maksim gorki'nin ünlü romanı. özet olarak rus işçilerinin 1917 ekim devrimi öncesi yoksul yaşamlarını anlatır.
aslında hoş karşılanmayacak ya da karşı çıkılacak bir durumu, davranışı anlayışla karşılamak. her şey gibi içtenlikle yapılanı makbul pek tabiki.
ps: yazmasam içimde kalırdı.
ps: yazmasam içimde kalırdı.
Modern insanın gerilmemesi mümkün değil gibi görünüyor bana. "ne kadar dünya götüme minare götüme" modunda olursak olalım gerilecek bir şeyler mutlaka oluyor. elbette her konuda olduğu gibi gerginlik mevzusunda da aşmış olanlar mevcut.
genel olarak yaşadığımız ya da içinde bulunduğumuz bu olumsuzluğu abartmak maksadında olmamakla birlikte yok saymak da beşeriyete aykırı. zira noktalar arasındaki gerilmek, gerilme, gerilim farkı; potansiyel enerji kaynağı olarak hayatın ya da evrenin özü. noktalar arasındaki gerilimler farklı olmasaydı elektronların, nöronların hareketi mümkün olmaz her şey durağanlaşırdı. daha doğrusu tekamül ya da devinim olmaz hayat dediğimiz şey olmazdı. gerilim yoksa bırakın rüzgarı, ışığı vesaireyi ne büyük patlama, ne devasa evren, ne güneş ne de temel elementler başta olmak üzere hiçbiri olmazdı.
hal böyleyken yani gerilim hayatın kendisiyken kaçınmak imkansızdan da öte. öyleyse ne yok sayalım, ne de abartalım. keyfini çıkarmaya çalışalım derim ben kendi payıma. zira öyle ya da böyle çekmek zorundayız bu durumu çekemediğimiz vakit kaçsak dahi biriktiriyoruz ve minik minik biriken gerilimler farkında olmadan devasa boyutlara ulaşarak büyük patlamalara sebep olabiliyor.
gerilimsiz hayat mümkün olmadığına göre; bir gerginlik minnacık da olsa onun farkında olarak yaşamak en güzeli.
genel olarak yaşadığımız ya da içinde bulunduğumuz bu olumsuzluğu abartmak maksadında olmamakla birlikte yok saymak da beşeriyete aykırı. zira noktalar arasındaki gerilmek, gerilme, gerilim farkı; potansiyel enerji kaynağı olarak hayatın ya da evrenin özü. noktalar arasındaki gerilimler farklı olmasaydı elektronların, nöronların hareketi mümkün olmaz her şey durağanlaşırdı. daha doğrusu tekamül ya da devinim olmaz hayat dediğimiz şey olmazdı. gerilim yoksa bırakın rüzgarı, ışığı vesaireyi ne büyük patlama, ne devasa evren, ne güneş ne de temel elementler başta olmak üzere hiçbiri olmazdı.
hal böyleyken yani gerilim hayatın kendisiyken kaçınmak imkansızdan da öte. öyleyse ne yok sayalım, ne de abartalım. keyfini çıkarmaya çalışalım derim ben kendi payıma. zira öyle ya da böyle çekmek zorundayız bu durumu çekemediğimiz vakit kaçsak dahi biriktiriyoruz ve minik minik biriken gerilimler farkında olmadan devasa boyutlara ulaşarak büyük patlamalara sebep olabiliyor.
gerilimsiz hayat mümkün olmadığına göre; bir gerginlik minnacık da olsa onun farkında olarak yaşamak en güzeli.
"dinden dönmek" kavramsallaştırılarak ceza verildiğine göre dini esaslara göre yönetilen ülkeler kastediliyor olmalı. devletin dini olursa o dine inanmayan vatandaşların ne ceza aldığını merak etmemek ne mümkün.
ankete icabet nezakettir babında da olsa hor hakir görmeye değmeyecek illerdir. değilse nedenleriyle birlikte yazsak buradan paralel evrene yol olur. il olmayı hak edip olamayanlar var bi'de.
hasılı "yaradan sözüm yok türlü türlü kulunu seveyim."
hasılı "yaradan sözüm yok türlü türlü kulunu seveyim."
hakkıyla öğrenmek için latin dili ve edebiyatı bölümünden mezun olmak bile yetmeyebiliyor. ne ki dili dile değdirip konuşarak geliştirmenin mümkün olmadığı ölü bir dil. aynen osmanlı türkçesi gibi.
hörmetler.
hörmetler.
attila ilhan'ın; deniz gezmiş, yusuf aslan, hüseyin inan'ın infaz edildiğini öğrendiği anda yazdığı şiir.
