yahu?
benim için dünyanın en zor eylemi uyumak. daha doğrusu gece uyumak.
sabah 9 da uyuyup öğlen 3buçukta uyanır mı bir insan yahu?
benim için dünyanın en zor eylemi uyumak. daha doğrusu gece uyumak.
Boş zaman kavramına eşit düşen şey olduğunu fark ettim, uykunun.
İş-Okul-Uyku üçlüsünde savruluyorum. Hangisi diğerinden daha az gereksiz, çözmem gerek. Ama Namlunun ucuna en yakın uyku var.
İş-Okul-Uyku üçlüsünde savruluyorum. Hangisi diğerinden daha az gereksiz, çözmem gerek. Ama Namlunun ucuna en yakın uyku var.