......
bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
gittiler akşam olmadan ortalık karardı.
.......
......
bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
gittiler akşam olmadan ortalık karardı.
.......
neşeli, şuh, ferahlatıcı, şen şakrak şarkıların ev sahibi türk sanat müziği makamı, mahur bestedeki ironisi ile hatırlanır kimileyin.
mahur makamındaki eserlerden:
otomobil uçar gider
beyoğlunda gezersin
göksu
yemenimde hare var
mahur makamındaki eserlerden:
otomobil uçar gider
beyoğlunda gezersin
göksu
yemenimde hare var
"ex aşkım" gibi kullanımlarla türkçe'nin katline sebep olmuş terimlerden ya da kısaltmalardan sadece biri. yerli yerinde kullanamayanlar evlerden ırak en azından benden. "ex sensin x'in sana girsin" diyesim geliyor, o derece.
"terim bilimi" anlam olarak tam karşılığı değil lakin "loji" eki nedeniyle böylesi bir çağrışıma da gebe olan kavram. bir öğretinin ve/veya disiplinin kendine özgü kavramlar dizini.
argosu ise jargon.
argosu ise jargon.
akşamın olduğu yerde bekle diyorsun gelmiyorsun.
çünki seni çok sevdiğimi biliyorsun gelmiyorsun.
Mevsimler gelip geçiyor sen gülüyorsun gelmiyorsun.
Çünki seni çok sevdiğimi biliyorsun gelmiyorsun.
İlham Behlül Pektaş
çünki seni çok sevdiğimi biliyorsun gelmiyorsun.
Mevsimler gelip geçiyor sen gülüyorsun gelmiyorsun.
Çünki seni çok sevdiğimi biliyorsun gelmiyorsun.
İlham Behlül Pektaş
(bkz:1. nesil zengin airlines)
bazı sınavlarda işlemleri basitleştirmek babında 22/7 olarak verildiği ayniyle vaki olan sayı. 22/7'ye eşit olmadığını bilmek ayrı şey, 22/7'nin bu sayı yerine kullanılmasına izin vermek ve(veya kullanmak ayrı şeyler.
diğer taraftan aşkın sayı olması nedeniyle virgülden sonrası sonsuzdur.
diğer taraftan aşkın sayı olması nedeniyle virgülden sonrası sonsuzdur.
attila ilhan şiiri.
yangınlar alevinden geçip de gelen dost
yanar olmuş yüreğin, nar olmuş lilişan
sen insansın sen insansın sen insan
meydanlara seni heykel heykel dikmişiz
her destana dökülmüş boydan boya adın
kahraman demişiz meçhul asker demişiz
ismin mübarek cismin mübarek
alkış alkış kasideler sarmış boyunu
ağırbaşlı kitaplar senin adına
en yiğit besteler seni söyler
kuyruklu yıldız gibi nutuklar çekilmiş
her namına her şanına bayram günleri
mızıkalar ayak vurmuş beste beste
örülmüş çelenkler aldan yeşilden
laleden sümbülden karanfilden
sen insansın lilişan iki milyar cansın
gemici ve rençber çırak ve uzman
elinde dümen yekesi süngü ve orak
dünyada şarkılar misali yaşayansın
sen insansın sen insansın sen insan
yangınlar alevinden geçip de gelen dost
yelken gibi açılmışsın zalim rüzgara
harp demiş vurmuş vurmuş lilişan
ölümler götürmüş zulümler götürmüş
deniz gözlü gök alınlı kirvelerimizi
kalbi yıkanmış çamaşır gibi temiz
çehresi yanık yanık bakırsı
ablamız süt anamız biraderimiz
emekçiler pamuk işçileri kürekçiler
tangın yerlerinde yaşayan abbas ve hasan
irzını buğdayla değişmiş kızlar lilişan
hey lilişan lilişan gülmüşem ağlamışam
bir tuhaflık olmuş dünyanın hali
çatkı çatmış karalar bağlamışam
neylersin çakı bıyıklım stelyo'm
kar sepeler sepeler çıplak döşüne
norveç'te kış yavuz gelmiş buz gelmiş
ölen ağlar italya'lım ölen ağlar
hindistan'da müslümanlar hindular
çin'de sefalet yunan'da harb-i dahili
grevciler linç edilen zenciler
yumruk gibi sıkılmış sanki dünyamız
ölümlerden ölüm beğen lilişan
sen insansın iki milyar cansın
fransız ve slovak arnavut ve alaman
kalbinde pırıl pırıl ümitler taşıyarak
dünyada bulutlar misali yaşayansın sen
sen insansın sen insansın sen insan.
yangınlar alevinden geçip de gelen dost
yanar olmuş yüreğin, nar olmuş lilişan
sen insansın sen insansın sen insan
meydanlara seni heykel heykel dikmişiz
her destana dökülmüş boydan boya adın
kahraman demişiz meçhul asker demişiz
ismin mübarek cismin mübarek
alkış alkış kasideler sarmış boyunu
ağırbaşlı kitaplar senin adına
en yiğit besteler seni söyler
kuyruklu yıldız gibi nutuklar çekilmiş
her namına her şanına bayram günleri
mızıkalar ayak vurmuş beste beste
örülmüş çelenkler aldan yeşilden
laleden sümbülden karanfilden
sen insansın lilişan iki milyar cansın
gemici ve rençber çırak ve uzman
elinde dümen yekesi süngü ve orak
dünyada şarkılar misali yaşayansın
sen insansın sen insansın sen insan
yangınlar alevinden geçip de gelen dost
yelken gibi açılmışsın zalim rüzgara
harp demiş vurmuş vurmuş lilişan
ölümler götürmüş zulümler götürmüş
deniz gözlü gök alınlı kirvelerimizi
kalbi yıkanmış çamaşır gibi temiz
çehresi yanık yanık bakırsı
ablamız süt anamız biraderimiz
emekçiler pamuk işçileri kürekçiler
tangın yerlerinde yaşayan abbas ve hasan
irzını buğdayla değişmiş kızlar lilişan
hey lilişan lilişan gülmüşem ağlamışam
bir tuhaflık olmuş dünyanın hali
çatkı çatmış karalar bağlamışam
neylersin çakı bıyıklım stelyo'm
kar sepeler sepeler çıplak döşüne
norveç'te kış yavuz gelmiş buz gelmiş
ölen ağlar italya'lım ölen ağlar
hindistan'da müslümanlar hindular
çin'de sefalet yunan'da harb-i dahili
grevciler linç edilen zenciler
yumruk gibi sıkılmış sanki dünyamız
ölümlerden ölüm beğen lilişan
sen insansın iki milyar cansın
fransız ve slovak arnavut ve alaman
kalbinde pırıl pırıl ümitler taşıyarak
dünyada bulutlar misali yaşayansın sen
sen insansın sen insansın sen insan.
(bkz:sen insansın)
7 ile bölündüğünde pi sayısını vermesi hasebiyle ünlenmiş efsanevi sayı.
devşirme sporcuların ülke sporuna katkısının katıldıkları yarışmalardaki başarılarından ziyade branşlarının ülkedeki gelişimini etkilemesiyle ölçülebileceği kanaatindeyim. devşirme bir sporcunun dünya şampiyonu olması ile gurur duymak hamaset edebiyatıyla kendini kandırmanın ötesine geçemez . devşirme bir sporcunun branşını sevdirerek o alanda birçok sporcunun yetişmesine önayak olması ise asıl gurur kaynağıdır.
fermentasyonu başlatan ya da sağlayan. ferment. teknik olarak açıklamasını uzmanlarına bırakarak, ekmek hamurunun kabarması, bazı bitkilerin alkole dönüşmesi, sütün peynire ya da yoğurda dönüşmesinin müsebbibi.
başta buğday olmak üzere öğütülerek un haline getirilen tahılların su ile yoğrulup hamur haline getirildikten sonra hamurun kesilip şekillendirilerek pişirilmesi ile üretilen temel besin maddesi.
(bkz:tam buğday ekmeği)
(bkz:çavdar ekmeği)
(bkz:arpa ekmeği)
(bkz:yulaf ekmeği)
(bkz:köy ekmeği)
(bkz:kepekli ekmek)
(bkz:tam buğday ekmeği)
(bkz:çavdar ekmeği)
(bkz:arpa ekmeği)
(bkz:yulaf ekmeği)
(bkz:köy ekmeği)
(bkz:kepekli ekmek)
rus geleneğinde çok eskiden beri var olan kadınların savaş pilotu olabilmesi olgusunun yeni bir şeymiş gibi gündeme getirilmesi hakkaten ve hassaten nahoş bir durum.
1. dünya savaşında uçak kullanan rus kadın pilotlardan prenses eugenie m. shkovskaya tarihteki ilk kadın savaş pilotu olarak da bilinir.
1. dünya savaşında uçak kullanan rus kadın pilotlardan prenses eugenie m. shkovskaya tarihteki ilk kadın savaş pilotu olarak da bilinir.
beklentileri karşılamayan, beklentilerin uzağında kalan. olağanın ya da normalin dışında kalan ama olağanüstü de olmayan.
(bkz:1. nesil fakir)